"G.Saray'a gitmem istendi"
Erciyesspor ile başladığı teknik direktörlük kariyerinde Türkiye Kupası’nı son anda kaybeden Bülent Korkmaz, sarı-kırmızılı formaya veda etmek zorunda kaldığı günlerden başlayan tüm detayları Sporx’e anlattı. Yollarının bir gün Galatasaray ile mutlaka kesişeceğini söyleyen Korkmaz, "Taraftarın büyük bir kesiminin beni Galatasaray'ın başında görmek istediğini biliyorum. Hatta sezon başında resmi olmayan, dolaylı yollardan bana bu işe soyunmam istendi. Ama şimdi bunun zamanı değil” dedi. Galatasaray’da görev yapacağı mevki de tek olacağının altını çizen Bülent Korkmaz, “Ben o mevkide olursam, tek olurum. Benim üzerimde kimse olamaz, işime kimseyi karıştırtmam. Ama bu da onlarla olmaz!..” diye konuştu.Tarihlerden 2000…
Galatasaray, Kopenhang’ta UEFA Kupası’nı kazanmış…
… Ve muhteşem bir karşılamayla ülkesine dönmüş.
Bu kareleri o günlerde spor muhabiri olarak adım adım takip etmiş bir olarak bir kare var ki aklımdan silinmiyor…
Danimarka’daki maç sırasında çıkan omzuyla maçı tamamlayan Bülent Korkmaz’a ait bu kare…
Galatasaray aynı sezon Ali Sami Yen Stadı’na sezonun şampiyonu olarak ve Avrupa’dan kupa ile dönmüş bir takım olarak seyircisinin karşısına çıkıyor.
Tüm futbolcular, aileleri, çocukları bir arada seyirciyi selamlıyor, Saçları altın sarısına boyanmış halleriyle…
Maç başlıyor bu satırların sahibi fotoğraf çekmek için kale çevresinde gezerken, işte o kare…
Kolundaki bandajla kaleye en yakın civarda sinirden çekirdek çitleyerek maçı seyreden Bülent Korkmaz…
Ama bakışlarında acı çektiği belli.
Canı yandığından değil, “Sahada olamamaktan duyduğu acı bu”…
Aradan geçen yıllara rağmen geçtiğimiz futbol sezonunda Erciyesspor Teknik Direktörü olarak Türkiye Kupası finalinde ellerinin arasından kayan kupa için döktüğü göz yaşlarında da aynı elem vardı Bülent Korkmaz’ın…
Yeni takımı Bursaspor ile yeni bir sayfa açmaya hazırlanan Korkmaz ile hedeflerini konuşmak için mülakat talep ediyorum. Ama bize vakit ayırması için kısıtlı bir zaman dilimi var…
Takımı için kamp yeri bakan Bülent Korkmaz ile 3-4 telefon trafiğinden sonra Florya’da evinde ilahi niha-e buluşuyoruz. Yorgunluğundan hiç eser olmayan gülümseyen yüz ifadesiyle, üst üste sıraladığım tüm sorularıma içtenlikle yanıtlıyor…
İşte bu röportajın size Sporx meali…
Umarım bizim sohbet sırasında aldığımız keyif size de yansır…
Bursaspor ile başlayan serüvende şu günler nasıl geçiyor?
Birinci etap kampı Bursa'da yapacağız, ikinci etap için Kartepe'de karar kıldık. Bir yandan da transferlerle uğraşıyoruz. Yeni tesislere taşınabilmemiz için yöneticilerimiz de uğraşıyor. İnanılmaz güzel bir tesis olmuş. Ülkenin sayılı tesislerinden biri olduğunu söyleyebilirim.
Transferler demişken... Egemen Korkmaz'ın Trabzon'a gideceği yönündeki haberler sizin gelişinizle birlikte son buldu...
İç transferi yönetime bıraktım. Egemen de Bursa'nın sevilen oyuncularından biri, uzun süredir takımla birlikte ve takımın kaptanı. Olması gereken Egemen'in kalmasıydı, öyle de oldu...
Sizden önce Bursaspor'un hocalığını yapan Engin İpekoğlu'nun takımdaki çalışma sisteminin size getireceği avantajları ve sıkıntı yaratabilecek kimi alanlar olduğunu düşünüyor musunuz?
