Tebrikler kafaya taktığım rotariu kupayı getirmişArtık sıra ŞL ye geldi.
Tebrikler kafaya taktığım rotariu kupayı getirmişArtık sıra ŞL ye geldi.
Spoiler: Alıntılar
İnanılmaz bir başarı elde etmiştik, Avrupanın 2 numaralı kupasını 3 saat önce kazanmış neredeyse imkansızı başarmıştık. Tüm kanallar, bütün futbol otoriteleri bizim başarımızdan bahsediyor; futbolcularımdan övgüyle söz ediyorlardı. Torino'daki kupa töreninin ardından fazla vakit kaybetmeden otelimize döndük ve eşyalarımızı topladık. UEFA tarafından bize tahsis edilen uçağımızla Karabük'e dönmek taraftarımıza kupayı hediye etmek bu coşkuyu beraber yaşamak istiyorduk. Eşyalarımızı topladıktan sonra havalanına geldik, uçağımıza bindik; o kadar keyifliydikki takımın en gecinden en yaşlısına kadar herkes çocuklar gibi şendi. Rotariu, Iancu, Stanciu, Aybars, Hürriyet, Pepe, Ceyhun, Murat... hepsi... şarkılar söylüyor zaferimizi kutluyorlardı.. En doğal haklarıydı tabi.. Avrupada bir sezonda 20 küsur maça çık ve sadece 1 mağlubiyetle zirveye kadar yüksel..
Hepsi eğleniyordu; Tobi'de öyle, o soğuk, nemrut, buz gibi olan viking gitmiş içine Colin Kazm girmişti neredeyse o kadar neşeliydi.. Eğlenmeliydi tabiki.. zira bu başarının mimarı oydu bence, benim bu işe başlamamı sağlayan, masanın üstüne kapanmış bir alkolikken bana yeni bir yaşam amacı sunan adamdı.. Ne başardıysak, ne yaptıysak beraber yapmıştık Tobi'yle...
Bense uçağın en arkasına gitmiş uzanmıştım.. Bütün yaşadıklarım birer birer gözlerimin önünden geçiyor, hayatım su gibi akıp geçiyordu sanki karşımda.. Ben bu düşüncelere dalmışken zaman geçmiş uçağımız İstanbula inmişti bile...
Karabük'te havaalanı yok biliyorsunuz otobüsle gitmek zorundayız. Bu şehre ilk gideceğim günü hatırlıyorum da... Köln'den uçağa binmiş gene burada inmiş ve otobüse binerek Karabük'e gitmiştik Tobi'yle, 4 buçuk saat yol sürmüştü, gözüm nasıl korkmuştu bir bilinmeze doğru giderken.. Ama artık benim yuvamdı orası, Stockholm nasıl benden herşeyimi aldıysa; Karabük'te hayatımı geri verdi bana.. yaşanılası şeyler olduğunu gösterdi tekrar.. Futbolun sevgisini, sadakatini, insanların seni hiç tanımazken birden sevmesini gösterdi bana.. Benim berbat hayatıma bir amaç kazandırmıştı Karabük...
Otobüsümüz sabaha karşı 4 buçukta Karabük Terminali'ne girdi, ama ne göreyim.. Futbolcularımdan tut, yönetime, teknik ekibe kadar hepimiz şaşkındık.. ohh ulu Odin... ! Sanki bütün Karabük buradaydı ! Genci, yaşlısı 7den 70'e hepsi bizi karşılamaya gelmişti..
Kupayı kazandığımız an bu kadar mutlu olmamıştım.. İnsanları mutlu görmek, başkalarının mutluluğunun sebebi olmak... mükemmel bir duyguydu..
merak ettim. avrupada 20 maçta 1 mağlubiyet alarak kaç puan topladın?
Ee tabi UEFA Kupası bu Boru değil![]()
İnanılmaz bir başarı ellerine sağlık![]()
You'll Never BeatThe Irish !
Artık Rotariu ya laf söylemeyeceğim. Rüştünü bana ispatladı.
