Anket Sonuçlarını Görüntüle: Sonuç ne olur ?

Voters
29. You may not vote on this poll
  • Türkiye kazanır

    21 72.41%
  • Berabere biter

    2 6.90%
  • Hollanda kazanır

    6 20.69%
1 ile 30 arası toplam 119 sonuç

Konu: Türkiye - Hollanda | Dünya Kupası - D Grubu

Hybrid View

  1. #1
    Nesil
    2003
    Yer
    Antalya
    Yaş
    43
    Mesajlar
    4,736

    Default

    Bence Fatih Terim'in özellikle geçtiğimiz sezon göze hoş gelen, herkesin istediği, rakip kim olursa olsun hücum düşünen zihniyeti bu maçı en başta kaybettirdi bize. Kazanabilirdik tabii ama bu çok büyük bir riskti. Ve her zaman işe yaramıyor. Özellikle kısıtlı imkanlarla, kapasitesi belli oyunculara sahipken sürekli hücum düşünerek üst düzey takımlarla baş edemezsiniz. 1 olur, 2 olur. Sonra çıkar 6 yersin, kazanman gereken maçı kaybedersin. Ha bu anlayış benim de hoşuma gidiyor. Keşke sürekliliğini sağlayabilsek. Ama zor, olmuyor. Kontrollü bir oyun anlayışı benimsememiz lazımdı. Belki sahaya çıkan kadro da bunu yapabilirdi ama ne Burak, ne de Umut'un orta saha oyuncusu gibi top yapabilme imkanı yok. 4-4-2 yerine 4-2-3-1 başlamalıydık bence. Maç bittikten sonra yorum yapmak kolay. Maç öncesi 2 forvetimizin de böyle basit pozisyonları kaçırabileceği tahmin edilemezdi denebilir. Bence denmemeli. Artık alıştık kaçan pozisyonlara. Umut formdaydı son zamanlarda, tek forvet olarak da onunla başlanmalıydı. Burak'ın saçma sapan beceriksizlikleri ortadayken onun için orta sahada 1 kişi eksik kaldık. Aynı zamanda sahada da eksik kaldık. Benim 4-4-2 anlayışımda 2'li forvetin birisi pas dağıtmayı bilen, hücum oyununu yönlendirebilen birisi olmalı. Fatih Terim'in Galatasaray ile 2011/12 sezonundaki Necati Ateş gibi. Bu tip bir oyuncu ile uzaktan yakından alakası olmayan Umut-Burak ikilisiyle Hollanda'ya karşı çıkmak intihar etmek gibi. Neyse yazdıkça yazacağım ben anlaşılan. Uzatmak istemiyorum.

    Son olarak; Fatih Terim ile uzun zamanlı bir sözleşme yapılmalı. Yeni bir yapılanmaya gidilmeli. Bu ülkede bunu yapabilecek bence 2 kişi var şu an; Fatih Terim ve Ersun Yanal. Tabi egolarından kurtulmuş bir Fatih Terim'in üstüne kimse yok ülkede bu düzeni kurabilecek ama bu da oldukca zor bu vakitten sonra. Her neyse, Ümit milli takımımız ile A milli takımımız arasındaki koordinasyon sağlanmalı. Ümit milli takımda başarılı olup da A milli takımda da 5-6 oyuncusunu izlediğimiz bir jenerasyon gelmedi 1981-1982 jenerasyonundan sonra. 1988 jenerasyonundan herkes umutluydu ama onlarda hep 17 yaşında kaldılar sanki. Bir türlü adapte edemedik A milli takıma. O takımın en önemli yıldızı Nuri Şahin çağrıldı A milli takıma en çok. Son zamanlarda Caner Erkin ve Onur Kıvrak. Onlar da 25 yaşından sonra. 1985 jenerasyonu U20 dünya kupasında oynamıştı 2005'te, Fransa'da. O kadrodan da Selçuk ve Burak'ı monte edebildik. Onlar da 25 yaşından sonra yine. Son U20 DK'nda oynayan 1993-1994 jenerasyonunda da güzel oyuncular var. Onlar için bari 2018'i beklemeyelim, yine yaşlarının 25 olmasını. Elin oğlu 19 yaşındaki yeteneğe 10 numaralı formayı verip, takımın as oyuncusu yapıyor. Biz Türkiye Kupası'nın kolay turlarında 5 dakika şans verilince seviniyoruz. Ben bu maçta Olcay Şahan yerine Hakan Çalhanoğlu'nun oyuna girmesini istedim. Maç 0-2 zaten, Olcay'la dönecek maç Hakan'la hayli hayli döner bence. Hakan olmazsa Alper Potuk'tu tercihim. Ama olmadı. Neyse yine uzatıyorum.

