Kaybeden yine Fenerbahçe oldu. Bir sürü ceza almaları muhtemel hazırlık maçı olmasına rağmen.
Printable View
Kaybeden yine Fenerbahçe oldu. Bir sürü ceza almaları muhtemel hazırlık maçı olmasına rağmen.
Bu işin sonu gerçekten karanlık. Türk Futbolunda olmayacak şeyler yaşanacakmış gibi geliyor. Fenerbahçe burada ceza aldıktan sonra taraftar yine çileden çıkacak. Önümüzdeki en yakın maçta bu olaylardan daha fazlası yaşanacak. Bunu nasıl düzeltiriz bilmiyorum ama birşeylerin yapılması şart. Kendimi de buna dahil edebilirim. Bu kadar yaşanandan sonra sağlıklı düşünemiyoruz. Çünkü hayatta da birisi canınızı yaksa aynı karşılığı veririsiniz. Şu anda Fenerbahçe'ye karşı yapılan herşeyin karşılığını en tehlikeli şekilde vermeye başladık. Allah sonumuzu hayır etsin. Umarım en kısa zamanda eski günlerimize döneriz...
Son yaşanan operasyon sürecinde basın nedeniyle bu taraftarın yaşadıklarını bir durup düşünün arkadaşlar lütfen. Kimseye karşı şiddet kullanılması taraftarı değilim. Zaten kulübümüz ağır bir suçlama altında. Basın da ilk günden beri şikeci, küme düşürülmesi gerekir gibi yetkililere 'yol gösterici', topluma suçlu ilan edici bir tutum sergilerse ağır tepki görür. Basına karşı birçok eylem yapıldı. Hangisini okudunuz, izlediniz basında? Tepki tüm basının tutumuna değil elbet. Bu süreçte habercilik yapmaya çalışanları da vardı. Ama forumdaki operasyon konusunda da sıkça dile getirilen 'özel' basın kuruluşlarının yaptığı karalama kampanyasının sonucudur bu. Geçenlerde Ankara Fenerbahçeliler Derneği'nin Anıtkabir ziyaretini "Fenerbahçelilerden anlamsız ziyaret" manşetiyle verenlere, Aziz Yıldırım'ın eşgal belirleme fotoğrafını manşetten yayınlayanlara, ilk günden beri Ekrem Açıkel, Mehmet Baransu, Atilla Türker gibi güçten yana pervane isimlerin iddialarını, söylediklerini sürecin geleceği nokta olarak gösterenlereydi bu tepki.
Kimse kusura bakmasın ama basına karşı basın bildirisi mi yayınlansaydı, pankart mı yapılsaydı? Fenerbahçe forumlarına bir göz gezdirin. İnsandan bahsedilmiş madem, o insanların durumunu da bir düşünün. Tamam takılmak, dalga geçmek olacak. Rekabetin doğasında var. Ben dün tribünde Kümede kal Galatasaray' diye bağırdıysam, bugün de bana takılacak Galatasaraylılar. Bunların dışında insanlıktan bahsediyorsak eğer; henüz sadece şüpheli olduğu halde 87 yıl hapis cezası kesilen, şikeci diye adı çıkarılan Aziz Yıldırım'a da azıcık değinelim. Fenerbahçe taraftarı insanların neler yaşadığını, kimi basın kuruluşlarının bu duruma etkisinin ne derece olduğunu düşünelim.
Şiddet yanlısı değilim. Ama basın haddini aştı. Bu kimi basın organları Fenerbahçe'ye karşı aleni bir savaş başlattı. Sağduyulu davrananları tenzih ederim ama birçok rakip takım taraftarının da ağzının suyu aktı bu durumu karşısında. Çok hoşlarına gitti. Bilmiyorlardı Fenerbahçelinin duygularını. Bu durum Sigma'dan 7 yemeye benzemiyor. Bu durumun psikolojisi Pendikspor'a elenmeyle aynı değil. Bu durumun yaşattığı travma son maçta kaybedilen 2 şampiyonluktan kat be kat fazla, ağır.