Daha çalışmaya başlayamadım. Fakat, her hocanın kendine ait bir çalışma metodu vardır. Benimki de farklı, Engin Hoca'nın ki de...Avantaj ya da dezavantaj olarak düşünmüyorum. Takımı kafamda belirlerim. Transferleri ona göre yaparım ki, şartlarımdan bir tanesidir... Ki, Jabi olayında çok uğraştım. Diğer oyuncularla da konuşuluyor.
Kafanızdaki takımı oluşturabiliyor musunuz?
Oluşturmaya çalışacağım. Sezon başında gösterecekleri fizik-kondisyon ve performans önemli. Oyun temposu olarak uygulayanlarla yola devam edeceğiz. Başka bir deyişle Bursaspor takımı ve şehri için fedakarca davranan ve özverili olan oyuncularla yola devam edeceğiz.
Başka takımlardan istediğiniz oyuncular var mı?
Var tabi, ama imza atmadan, onların “Bizim oyuncumuz” olduğunu düşünmüyorum.
Belki yurtdışına çıkabileceğinizi söylediniz. Takip ettiğiniz oyuncular var mı?
Seyrettiğim oyuncular da var. Arkadaşlarımın da tavsiyeleri var. Çok maç seyrediyorlar çünkü…
ERCİYES’İ TANIMAKTAN MUTLUYUM
Kayseri Erciyesspor'da geçirdiğiniz günlere dönersek.Güzel giden bir dönemin ardından duygusal günler yaşandı. Biraz geri dönüşüm yapabilir miyiz?
Çok güzel günlerim geçti Erciyesspor'da. Oradaki insanları, yöneticileri, futbolcuları tanıdığım için çok mutluyum. Çok derin izler bıraktığımı düşünüyorum. İstediğimiz gibi olmadı. Sonunda bir Türkiye Kupası'nın yanına kadar geldim. "Düştü" gözüyle bakılan takımı, aldığımız sonuçlarla yeniden heyecanlandırdık. Son haftaya kadar bu heyecanla maçlara çıktık. Ama sonu istediğimiz gibi olmadı. Kalmasını isterdim Erciyes'in.
Bu onur mücadelesinde takım elinden geleni yaptı. Ekran karşısında bir çok insan sizinle birlikte göz yaşı döktü...
İnanıyorum. Futbolcuyken duygularıma son derece hakim bir insandım. Futbolculuk hayatım boyunca duygu olarak böyle bir an yaşamadım. Görüntü olarak olumluydu, olumsuz bir tavırda olabilirdi. O yüzden memnunum...
AGRESİF TAKIM YARATACAĞIM!
Bursaspor yeni takımınız... Burada hedefleriniz neler olacak. Bülent Korkmaz'ın yol haritasını sitemizin ziyaretçileri için deşifre edebilir misiniz?
Öncelikle iyi biri takım yaratmak istiyorum. Her yerde savaşan, mücadele eden, futbol kurallarına göre agrasif olan takım yaratmak...
Agresif bir takım mı?!..
Agresif dediğim, oyunun her anında temposu yüksek, savaşan, koşan mücadeleci bir takım yaratacağım. Erciyes'te de bunu yapmaya çalıştık. Yenilmesi zor bir takım yaratacağız. Rakiplerinin 1 puan aldığı zaman çok mutlu olabileceği bir takım yaratacağız. Rakiplerime Bursaspor'u yenmenin çok zor olduğunu hissettirmem lazım.
Bu takım için de takım oyuncularının olması lazım. Benim için önemli olan; oynasa da oynamasa da takımın başarısı için ne yapılması gerektiğini her yönüyle düşünen oyuncunun önemi büyüktür. Acının, fedekarlığın sonunda o mutluluğu yaşayabilmeli ve bunu da seyircisine geçirmeye muvaffak olmalı. Takımı düşünen, takım için yaşayan takım oyuncularından kurulu bir takım yaratmak istiyorum.
BURSA SEYİRCİSİ BİZİ ATEŞLEYECEK
Sizi Bursaspor'a yönlendiren ışık, böyle bir takım yaratabileceğinizin ayak seslerini almış olmanız mıdır?