    U19 ve özellikle Ümit milli takımımızdaki genç yeteneklerin kulüp takımlarında şans bulmaları açısından projeler üretilmeli. Maç kadrosuna en az 3-5 tane 20 yaş altı oyuncu koyulsun mesela. Zaten disko-bar kariyerini futbol kariyerine tercih eden gençken büyük yetenek olanlar yüzünden çıkarabildiğimiz kaliteli oyuncu sayısı 1-2, onların da önünü tıkamak için projeler üretmeye çalışıyoruz.

    Sonuna kadar okuyanlara teşekkürler İyi geceler herkese.
    daha 19 yaşında, düşlerinde özgür dünya...

  2. #2
    Nesil
    2003
    Yer
    Antalya
    Yaş
    43
    Mesajlar
    4,736

    Default

    Quote Originally Posted by di canio View Post
    U19 ve özellikle Ümit milli takımımızdaki genç yeteneklerin kulüp takımlarında şans bulmaları açısından projeler üretilmeli. Maç kadrosuna en az 3-5 tane 20 yaş altı oyuncu koyulsun mesela. Zaten disko-bar kariyerini futbol kariyerine tercih eden gençken büyük yetenek olanlar yüzünden çıkarabildiğimiz kaliteli oyuncu sayısı 1-2, onların da önünü tıkamak için projeler üretmeye çalışıyoruz.
    Burası anlatmak istediğimi tam olarak karşılamamış. Birkaç şey ekleyeyim. Bizim genç milli takımlarımız geçtiğimiz yıllarda rakipleriyle başa baş oynayabiliyorlardı. Ama o rakip oyuncular kulüp takımlarında düzenli şans bulurken bizim oyuncularımız bulamıyor. O oyuncular oynayarak gelişirken bizimkiler abilerinin oyunlarını izleyerek gelişmeye çalışıyor. O oyuncular ülkelerinin A takımlarında yaklaşık 50. milli maçına çıkarken, genç milli takımlarda rakibi olan bizim oyuncularımız 10. maçına bile çıkamıyor oluyor tekrar rakip olduklarında. Biz hala 23-24 yaşındaki oyunculara genç gözüyle bakıyoruz ama yabancılarda bu yaştaki bir oyuncu 30. milli maçına çoktan çıkmış oluyor. Bu akşamki maçta da spiker Hollanda'nın kalecisi için "çok genç" tabirini kullandı birkaç kez ama adam 24 yaşında. Tabi bu söylediklerim o takımların tüm oyuncuları için geçerli değil. Adamlar biraz ışık gördüğü oyuncunun gelişimi için uğraşıyor, bizse son 10 dakika maç garantiyse pişiriyoruz.

    Bizim genç milli takımlarımız geçtiğimiz yıllarda rakipleriyle başa baş oynayabiliyorlardı demiştim en başta. Son zamanlarda genç milli takımların maç sonuçlarını takip edebildiğim kadarıyla pek eski havamız yok. Özellikle genç takımlardaki hoca seçimleri dikkatle yapılmalı. Ahbap-çavuş ilişkisi ile eski oyunculara gelir imkanı sağlanmaktan vazgeçilmeli. Bu konuda bilimsel çalışmalar teşvik edilmeli. Ve genç takımlara hoca seçerken bu çalışmaları yapabilecek kişilere, çocuk-genç psikolojisinden anlayan insanlara iş verilmeli.
    daha 19 yaşında, düşlerinde özgür dünya...

Mesaj Yetkileri

  • You may not post new threads
  • You may not post replies
  • You may not post attachments
  • You may not edit your posts
  •