Nihayetinde bir spor olayıdır. Ama dediğim gibi ülkemizde taraftarlık çok farklı yaşanıyor. Bunu da göz önünde bulundurmalıydı basın. Buna göre yayın yapmalıydı. Yanlış haberler yapılır, yapılıyor her yerde. Ama doğrudan bir camiayı karşına alıp karalarsan, bunu arttırarak devam edersen buınun sonuçları olacaktır. Bu yürüyüş olur, pankart olur. Eğer hala anlayamazsan tasvip etmesek de, yaşanmasını istemesek de taş olur sopa olur. Bu savaşı kimi basın kuruluşları başlattı. Şu yaşanan olayların suçlusu tamamen Fenerbahçe taraftarı değildir.
Sadece medyada degil, TFF'de taraftari gerdi. Bir an once herseyi net bir sekilde gozlerimiz onune serseler cok iyi olcak.
Gerci her turlu medya galip gelcekya, gunluk hayatimizin her yerindeler.
Aziz Yıldırım'ı yanlış yaptığında eleştirmişizdir, hatta ben artık son dönemde Mehmet Ali Aydınlar'ın başkanımız olmasını istiyordum. Ancak Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe için yaptıkları inkar edilemez. Kızının mezuniyet töreniyle Fenerbahçe maçı çakıştığında Fenerbahçe maçını tercih eden bir insan. Eşinden boşanmasının en büyük sebebi olarak Fenerbahçe'ye ayırdığı zaman dolayısıyla ailesine zaman ayıramaması gösteriliyordu. Burada her ne kadar bir veda sinyali olsa da başkan bu soruşturmayı atlattığında görevine devam etmesini kendisi bile engelleyemez. Çünkü an itibariyle işleyen süreçte Aziz Yıldırım yandaşı da muhalifi de seven Fenerbahçe taraftarı da sevmeyen Fenerbahçe taraftarı da tamamen Aziz Yıldırım'ın yanında duruyor. Dolayısıyla bu mesele atlatılırsa Aziz Yıldırım kaldığı yerden 2 kat daha güçlü şekilde başkanlığına devam eder ve bu olumsuz sürecin etkilerini hem maddi hem de manevi anlamda kırar. Zaten kulübü için büyük fedakarlıklar gösteren taraftar daha da fazla kenetlenip, kulübe daha fazla katkı sağlayacaktır. Tabi tüm bunlar için ilk adım olarak başkanın serbest kalması gerekiyor.
Evet Ankaragücü taraftarını çorabının içine kadar arıyolar bişey varmı diye. Buz gibi Ankara ayazında az çıkartmadılar ne var ne yoksa.
http://a7.sphotos.ak.fbcdn.net/hphot..._7894304_n.jpg
KFY yapmış bu pankartıda. Gayet hoş olmuş.
Tamam dava bitince konuşuruz orayı. Siyasi içerik silinmiş biliyorum ama senin şike soruşturması hayatını kariyerini ne kadar etkileyecek orasını merak ettim. Sınavdan daha önemli demişsin bana ama bence yanlış düşünüyorsun. Futbol karın doyurmaz oynamadığın sürece öğrencilik doyurur ama. Ya bir şeye güveniyorsundur yada bilmiyorum orasını Ö.M atarım demişsin atarsan sevinirim ona göre davranır konuşurum. Lube Ayar demişsin çıktı bizide işin içine soktu dedin. Daha öncede bu kişi bunları sööyledi takan olmadı şimdi söledi sizde işin içine mi girdiniz. Bu kadarda yanar döner olmayın bence madem delil var diyordu herkes sizin içinde geçerli delil var aldılar bu kadar basit
Ukrayna temsilcisi Shaktar Donetsk'in kaptanı Darius Srna, Fenerbahçe maçında yaşanan olaylar sonrası açıklamalarda bulundu.
Yeni sezon öncesi hazırlıklarını sürdüren Fenerbahçe, Şükrü Saracoğlu Stadı'nda oynanan dostluk maçında Shakthar Donetsk ile karşı karşıya geldi.
Mücadelenin 60. dakikaasında çıkan olaylar sonrası maç yarıda kalırken Ukrayna ekibinin kaptanı Darius Srna maç sonrası açıklamalarda bulundu.
