Sneijder su gibi top oynuyor adam :D Bence Mancini oynatamıyo bu adamı :D
Printable View
Sneijder su gibi top oynuyor adam :D Bence Mancini oynatamıyo bu adamı :D
ahahahaha efsane caps olmuş :n::n:
https://pbs.twimg.com/media/BWo2yhdCMAAPofT.jpg:large
Son resim fena :D :zuhaha
Şuan 4. sıradaymışız. Herşeyin özeti. FIFA sıralamasında da gitgide düşeriz. 2016'da da aynı şeyler olacak. Bu kadro jenerasyon ile daha fazla şey yapılamaz. Oyuncu çıkmadıkça her aynı şeyleri yaşarız. Açıkçası süpriz olmadı. Hep Romanya Romanya maçı dendi ancak Hollanda'yı kimse iplemedi. Onlarında torba muhabbeti çıkınca biraz ciddiye aldılar ve kimsenin süpriz bir şekilde ihtimal vermediği takım bizim hayallerimize son verdi.
Klasik Türk sonu. Geçmiş olsun bir kez daha. 2002 haricinde Dünya Kupası'na olan özlem, yine devam ediyor.
Teşekkürler Milli Takım,teşekkürler Fatih Terim.
Sağlık olsun.
Kısır döngüye gidiyor resmen iş 48 sene daha bekleyeceğiz anlaşılan geçmiş olsun beceriksizliğimiz başımıza iş açtı.
sağolun beyler abdullah avcıyı nasıl kovdururuz diye uğraşacaklarına kaybettikleri herhangi bir maçı alsalardı şimdi play off taydık
Bizim için tek çare şu an Fatih Terim'in 3-4 yıl takım başında kalması. Adam gibi bir kadro ve adam gibi bir oyun anca öyle olur. Umarım kalır.
Selçuk ilk yarı savunma da çok kötüydü. Hücumdaki preslere hiç katılmadı ve bu sayede Hollanda rahat çıktı. Volkan yediği iki golde de hatalı. O kilo da kaleci olmaz birader. Çeviklik 0.
Olcay oyuna girdikten sonra yanlış seçimler yaptı hep, beni rahatsız etti bu görüntüsü..
Neyse önümüzdeki maclara bakıcaz :D
Volkanın kurtardığı 10 milli maç sayabilecek olan var mı? Ama maçı batırdığı 10 tane hemen sayılıyor...
Bu arada 2016 da büyük ihtimalle fransada oluruz malum 24 takım katılacak
Son olarak kadıköyün zemini diyorum sadece rakiplerimizden biri de oydu
Maçı batıranları yazacak olursak ilk sıra için Volkan'dan önce çok isim yazılır ama Volkan çok hantallaştı. toparlanmalı.
Neyse zaten play of'a kalsak bile turu geçeceğimizi düşünmüyordum. Geçmiş olsun.
Burak Yılmaz yine formdaydı bol bol kazmalık yaptı,elinde Gökhan varken Olcanla başlamak nedir bir tuhaf maçtı
Arda açıklamasını dinlemediniz herhalde normalde taktiğimiz bekleyip kontradan gol atmaya çalışmaktı dedi(ki doğru olan bu) golü yiyince oyun planımız değişti dedi goldeki hatası da çok açık volkanın romanya maçında da hata hep hata hep hata
eğer istese bu maç 7 tane bile atardı hollanda bize çok rahat hem de,ama oyuncular hafta sonu maçları var diye kasmadı çoğu 11 kere ofsayta yakalandılar bu bizim defans çizgimizden dolayı değil oyuncuların kasmamasından dolayı
Sadece bu maç için söylüyorum fatih terim şapkadan tavşan çıkarmaya çalıştı.
Kalede artık güven vermeyen volkan, ne hikmetse nereden çıktıysa olcan adın, yokları oynayan selçuk inan ve yine yeniden burak yılmaz. (hadi selçuk eyvallah yerini dolduramayabilirsin yada bir frikik atar.)
