Last edited by Universal : 16.Mayıs.2010 at 02:29
Beklenen buydu... Aksi bir durum şaşkınlık yaratırdı...
NBA Playoffları normal sezon bittiği andan itibaren başlar... Bizim ligimizin playoffları ise malesef -özellikle bu sezon- ancak final gelip çattığında başlayacak...
Doğrusunu isterseniz bu sezon playoff maçı gibi maç olmadı... Daha doğrusu birkaç maç oldu ama seri olmadı... sadece Banvit bize karşı playoff direnci gösterdi ama biz sadece 2.maçın son periyodunu playoff maçı gibi oynayarak finale yürüdük... Playoff demek KEMİK SESİ demektir...
Şimdi TBL'nin gerçek playoffu... Kimse bu tarihe kadar olan performanslara aldanmasın...
Kim havasını yakalar; form grafiğini seride maksimum olarak ortaya koyarsa vurup geçer... Benim favorim belli... Kenardan olumlu anlamda hiç koç desteği almadığı halde, bırakın desteği koçu tarafından el freni çekilen ve bütün bu olumsuzluklara rağmen yıllardır buralarda oynamayı başaran takım kimse o... FENERBAHÇE...
Bu takım havasını yakalarsa normal sezondaki bütün iniş çıkışına rağmen buralarda kimse duramaz karşısında... Türkiye Kupasını nasıl kazandığını hatırlayın...
TBL finallerine hoş geldiniz... Haydi Fenerbahçe... Şampiyonluk için...
Hedef takım sporlarında beş şubede birden şampiyonluk...
Üçünde (bayan ve erkek voleybolu+bayan basketbolu) ŞAMPİYON olduk...
Futbolda şu dakika itibariyle ŞAMPİ...'yiz... Son üç harfi inşallah bu akşam ekleyeceğiz...
Geriye Fenerbahçe Ülker kalıyor... Umarım bu sene şampiyon olmayı başaramayan tek şube olmak gibi bir lekeyi taşımak istemezler...
Neyse... Bunu akşamdan sonra konuşmalı... Daha futbol takımı şimdilik sadece ŞAMPİ... Henüz ŞAMPİ-YON değil...
Hedef BEŞTE BEŞ...
Çok iddialıyım... En fazla bir maç veririz... YETER ki TAKIM ŞAMPİYONLUK MODUNA GİRSİN...
Sezon başlamadan önce güvendiğimiz dağlardan üç tanesine kar yağdı... Enes Kanter, Ömer Aşık ve Griçek artık yok... Buna rağmen yine iddia ediyorum: BİZ EFES'ten DAHA İYİ, DAHA KOMPLE BİR TAKIMIZ...
Koçumuzun taktiği ile bir maç bile kazanamadık... Mahmut Uslu takıma her al atıp burnunu soktuğunda ortalık karışıyor... Menejer Nedim yönetim ne derse başını sallamakla meşgul... Ama bu oyuncular o kadar iyi niyetli, işine o kadar düşkün ve bir o kadar çok yetenekli ki... Şu cadı kazanında başkası olsa tasını tarağını toplar ve ardına bakmadan giderdi...
Tanjeviç ve onun zihniyeti gölge etmesin yeter... Bu takım geçen yıl seriyi süpürmek üzereydi... Son iki dakikasına 10 sayı önde girdiğimiz 3.maçı kaybettiğimiz dakika finali kaybettik... Bu tür trajik mağlubiyetlerin altından kolay kolay kalkılmaz... 2006 NBA finallerinde aynısı Dallas'ın başına geldi... 2-0 öndelerdi... Seri 3-0'a gelmek üzereydi... Maçın bitimine beş dakika kalmış ve Dallas 10-15 sayı önde... Bir anlık gaflet ve Wade devreye girdi, maç bir anda eşitlendi ve uzatmada Miami aldı... Onun şokuyla Dallas 4-2 kaybetti... Bu dünyanın her yerinde böyledir... Kimse geçen yılı kriter almasın... Bu takım 4-0 süpüreceği seriyi olmayacak saçmalıklar iki dakikada üst üste ve yine üst üste gelince oradan seriyi kaybetti... 40 yılda bir olacak cinsten... Sonrasını biliyorsunuz zaten... Dopingidir, Fatih Söylemezoğlu'dur, Tanjeviç'idir, Marcus Green'idir derken elimizdeki seri kaydı gitti... Ama 3.maçın son iki dakikası... Herşey orada bitmişti zaten...