Soyleyecek soz kalmadi, mukemmelsin.![]()
2013 - 2014 SEZONU KARABÜKSPOR VERİLERİ
Spoiler: Oyuncu Verileri
Spoiler: Avrupa Kulüp Sıralaması
Spoiler: Zengin Kulüpler Listesi
Spoiler: Yıllık Ciro
Spoiler: Yıllık Kar
Spoiler: Sponsorluk Sözleşmeleri
Spoiler: Kulüp Avrupa Katsayıları
Spoiler: Ülke Katsayılarına Göre Avrupa'ya Giden Takım Sayısı
Spoiler: 2014 - 2015 Sezonu Bütçemiz
2013 - 2014 SEZONU LİG VERİLERİ
Spoiler: UEFA Şampiyonlar Ligi
Spoiler: UEFA Avrupa Ligi
Spoiler: Super Lig Panorama
Spoiler: La Liga Panorama
Spoiler: Lig 1 Panorama
Spoiler: Premier Lig Panorama
Spoiler: Seri A Panorama
Spoiler: BundesLiga Panorama
Spoiler: PTT 1.Lig Panorama
Last edited by RagnarLothbrok : 05.Ağustos.2014 at 01:06
Elde ettiğimiz kar ve Avrupa ligi şampiyonluğu gayet şahane.![]()
Oyunu bırakcam ya çok iyisin...Önümüz çok açık çok.Şöyle iyi bi santrofor transfer et tadından yenmez.
Tebrikler İskandinavyanın deli çocuğu Karadeniz'de kupa kaldırdıBu arada anlatımın çok güzel.
Spoiler: Alıntılar
Burcu Esmersoy: Herkese merhabalar, bugünki konuğumuz hepinizin bildiği üzere Karabükspor'la tarih yazan Ragnar Lothbrok...
Hoşgeldin Ragnar, öncelikle bu kadar yoğunluğunun arasında beni kırmayıp programıma geldiğin için teşekkür ediyorum.
Ragnar Lothbrok: Rica ederim Burcu, davet ettiğin için asıl ben sana teşekkür ederim..
Hehehee... Ne demek seni burda ağırlamak benim için zevk. Evet Ragnar müsadenle başlıyalım artık.. Senin hakkında neredeyse hiçbirşey bilmiyoruz, bir anda Türkiye'ye çıkıp gelmen Karabükspor'un başına geçmen.. 1 sezonda sansasyonel başarılara imza atman.. bir anda başta Karabükspor taraftarı olmak üzere bir çok futbolseverin sevgi ve saygısını kazandın, ne diyeceksin bu konuda?
Öncelikle söylediğin güzel şeyler için tekrar teşekkür ediyorum sana.. Evet çok fazla tanınan biri değilim. Geçen yılın başında bildiğiniz üzere Karabükspor'un menajerliğine getirildim, o günden bu yanada takımımın başarısı için canla başla çalışmaktayız teknik heyetimle. Çalışmalarımızla paralel olarak başarıda geldi tabi, e başarılı olduğunuz müddetçe insanlar size zaten saygı duyarlar.. ama bunun yanında insanların saygısını gerçekten kazanırsanız; iyi gündede kötü gündede arkanızda dururlar. Burdan taraftarımıza, bizi destekleyen herkese ve Turksportal üyelerine şükranlarımı sunuyorum...
'' Turksportal'' derken ? biraz açarmısın Ragnar.
Turksportal, Türkiye'deki menajerlerin bilgi alışverişinde bulundukları, zaman geçirdikleri, futbol hakkında herşeyi bulabileceğiniz bir forum. Bende Almanya'da prolisans eğitimindeyken üye olmuştum, oradaki arkadaşlarımada selam yolluyorum.
Evet anladım. Peki İsveç'ten çıktın biranda hayatımıza girdin, Türkiyeye gelirken, Karabükspor'un başına geçerken hiç tereddüt etmedinmi? Tanımadığın bir ülke, hiç tanımadığın bir takım. Senin için Türkiye kariyeri 1-0 geride başlamış olmalı?
Şöyle söyliyim Burcu sana; Ben buraya gelirken hayat karşısında zaten 5-0 gerideydim.. Bu hayatta elimde olan ne varsa kaybetmiştim 8 yıl önce, beni hayata bağlayan, bana yeni bir amaç veren sadece futbol vardı.. ve dolayısıyla buraya en iyi yapabildiğim işi yapmaya geldim, yani ben buraya zaten kaybetmiş bir insan olarak geldim; burada yaşayacağım olası bir başarısızlık daha önce yaşadıklarımın yanında hiç birşey olurdu..