Bir çok takımdan, iyi rakamlarla teklif aldım. Futbolculuk günlerimde de, antrenörken de, teknik direktörken de çok seviyordum Bursa'yı. Ambians ve atmosfer olarak. Çünkü, Bursa şehri futbolu seven ve her an futbolla iç içe yaşayan, potansiyeli olan bir şehir. Ali Başkan ve Osman Başkan'ın heyecanlı, istekli ve başarılı olmak için her şeyi yapmaya hazır olmaları beni etkiledi tabii. Takıma da yapabileceğimiz takviyelerle bunu gerçekleştirme olasılığı var. Seyirci her zaman önemlidir. Pozitif yönde desteklerse performansımızı da etkileyecektir.
MAKASTAKİ ARA BÜYÜYOR
Süper Lig'in kalitesi hakkındaki görüşlerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Memnun değilim. Geçen seneye baktığınız vakit, şampiyon olan takım inanılmaz puanlar kaybetti. Herkes, "Anadolu takımları büyük takımlara yaklaştı" diyor. O halde Anadolu takımlarından biri şampiyon olmalıydı. "Makas yükseliyor" dendi mesela, bence yukarıdaki makas aşağı iniyor. Aşağıdaki makas daha aşağıya iniyor. Bir Anadolu takımı şampiyon olamadı değil, demek ki kaliteli değil. Galatasaray'ın Beşiktaş'ın puanlarına bakarsanız rahatlıkla görebilirsiniz. O puan kaybını Anadolu takımları kullanamadı. Ya da diğer takımlar...
Mesut Bakkal teknik direktörlük olarak size ne kattı?
Yardımcı antrenör olarak ben istedim. Ben direk teknik direktörlük de yapabilirdim. Ben arka planda kalıp, neyin nasıl olduğunu görmek istedim. Öğrenmenin yaşı yok. Birlikte karşılıklı katkılarımız oldu. Birlikte gelişerek ilerledik.
Size göre en iyi defans oyuncusu kimdir desem?..
Her takımın kendine ait iyi ve özel defans oyuncuları var. Yabancı mı yerli mi?
Kendi içlerinde de ayıralım o halde. Yerli ve yabancı defans oyuncuları diyelim...
Yasin, Kayseri'de iyi. Hayri de çok iyi bir oyuncu. Yabancılarda ise Galatasaraylı Thomas.
PARA KONUŞMAM, ŞARTLARIM VAR
Bursaspor ile anlaşmadan adınız bir dönem Gençlerbirliği ile anıldı. Kafanızdaki şablona daha uygun olduğu için mi Bursaspor'u tercih ettiniz?
Elbette o da var. Fakat öncelikle benim şartlarım var. Ben para konuşmam. Prensiplerim, şartlarım ve doğrularım vardır, kabul edilirse olur. Her zaman söylüyorum, bir gazetede ya da TV'de yorum yaparak çok rahat kazanabilirdim. Ama ben şehre takıma, futbolcuya bir şeyler vereceksem benim rahat çalışmam lazım.
Hakikaten... Neden bir TV'de yorumcu olmayı ya da bir gazetede spor yazarlığı yapmayı tercih etmediniz?
Onlara da saygı duyuyorum. Rıdvan Dilmen ve Hakan Ünsal'ı örnek veriyorum. Niye?.. Onlar bu yönü seçtiler. Türk Futbolu'na böyle insanlarda lazım. Taraftarı doğru yerlere yönlendiriyorlar.
RIDVAN, HAKAN… ÜÇÜNCÜSÜ VAR MIYDI?!
Ama bakınız iki kişinin ismini verebildiniz... Üçüncüsü için bayağı düşünürüz herhalde?!..
Bilmem üçüncü bir isim var mı?!!!... Olabilir, bilmiyorum. Şu an aklıma gelmiyor!.. Hoşuma gidiyor onların yorumları. Ben ki spor programı seyretmem...
Neden spor programlarını seyretmiyorsunuz? Size cazip gelmiyor mu?..
Bana bir katkısı olmuyor.
"Ben konuya yeterince vakıfım" diyerek mi izlemek istemiyorsunuz, yoksa bu tür programlar sizi tatmin etmiyor mu?