BİZ EFES'ten DAHA İYİ TAKIMIZ... OYUNCU BAZINDA... ONLARI 4-1 GEÇECEĞİMİZE İNANIYORUM... Haydi ayıp olmasın; nihayetinde koskocaman Efes var karşımıda... 4-2 Fenerbahçe...
Geçen sene yaşananlar ortada, nasıl şampiyonluğun gittiği ortada. Doping skandalının üzerine gitmeyen, araştırmayan, sessiz kalan federasyon hala basketbolu yönetiyor olsa da, yukarıda yazılan olumsuz faktörler bir arada olsa da, bugün kazanılacak 4. şampiyonluğun ardından tüm camia artık son hedefe kilitlenecek. Taraftar salonu her maç dolduracaktır, oyuncuları ayrı motive edeceğini düşünüyorum son şampiyonluk havasına girilmesi.
Tanjevic olmadan gelecek şampiyonluk belki de çok hayırlı olur, yönetim çoğu branşta yaptığı olumlu hamlelere, burada inat etmekten vazgeçip, doğru adımlar atar umarım.
Geçen sene kaybedilen şampiyonluk, 5. şampiyonluk hedefi, oyuncuların bir nevi hocaya isyanları (sen olmasan da şampiyon oluruz), bunları düşündüğümde umutla bakıyorum finale.
"YÜCE ATATÜRK"
Ertuğrul Hoca'ya güvenim sonsuz, Bornova maçında tribündeydim, takımın ağırlığını taşıyabilecek bir hoca olduğunu o maçta anladım. Kadro kalitemiz de iyi, pota altında Ömer Aşık olsa daha iyi olurdu tabi ama yaşananlar malum. Efes Pilsen'i geçip kupaya uzanacağımızı düşünüyorum, umarım kupayı alırız da bir tek futbol eksik kalırÖyle de trajikomik bir şey olur
![]()
5. şampiyonluğu bu branşta alamyız derken, futbolda alamadık, burada şampiyon olursak gerçekten ilginç olur.
Dün Fenerbahçe TV'de, Tanjevic'in sistemine bağlı kalıyoruz, O'nun gibi yönetiyorum takımı gibisinden açıklamaları vardı. Oyuncular inanırsa ve Tanjevic gibi oynayan oyuncuyu kenara alıp, unutmazsa, koçun artık çok önemli olduğunu düşünmüyorum bizim adımıza bu seride.
"YÜCE ATATÜRK"
Bu takıma ne kadar güvenmediysem şampiyonluğa inanmadıysam da.Şu son olaylardan sonra artık inanıyorum bu takıma.Ülkenin yarısı Efes'li olacaktır çekişme olursa Play Off'larda.Şampiyonluğa inanıyorum...
Eğer futbolda şampiyon olsaydık; bütün camia "beşte beş" yapmak için basketbol takımının etrafında kenetlenip müthiş bir sinerji oluşturacaktı... Basketbol takımındaki oyuncularımızda "şampiyonluk yaşamayan tek branş" damgasından kurtulmak için extra motive olacaklardı... Bu şartlar altında; yani "hedef, takım sporlarında BEŞTE BEŞ" sloganıyla inanıyorum ki, Efes'e vurup geçecek, tahminime göre 4-1'le, en kötü ihtimal 4-2 ile seriyi bitirecektik...
Şu durumda dengeler öyle değişti ki... Ama ben koç ve menejer kadrosunu ne kadar eleştirirsem eleştireyim; oyuncularımızın yeteneğine, kişiliğine inanıyor, onların potansiyelini, ne kadar kazanmaya aç basketbolcular olduklarını çok iyi biliyorum...