Haklısın.. Kuliste konuştuğumuz kadarıyla anlattıklarına göre gerçekten söylediğin gibi. İlk antrenman, ilk takım, ilk maç, ilk kupa, ilk aşk... Belkide bir çok ilki Karabük'te yaşadın ama bildiğimiz kadarıyla hayatında kimse yok, genç ve başarılı bir antrenörsün neden yalnızsın Ragnar?
Hahahahaa.. Bende diyordum konu ne zaman buraya gelecekti. Bu tarz şeyleri konuşmayı pek sevmem Burcu, şu kadarını söyliyebilirim benim için aşk Galatasaray'ın Saraçoğlu'nda Fenerbahçe'ye karşı almak istediği galibiyet gibi.. Uzun bir aradan sonra tekrar sevmek istiyorum ama gerçekten sevecek biri yok, çıkmadı henüz karşıma.. Kim bilir belkide bir gün karşımda oturur.. (İncedende yazıyordu Burcu'ya hanii.. çakall)
Iıııı evet Ragnar hehehe.. Peki bundan sonrası için planın ne? Sonuçta ligde ve avrupada çok büyük başarılar kazandınız takım olarak, senin kariyer planlaman ne yönde ilerliyecek?
Ben hayatımı planlar üzerine kurgulamam, anı yaşarım. Geçen yıl Köln'de Tayfun'la tanıştık aracı oldu ve buraya geldim, Karabük'te çalışmak bir kenara ismini bile duymamıştım.. ama bugün o ismini duymadığım takımla Avrupa şampiyonu olduk, zaman ne getirir bize ne gösterir bilinmez.. şu an için Karabük'te mutluyum ve uzun yıllar bu güzel insanlara hizmet etmek istiyorum...
Evet bizlerde seni uzun yıllar aramızda görmek isteriz, daha doğrusu senin gibi başarılı bir antrenörü... Tekrar zahmet edip beni kırmayıp programa katıldığın için çok teşekkür ediyorum, umarım başarılarınızın devamı gelir; seni ve Karabük'ü daha iyi yerlerde görürüz..
Çok teşekkür ederim bu keyifli sohbet için Burcu...
Tebrikler Şampiyon
Röportaj güzel olmuş, o fotoğrafı öyle bi yapmışınki kaç saat uğraşmışsındır![]()
ADANA DEMİRSPOR
Güzel röpotaj olmuş. Artık sık sık İstanbulda görürüz seni
Adam yalnız olacak o kadar
Evet arkadaşlar bize 1 sezonda büyük başarılar yaşatan taktiğimizi paylaşmak istedim ve kendimce bir analiz yaptım, eğrisiyle doğrusuyla bizi zirveye taşıyan taktiğimiz
Taktiğimiz dar alanda seri paslaşmalara dayalı, öncelikle şunu söyliyim taktikten maksimum verim almak istiyorsanız oyuncularınız fiziki özellikleri ve bazı mental özellikleri (kararlılık, karar verme, pozisyon alma, çalışkanlık) minimum 13 düzeyinde olmalı. Futbolcu ne kadar yetenekli, ne kadar teknik olursa olsun eğer; yeterli derece güçlü değilse ve mentali kötüyse yeteneğini sahaya yansıtamaz.
Tekrar taktiğe gelecek olursak; ben kanat oyuncularını pek kullanmayı sevmediğim için böyle bir dizilişe geçtim, bir diğer kilit noktamız beklerimiz ve MCler. Bekleriniz maç boyunca sürekli hücumu düşeneceği için dayanıklılık ve çalışkanlık özelliği yüksek olmalı aksi takdirde hem savunmada, hemde hücumda büyük sıkıntı çekebiliriz. Mclerimiz ise mental açıdan iyi olmalı zira oyunu yönlendiren atağın başlangıcında ve rakibi karşılama kilit noktamız onlar.
Taktik; dar alanda seri ve kısa paslarla sabırlı bir şekilde top çevirip rakibin boş anını yakalamayı hedefliyor. Bu yüzden top hakimiyetiniz rakibinize oranla daha yüksek olacak %60 civarlarında...