Srna, "İstanbul'a gelmekten, büyük bir tarihi olan bir kulüple karşılaşmaktan çok mutluyum. Bu kadar çok karşılıksız sevildiğine göre Fenebahçe Kulübü'nün çok büyük bir başkanı var herhalde. Maç sonlanmadığı için üzgünüm. Çılgıncaydı ama buna rağmen hayatımda yaşadığım en iyi futbol atmosferiydi" şeklinde konuştu.
Shakthar'ın tecrübeli yıldızı Darius Srna sözlerine şu şekilde devam etti: "Açık ve güzel bir oyundu. Böyle bir şeyin tekrarlanmaması için başkanları umarım en kısa sürede serbest bırakılır. Daha önce böyle bir olay Hajduk'ta oynarken kötü sonuçlar dolayısıyla başıma gelmişti ama bu Türk karakteri. Futbolcularını, başkanlarını ve kulüple ilgili olan her şeyi çılgınca seviyorlar. Hoş bir tepki değil ama onları anlıyorum."
Sporx
Basın bir malzeme buldu mu üzerine gidiyor, yeter ki sansanyon yaratsınlar. Basının davranışı gerçekten mide bulandırıcı ama şike soruşturması bitmeden bütün olayları Fenerbahçe'yi bitirmek için komplo olarak görmek de doğru değil. Diğer takımların taraftarları kesin bir yargıda bulunmak için bekliyor, satmıyorlar başkanlarını. Herşeyin belirsiz olduğu bu dönemde kesin yargıda bulunmamak gerek bence.
Rüzgar Eken Fırtın Biçer..
Dün yapılanların sonuna kadar arkasındayım ve her söylenen tezahüratın altına da imzamı atarım.. Gelsinler varsınlar tutuklasınlar, atsınlar içeri. Zaten Kulüp başkanı içerdeyken biz napalım dışarda.. Emin olun dün 40 bin kişi de bunları düşündü.. Bir tepki verilmesi gerekiyordu artık..
Spor dostluk kardeşliktir dedik, küfür yok dedik, dedikçe üstümüze çıktılar..
Umuyorum ki bundan sonra içerdeki tüm maçlarımızda aynı taraftar kitlesi oluşur stadda..
Kimse unutmasın Fenerbahçe'nin sahibi Aziz Yıldırım, Şekip Mosturoğlu, Cemil Turan değildir. Fenerbahçe Fenerbahçelinindir, Fenerbahçe Türkiye'dir..
21 Temmuz akşamı Şükrü SARACOĞLU’nda yaşananlar FENERBAHÇE’yle ilgili her konu gibi manşetlere taşındı..
“Skandal” diyen de vardı.. “Rezalet” diyen de..
“Eyvah eyvah” çeken de oldu, aba altından sopa gösteren de!. Ve tabii ki “Başları belada” ve hatta “işte şimdi yandılar” anlayışıyla zil takanı da..
Gerçeği en özetleyen başlık şöyleydi :
“Sarı Lacivert öfke sahaya indi”
Evet doğru, FENERBAHÇE öfkeli!.
FENERBAHÇELİ öfkeli!.
Elbette öfke onaylanacak “aferin” denilecek bir durum olamaz!.
Hele FENERBAHÇE taraftarının, renklerini, armasını taşıyan takımlarının spor yapmasına engel olacak bir öfkeyi savunması tamamen anlamsız..
Ama önce geniş perspektifte bakmalı!..
Öfkeyi şöyle tanımlıyor Türk Dil Kurumu sözlüklerinde :
“Engelleme, incinme veya gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hışım, hiddet, gazap”
Engelleme, incinme ve gözdağı karşısında..
Yani öyle sebepsiz değil!..
FENERBAHÇE taraftarı neden kendini engellenmiş, incinmiş ve gözdağı verilmiş gibi hissediyor acaba?. İşte bu soru medya tarafından sümen altı edildikçe, gerçek fotoğrafın herkesçe görülmesi mümkün olmayacak..
