Çöpe attığımız 2 turnuvadan sonra, önem verdiğimiz bir kupa gelmişti: FA Cup.
İlk turda güçsüz bir amatör küme takımını zor da olsa elemeyi başardık, 2. turda ise ligimizin güçlü ekiplerinden Rotherham'a asistan menajerin kontrol ettiği maçta elendik. O maçın resmini alamayı unutmuşum, neyse artık.
Kupadan elendikten sonra ligimize geri döndük. Torquay deplasmanında son kazandığımız maçtan sonra bir seri yakalamak istiyorduk.
Ancak Torquay'ın kadrosu iyiymiş ya. Bu şartlar altında etkili olamadık ve mağlup olduk. 1-2 tane net pozisyonumuz vardı, onları atsaydık sonuç farklı olabilirdi ama olmadı. Sağlık olsun.
17. haftada kendi evimizde ligin güçsüz ekiplerinden Bristol Rovers'ı konuk ediyorduk. Galip gelmemiz lazımdı.
1 net, 1 de ortalama gol şansımız olmasına rağmen golü bulamadık; ve umutsuzluğumuz devam etti.
18. haftada, 24 kişilik ligimizin 21. sırasındaki Burton'u konuk ediyorduk! Artık galibiyet alamazsak delirecektim.
Kendi evimizde, lig 21.'sine 2 şut çekebildik. Bunun üzerine başka bir şey söylemeye gerek duymuyorum.
19. hafta maçında ligin en kaliteli takımlarından Rochdale deplasmanındaydık. Takımdan pek bir şey beklediğim de yoktu aslında, bir nebze küsmüştüm oyunculara.
Beklenen oldu, Rochdale şov yaptı. Kalemize 21 şut, 3 net, 2 ortalama gol şansı. Tam anlamıyla ezildik.
20. hafta maçında, Fifa'da menajer mod oynadığım, bu bakımdan yakından tanıdığım York City'le oynuyorduk. Fifa'da oyunun en kötü takımı olan ekip, Fm'de de etkisiz ilerliyordu.
Ancak bizim galibiyet almamız için rakibimizin etkisiz değil, rezalet olması gerektiğini bir kez daha gördük.
Bu maçtan sonra, oyuna olan isteğimin devam edebilmesi için, oyunu kapattım ve 2-3 saat sonra devam etmeyi planladım.
2-3 saat sonra oyunu yeniden açtığımda, taktiği değiştirdim. MC oyuncusunu DMC'ye çektim, tempo, zaman geçirme ve en önemlisi duran top gibi özellikleri yeniden ayarladım ve önümdeki maça giriş yaptım.
4 net, 1 de ortalama gol şansı! Uzun süreden sonra galip gelmek çok iyi oldu. 2 golün yanı sıra birçok da pozisyon kaçırdık. Yeni taktiğimiz takıma cuk oturdu.
Galibiyet önemli, ancak seri olmayınca bir önemi olmuyor. Bu nedenle 22. hafta maçımızda da galibiyet istiyordum.
Golü bulabilecek pozisyonları bulmamız önemliydi, golü atamamamız kötü oldu ancak takımın olumlu futbolu devam etti. 1 puan da iyi.
23. hafta, lig sonuncusu Barnet'i ağırlıyorduk. Galibiyet alma ihtimalimiz %80'di ancak bizim takımın sağı solu belli olmuyordu
Mükemmel futbol ve haftalar sonra gelen ''gol atmanın hazzı'' bir yana, cefakâr Barnet camiasını kutluyorum. Yazık yani adamlara, şut çekiyorlar taca gidiyor falan. Onları en iyi biz anlarız. Barnet'e acayip bir sempati besledim. Kardeş takım ilan ediyorum Barnet'i
OH, o neydi öyle sevgili dostlarım be. Bir ara 15.'liğe falan vurduk, gol atmayı, galibiyeti unuttuk ama şu 3 maçlık periyotta durumu toparladık. Yeni taktiğimiz iyi işliyor. Puan durumundaki yerimiz de şu şekilde:
Eksik maçımızı kazanırsak 8.'liğe yükseliyoruz. Gayet güzel!
Bu arada, 17. ya da 18. haftadan sonra falan, serbestten bir oyuncu kattık takıma. Şimdilik pek etkili olamadı, ilerleyen haftalarda bakıp göreceğiz.
Yarın istatistiki ve taktiksel bir değerlendirme yapacağım. Görüşmek üzere.