Savunma kurgusuna gelecek olursak; top rakibe geçtiği anda tüm oyuncular topun arkasına geçip rakibe 2.bölgede yan orta saha çemberi etrafında press uygulayarak rakibin top yapmasını engelliyor. Savunma hattımız geride olduğundan, beklerimiz ileride press uyguluyor; OSS oyuncularımız orta saha çemberi etrafında rakibe bastığı için oyun alanı mümkün olduğunca daralıyor. Tabi şöyle bir nokta var; bekler ileride press uyguladığı için stoperlerinin mümkün mertebe atik oyuncular olmalı ki kanatlardan gelen hücumlarda beklerin arkasına adam kaçmasın ve koşu yolunu kapatabilelim.
Oyuncu talimatlarına geldiğimizde ise gene beklerden başlıyalım; Beklerimize top rakipteyken dar alanda oynamalarını ve bu sayede rakibin hücum alanını daraltmaları gerektiğini söylüyoruz. Hücum durumunda ise topla geniş alanda yani taç çizgisine yakın oynamalarını, bu sayede orta saha oyuncularından gelebilecek ara paslarla 3.bölgede tıpkı bir forvet oyuncusu gibi savunma arkasına koşu yapmalarını sağlıyoruz. Zaten kariyeri takip eden arkadaşlar bilirler İshak Doğan sol bek oynamasına rağmen sezonu 12 golle tamamladı bu sayede.
Orta alana gelecek olursak; sağ MC klasik bir ön libero görevi görüyor taktiğimizde. Diğer orta sahalar rakibi karşılarke o; olası tehlikeler için stoperlerin önünde pozisyon alıyor ve rakibi 1. bölgede karşılıyor. Bu pozisyonda oynayan oyuncunun mental ve fiziki özellikleri ortalama üstü olmalı (Anthony Annan, Hürriyet Güçer, Mehmet Topal, Felipe Melo, Bender kardeşler en iyi örnek bu pozisyona).
Sol MC savaşçı orta saha pozisyonunda oynamasına karşın verdiğimiz talimat gereği hücumada daha çok kalkıyor ve klasik bir iki yönlü orta sahaya dönüşüyor. Ben bu pozisyonda genel olarak Ceyhun Gülselamı kullandım gol sayısı yönünde pek verim alamasamda pozisyonun savunmasında top rakipteyken oldukça etkiliydi. Jem Karacan gibi oyuncular daha verimli olacaktır hücum anlamında. Oyunun savunma kısmında ise sağ mc'ye nazaran rakibe orta alanda press uyguluyor ve rakibin oyununu bozmayı amaçlıyor bu sayede rakip oyuncu savunmanızla karşı karşıya kalmış olsa bile bayağı bir hırpalanmış oluyor.
Gelelim OSS'lere. Sağ oss pozisyonundaki oyuncuma Gizli Forvet görevi verdim, ama bu pozisyonda oynayan oyuncu klasik bir 10 numara tipinde olursa gol atmasının yanı sıra bir çok asistte yapabiliyor. Top rakibe geçtiğinde ise orta sahaya kadar çekilerek rakibin orta saha çemberine gelmesini bekliyor ve MCleri rahatlatmak amacıyla presse başlıyor. Bu oyuncunun mentali fiziksel özelliklere göre çok daha fazla önem taşımakta. Simone Pepe'yide, Rotariu'da, Iancu'yuda bu pozisyonda zaman zaman oynattım; Pepe'yi sürekli oynatsaydım daha başarılı olacaktır çünkü mental özellikleri diğer ikisine göre çok daha gelişmiş idi.
Orta oss pozisyonu takımın hücumdaki can damarı diyebiliriz. Beyin pozisyonunda oynuyor ve takımın ataklarını yönlendiriyor. Bu pozisyondaki oyuncumuz klasik bir 10 numara gol atıyor, attırıyor.. Dediğim gibi takımın can damarı.
Sol oss, ofansif orta saha pozisyonunda oynuyor, sağ oss'deki GF rolünden farklı olarak; hücumun şekillenmesinde önemli bir rol üstleniyor
Forvet hattına gelecek olursak; Fırsatçı golcü burada ilk tercihim. Çünkü arkasında onu besleyecek 4 tane orta saha oyuncusu var. Hızlı, bitirici bir forvet olması tercihimiz, zaman zaman arkası dönük oynayarak orta saha oyuncularına pozisyonda hazırlıyabiliyor. Ben bu pozisyonda Atilla Aybars Garhan gibi sıradan bir santraforu oynatmama rağmen çok iyi verim aldım diyebilirim.