Klübede gökhan töre ve alper potuk varken, neden ilk on bir'de başlamaz anlamış değilim.
Bence hem antrenör hemde oyuncu açısından büyük bir revizyon yapılabilir. Yada fatih terimi en tepede tutup geniş bir oyuncu ağı ile isimleri bir kenara atıp form durumuna ve sisteme uyan oyuncular ile devam edilmeli.
Futbolun altın kuralı atamayana atarlar.. O kadar kaçırırsan top döner dolaşır senin kalene girer. Ama olsun en azından Fatih hoca sayesinde umutlarımızı son maça kadar taşıdık. Helal olsun Fatih hocam teşekkürler bize bu heyecanı yaşattığın için..
http://youtu.be/UsvS9OZWoq4?t=8m45s
Ozellikle 8:56'dan itibaren soyledikleri.
Ve mactan sonra soyledikleri:
Biraz yaslandi hoca.Quote:
"Skoru alamadığınız gibi morali de alamıyorsunuz. Uluslararası maçlarda kendi ligimizin üstüne çıkmalıyız. Son bir haftada Türkiye'de milli takım olgusu var. Türkiye, daha iyi bir milli takım olacak. Hollanda bizden daha sağlam yeri basıyor, her halükarda bizi yenebilirlerdi. Öyle anlar var ki, golün olmaması sizi demoralize ediyor. Yediğimiz ya da atamadığımız goller şansızlık değil, yeter artık bu şansızlık. Şansızlık şansızlık diye diye yıllarımız geçti. Çok üzgünüm. Bugün 1-1'i yakalasak olay çok daha değişik olurdu, olmadı girmedi atamadık.
Açıkçası ben oyun anlayışımızdan pek memnun değilim. Bunu çok yerde söylüyorum ama biz futbol oynamayı bilmiyoruz. 90 dakika boyunca santraforlarımız stoperlerin kucağında, orta sahadaki ikilimiz bir kez bile ceza sahasına bir koşu denemedi. Maçın başından sonuna kadar ceza sahasına top yığmaya çalıştık. Böyle olunca pozisyon bulma olağınığımız çok kısıtlanır.
Robben'e de ayrı tebrikler. Bir dünya tekme falan yedi ama adam çıktı işini yaptı. Sniejder'e de teşekkürler.
Selçuk ve Arda da hayal kırıklığıydı benim için. Arda'yı fiziksel olarak çok kötü buldum. Arda ve Selçuk'un biraz ağırlığını koymaları gerekirdi.
Maçın en kötüsü Selçuk'tu. İnanılmaz kötüydü, kendisi yüzünden bi süre sonra kapattım maçı izleyemedim. Adamdan beklediğimiz ile yaptığı şeyler arasında dağlar kadar fark var. Topal bile hücumda daha verimliydi izlediğim kadarıyla. Volkan aynı zaten yalnız o top zor bir toptu bunun yanı sıra Semih'te de hata vardı.
Olcan'la başlamasından çok sorun aslında Olcan - Arda ve Hasan'ın sol tarafta oynamasıydı.
Gökhan'ı ne sanıyor hoca bilmiyorum ama ilk yarı sağ taraftan sağlam bir etkimiz olmadı zaten olamazdı da.
Robben'den mi korktuk anlamadım ki ben.
Burak zaten bildiğimiz aynı terane neyse alıştık ona da buna bir de Umut eklenince zaten golü bulmanız imkansızlaşıyor.
Selçuk İnan'a da bir şey demiyorum, git gide Nuri Şahin'e benziyor benim gözümde. Topal ondan daha fazla hücumda top alırken kendisinin atılan toplarıda ayağından kaçırması çok güzeldi.
Tribünler harikaydı ama bu tribünler bu takıma çok fazla geldi. Doğal olarak tempo git gide düştü..
Bu maç sabaha kadar oynansa biz yine golü atamazdık bu net.
Ömer ve Topal hariç tüm takım çok kötüydü.
