Şimdi bir diğer mesele, ki bu yeni 2010 tarihli birkaç yargıtay kararına konu olmuş bir mesele, o da şu. Firmanızın imza sirkülerine, yahut genel ifadesiyle, ticari belgelerdeki belirlenen yetkililerin durumuna göre, çift imza gerekli, her türlü ticari işlem kuşkusuz, çek işleminde de, tek imza var, ikincisi yok. Şu veya bu nedenle, kötü niyet, iyi niyet, onlar konu dışı, objektif yaklaşımda bulunuyorum. Yargıtayın eski kararları, böyle bir durumda, geçerli ve yeterli keşideci imzası içermediği için, çek geçersiz deniyordu. Hatta kökleşmiş içtihat boyutuna dahi yaklaşmıştı diyebilirim. Oysa Mart 2010 tarihli bir yargıtay kararı, diyor ki, ticaret kanunundaki genel olarak kambiyo senetlerine ilişkin bir kural, yetkisiz bir temsilcinin, kambiyo senedi düzenlemesi halinde, o temsilcinin şahsi sorumluluğu vardır, hükmünden hareketle, o tek imza sahibinin, hem çekte hesap ibraz tarihinde hesapta para bulundurulmaması nedeniyle, cezai sorumluluğu olduğunu dahi vurguluyor. Yani bu karar belki daha ardışık kararlarla, kökleşmiş içtihat haline gelmedi, ama, en yeni sayılabilecek bir kararında bu çekleri, ticaret kanununa göre geçerli bir çek olarak kabul etmekte. Firma adına geçerli, hayır onu demiyor, diyebilmesi mümkün değil ama, o imzalayan kişiyi bağlar ve de cezai açıdan halk deyişiyle yakar.

Aşağıdaki linkte Ömer Sivrihisarlı'nın konuşmasının 13. paragrafı.

http://www.ito.org.tr/wps/portal/duy...68ff610098f25c