FENERBAHÇE taraftarı “Biz büyük takımız, şike yapsak da bizi düşüremezsiniz” demiyor ki!.
Ana okulu müsameresi tadında yürütülen bir sürece isyan bu!..
Yargısız infaza, medya linçlerine, hukuksuzluğa tepki bu!.
Çünkü FENERBAHÇELİ kendini “gayrimeşru” yollarla engellenmiş hissediyor. Üstelik ironik ama “yargıya intikal etmiş” bir olayda..
FENERBAHÇELİ fazlasıyla incindi!. Çünkü liderleri henüz iddianamesi bile ortada olmayan bir suçla medya ve toplum önünde en masum ifadeyle çirkin yöntemlerle “mahkum” ve toplum düşmanı ilan edildi. Gönülden bağlı oldukları takımlarının “en büyük delili” olan alınteri hiçe sayıldı. Türkiye’nin en büyük spor kulübü futbol camiasından temizlenip atılması gereken bir yara gibi lanse edildi.
Bir de gözdağı verildi sözde!.. Yok şu kadar yıl hapis, yok küme düşürme, futboldan men!. İyi de hangi kanıta göre?..
Sonuç olarak kendisini engellenmiş, incinmiş hisseden ve alenen gözdağı verilen taraftar “saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hışım” gösterdi 21 Temmuz akşamı Kadıköy çimlerinde!.
Şimdi en net soru şu;
Bunun giderek aynen sözlükte yazdığı gibi bir “hiddet ve gazaba” dönüştüğünü görmemek için illa kör mü olmak lazım?
UĞUR AKKAYA
alıntıdır. 12numara.org
Hoşunuza gitmeyen yayınlar yapan gazete,dergi,tv kanalı gibi basın organlarını takip etmeyerek tepki gösterilmesi gerekiyor,onlara şiddet uygulayarak değil.Madem 25 milyonun duygularıyla oynuyorlar,en azından yarısı bu gazeteleri satın almasa,internet sitelerine girmese veya kanallarını seyretmese çok güzel bir tepki olur kanımca.Ayrıca daha da etkili olur.Şiddet basit bir çözüm ve bana göre asla kabul edilemez bir şey.Orada şiddete uğrayanların- türk ya da değil- bir kısmının bu yaşanılanlarda payı olmaması bile bu şiddetin uygulanmaması gerektiğine ve savunulamamasına yeterli.
Katılıyorum ve ekleme yapmak istiyorum. Dünkü tepki çeşidi, basının korkup sinmesini değil aksine kalemini şertleştirmesini daha fazla uydurma haber yapmasını sağlar yani kutuplaşmayı arttırır. Ayrıca suçluluğu kesinleşmemiş herkes masumdur derken, basını bu denli eleştirirken ellerinde delil olmadan başkanımızı kulübümüzü karalama kampanyası yapıyorlar, bizim kötülüğümüzü istiyorlar derken, sizlerin elinde en ufak bir delil olmadan körü körüne savunmanız da manidar. Ben suçludur değildir demiyorum, ancak ilerleyen dönemlerde Aziz Yıldırım ya da başka bir yöneticinin suçu sabit görülür hem şahıs hem kulüp ceza alırsa, yani basın kısmen de olsa haklı çıkarsa o zaman bu verilen tepkiler anlamsız olmayacak mı ? Kalkıp özür dileyecek mi yabancı madde atanlar ?
Suçsuzluğu savunmak için kanıt gerekmez. Suçsuzluğun ispatı diye birşey yoktur. Aslolan suçun ispatıdır. Kimse suçsuzluğunu ispatla yükümlü değildir hukuksal açıdan.