Semih buraları kesinlikle haketmiyor
Bana cikip birisi diyebilir mi ki, biz sunu oynamaya calistik ama surada hata yaptik da ondan yenildik. Diyemezsiniz cunku taktik namina hicbir sey yoktu sahada.
Kimse kusura bakmasin da adam gibi taktik gelistirip rakibin zaaflarini bulup oynamadan, sadece mac oncesi gaz vererek, hadi aslanlarim, evlatlarim diyerek sistem takimini yenemezsin.
Galatasaray'lı oyuncuların fiziksel eksiklikleri o kadar göze çarpıyor ki. Kafa istiyor ama vücut izin vermiyor. Burak zaten kendi kendini bitirdi bu sezon. Umut'a da gol kaçırdı diye kızamıyorum çünkü Umut golcü olarak değil önde basan, rakibi rahatsız eden 2. forvet asli görevi golden çok yanındaki adamlara boşluk yaratmak. Selçuk zaten bu sezon resmen ölü, bu tempoyu kaldıramadı ancak alternatifsiz oluşu elimizi kolumuzu bağlıyor. Geliyor Galatasaray'da 90 dakka 50 maç oynuyor üstüne Milli takımda oynuyor, yolculuktu falandı kaldırmıyor vücut haklı olarak. Bir şekilde dinlendirmemiz lazım artık şu adamı. Ancak Allah'ı var Semih çok iyiydi, günden güne daha da iyi oluyor. Arada ufak tefek hatalar yapsada defanstaki emniyet sibobumuz ayrıca Ömer'le birlikte iyi bir ikili oldular. Sağ bekte Gökhan Gönül zaten harika ancak onunda alternatifi yok gibi. Selçuk gibi o da zaman zaman fiziken düşmeler yaşayacaktır ancak Sabri en azından idare edebilecek seviyede o bölgeyi. Sol bekler zaten Allah'a emanet. Bugün Arda da o bildiğimiz Arda değildi. Olcan çabaladı ama yetmedi tecrübesi. Topal iyiydi ancak o da pas hızını bir türlü ayarlayamadı ki muhtemelen zemin kaynaklı bir olay. Gökhan Töre baya iyiydi oyunu hareketlendirdi, etki yarattı hemen bana kalırsa 11'de o başlamalıydı. Son olarak kaleye gelirsek Volkan bitmiş arkadaş. Hem fiziken hem de mental olarak yokları oynuyor resmen. Artık kaleyi Onur veya Tolga'ya devretmesinin zamanı geldi.
Genel olarak bakarsak kadromuz ciddi derecede alternatifsiz. Gökhan Gönül'ün, Arda'nın, Selçuk'un, Topal'ın, Burak'ın, Umut'un hatta Töre'nin yerine koyupta yokluğunu aratmayacak adamımız yok, sol bekimiz zaten yok. Caner'e haksızlık etmek istemem baya formda son dönemde ama o da sol bek değil. İş yine aslında alt yapı meselesine geliyor. 70 milyon nüfusun içinden adam gibi oyuncu çıkaramıyorsan turnuvalara falan katılmayı hak etmiyorsun zaten. Ulan koskoca 70 milyondan 2 tane mi forvet çıkarabiliyosun anasını satıyım. Çıkmış da sayılmaz zaten ikisi de yarım yamalak forvet, yazık.
Volkan'ın sıkıntısı çeviklikten çok sağ tarafıyla ilgili sağ omzunda sıkıntı var galiba böyle haberler gördüm o tarafa uçamıyor Fenerbahçede de aynı şey oluyor sürekli sağdan yiyor golü. bence Hollanda bu konuyu kesinlikle konuşmuş hep sağına vurmaya çalıştılar.
engin kuyt solemis olabilir. sagina vurun diye.
İkinci yarıda Persie'nin çıkması da kötü oldu.
