Ufuk E. 1979 İstanbul doğumludur. Beş yıl profesyonel futbol oynadıktan sonra antrenör olmak için futbolu bırakıp antrenörlük kurslarına başlamıştır. Türkiye'nin önemli teknik direktörlerinden Şenol Güneş ve Mustafa Denizli'den antrenörlük dersleri almıştır. Eğitimini devam ettirmek ve daha iyi yerlere gelebilmek için yurtdışına açılarak Louis Van Gaal, Advocat ve Guus Hidink'in teknik heyetlerinde yer almıştır. Türkiye'ye geri döndükten sonra Gençlerbirliğinde antrenörlük yapmaya başlamıştır. İki yıl boyunca Gençlerbirliği teknik heyetinde bulunan Ufuk E., teknik direktörlüğe adım atmak için görevinden ayrılmıştır.
UFUK E. Kimdir?
Oyun FelsefesiŞuana kadar çalıştırdığı bir takım olmasada kendisinin açıklamalarına göre hücum futbolunu seven bir antrenör. Hücumun yanında kontrollü ve katı bir savunma anlayışını benimsemektedir. Genç ve yerli oyunculara fazlasıyla önem veren genç antrenör, 4-2-3-1 ve 4-4-2 dizilimini tercih etmekte. Türkiye'de ve Avrupa'da kendisini yakın gördüğü, örnek aldığı bazı teknik direktörler varmış. Bunlardan birisi Arsenal'ın patronu Arsene Wenger. Kendisinin oyun stilini ve futbol anlayışını çok beğenen UFUK E. Avrupa'ya açıldığında Wenger'den antrenörlük dersi almak istemiş, nitekim şansı bu konuda yaver gitmemiş. Türkiye'de ise en çok beğendiği ve şu sıralar yükselişte olan Şota Arveladze. Kendisinin futbolculuğunu ve teknik direktörlüğünü beğenen Ufuk E., bir gün kendini öyle bir teknik direktör olarak gördüğünü ifade etmişti.
Takım TercihiUFUK E.'nin çalıştıracağı takımlarda belli başlı kriterlere dikkat ediyor. İlk olarak kurumsal yapıya önem veren genç teknik direktör birlik ve bütünlükten yana. Ayrıca bir kulüp için astronomik ve kişisel istekleride bulunmuyor. Daha önceki yazıda genç ve keşfedilmemiş futbolculara önem verdiğini söylemiştik, bu kriteri kulüp başkanlarınında cebini rahatlatacağa ve genç teknik direktörle iyi anlaşacaklarının sinyali olsa gerek.
Diğer kriterlerinden biri ise takımın taraftarı ve potansiyeli. Takımın gelişebilecek potansiyelinde olabilmesine çok önem veriyor genç teknik direktör. Takımı kontrol ettiğinde onu nerelere getirebileceği, sınırlarının ne olacağı ve oyuncularına ne vaadebileceğini bilmek istiyor. Transfer konusunda ise yıldız oyunculara milyon dolarlar harcamak yerine harcanabilecek en az miktarda maddi imkanla üst düzey oyuncuları takıma kazandıran bir isim, kısaca Free Agent teknik direktörü diyebiliriz kendisine. Fakat bu transfer taktiğini iyi kullanabilecek bir yeteneğe sahip.
Takım içerisinde adaletli ve oyuncu kalitesine göre değil performansa göre tercih imkanını kullanan bir isim. Oyuncunun aldığı para yada isminin ne olduğu onu pek ilgilendirmiyor. Fakat oyuncuyuda kulübeye atıp takıma küstürmeyi pek sevmeyen biri. O, oyunculardan alacağı maksimum verimi almak ve tüm futbolcuları formda tutmayı ister. Bu yüzden kağıt üzerinde baktığımızda geleceği parlak, başarılı olabilecek bir teknik direktöre benziyor kendisi.
Kariyer kurallarını okudum ve kabul ediyorum.