Bu operasyonda iki sonuç var; ya suçlu çıkacaklar, ya da suçsuz. Basının davranışı olasılıklar üzerine konuşmak değil maalesef. Basının düşüncesi sabit, hükmü verdiler: Suçlular. Fenerbahçe küme düşecek, Yöneticiler hapis yatacak. Bizlerin tepkisi basının hüküm vermesine. Gizli yürütüldüğü söylenen bir soruşturmada henüz kanıt da, delil de belli değilken basının Fenerbahçe ve yöneticilerini şikeci ilan etmesine tepkimiz. Fenerbahçe'yi resmen küme düşürenlere tepkimiz. Fenerbahçe'ye ve soruşturmada gözaltına alınan isimlere atılan çamura, yapılan karalamaya tepkimiz. Başından beri deniyor ki suçsuzluğuna inanıyoruz. Delil belli değil, kanıt belli değil, ne ile suçlandıkları net bir şekilde belli değil hukuki olarak. Basında hüküm verildi ama. Aziz Yıldırım'a 87 yıl hapis verildi. Fenerbahçe küme düşürüldü.
Böylesine sert bir tepki gerekliydi. Varsın daha da sertleşsin üslupları. Onlar kalemleriyle kağıtlarıyla dövmeye çalışıyorlar Fenerbahçe'yi. Şiddet sadece fiziksel temastan mı ibaret? Kimi basın organlarının Fenerbahçe'ye karşı tutumu bir şiddet gösterisi değil midir?
Abi şimdi söyle söyleyim, hukuk açısından çok bilgi sahibi değilim ancak yürüttüğüm mantığa göre, suçsuzluk da ispat gerektirmez mi ? Misal bir cinayet davası, o gün o saatte başka bir yerde başka insanlarla olduğunu ispatlayarak suçsuzluğunu kanıtlayabilirsin. Basit bir mantık belki ama böyle düşündüm.
Basının olayında ben Fenerbahça taraftarını eleştirirken empati de yapıyorum, basının bu huyunu yeni öğrenmedik biz, her olayda en ufak malzemeyi büyütürek, abartarak rant sağlamaya çalıştıklarını herkes biliyor. Çoğu habercinin piyasada kalabilmek için yaptığı şey bu o nedenle içlerinden çok azı sıyrılıyor, onların görüşünü okurken, dinlerken herkes saygı duyuyor. Spor basınında örnek olarak, Bülent Timurlenk, Uğur Meleke gibi.
Bence verilmesi gereken tepki Şemsi'nin dediği gibi olmalıydı, böyle bir organizasyon onlara çok büyük darbe vurabilirdi. Biz zamanında Galatasaraylılar olarak Hürriyet gazetesi için denedik bunu, pek başarılı olamadık ama ben her gün baktığım Hürriyet'in sitesine Ercan Saatçi'den sonra hiç bakmadım, gazeteyi almadım, aldırmadım. Sizlerin maruz kaldığı olay ise çok daha büyük, haliyle bu yönde bir tepki çok etkili olabilir. Hatta kısmen yapılıyor bu, Lig Tv diğer kuruluşlara göre çok yumuşak geçiyor haberlerini, çünkü bir takım iptaller söz konusu olmuş. Tabii onların ticari boyutunu da gözardı etmemek gerek.
Son paragrafına katılıyorum, ancak şiddeti şiddetle çözemezsin, daha da körüklersin diye düşünüyorum.
şimdi anlamadığım, sıcak köşklerinde oturup geceleri spor programlarında makara yapıp, bu süre zarfında Fenerbahçeyi eleştiren, hemen hüküm veren köşe yazarları, tüm ülkeyi karıştıran, yolda kese kağıdı bulsa gizli belge diye gazeteye basan, hayatı belge çantası taşımakla geçen, şov peşinde, eli deklanjöre değmemiş insanlara tepki gösteren fenerbahçeliler hırslarını bu işin en emekçi kesimi olan, işlerinde ZERRE KADAR YORUM OLMAYAN sadece deneni yapan, ve kazançları çektikleri iki fotoğraf olan bu basının en çok çalışan, en az kazanan foto muhabirlerine saldırınca basına tepki mi göstermiş oldular?
siz şimdi mehmet baransuya tepki mi gösterdiniz? erman toroğluna tepki mi gösterdiniz? onlar bundan etkilendimi yoksa? fenerbahçe taraftarı dişine gelen güçsüze saldırdı dün akşam. burada bilinçli fenerbahçeli arkadaşlar var. ama dün saldırganların yüzünde pek o bilinç yoktu.
