Ha geldi, ha geliyor dendi, gelmez yahu o koskoca Alex dendi, ekranlarda Copa Amerika'yı kazandıklarında kaptan olarak kupayı kaldırırken gördük, daha formayı giymemişti ama bizim gönlümüze girmişti.

Çıktı geldi Alex, koskocaman Alex oldu, Alex işte ya, küçük maçların büyük adamı, hangi maçı Fenerbahçe'ye kazandırmış, derbilerde ne yapmış, avrupada ne yapmış, vs vs, bir sürü eleştiri, tonlarca haber.

İlk golünü hatırlıyorum, İstanbulspor'a atmıştı, daha o maçla göstermişti onlarca gol atacağını bize.

Samsunspor maçında bir rövaşetası var, asla unutamam, izlediğim en güzel Alex golüydü diye liste başı yapabilirim.

Büyük maçlarda ne verdi ki denirken FB'nin çeyrek final başarısında başrol oynadı. Inter'i sahaya dar ettiğimiz maçta takımın yıldızıydı, o maçta o sezonun çok farklı olacağını gösterdi bize, Deivid'e attırdığı gol, farklı yönlerini isterse kullanabileceğini de gösterdi.

Şimdi gitti, bir Alex vardı diyeceğiz, hiç zorlanmayacağız, filanca maçta attığı şu gol diye anlatacak, her an aklımıza gelecek onlarca golü olacak, attırdığı onlarca golde belki golü atanları unutacağız, asistlerini unutmayacağız.

Küçük maçların adamı dediğimizi unutacağız, onu çubuklu altında yuhaladığımızı unutacağız, ayrılış sürecinde yaşananları unutacağız ama sahadaki o gollerini, asistlerini hiç unutmayacağız.

Tek bir isteğim kalmıştı, tamamı Türkçe olan bir basın toplantısı yapması, Alex'ten en çok istediğim şeylerin başında gelirdi, biliyorum yolu bir daha Türkiye'ye düşecek ve o zaman bu isteğimi de gerçekleşmiş olarak göreceğiz.

Seni asla unutmayacağız ALEX...