Bilmiyorum; taraftar ne kadar destek verecek?.. Kulübün şu geldiği noktada yönetimle takım arasında ne kadar bütünleşme sağlanacak? Takım ne kadar kendini şu kaos ortamının dışında tutup finale odaklayabilecek?.. Yani futbolun karamsar havası bu branşa da bulaşabilir... Tersi de olabilir...
Yine de ben basketbolcularımızı çok seviyor, kazansalar kaybetseler ellerinden geleni yapacaklarına sonuna kadar inanıyorum... Onları her daim futbol takımına yönelik eleştirilerimden muaf tutuyorum... Bu final serisinde de çubuklunun hakkını vereceklerdir... Potansiyellerini sergiledikleri takdirde Efes bu takımı dört defa yenemez... Efes harika bir takım ama yaşadığımız onca soruna, Ömer Aşık ve Griçek'le yolların ayrılmasına rağmen biz bir derece daha kaliteli takımız...
Seri adına boyalı bölge savunması çok mühim... Kim orayı ele geçirirse bir adım öne geçer... Oğuz ve Semih vites yükseltmek zorunda... (Geçen yıl tanjeviç seri boyunca Oğuz'u kenarda unutmasaydı yine şampiyonduk...)
Bizim adımıza diğer kritik nokta; Roko Ukiç'in sahada ne kadar kalacağı... Bence rotasyondan muaf tutulup en az 32-33 dakika sahada kalmalı... Penetre edebilen tek gerçek oyun kurucumuz...
Emir egosunu dizginleyebilir ve tercihlerini doğru yapar, "esas oğlanlığa" soyunmazsa eşleşme problemi oluşturup, Efes'in başını epey ağrıtabilir... Point garddan power forwete kadar dört pozisyonda birden verim alınabiliyor ve bu büyük avantaj... Ama bazen acele ve saçma tercihlerle bir çuval inciri berbat ediyor... Mirsad'da böyledir ama final serisinde daha takım için ve dengeli oynayacaktır; buna eminim...
Ömer Onan'ın Rakoçeviç ile Efes arasındaki irtibatı koparacak ve Rakoçeviç'i bire bir oynamaya mecbur edecek bir savunma yapması lazım... Şu durumda Ömer Onan'da kritik ve fazla süre alması gereken isimlerden... Lynn Greer'i ilk defa banvit serisinde bu kadar takımla uyumlu ve yeri gelince sorumluluk alırken gördüm... Umarım bu olumlu gelişme final serisinde artarak devam eder... İşler tıkandığında onun üreteceği extra sayılara da çok iş düşecek... Kinsey şut yüzdesinde son haftalarda bir tutukluk yaşıyor ama özellikle baskılı savunmamız ve kısalardan gelecek ribaunt katkısı adına çok önemli...
Kim daha sert, sabırlı ve boyalı bölgeyi iyi kullanırsa o şampiyon olur... Niye biz olmayalım? Bizim oyuncularımız onlardan daha kaliteli...
Greer-Semih uyumu da önemli. Semih'i boyalı altında Greer'in çok iyi beslemesi lazım. Boyalı alanı zorlamalı, ayrıca içeriye Emir'in penetreleriyle sayı bulmaya çalışmalıyız.
Ilk mac bu aksam 20.00 de Sky Turk te canli yayinlanacak. Duyurulur.
Hele şükür final serisini izleyebileceğiz galiba![]()
Hayret, bizim maçlarımız ücretsiz ekranda yayınlanır mıydı? Çok büyük fedekarlık yapıyorlar.
Ne kadar zevk aldığım şey varsa ya zam geldi yada ücrete tebi oldu. Şimdi Avrupa ligi izlicez hemen şifre Basketbol maçı izlicez başka bi platformda yayınlanıyor.Garibanın bi sigarası vardı onada zam geldi yinede gelcek![]()
Alayının gözünü para bürümüş arkadaş yaa
![]()
![]()
Efes'e güveniyorum.İnşaAllah şampiyon olurlar.