birde tsyd de şöyle bir açıklama var:
Bazı meslektaşlarımızın, stat müdürü’nün direktifleriyle stada alınmamaktan başlayıp görev yapmalarını önleyici nitelikteki saldırıları nefretle kınıyoruz. Stat müdürlerinin böyle bir yetkilerinin olmadığını da hatırlatmak istiyoruz
Statlarımızda görev yapan spor gazetecileri için gündeme getirilen bir yanlış uygulamanın ne sonuçlara yol açabileceği umarız ki bu olayda görülmüştür. Taraftarla gereğinden fazla içiçe olunmasına yol açacak mekan düzenlemeleri, ilgili UEFA kurallarına ve uyarılara karşın düzeltilmemektedir. Bunun bilinçli ve kasıtlı olarak yapıldığı, bizzat ilgili kişiler tarafından ifade edilmektedir..
---
hukuk, spor dahil her konuda çok bilgili olan, ve bu bilgisini sürekli dillendiren, karar mekanizmalarına hatırlatmalardan da eksik kalmayan fenerbahçe yönetimi acaba kendi uyması gereken kuralı bilmiyormu? bu süre zarfında enteresan bir enstantane oldu.
Bu tepki gösteriliyordu zaten en başından beri. Hanginiz okudunuz, izlediniz basında bununla ilgili bir haber? Bu tepkiler sonucunda tutumu değişti mi basının? Hala aynı çizgilerinde değiller mi? Emenike, Sezer dediler patladılar. Sustular mı? Hala bir sürü iddia ile suçlu göstermeye çalışıyorlar Fenerbahçe ve şahısları. Suçsuzluğunu ispatla mükellef değildir hiçkimse. Aksine iddia sahipleri suçluluğu ispat etmek zorundadır.
Gönül isterdi ki duyarlı TSYD, üyeleri Fenerbahçe'yi şikeci diye küme düşürmeye çalışırken, Aziz Yıldırım'ı 87 yıl hapse mahkum ederken, serbest bırakılan Emenike'nin şike paralarını saydığını iddia ederken de açıklama yapsaydı.
Tepki kişilere değildi. Kurumlaraydı. Orada kurumların elçisi olarak bulundukları için o muhabirler tepki gördü. Maçın başında da basın tribünündeki yazarlar çıkartıldı. Sadeec foto muhabirlerine tepki gösterilemedi yani. Basından kim varsa tepki gösterilmeye çalışıldı. Yayıncı kuruluşun kameraları kırıldı, çekim yapmalarına müsaade edilmedi. Basın Fenerbahçe taraftarını öyle bir gerdi ki bu operasyon sürecinde, kendileri de farkında bunun. Cadde'deki yürüyüşe hiçbir basın mensubu gelememişti. Çeşitli platformlarda Fenerbahçe yanlısı olduğu söylenen Ntv Spor'un bile kamerası yoktu, görüntüleri Fenerbahçe Tv'den aldılar.
Bence daha farklı bir tepki yolu bulunabilirdi. Ama bu tepkinin gösterilmesi gerekliydi. Doğru ya da yanlı, tasvip ederiz ya da etmeyiz, iyi oldu, güzel oldu.
Tepkinin şiddeti yeterli gelmemiş demek ki, ya da basının bu tutumu onlara kazandırmaya devam etmiş. Attıkları başlıklara bakarak o gazeteleri satın alan diğer takım taraftarları da çok ciddi bir kitle sonuçta, bunu gözardı ettim ben. Şu suçsuzluk olayında tam olarak aklıma yatmadı, bir araştıracağım.
Hayır gerekmez. o kişinin katil olduğunu iddia eden kişi o kişinin o gün o an cinayet yerinde olduğunu ispatlaması gerekir. ispatladığı takdirde savunma karşı tarafa geçer. ve başka yerdeyse onu ispatlar. ilk önce iddia eden ispatlamak zorundadır. (ve ispatın mahkemece kale alınır birşey olarak görmesi gerekir)
burada daha ispatlanmasını bırak ispatlanacak yer olan mahkemeye bile çıkılmamıştır doğru düzgün.