Bu iki kişinin yorumlarını izlediğimde bir üçüncüsünü aramıyorum.
Galatasaray'a dönelim mi, konuşmak ister misiniz?
Elbette...
Galatasaray'ın ezeli rakibi Fenerbahçe'nin gerisinde kaldığını zikreden isimlerden biri Ergun Gürsoy oldu. Siz bu görüşü paylaşıyor musunuz?
Ne yönde söylediğini bilmiyorum. Sportif anlamda baktığınızda Avrupa'da Galatasaray öndedir. Ekonomik anlamında ise Fenerbahçe Türkiye'de en üst düzeydeki takımıdır.
TEKNİK PATRONU ELEŞTİRMEM TERBİYESİZLİK OLUR
Şu an Galatasaray'ın teknik patronunu nasıl değerlendirirsiniz?
Ben Kalli ile çalıştım. Onun döneminde de şampiyon olduk. Çok tempolu futbol oynatıyordu. Ben yorum yapamam. Her zaman söylüyorum, bir takımın teknik direktörüyken, başka bir takımın hocasını ya da futbolcusunu yargılamam.
Saygısızlık olur endişesiyle mi bu şekilde davranıyorsunuz?
Bence saygısızlık olur. Bu benim düşüncem...
Aynı meslek grubu içindesiniz, eleştirebilme hakkına da sahipsiniz...
Hayır.
Galatasaray forması altındayken, başka bir futbolcuyu eleştirmez miydiniz?
Ben öyle bir şey yapmadım. Ne teknik direktörü, ne de futbolcuyu eleştirmedim.
Çok abes bir şey değil fikirlerinizi söylemeniz...
Bana göre saygısızlıktır. Her teknik direktör kendi takımından sorumludur. Diğer takımların taktikleri, çalışma sistemi hakkında yorum yapma hakkını kendimde görmüyorum. Saygısızlık olarak görüyorum.
MAÇTAN ÖNCE YAŞADIKLARIMI KİMSE BİLMEZ
O halde ben de bu fikrinize saygı duyuyorum... Konuyu değiştirelim... Gençlerbirliği ile Galatasaray'a karşı oynadığınızda neler hissettiniz?
Profesyonel insanım. Maçtan sonra ve önce kimse benim yaşadıklarımı bilmiyor.
Özellikle mi kendi kabuğunuza çekiliyorsunuz?
O an maça konsantre olurum. Futbolcuyken de böyleydim.
O halde biraz geriye dönelim. Maç sonrası maksimum keyfini çıkardığınız maçlar...
Türkiye'de benim dönemimdeki bir çok Galatasaraylı futbolcu, bir çok Türk futbolcusunun yaşamayacağı ilkleri yaşadı. Bu onur ve gurur verici bir olay. 5 defa şampiyon olursunuz ama her zaman ilk şampiyon olan takımın ismi anılır. Milli takımda da. Çok büyük işler yaptık, hem Galatasaray'da, hem de milli takımda...
Şanslı bir dönem miydi diye dilimin ucuna geliyor ama sadece şans demek istemiyorum...
Bu şans değildi, şansı biz yarattık. Özverili ve fedakardık. 52 gün boyunca Dünya Kupası kampında bir olay dahi olmadı. Bu da nasıl bir ortamda olduğumuzun işaretidir. Biz milli takımda ve Galatasaray'da onu yarattık.
Milli takımda tecrübeli bir çok oyuncunun yanında, yetenekli genç isimlerin buluşması... Belirli dinamikleri harekete geçirdi elbette...
Bunların her biri başarının etkenleri. Galatasaraylı bir çok futbolcunun bir arada aynı başarıyı milli takıma empoze etmesi, hırslı bir şekilde başarıyı istememiz... Bizim konuşmamız ve gözlerimizdeki ışık, sadece dilemediğimizi istediğimizi de gösteriyordu. İşte dediğim gibi takım oyuncusu burada devreye giriyor!.. Bireysel düşündüğünüz takdirde başarılı olamazsınız...