Kuyt daha çok yıprattı biz ne güzel bir sistem oturtmuştuk savunuyorduk Persie'yi. O da çok takmadı sanıyorum ki zaten çıktık diye :uzgun:
Bence Fatih Terim'in özellikle geçtiğimiz sezon göze hoş gelen, herkesin istediği, rakip kim olursa olsun hücum düşünen zihniyeti bu maçı en başta kaybettirdi bize. Kazanabilirdik tabii ama bu çok büyük bir riskti. Ve her zaman işe yaramıyor. Özellikle kısıtlı imkanlarla, kapasitesi belli oyunculara sahipken sürekli hücum düşünerek üst düzey takımlarla baş edemezsiniz. 1 olur, 2 olur. Sonra çıkar 6 yersin, kazanman gereken maçı kaybedersin. Ha bu anlayış benim de hoşuma gidiyor. Keşke sürekliliğini sağlayabilsek. Ama zor, olmuyor. Kontrollü bir oyun anlayışı benimsememiz lazımdı. Belki sahaya çıkan kadro da bunu yapabilirdi ama ne Burak, ne de Umut'un orta saha oyuncusu gibi top yapabilme imkanı yok. 4-4-2 yerine 4-2-3-1 başlamalıydık bence. Maç bittikten sonra yorum yapmak kolay. Maç öncesi 2 forvetimizin de böyle basit pozisyonları kaçırabileceği tahmin edilemezdi denebilir. Bence denmemeli. Artık alıştık kaçan pozisyonlara. Umut formdaydı son zamanlarda, tek forvet olarak da onunla başlanmalıydı. Burak'ın saçma sapan beceriksizlikleri ortadayken onun için orta sahada 1 kişi eksik kaldık. Aynı zamanda sahada da eksik kaldık. Benim 4-4-2 anlayışımda 2'li forvetin birisi pas dağıtmayı bilen, hücum oyununu yönlendirebilen birisi olmalı. Fatih Terim'in Galatasaray ile 2011/12 sezonundaki Necati Ateş gibi. Bu tip bir oyuncu ile uzaktan yakından alakası olmayan Umut-Burak ikilisiyle Hollanda'ya karşı çıkmak intihar etmek gibi. Neyse yazdıkça yazacağım ben anlaşılan. Uzatmak istemiyorum.
Son olarak; Fatih Terim ile uzun zamanlı bir sözleşme yapılmalı. Yeni bir yapılanmaya gidilmeli. Bu ülkede bunu yapabilecek bence 2 kişi var şu an; Fatih Terim ve Ersun Yanal. Tabi egolarından kurtulmuş bir Fatih Terim'in üstüne kimse yok ülkede bu düzeni kurabilecek ama bu da oldukca zor bu vakitten sonra. Her neyse, Ümit milli takımımız ile A milli takımımız arasındaki koordinasyon sağlanmalı. Ümit milli takımda başarılı olup da A milli takımda da 5-6 oyuncusunu izlediğimiz bir jenerasyon gelmedi 1981-1982 jenerasyonundan sonra. 1988 jenerasyonundan herkes umutluydu ama onlarda hep 17 yaşında kaldılar sanki. Bir türlü adapte edemedik A milli takıma. O takımın en önemli yıldızı Nuri Şahin çağrıldı A milli takıma en çok. Son zamanlarda Caner Erkin ve Onur Kıvrak. Onlar da 25 yaşından sonra. 1985 jenerasyonu U20 dünya kupasında oynamıştı 2005'te, Fransa'da. O kadrodan da Selçuk ve Burak'ı monte edebildik. Onlar da 25 yaşından sonra yine. Son U20 DK'nda oynayan 1993-1994 jenerasyonunda da güzel oyuncular var. Onlar için bari 2018'i beklemeyelim, yine yaşlarının 25 olmasını. Elin oğlu 19 yaşındaki yeteneğe 10 numaralı formayı verip, takımın as oyuncusu yapıyor. Biz Türkiye Kupası'nın kolay turlarında 5 dakika şans verilince seviniyoruz. Ben bu maçta Olcay Şahan yerine Hakan Çalhanoğlu'nun oyuna girmesini istedim. Maç 0-2 zaten, Olcay'la dönecek maç Hakan'la hayli hayli döner bence. Hakan olmazsa Alper Potuk'tu tercihim. Ama olmadı. Neyse yine uzatıyorum.