Dünkü olaylar yüzünden Fenerbahçe'ye ceza gelecek mi?
yanlis hatirlamiyorsam 2005-2006 sezonunda everton ile hazirlik maci yapilmisti o mactada olaylar cikmisti hatta bir taraftar vurulmustu kulübe 1 mac seyircisiz oynama cezasi verilmisti
Şiddet birşeyleri çözmez, o sorunun yarattığı siniri alır ama sorunun kendisine faydalı olmaz. Burada sahaya inen adamlar çocuklarına şiddetin ve kaba kuvvetin zararlı olduğunu nasıl anlatacak? Basın kimseyle savaş halinde değildir, o an en çok para getirecek kaynağı arar. Türkiye'nin çok ciddi bir kesimi Fenerli olduğuna göre Fenerliler bu tarz yapan yayınları almazsa o gazeteler ciddi çöküş yaşarlar.
Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Başkanı Yüksel Günay: "Adalete saygımız güvenimiz tam. Ama geç gelen adalet de adalet olmaz" dedi.
AA
Bize ibretlik ceza verenleri sahalarda görmek isteriz..
Tepkinizi gazete almayın falan denmiş de, Türkiye de günlük sadece 3 milyon gazete satılıyor ve bu sayının 1 milyonu Zaman gazetesi.. Bu ortamda okumayarak tepki verilmez, kendimizi kandırmış oluruz.
Ben evde haberturk'ü izlemesem de bişi değişmez çünkü evimde reyting aracı yok. Hikaye bunlar..
Shaktar maçı için 2 kelamda ben edeyim. :)
Bende maçtaydım. Migros Tribünündeydim ve olaylar sadece 10 metre önümde oldu. Güvenlik görevlisi sahaya giren adamın üstüne atladı ve 4-5 güvenlikçi adamı yerde hırpaladılar. Bunu gören oyuncularımız adamı kurtarmak için koştular ve güvenlikçilerin elinden adamı oldular. Sonra olay koptu. Birkaç kişi aşağıya inip banada vursana lan hadi diye güvenlik görevlilerine saldırdılar. Sonra yumruklaşmalar oldu ve en sonunda ön taraftakiler reklam panolarını tekmeleyerek yıktılar sonrada sahaya daldılar. Sahaya daldıklarındada bir anda herkes sahaya girmeye başladı ve güvenlik görevlileri kaçmaya başladı.
Doğru birşey değildi belki ama; güvenlik görevlilerinin yerdeki adamı dövmesi ne kadar doğru ise taraftarlarımızında yaptıkları o kadar doğruydu. Maç çıkışı Fenerium'da birkaç güvenlik görevlisiyle konuştum. Adam aynen şunu dedi; "Eğer dediğiniz gibi yerdeki adamı dövmüşlerse taraftar iyi yapmış". Onlar stadda değildi ve olayı görmediler. Ama telsizle saniye saniye bilgi almışlar. Hatta Emre Belözoğlu 2 tane güvenlik görevlisine yumruk atmış. Onuda Fenerium'daki güvenlik görevlisi söyledi.
Ben sahaya girmedim. Girmelerinide doğru bulmadım. Ama 1 senedir küfür edip ceza almamak için kendini sıkan taraftar ufacık bir olayda böyle patladı.
Bir tane adamda elindeki birşeyi havaya kaldırdı ve migros tribününe doğru tuttu. Bir anda dumanlar içinde kaldık ve nefes aldığımızda boğazımızı acıtıyordu. Kendimizi dışarı zor attık. Hala ne sıktığını bilmiyorum.