TARAFTAR BANA JÜBİLE YAPTI
GALATASARAY’A KIRILMAK HADDİME DEĞİL
Siz uzun dönem Galatasaray forması altında nice başarılara, şampiyonluklara imza attınız. Ama biliyorum ki, gönlünüzde ayrı bir yeri olan Galatasaray'dan jübile yapmadan ayrıldınız. Bu nedenden ötürü takımınıza bir kırgınlığınız var mı?
Her zaman dediğim gibi, Galatasaray'ın tarihe mal olmuş başarılarından benim ismim varsa bu bana yeter. Ben, "Taraftar bana jübile yaptı" diyorum. Bu bana yeter...
"UEFA Kupasını havaya kaldırmış takım içinde ben vardım, Süper Kupa'da oradaydım" diyorsunuz... Galatasaray'a kırgın değilsiniz yani?...
Kulübe kırgın olamam. Ben o derecede saygısızlık, terbiyesizlik yapamam. Bülent Korkmaz'ı yaratan Galatasaray Kulübü'dür...
Ama Bülent Korkmaz'ın da bu kadar emek verdiği takımı, "Sana teşekkür ederiz Bülent!" diyerek bir plaketle ya da bir geceyle uğurlamak o camianın şanına yakışmaz mıydı?
GS HATIRLASA FENA OLMAZDI
Plakette verseydi fena olmazdı. Esasında bu kararın benimle alakası yok. Çünkü ben oynamak istiyordum. Türk futbolunun ilerleyememesinin en büyük sebeplerinden biri de manevi değerlerini yitirmesidir. Türk Futbolu manevi değerlerini hızla yitiriyor.
Maddi değerler her geçen gün yaratılan markalarla sürekli artıyor ve yıldan yıla bu fiyatlarda yükseliyor... Peki ne yapmalıyız, maneviyatımızı kazanmak ya da geri getirebilmek adına?..
Ben üzerime düşen görevi sonuna kadar yapıyorum. Bu sadece benim sorunum değil. Kimseye de öğretemem. Ben farklı olmak istiyorum. Futbolcuyken farklıydım. Teknik direktörlüğümde de fark yaratmak istiyorum. Şu an Gençlerbirliği'nden, Erciyes'ten yöneticisi, personeli, futbolcusu hâlâ arıyorsa demek ki güzel şeyler yapmışım. Hem insani, hem de sportif anlamdı. Bu da benim farklılığımı ortaya koyuyor. Ben nereye gidersem yine aynı şeyleri yapacağım...
Daha futbol oynamak istiyor muydunuz?
O dönemde oynamak istiyordum. Aktiften böyle bir karar alınınca, "Yurtdışından başka bir yer olmaz" diye düşündüm. O da maddi sebeplerden ötürü olmadı. O gün, "Futbolu bırakıyorum" dedim ve bıraktım.
HERKES GELİP GEÇİCİ. BEN DE, BAŞKANLAR DA
İçinize kapanabilirdiniz?
Hayır. Hiç öyle bir huyum yok. Ayrıca niye küseceğim. Galatasaray Kulübü kimsenin değil ki... Herkes gelip geçici. Ben de, başkanlarda... Hancı ve yolcu misali...
Mühim olan bulunduğunuz ortamlarda iz bırakabilmektir...
Kendi içinizde bunların muhasebesini yıllarca yapmayı sürdürebilirdiniz. Ama birikimlerinizi farklı yönde paylaşmayı ve yeni ekipler yaratmayı tercih ettiniz?
Ben Türk futbolcuna faydalı olmak istiyorum. Herkesin böyle olması gerekir. Düşünün; ben para kazanıyorum. Zaten başarılı olursam, istediğim parayı alırım. Fakat bizde tam aksi, önce maddiyat, sonra başarı düşünülüyor. Ben kısa vadeli düşünmüyorum. Planlarım daima uzun vadelidir. Kısa vadeli düşünüyor olsaydım, Galatasaray'da bu kadar yıl oynamazdım...
Şu sıralar uzun vadeli planlarınız arasında neler var? Bizimle paylaşır mısınız?..
Bulunduğum kulübün ortamına bağlı bu... Erciyes ile 2.5 sene diye anlaştım. Ama 6. ayda bıraktım. Çünkü, bulunduğum ortam değişmeye başladı. Değişince benim de kararlarım değişti... Ben bu şartları kulüp ve takım için istiyorum.