U19 ve özellikle Ümit milli takımımızdaki genç yeteneklerin kulüp takımlarında şans bulmaları açısından projeler üretilmeli. Maç kadrosuna en az 3-5 tane 20 yaş altı oyuncu koyulsun mesela. Zaten disko-bar kariyerini futbol kariyerine tercih eden gençken büyük yetenek olanlar yüzünden çıkarabildiğimiz kaliteli oyuncu sayısı 1-2, onların da önünü tıkamak için projeler üretmeye çalışıyoruz.
Sonuna kadar okuyanlara teşekkürler :) İyi geceler herkese.
Burası anlatmak istediğimi tam olarak karşılamamış. Birkaç şey ekleyeyim. Bizim genç milli takımlarımız geçtiğimiz yıllarda rakipleriyle başa baş oynayabiliyorlardı. Ama o rakip oyuncular kulüp takımlarında düzenli şans bulurken bizim oyuncularımız bulamıyor. O oyuncular oynayarak gelişirken bizimkiler abilerinin oyunlarını izleyerek gelişmeye çalışıyor. O oyuncular ülkelerinin A takımlarında yaklaşık 50. milli maçına çıkarken, genç milli takımlarda rakibi olan bizim oyuncularımız 10. maçına bile çıkamıyor oluyor tekrar rakip olduklarında. Biz hala 23-24 yaşındaki oyunculara genç gözüyle bakıyoruz ama yabancılarda bu yaştaki bir oyuncu 30. milli maçına çoktan çıkmış oluyor. Bu akşamki maçta da spiker Hollanda'nın kalecisi için "çok genç" tabirini kullandı birkaç kez ama adam 24 yaşında. Tabi bu söylediklerim o takımların tüm oyuncuları için geçerli değil. Adamlar biraz ışık gördüğü oyuncunun gelişimi için uğraşıyor, bizse son 10 dakika maç garantiyse pişiriyoruz.
Bizim genç milli takımlarımız geçtiğimiz yıllarda rakipleriyle başa baş oynayabiliyorlardı demiştim en başta. Son zamanlarda genç milli takımların maç sonuçlarını takip edebildiğim kadarıyla pek eski havamız yok. Özellikle genç takımlardaki hoca seçimleri dikkatle yapılmalı. Ahbap-çavuş ilişkisi ile eski oyunculara gelir imkanı sağlanmaktan vazgeçilmeli. Bu konuda bilimsel çalışmalar teşvik edilmeli. Ve genç takımlara hoca seçerken bu çalışmaları yapabilecek kişilere, çocuk-genç psikolojisinden anlayan insanlara iş verilmeli.
Ben Volkan'ı savunmuyorum ama macın sorumlusu olarak Volkan'ı göstermek çok saçma. İlk golde Semih'in zamanlama hatası, Arda'nın hücumdaki yanlış tercihleri, gg'nin etkisizliği, Selçuk'un oyunu yönlendirmedeki yokluğu, Burak ve Umut'un sac bas yolduran top kontrolleri varken sıra Volkan'a zor gelir.
Yok onun hatası yok bunun hatası. Koskaca 75 milyonluk Türkiye'de 11 kişilik Hollanda'yı yenecek takım yetiştiremiyorsak; en başta hata vardır. Çıksalarda adam gibi topunu oynasalardı. Hep kısır döngü devam ediyor 2. sayfada paylaştığım gibi. Fatih Terim yaşlanmışta, şöyle olmuş. Hala bahane üretiyoruz. Bi hatırlayın Fatih Terim Milli Takımdan nasıl ve ne şekilde gönderilmişti? Bu kısır döngü devam ettikçe bahane üretmeye devam ederiz. Hiç üzülmüyorum hakediyoruz...