Pas trafiğinde görüldüğü üzere; top hakimiyeti tamamen bizde ve çok az geri pas var. Kısa paslarla oynamamıza rağmen takım sürekli hücumu düşünüyor.
Buda rakibin pas trafiği. Orta alanda maruz kaldıkları press sayesinde defanstan oyun kuramıyorlar ve topu şişirmek zorunda kaldıkları için geri pas oranları bir hayli yüksek.
Kariyerin mükemmel bir şekilde ilerliyor. Özellikle sunumunu çok beğendim. Umarım uzun soluklu bir kariyer olur.
Taktik on numara cidden.Analizlerin süper.Link upload edip verirsen süper olur göremedim varsada linki
Güzel bir taktik Tiki-Taka'nın Forvetli hali gibi duruyorLinkini atarsan deneyebiliriz
Bu arada Karabük'le mükemmel başarılara imza atmışsın.Kardeş Kulübümüzü buralar da görmek çok güzel![]()
Kardeşim benim cafe bu taktikte orta oss olarak yardırır gibime geliyor. Sol bekim iyi iş yapar kendisi zaten forvetten bozma sol bek ama zehir gibisen bir link haline getirsene olmasa bile bakarak ben kendim uygularımda eve gidem ZTK da bir deneyim
Adam almış ya la kupayı![]()
Kardeşim kusura bakma kariyeri pek takip edemedim. Genel özetleyeyim.
Avrupa Kupası'nı alarak çok büyük bir başarı elde ettin gerçekten. Şimdiden birçok kulüp peşine düşmüştür mutlaka
Burcu Esmersoy röportajı çok güzel olmuş, eline sağlık. Photoshop işlemi için uğraştığın belli.
Taktiğin ise gerçekten güzel. Güzel bir taktik. Linkini atabilir misin?![]()
Spoiler: Alıntılar
İsteğiniz üzerine taktiği upload ettim arkadaşlar, buradan indirebilirsiniz.
-
Hepinizin bildiği üzere sezon bitti, ligi 2. sırada; Avrupa Ligini'de şampiyon olarak tamamladık.. Çok çalıştık çokkk... futbolcular olduğu kadar ekibimle birlikte bende çok çalıştım, sabahlara kadar rakiplerin kasetlerini izledik Tobi'yle, analizler yaptık, yetmedi gittik takımları yerinde izledik... Zafere giden yolda alnımızın terini akıttık bu işe..
Artık bizimde tatil yapma zamanımız geldi ! Herşeyi yoluna koyduktan sonra önce Stckholm'e gittik Tobi'yle, şehrimde gezdim eğlendim.. ne yaşarsa yaşasın kopamıyor insan doğduğu büyüdüğü yerlerden..
Daha sonra netten tatil için araştırma yaparken ilginç bişey gözüme takıldı; klasik Miami'dir, Havai'dir, Dubai'dir o tarz yerler değilde Tayland'ın Puket Adası ilgimi çekmişt. Nedir ne değildir diyerek iyice araştırdım, böyle bir güzellik olamazdı.. Hemen beş yıldızlı bir otel buldum ve aradım rezervasyonumu yaptırdım, öyle etkilenmiştim ki adaların güzelliğinden bir an önce gitmek için sabırsızlanıyordum... Neyse hava alanını da aradım ve rezervasyonumu yaptırdım, uçak işinide halletmiştik, artık bavulları toplamak kalmıştır bir tek geriye.. onlarıda halletikten sonra herşey hazırdı, sabahta olmuştu. Evden çıktım, hava alanına geldim ve uçağıma bindim herşey hazırdı müthiş bir tatil beni bekliyordu...Uçağımız havalandı kaptan 13 saat sonra Tayland'a ineceğimizi söyledi, havada tam 13 saat vay anasını be...
Neyse yapacağım tatilin yanında 13 saat nedir ki geçer gider... Biraz müzik dinledim, kitap okudum, dizüstü bilgisayarımda football manager falan oynadım derken zaman su gibi akıp geçmişti, uçağımız Tayland'a indi fakat burdanda bir aktarma yapmamız gerekiyordu Puket Adasına gidebilmek için.. Aktarmamızada yaptık ve nihayet adaya geldik...