Özhan Canaydın yönetiminin başarılı buluyor musunuz?
Yorum yapmak istemiyorum...
ŞİMDİLİK YENİ BİR UEFA ŞAMPİYONU İMKANSIZ
UEFA Şampiyonu olmuş bir takımın oyuncusu olarak ülkemizden bir UEFA Şampiyonu daha çıkacağını düşünüyor musunuz?
Şu an için mümkün değil. Son 5 seneye bakın. 5 senedeki başarı çizelgesine bakın. Kazandırdığı puanlar ortada... Şimdilik imkansız, şimdilik. Sonra ne olur bilemiyoruz...
Sizi ne sinirlendirir?
Mazeret sunulması... En sevmediğim şeydir. Ben takımıma söylüyorum. Bana kimse mazeret sunmasın. Antrenmana çıkılacak mı, çıkılacak... Mazeret sunan oyuncu, hata yapmaya meyilli ve suçlu olarak asla kendini görmez...
Bursaspor ateşli seyirci grubunda yer alıyor... Bu takım için itici güç olabilir mi?
Pozitif olursa, tabii... Bursa'nın inanılmaz bir seyircisi var, her yere gidiyor.
HAKAN ŞÜKÜR İLE DOST OLMAK ZORUNDA DEĞİLİM
Aynı kuşakta sayılabileceğiniz ve birlikte de forma giydiğiniz Hakan Şükür ile aranızda ne var?
Herkes istiyor ki, ben Hakan Şükür ile dost olayım. Ya da çok çok samimi olayım. Herkes, birbiriyle dost olmaz zorunda değil.
Peki dost değilsiniz, o halde düşman mısınız?
Yooo... Gördüğümde, ‘Merhaba’laştığımızda, öpüştüğümüz zaman bunlar oluyorsa neden düşman olayım.
Bunlar kasıtlı olarak çıkartılan olaylar mı?
Belki, milli takımdan kaynaklı, benimle ilgili değil ama Hakan'dan kaynaklanan olaylardan dolayı bunlar konuşuluyor olabilir.
BASTONLA OYNAYACAK DEĞİLİZ
Şu an Hakan Şükür'e halen milli takımda görev verilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye'de kimseyi memnun edemezsiniz. Hakan Şükür'e baktığınız zaman, Gol Kralı, milli takımda en çok oynamış oyuncu, en fazla milli forma altında gol atmış futbolcu... Ama önemli olan sahadaki verimi.. İşte diyorum ya manevi değerleri kaybediyoruz. Ben Maldini'nde sayısal verilerine bakmıyorum, benden 6 ay büyük. Ama Şampiyon Ligi Şampiyonluk Kupası'nı kaldırdı. Tabi ki belli bir yaştan sonra bırakacaksınız. Bastonla da oynayacak halimiz yok. Ama bırakın buna futbolcu karar versin. Futbolcu kendini sahada rezil etmek ister mi?
Milli takımımıza dönersek... Bosna Hersek karşısında alınan mağlubiyet bizi gruptan çıkmak konusunda zorlayacak mı, ne dersiniz?
Futbolda bunlar olacak. Avantajımız vardı, onu kaybettik.
DÜNYA ÇAPINDA GÜNLER OLACAK
Bülent Korkmaz'ın leriye yönelik hedefleri arasında neler var?
Kafamdaki ekibi sahaya yansıtarak gelecek başarılarla, "Helal olsun Bülent'e" dedirtmek isterim. Aktif futbolculuk günlerinden sonra, dil dersleri almaya başlamıştım. Araya takımlar girdi biraz ara verdim. Bir an önce dil eksiğimi tamamlayarak yurt dışında antrenörlük yapmak istiyorum. Futbolculuk dönemimde de çok istedim, olmadı. Ama antrenör olarak başarılı olacağıma inanıyorum. Benim artık bir şeyleri ispat etmeye ihtiyacım yok. Çünkü, zamanında ispatlamışım. Bu benim jenarasyonum için geçerli. Çünkü başarının nasıl geldiğini bizden başka kimse bilmiyor. Ben dünya çapında bir şeyler yapacağım ve başarılı da olacağım.