Futbolumuzun geliştiği dönemi baz alarak söylüyorum, 2000'den bu yana herhangi üst düzey bir ülkeye karşı galibiyetimiz var mı ? Elemelerde veya Turnuvalarda var mı ?
Euro 2000
Galibiyetler (Belçika) Durum: Çeyrek Final
2002 Elemeleri
Galibiyetler (Slovakya, Makedonya, Moldova, Azerbaycan)
2002 Dünya Kupası
Galibiyetler (Çin, Japonya, Senegal, Güney Kore) Durum: Dünya 3.
2003 Konferadasyon Kupası
Galibiyetler (A.B.D, Kolombiya) Durum: Turnuva 3.
2004 Elemeleri
Galibiyetler (Slovakya, Makedonya, Lihtenştayn)
2006 Elemeleri
Galibiyetler (Ukrayna, Arnavutluk, Gürcistan, Kazakistan)
2008 Elemeleri
Galibiyetler (Yunanistan, Norveç, Bosna-Hersek, Moldova, Macaristan,Malta)
Euro 2008
Galibiyetler (İsviçre, Çek Cumhuriyeti, Hırvatistan) Durum: Yarı Final
2010 Elemeleri
Galibiyetler (Bosna-Hersek, Estonya, Ermenistan)
2012 Elemeleri
Galibiyetler (Belçika, Avusturya, Azerbaycan, Kazakistan)
2014 Elemeleri
Galibiyetler (Romanya, Estonya, Andorra)
Evet tablo bu kabataslak 15 seneye yakın bir sürede koskoca Ulusal Takım 1 tane üst düzey futbol ülkesini yenememiş, bu süreçte bu tarz ülkelere karşı oynadığı çoğu maçı da kaybetmiş. Klasik olarak her başarısız Milli Takım maçları sonuçlarında aynı şeyi söylerim, biz sadece kendimizi kaf dağının ardında zannediyoruz, Futbolumuz bu, ötesi yok. Biz iyi bir futbol ülkesi değiliz, güçlü bir futbol ülkesi hiç değiliz. Biz sadece başarıyı seven bir topluluğuz, Sporu değil sadece başarıyı seviyoruz, ötesi yok.
Bugunki tabloda emegi gecen herkese ayri ayri ...
Tessekur ederiz :)
Ülkece futbolu sevmiyoruz Kazanmayı kaybeden tarafla dalga geçmeyi seviyoruz şimdi kısa bir özet halinde durumu değerlendirelim
1-Mevcut durumda artık her milli takım kadrosunda 3-4 tane genç olmalı yedek ve o dönemdeki formda en iyi 11 oyuncuyu sahaya sürmeliyiz mesela dün burak yanlış tercihti volkan da aynı şekilde hasan ali de dün 4-5-1 ile oynamalıydık ama 4-4-2 oynadık hata yaptık bundan sonra bizden güçlü rakiplere 4-5-1 oynamalıyız yoksa ortasahayı bırakıyoruz zaten son 30dakika fizik olarak bitiyor takım
2-Artık şu ülkede futbolcu YETİŞMELİ.u21'i de gördük hepsi tırt hepsi alman patentli zaten kaliteli futbolcu olacakları bundan sonra çok zor milli takımımıza çağırırız almanlar her maç gençlere de yer veriyorlar takır takır işliyor sistemleri dünyanın en büyük 2 futbol ülkesinden biriler artık bir şekilde bizim ülkemizde futboldan gelenler futbolu yönetmeli ve bu kısa süreli olmamalı elinde bilmem kaç milyon top oynayabilen genç var sen bunlardan seç 100 tanesini geliştir fırsat tanı gerisi onların kaderi
3-Şans verme şansını doğru kullanmasını sağlamalıyız arda geçenlerde bir röportajı oldu çerçeve diye bir programda onu dikkatle izleyin tabi sonra aydın yılmaz gibi de olabilir ondan kendilerini geliştirmelerini sağlamalıyız
4-bir ekolümüz bile yok bakın kartalsporun bile var ama türkiyenin yok hep şans topun önlere düşmesi filan sonucu başarılı olduk...
