Editör
Söylediklerine Genel Olarak Katılmıyorum. Çünkü Geçmişte Bir Takım Başarılar Elde Etmiş ve O Başarılarının Gölgesiyle Bir Çok Yıldız Oyuncuları Almış Ama Son 5-10 Yılda Hiçbir Başarı Sağlayamamış Takımlar Çok Var
Ben Planlı ve Sürekli Büyüyen Aç Olan Takımdan Yanayım Bunun Örneği Çok Fazla Böyle Sürekli Kendini Yenileyen Hırslı Takımları İzlemek Bana Daha Çok Zevk Veriyor
En Tehlikeli İnsan Az Anlayıp Çok İnanandır. "A.Çehov"
Öncelikle görüş bildiridiğin için çok teşekkür ederim. Başarıya aç ve planlı bir şekilde büyüyen takımlara vurgu yapmşısın peki sadece takıma odaklanıp futbolcunun istekleri ve futbolun seyir zevki boyutları ne olacak?Originally Posted by BaGa TaRKaN
Örneğin Ertuğrul sağlam başarıya aç bit TD ayrıca planlama yönü kuvvetli ve hırslı bir karaktere sahip. Ama işin içine Galatasaray, Ali Çamdalı ve Veysel Sarı transferi girdiğinde, durum ortada oyuncunun morali bozuluyor çünkü istediğin kadar aç hırslı planlı ol başarı bir yere kadar gelir en fazla Türkiye Kupası nı alırsın. O zman kadro dısı bırakılıyor oyuncu ve ne oluyor biz bu futbolculardan mahrum oluyoruz.
Peki Ali veya Veysel'i örnek veriyorum Almanya'dan Hannover İtalya'dan Lazio gibi takımlar istese Eskişehirspor, Galatasaray'a vereceği fiyatı çekermiydi? Bence hayır.
Bir örnek te yurt dışından, Suarez Liverpool'da hatrı sayılır bir ücret alıyor. Yani aslında kazancı yerinde ama sözleşmesinde ki madde eğer önümüzdeki seni ŞL ne gidemezlerse satış bedeli koydurttu, ayrıca bu turnuvaya ulaşmak için canını dişine takıyor efor sarfediyor, yazık değil mi ona ya sakatlansa futbol hayatını tehlikeye atacak bir durum söz konusu olsa Liverpool Bunun maneviyatı altında kalmaz mı? Ayrıca her sene yaşlanıyor ve en verimli çağında Belki final göreceği yerde Liverpool gibi eski başarıların gölgesinde kalmış yıldızı olmayan yaşlı bir kadro ve sıradan bir TD altında çırpınıyor.
Son sözlerimi sakın taşlama olarak algılama lütfen sadece futbolun nerelerden nerelere geldiğini ve burda aaslında kimsenin suçu olmadığını ama buna karşı duranın hem futbola hem futbolcuya hem futbolun seyir zevkine hemde futbol severlere olan zulmüne dikkat çekmek istiyorum.
1980 sonları Beşiktaşı; Başında duruşuyla, fikirleriyle, kararlarıyla Süleyman Seba ve onun lönderliğinde yapılan planlama doğrultusunda Metin Ali Feyyaz'lı kadro tam kolej takımı gelene 3- gidene 5 atan bir Beşiktaş. Peki ya sahada ki başarıların diğer boyutu? Toprak sahada antremanlar, soyunma odasındaki tek bir sobanın çevresinde ısınmaya çalışan futbolcular, malzeme kıtlığından, ıslak ıslak giyilen formalar. Aslında başarıyı daha anlamlı daha manevi değer katan değerler bunlar. Emek, ter gözyaşı. Peki kendi liginde yakaladığın bu başarıyı Avrupa'ya yine bu şekilde taşıyabilirmisin? yada Avrupa olmaz ama Kendi ligim bana yeter dersen Kendi liginde bunu devam ettirebilirmisin? Yada bırak ettirmeyi rakiplerin tesisleşirken Yıldızları kopartıp getirirken sen sadece bir duruş adına neden bunlardan mahrum kalasın? Kaldı ki gayrimenkul anlamında diğer 2 kulube milyonlarcca dolarlık fark atarsın? Peki neden buna ihtiyaç var Çünkü Özellikle Cruyff'un Ajax'tan Barcelona'ya olan transferiyle futbol değişti. Menejerlik sistemini ilk o geitrdi. Ajax yönetimine Amsterdam arena'da oynanan her maçın stat gelirlerinden yüzde istemesi(Çünkü ona göre taraftarlar takımdan çok kendisini izlemeye geliodu) gözleri açtı, Bu işte para var dendi. Dolayısıyla bugün bir Messi Ronaldo futbol dısında da kazanıosa bu onların suçu değil. Olması gereken bu, Çünkü eski zamanladan futbolun daha icat olmadığı dönemde bile sporcuların üzerinden kazanç sağlanırdı. Gladyatörlerin dövüş sonrasında terleri şişelenir, gösteri sonrası kapı önlerinde satılırdı.
Dolayısıyla sadece spor ve futbol üzerinden konusursak tamamen seninle aynı fikirdeyim ama futbol artık sadece futbol değil. Ya bir taraf oluyorsun yada betaraf ediliyorsun ve ben gönül verdiğim takımların sevdiğim futbolcuların ayrıca rakipleri içinde geçerli bu çünkü o zman rekabet olur ve çekişme yaşanır, betaraf olmasını istemiyorum.
Mesaj Yetkileri
Alıntılı Yanıtla