Fenerbahçe taraftarı gazete okumamak, satın almamak, izlememek gibi tepki göstermeden saldırdı gibi bir anlayış varsa doğru değil. Bu bizim ilk tepkimiz değil. Satın almamak, okumamak, izlememek, takip etmemek gibi tepkiler çoğu Fenerbahçeli tarafından koyuluyor zaten. Ama bu tepkinin büyük bir etkisi olmadı basın üzerinde. Bir söz var, yanılmıyorsam Ziya Paşa'nın; "Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir". Aynen o durum. Yayla çıkartmasında tepki gördüler, takibindeki cadde yürüyüşünde tepki gördüler. Uslanmadılar. Hala saldırmaya devam ettiler. Bazı arkadaşlar demiş ki neden görevini yapmaya çalışan foto muhabirlerine saldırıyorsunuz. Oraya gelen bütün medyacılara tepki gösterildi. Saha içindeki muhabir değil sadece. Basın tribünündeki eli purolu yazarlara da tepki gösterildi. Yayıncı kuruluşa da tepki gösterildi. Mehmet Baransu, Ekrem Açıkel, Atilla Türker, Fatih Altaylı iyi ki gelmediler o maça. İnanın sağ çıktıklarına bile pişman olurlardı. Fenerbahçe taraftarı kimlere tepki göstereceğini büyük oranda biliyor.
Belli bir kesim Fenerbahçe taraftarları sayılarının çok olmasıyla övünür.Kimisine göre 20 milyon,kimisine göre 25 milyon,hatta kimisine göre 30 milyon kişiden oluşan bir kitlenin,kötü niyetle aleyhlerinde yayın yaptıklarını düşündükleri medya organlarını boykot yoluyla tehdit edemiyorsa,çok da övünülecek bir şey değil o zaman bu taraftar sayısı.
Şemsi ülkede 20 milyon gazete satılsa ve bu gazetelerin tamamını Fenerbahçeliler alsa haklısın. Ama ülkede satılan gazete sayısı nedir? Çok az diye biliyorum. Bunların kaçını Fenerbahçe taraftarı alıyor, çok azın da azı :) Kaç kişinin evinde reyting aleti var? Kaç tanesi Fenerbahçe taraftarında? Bu tepki ve boykot işe yaradı birçok basın kuruluşunda. Zaten tepki doğrudan tüm basına değil. Tepkinin odak noktası başından beri belli idi. Yandaş medya ve Doğan Grubu. Onlar benim düşünceme göre sırtlarını dayadılar sağlam bir desteğe, hala devam ediyorlar saldırılarına. Ayrıca özeleştiri de yapmak gerek bazen. Taraftar büyük oranda benzer hareket etse de, bir bütün değil. Aziz Yıldırım'ın suçsuz olduğunu düşünenler olduğu gibi şikeci yaftası vuranlar da var maalesef. Şu operasyon sürecinde bu taraftarın yaptığı inan Türkiye'de kolay kolay yapılamaz bir daha diye düşünüyorum.
Osman abi, ben gazete satış rakamlarını,kaç kişinin evinde reyting ölçüm cihazı olduğunu falan bilmiyorum.Ama bahsedilen rakamlar önemli sayılar sonuçta.Ben sanmıyorum ki bu bahsettiğiniz yayın organları Fenerbahçe taraftarını tamamen gözden çıkartabilsin.İyi bir örgütlenmeyle -ki internet bunun için çok iyi bir ortam -bence bu medya kuruluşlarına iyi bir zarar verilebilir.Mesela gazete almazsın,bu kuruluşların sitesine girip hit sayısını artırmazsın falan.Bunlar yapılmıştır mutlaka ama kaç kişi gerçek manada tâbi oldu acaba?
Abi şunu yazdıktan sonra yukarıdakilerin inan hiçbir önemi kalmıyor. Bu adamlara öldüresiye saldırmak kimlere tepki göstereceğini büyük oranda bilmek mi? Alıntıladığın mesajımı yazarken amacım o şekilde tepki konmak istenirse mümkün olduğuydu, bu konu hiç kafamda yoktu ama şu yazdığını okuduktan sonra açıkçası dehteşe kapıldım. Bana kalırsa Fenerbahçe taraftarı bazı şeyleri körü körüne yapıyor. Tüm yöneticiler ve kulüp aklanırsa büyük bir iş olarak görülecektir belki ama ya aklanmazsa? Aklanmazsa gereken tepkiyi yöneticilere gösteririz diyorlar ama bu insanlara gösterilen ağır hareketler ne olacak? İpin ucu kaçtı. Umarım anlatabilmişimdir ne demek istediğimi.