- Arda dostum, nasıl gidiyor?
- İyidir Juan'cım uğraşıyoruz.
- Karnın aç mı sana bir şeyler söyleyeyim?
- Yok, sağol dostum.
- Ee nasıl gidiyor, var mı yeni takım?
- Uzun süredir o işlerin içinde değilim ya. Senin İngiltere'de işler nasıl?
- Heyecanlı bir sezon geçirdik, Avrupa'ya katılma mücadelesi verdik.
- Ee sonuç?
- Boşver Crystal'i gel seni bir yere götüreceğim, orada muhabbet ederiz.
Nereye?
Kapının önünce çıktık, Juan bir arabaya doğru hareketlendi.
İnanılmaz. Vay canına.
Sürüş boyunca bir konuşma olmadı.
...
Burası da neresi?
- Buraya Estadio Gran Canaria Stadium diyorlar dostum.
- Bir stada bu kadar yaklaşmayalı uzun süre oluyor doğrusu.
- Gel içeri girelim.
- İçeri mi?
Neler oluyor?
- Evet, hadi gel.
...
Boş stadı görünce bir an hüzünlenmiştim. Koltuklar boştu, sahada futbolcu yoktu, kulübe boştu. Stadın bu halini kesinlikle kendi halimle özdeşleştirebilirdim.
- Nasıl?
- Çim zemine uzun süredir bu kadar yakın olmadım dostum.
- Lafı uzatmayacağım...
Ne lafı?
- ... ben biri tarafından görevlendirildim. Görev demeyelim, bunu gönüllü olarak yapıyorum. Miguel Angel Ramirez, sana tanıdık gelmeyecektir. Babamın eski bir arkadaşıdır, aynı zamanda bu sahada oynayan futbol kulüplerinden birinin de başkanı.
- Tanıdık gelmedi.
Futbol?
- Sana bir kez soracağım dostum. İspanya İkinci Ligi'nde oynayan Las Palmas takımının başına geçmek ister misin?
İspanya? Dilini bilmiyorum. İkinci Lig? Çok düşük. Terfi edebilir miyiz? Bilmiyorum, zor. İklim güzel? Çok sıcağı sevmem. Deniz var? Türkiye'de de deniz var. Juan Diaz? Çılgın bu adam. Futbol? Evet, futbol. Futbol? Evet.
-
Evet.
- Cidden mi ?Tamam o zama...