Burası nasıl bir yerdir böyle... Cennet adeta.. ölmeden Valhalla'ya geldim Aeris'le şarap içiyorum sanki Ulu Odin... Kalacağım otelde ayrı bir cennet adeta, herşey çok iyi burada.. Odama çıktım, yerleştim, birazda kestirdim 13 saat yol geldik sonuçta biraz yorgunluk vardı.. Daha sonra plaja çıktım biraz.
Plaja indim heryer cıvıl cıvıl insan (kız) kaynıyor... Plajın orta yerinde kızlar toplanmış dans ediyorlar, gelen geçene sataşıyorlar falan.. birden benide aralarına aldılar başladık oynamaya, ne yaptığımı bilmiyordum ama her ne oluyorsa çok iyi oluyordusonradan öğrendim ki otelin animasyon ekibindenmiş kızlar, ne yalan söyliyim işlerini aşkla yapıyorlar gerçekten...
Neyse eğlendik işte biraz kafa dağıttım, denize girdim, güneşlendim yedim içtim falan... Bar, disco mevzularına hiç girmiyorum... Geçen yıl Stockholm'de başıma gelen Vertigo Bar olayını hatırlıyosunuzdur...
On numara bir tatil yaptım; geçen sezonun bütün yorgunluğunu sıkıntısını attım üzerimden, artık bomba gibiyim, Ragnar Lothbrok yeni sezona hazır !
Oh birde UEFA kupan varKızlar seni aralarına almışlardır
Ben San Marino Ligi kupasıyla yaklaşsam tokat yerim
![]()
Uefayı görünce almışlar aralarına.![]()
Tatil bitti beyler artık iş güç zamanı ! Tesislere döndüm herşeye kaldığımız yerden yeniden başlıyoruz.. Çocukların tatilinin bitmesine daha 1 hafta var ama ben teknik ekibimle iş başı yaptım. Bu sezon beklentiler daha büyük olacak... 2. bitirilen ligde şampiyonluk istenecek, Avrupa'da alınan UEFA kupasından sonra şampiyonlar liginde süpriz yapmamız beklenecek falan filan...
Ekibimle toplandık geçen sezonun değerlendirmesini yaptık, keyifliydi.. çok iyi bir sezon geçirmiştik sonuçta.. Konu döndü dolaştı kadro ve oyuncu istihdamına geldi, mutlaka takviye yapmamız gerekiyordu geçen sezon çok fazla sıkıntı yaşamamıştık ama şans bizim yanımızdaydı. Bu sezon işi daha sıkı tutmalı bütün tedbirleri almalıydık.. Transfer konusunu tartışmaya başladık; Tobi forvet hattına bir kaç alternatif oyuncu daha almamız gerektiğini, Serkan ve Hakan ise orta sahaya takviye yapmamız gerektiğini savunuyorlardı.
Ben ise tüm bölgelere transfer yapmaktan yanaydım. Mevcut kadromuzda 8 yabancı oyuncumuz vardı bu nedenle yabancı transferi yapamazdım, elimizdeki oyuncularlar yollarımızı ayırmadan. Bu nedenle kiralık sözleşmesi ay sonunda bitecek olan Simone Pepe ile sözleşme yenilememe kararı aldık. Bir çok maçta bizi ipten almıştı tecrübesiyle çok büyük katkı yapmıştı takıma.. ama yaşıda gelmişti 30'una, mental olarak çok iyi olmasına rağmen fiziksel olarakda biraz kötüleşmişti her ne kadar yedekte otursa 90 dakikayı kaldırması zordu..
Bu nedenle Pepe'yle yollarımızı ayırdık.
Bir diğerkonuda El hadji Diouf'tu. Forvette, orta sahada, kanatlarda oynamasına rağmen onunda yaşı ilerlemiş 32'sine gelmişti.. O da mental açıdan çok iyiydi fakat artık yeteneklerini sahaya yansıtacak gücü kalmamıştı.. Onun içinde Hırvatistan liginden ilgilenen takımlar vardı, onlarla görüşmeye geçtik ve 150 bin euro karşılığında bonservisini Haljuk'a verdik...