Beşiktaşlı veya Galatasaraylı olup Efesi tutuyo olmak biraz ilginç geldi bana ama saygı duyuyorum.
Alta bi not dusecektim vazgectim. Eger Efesliysen dicek biseyim yok diye ama gerekliymis sanirim.
Sampiyon olacagimiza inaniyorum.Bugunku maci kazanmak cok onemli olacak.Allah yardimcimiz olsun..
Fenerbahçe, play-offlarda ki en rahat maçlarından birisini sergiliyor. İlk yarı bittiğinde 29-44 gibi bir üstünlüğü vardı. Fenerbahçe dış şutlarda 4/4 yaparken, Efes 1/7 yapabildi.
Efes'i supuruyoruz diyebilirim.Ilk periyotta Efes'i 9 sayida tuttuk ve ilk yariyi 44-29 onde kapattik.Harika oynuyoruz.Aman nazar degmesin..
Fark bir ara 20'ye çıkmıştı, 3. periyot çok önemli, genelde 3. periyotta takım düşüş yaşıyor. Eğer 3. periyotta fark 10'un altına düşmezse bu maçı kazanırız. Efes agrasif başlayacaktır 3. periyota.
"YÜCE ATATÜRK"
Final serisi 1.maç oynanıyor... İlk yarı biraz önce sona erdi:
Efes Pilsen: 29 Fenerbahçe Ülker: 44
İlk yarıyı çok daha büyük bir farkla kapatabilirdik... Ama tanjeviç salonda olduğu için midir, nedir... Koç Ertuğru Erdoğan -tıpkı Tanjeviç gibi- maçın 2.periyodunun tamamına yakınında Emir Preldzic'i point-gard olarak kullandı... Halbuki Emir'e böyle bir maçta oyun kurucu misyonu yüklenmeyeceğini geçen yılın finalinde gördük... Sadece maçın bazı bölümlerinde eşleşme problemlerini değerlendirmek için bir-iki dakika veya pozisyon icabı oyunu kurabilir ama bu kadar uzun süre oyun kurucu olarak kullanmaya kalkarsan Emir bu işin altından kalkıp, takımı organize edemez... Onun asıl pozisyonu small-forwet... Yani Ukiç gereğinden fazla kenarda bekledi... Bereket versin ki; şut yüzdemiz şu ana kadar mükemmel ve fark bu sebeple kapanmadı... Yoksa Emir'in oyun kurucu olduğu bölümde kapanabilirdi...
Boyalı bölge savunmamız muhteşem... İnşallah seri boyunca bu istek artarak devam eder... Çok daha fazla sertleşebiliriz... Yeter ki motive olalım... Tabii maçın şu anki akışına göre bu sertlik yeterli...
Aynı baskıya devam... Oyunu Ukiç kurmalı... Israrla çember altına top indirmekten vazgeçmek yok... Bir de şu faul problemi yakamıza yapışmasa... Fauller arasında müthiş bir uçurum var...
İkinci yarıda da aynı performansı sürdürürüz umarım.
3.çeyreğin başındaki kötü oyunla bir an maç gitti paniğine kapıldım ama 16 sayı önde 60-44 gireceğiz son çeyreğe.Deplasmanda serinin ilk maçını kazanmak büyük bir moral olacak.
Umarım son periyot "oyunu kur ve takımı yönet" diye yine Emir'i sahaya sürmez... Elbette Emir'den faydalanacağız ama önce kendi pozisyonunda...
Tanjeviçvari maceralara girmezsek şimdilik herşey yolunda... yeter ki; kenardan bu takımın freni çekilmesin...
Maci kazandik diyebiliriz.Son 1:25 skor 72-60 lehimize..
78-62 kazandik..Gercekten bu kadar rahat bir mac beklemiyordu kimse.Ukic mukemmeldi.Harika bir oyuncu.Emir cok iyiydi.Takim cok iyiydi.Helal olsun herkese..Taraftarimizda cok iyiydi deplasmanda..
Tebrikler takimimiza..
McGrady olsaydı.![]()