Bunları söylüyorsunuz ama siz şahsen söylediniz mi bilmiyorum, bir çok kişi sınırsız yabancı kontenjanı istiyoruz diyor. Sonra da neden oyuncu yetişmiyor diye üzülüyorsunuz.
Altyapı maliyetlerine katlanmak ve baskıyı kaldırmaya çabalamak yerine 3 kuruşa 3. sınıf futbol ülkelerinden ucuz yollu futbolcu transfer ederek günü kurtarmak, baskıyı yabancı oyuncuların üzerine atıp başarısızlığı savurmak kolay geliyor çünkü. Yetiştirmek yerine yabancı transferi kulübün genç oyuncularının şans bulmasını, süre almasını imkansızlaştırıyor. Sonra da neden oyuncu yetiştirilmiyor? Türkiye'nin en iyi altyapısı Bucaspor, Salih'ten kazandığı parayı 1,5 Milyon Euro'yu sağdan soldan oyuncu transfer etmek, çarçur etmek için altyapısını kapattı, altyapı hocalarını kovdu. Onlar da Altınordu'ya geçti. Başarı maşarı hakgetire.
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Sınırsız yabancı statüsü olsa bile zerre kadar ilerlemeyecek Türk futbolu. Bir kaç iyi futbolcu getirerek başarı sağlanmaz. Olsa olsa adı toplama kadro olur ya da Real Madrid olur. Barcelona gibi mükemmel La Masia altyapısı oyuncuları ile oynayan takım karşısında madara olursun.
Yönetim baskıyı bir yere itelemek, günü kurtarmak için pili bitmiş popüler bir oyuncu transfer ederek parayı çöpe atmak istiyor. Taraftar da yönetiminin peşinden kör gibi koşuyor. Sonra neden Türk futbolu ilerlemiyor? Neden olabilir acaba?
Yabancı kuralı sınırlı iken bu halde olan ülke, sınırsız hale geldikten sonra ne kadar rezil bir duruma düşecek hiç düşündünüz mü acaba? Paramızı çöpe atacak kadar zengin bir ülkenin evlatları mıyız?
Basketbol ile futbolu karşılaştırma bile. Basketbolda her kulüp altyapıdan bir oyuncu çıkarmak istiyor. Çünkü bütçeler düşük. Bütçelere oranla yıldız oyuncuların maliyetleri çok yüksek. O yüzden basketbolda futboldan daha büyük başarılar elde ettik. Basketbolda yabancı sınırı olmasının artık bir anlamı yok. Çünkü her takım altyapısından oyuncu çıkarmayı asli görev olarak kabul etmiş durumda ve zamanında gelen Yugoslav altyapı hocaları sayesinde altyapı hocalarımız da çok şey öğrendi. Çok eğitimliler. Basketbolda altyapı seçmeleri 4-5 yaşına indi. Mükemmel seviyede eğitim veriliyor. Tıp gelişmelerinden yararlanılıyor. Sırbistan'dan sonra Avrupa'nın en iyi altyapı ülkesi oldu basketbolda Türkiye. Her yaştaki jenerasyonda en iyi oyuncu sıralamasında ilk 5'te en az 1, ilk 10 da ise en 3-4 oyuncumuz var. Kendi jenerasyonunda Avrupa'dan en iyi oyuncu kabul edilen oyuncu bile var bizde. Genç Milli Takım ile Avrupa Şampiyonu olduk. Basketbolda sınırsız yabancı olabilir ama futbolda asla.
Almanya'da sınırsız yabancı statüsü var derken önce altyapıların, sonra da stadyumların revize edildikten sonra sınırsız yabancı kuralı çıktığının ve takımların ortak olarak altyapı oyuncuları kullanmaya söz verdiğinden haberdar mısınız acaba?
Bu kafa ile üzülmeye daha çoooooooook devam ederiz.
Kaç senedir var yabancı sınırı niye sadece 2-3 tane futbolcu yetişti peki?