Kaliteli oyuncularımız yok, isimler bize alışık olduğumuz için iyi gibi geliyor ama aslında başarılı dönemlerle kıyaslanırsa oyuncu kalitesi düşük. Bunun yanında eldeki malzemeyi iyi kullanacak isimleri de bulamıyoruz.
TFF Başkanı Yıldırım Demirören, Beşiktaş'ı neredeyse borçsuz alıp borç batağına süreklemiş bir isim. Futboldan anladığı, futbolu yönetebildiği tartışılır.
Milli Takım kaptanı Emre Belözoğlu, Azerbaycan maçı sonrası milli takımı bırakmayı düşündüğünü dile getirmiş bir isim.
Milli Takım teknik direktörü Abdullah Avcı, İBB gibi baskı altında olmadığı bir kulüpte istikrarı ile öne çıkmış, parayı bastırıp aldığı yabancılarla bu istikrarı sağlamış, bir tane genç oyuncu çıkaramamış bir isim. Oyuncu tercihlerini açıklarken, bizimle daha çok vakit geçirdi, ligin en iyi, en formda oyuncusu oynayacak diye bir kural yok diyebilen, her maça farklı bakıyoruz deyip Hollanda deplasmanında da içerdeki Romanya maçında da benzer anlayışta oyunu sahaya koyan bir teknik direktör.
Milli Takım oyuncuları, pek çoğu Ümit Milli seviyesinde bile adını duyuramamış, iyi ki Almanya'dan kaptık (!) diye sevindiğimiz, gurbetçi ağırlıklı, yurt içinde oynayan bazı oyuncuların kendi takımlarında bile Türk statüsü kontenjanından ekmek yediği oyunculara sahibiz.
Taraftar, işler iyiyken dağ başını duman almış ile örnek bütünlük gösteren, ters skorlarda veya oyuncu hareketlerinde stadına göre saçma sapan tepkiler veren, kırmızı veya beyaz bir kıyafet yerine kulüp takım forması giyerek maça gitmeyi tercih eden bir taraftarımız var.
Başarı beklemekle haksızlık yapıyoruz bence.