Bir diğer isimse Domi Kumbela'ydı, geçen yıl büyük umutlarla Tolunay Kafkas tarafından kadromuza katılmıştı fakat sezon başında ne kadar şans verirsem vereyim bir türlü takıma uyum sağlıyamadı... 30 yaşındaki Kumbela'yıda 250 bin euro'ya Gaziantep'e gönderdik.. Böylece yabancı sayımız 5'e düşmüştü...
Tabi bizim gönderdiklerimiz dışında oyuncularıma talip olan kulüplerde vardı.. Süper Lige yeni çıkan Altınordu ve Kayseri; Gökhan Zan ile Emre Güngör'e talip oldular.. Gökhan'ı Kayseriye, Emre'yide Altınorduya bedavaya gönderdik..
Takım kaptanımız Yiğit içinse Erciyesspor kapımızı çalmıştı.. Herşeyi gayet yerindeydi, görev verdiğimiz maçlarda hakkını vererek çıktı topunu oynadı, ama onunda yaşı geliyordu yavaş yavaş.. ve 500 bin euro'ya Sivas'a transfer olmasına izin verdik...
Bir diğer konu bizi en çok şaşırtan mesele Aybars'a Samdoria'nın talip olmasıydı. Geçen yılı ligde 27 maç 22 gol 12 asistle kapatan, gol krallığını 2 golle Sow'a kaptıran Aybars'a Sampdoria talip olmuştu hiç ummadığımız bir anda.. Kapımızı 8 milyon euro teklif ile çaldılar fakat bu paraya bu transferin asla gerçekleşmeyeceğini söyledik onlara... Çetin pazarlıklar sonucunda 4 milyonu peşin, 8 milyon euro'su 48 ay vadeli olacak şekilde Aybars'ında transferine 12 milyona onay verdik..
Toplamda 12 oyuncuyla yollarımızı ayırmak durumunda kaldık ve 13 milyon euro civarında bir gelir elde ettik. Zaten yollarımızı ayırmayı düşündüğümüz topçulardı hepsi bir tek Aybars'a gelen teklif süpriz oldu bizim için bizde gayet makul bir fiyata gitmesine izin verdik.
Karabük'te işlerimiz bittikten sonra ben yine düştüm yollara.. Gene nereyemi gidiyorum, transferleri kendim yaparım ne başkana nede başka birine bırakırım bu işleri.. kendi oynatacağım topçuyu kendim alırım dedim aldım sazı elime geçen yıl.. Bu nedenle bu senede transferler bende! Bu sefer yolumuz Barcelona'ya düşecek.. Katalanların başkenti.. Barcelona'ya nedenmi gidiyoruz? Barcelona'ya gidiyoruz diye Barça'dan topçu almıyacağız merak etmeyin, 2 sene öncesine kadar Barça altyapısından çıkıp La Liga'da oynayan ve geçtiğimiz yılı Yunan ekiplerinden Tripoliste tamamlayan bir oyuncuyu kadromuza katmak için Barcelona'ya oyuncuyla görüşmeye gidiyorum..
Size neden gittiğimi anlatırken uçağım Barcelona Havaalanına indi bile.. adamlar uzay üssü gibi havaalanı yapmış mükemmel gerçekten.. Bundan bir tanede acilen Karabük'e lazım.. Uçatan iner inmez hemen işe koyuldum, futbolcumuzun menajeriyle bir araya geldik ilk olarak.. Futbol piyasasında onlarca, yüzlerce ne onu yüzü binlerce çakal, işgüzar menajer olmasına rağmen bu adam insandı, adamın dibiydi ! Tamamen futbolcusunun geleceğini, menfaatlerini düşünüyordu.. ve benim iyi bir altyapı eğitmeni olduğumuda biliyordu,
bu yüzden oda benim kadar istiyordu bu transferin gerçekleşmesini..
İyi ama bu futbolcu kim ??
Kim ya ??.Böyle yapma kaptan heyacanlanıyom aaa
Taktiği iki maçtada denedim ama taktiğe uyum olmadığından biraz sıkıntılar yaşadım. Eski taktiğime dönünce maçları çevirebildim. Birinde galip geldim diğerinde beraberliği zor kopardım. Yedekte dursun bakalım.
Tatil on numara, Sezona erken başlandı.
ADANA DEMİRSPOR