Futbolcular Eşya Midir?
Onlar futbolcuyu mal gibi görmeye, biz de yazmaya devam edeceğiz anlaşılan.
Yine geçen sezon, yine bu dönemlerdi. Beşiktaş, Holosko’nun transferine karşılık Koray ve Burak’ı, Vestel Manisaspor’a vermeye çalışırken sormuştuk;
“Futbolcu köle mi?”
Öyle ya fikri alınmadan, varsa eğer makul gerekçeleri açıklanmadan, oyuncuyu idaresi dışında başka takıma vermeye kalkmak başka ne anlama gelirdi ki?
Bugün de benzer bir tablo var önümüzde.
Beşiktaş kulübü bu kez Yusuf Şimşek’in transferinde aynı taktiği kullanıyor.
“Ver Yusuf’u, al Tuna ve Aydın’ı”.
Tuna’nın sesi çıkmıyor. Büyük umutlarla geldiği Beşiktaş’ta forma şansı bulamadığı için, “hiç değilse eski hocamın yanında oynar, üç-beş lira fazla kazanırım” diye düşünüyor belki de.
Ya genç Aydın?
Bırakın yeteneğini, geleceğini.
Aydın hepsini elinin tersiyle itiyor.
Haksızlığa isyan ediyor. “Ben satılık mal mıyım? Gitmem” diyor da başka bir şey söylemiyor.
İşin vahim yanı, Beşiktaşlı yöneticilerin açıklamaları;
Asbaşkan Levent Erdoğan “Eleştiriler yanlış. Aydın zaten sakat, iki ay sahalardan uzak kalacak’’ buyuruyor.
Hem Aydın’ı rencide ediyor, hem de Bursaspor’u. Kaş yapayım derken göz çıkarıyor.
Aydın düzene boyun eğer kalır mı, yoksa Almanya’ya döner mi, bilemiyoruz.
Bildiğimiz tek şey, Beşiktaş gibi pek çok kulübün bunu hep yaptığı ve yapmayı sürdüreceği.
Sözüm ona, futbolcunun hakkını, hukukunu savunmakla yükümlü Profesyonel Futbolcular Derneği’nin ise her zamanki gibi olup biteni seyredeceği.
Çözüm mü?
Hayal gibi görünse de “sendika, sendika, sendika!”
----------------------------------------------------------------------
Futbol konusunda oldukça bilgili ve ilgili türksportal forumunun katılımcıları olarak Futbolcuların ülkemizde düşmüş oldukları bu hal üzerine tartışabiliriz diye düşünüyorum...
yukarıdaki yazı yazar Cemal ERSENİN yazısı ...yazısında örnek olarak beşiktaşı vermiş ama biz biliyoruz ki türkiyede hiçbir takımın bbeşiktaştan farkı yok.. o yüzden lütfen bunu belli bir takım yapıyor gibi bir algılama içine sakın girilmesin...
peki futbolcuların istmedikleri takımlarda forma girmeye zorlanmasının futbolumuz içerisindeki yeri nedir..
buna şöyle yaklaşabilirz...
normal çalışma hayatımızda istemediğimiz bir şehirde oturmak ..istemediğimiz patronlarla görev yapmak kişilerin çalıoşma performanslarını nasıl düşünyorsa..
zaten futbol alt yapı eğitimini çok temelden almamış, profosyonellikten oldukça uzak ve duygusal türk futbolcuları istemedikleri takımlarda moral motivasyon kazanmaları ve yeniden forma bulma şansları çok zor...
genç yıldızların yeteşememesinden şikayetçi olup dururuz ancak illakide bir ülkede 16 yaşında bir oyuncuyu düşündüğümüz kadar...
Hocasıyla anlaşamadığından veya kadro bolluğundan yöneticilerle anlaşamadığından..transfer için klüplerin kasasından daha az para çıkmasını istediğinden..aslında ülkemiz futboluna kazandırılabilecek nice oyuncu bu takaslarla istemediği takımlarda mecburen oynamak zorunda kalmalar yüzünden heba olup gitmedimi...
yani 17-18 yaşındaki genç futbolcularımızı düşündüğümüz kadar istediği ortam ve istediği şartlar oluşunca tekrar eski formuna ulaşabilecekken klüplerinin tavrı yüzünden heba olan 20-25 yaş arası nice yeteneği kaybetmedikmi...
bugü Fenerbahçede herkes Selçuk Şaihinin formunu konuşuyor bir çok kez mili olmuş selçuk dirakten dönmedimi..
eğer Maldonado bu kadar kötü çıkmasa aurelio sözleşme uzatsa veya josico yerine Xavi alonsa alınca biz bugün Selçuk Şahinin hangi anadolu klübünde neler yaptığını izleyecektik..
dikkat ederseniz anadolu klüplerinin takas önerileinden kaçınması bir tesadüf değil..büyük klüplere transfer olup oradan anadolu klüperine dönen oyuncuların tekrardan kendini bulmaları çoğunlukla mümkün olmazken bir elin parmakları kadar zor bulunan Yusuf gibi örneklerin ise oldukça uzun bir zaman aldığıda bir gerçek...
burada futbolcuların transfer hesapları yüzünden istemedikleri takımlara gönderilmeleri ve kayıp giden yıldızlar kervanına eklenmelerinin bizim futbolumuza zararı üzerine açmış olduğum konu üzerinde siz değerli arkadaşlarımında youm ve görüşlerini bekliyorum...
tabi bir klüp başkanı takımında forma giymekte zorlanan bir oyuncuyu takasta kullanarak hem daha ucuza transfer yapıp klüp gelirlerini koruduğu, hemde boş yere kadroda bulunan oyuncuya ödeme yapmaktan kurtulduğu yorumuda yapılabilir...
ancak gelenin bir çok kez gideni arattığı... yapılan transferlerin çoğunlukta giden oyuncunun yerini doldurmadığı ve .. gelişinde formam hazır beni kimse tutamaz açıklaması yapanların kaderininde çok değil 2-3 sene sonra aynı kaderi yaşadığı düşünülrse bir oyuncunun istemediği bir takıma göndermenin türk futboluna ne denli büyük zararlar verdiği daha iyi anlaşılabilir..
yazısından alıntı yaptığım yazarın düşüncesine göre bunu önlemenin yolu futbolcu sendikasının kurulması...
elbetteki sendikalı ve haklarını daha iyi bilen fubolcuların kölelikten kurtulmada daha başarılı olacaktır ancak takım içerisinde forma bulamadığı ofrmunu artıramadığı zaman transfer görüşmelerinde takas mezesi olarak kullanılmasını Sendikası bile engelleyemeyecektir..
bence bu konuda kesin bir kurtuluş reçetesi olmasada ...yedek klübesine çakılı veya 18 e bile giremeyen ancak meziyetleri öteden beri bilinen bu oyuncuları kazanmak açısından en azından REZERV lig kurulması son derece faydalı olacaktır diye düşünüyorum......
BÖBÜRLENME PADİŞAHIM SENDEN BÜYÜK ALLAH VAR
Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın.
Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın...”
Şeyh Edebali