Hayır Aykut Kocaman'ın Fenerbahçe için yeterli olup olmadığı konusunda tartışmalara hak veriyorum da kişiliğine, kendisine yapılan saygısız yorumları ve hakaretleri görünce gerçekten sinir oluyorum.
Hayır Aykut Kocaman'ın Fenerbahçe için yeterli olup olmadığı konusunda tartışmalara hak veriyorum da kişiliğine, kendisine yapılan saygısız yorumları ve hakaretleri görünce gerçekten sinir oluyorum.
ben ustelik de bir fenerbahcelinin kendi icinden cikan, camianin en degerli kisilerinden birine boyle saygisizlik etmesini hic anlayabilmis degilim. GSde de bir donem hagiye hasan sasa hatta terime yapilanlardan sonra dustukleri durumlari gorduk. simdi tam aksi yonde ne kadar sahip cikiyor degerlerine ve sonrasinda da o kenetlenmeyle basarilar geldi. biz daha ilk mactan adam kesmeye basladik. gereksiz bir tweetin pesinden kostuk, taraf icinde taraf olduk. cok komik.
Şahsen ben adamı seviyorum, ama sanki yeterli değil gibi. Benim bildiğim Fenerbahçe her teknik adamla şampiyonluğa oynayan takım. Ama bence yetersiz bir teknik adam. Hem bir soru soracağım size Aykut Kocaman daha önce hangi takımlarda çalıştı ?
Başka bir forumda gördüm bu yorumu ve size sormak istedim;
- 3 senede Fenerbahçe gibi bütçesi olan bir kulube kemik bir takım oluşturamadı,
- 3 sene içinde 1 adet genç futbolcu kazandırmadı,
- 3 sene içinde kendi isteği ile alınan hiç bir futbolcu başarılı olmadı ( Özer, Hasal Ali, Orhan Şam) fiyasko resmen,
- 3 Sene içinde güzel futbol izlettirmedi,
- 3 sene sonunda hala selçukla, baroniyle, topal ve topuzla oynuyoruz.
Aykut hoca, Fenerbahçe'ye ne kazandırdı?
peki Terim 1996 oncesinde hangi klupte calisti? turk TD leri icin baska sans var mi? baska nasil bir kariyerle gelebilirdi Fenerbahceye, bu soru biraz manasiz. yabanci bir TD olsaydi sorgularsin ama yerli TDler icinde hangisi yurt disindan gelip 3 buyuklerin basina gecti ki zaten. hem FB ile bir sampiyonluk rozeti de bulunuyor, bu yeterli degil mi? o sampiyonluga inanmayan FB taraftari varsa sike davasinda savunduklari degerlerde samimi olduklarindan suphe duyarim sahsen.
diyebilirim her bir madde icin :D
Alex konusunu istersen geçmişi de anımsayarak şuradan oku:
http://www.hayatimfutbol.com/sayi_46/index.html
48. sayfada başlıyor ilgili yazı, birkaç sayfa sürüyor;
okuduğun zaman söylediklerimde ne kadar haklı olduğumu anlayacaksın.
Kocaman'a inan sadece ben değil, bugün milyonlarca F.Bahçe taraftarı aynı şeyleri söylüyor, benden daha ağır konuşanlar, hakaret, küfür edenler dahi var. Ve bu sadece hocanın teknik yönüyle değil, tavırlarıyla ilgili. Egosu çok yüksek bir adam. Kendisini Mourinho sanıyor.
Bugün baktığında birçok köşe yazarı dahi Kocaman'ı eleştiriyor artık, bu Alex ve diğer konularla ilgili. Kulaktan dolma bilgiler değil, açık açık medyaya verilen demeçler olayın içyüzünü gösteriyor.
Alex hocayı, yönetimi vizyonsuz diye eleştirmekte haksız mı? En son 2009'da ŞL'ye gitmişsek, bu sorgulanmalı. Orta sahada transfer açığı olduğu Emre gittiği günden beri, Mayıs ayından beri apaçık ortada iken hala transferin ŞL'ye kalıp kalmamaya bağlamak vizyonsuzluk değil midir? Senin bir vizyonun olur; dersin ki, bütçem şudur, hedefim şudur, o doğrultuda ilerlersin, eğer başarısız olursan da riskleri kabul edersin. Bir takım 30 Ağustos günü hala orta saha transferini yapmıyorsa, ilk ön eleme maçına transferi (stoper) yetiştiremiyorsa, ikinci ön eleme maçı öncesi diziliş ve taktik değişip büyük bir kriz baş gösteriyorsa o takımın vizyonundan söz edilemez.
Bienvenu'yu Moskova'da kurtarıcı olarak oyuna aldın, mağlup durumda iken soktun, bugün aynı adam 18 kişilik kadroya giremedi. Şimdi bu mudur vizyon?
Alex'i Spartak'ta 1 dakika oynatma, Antepspor maçının 18'ine yazma, bugünkü maç öncesi "kafamdaki kadroda yok" de, sürpriz şekilde 18'e al ve işler yolunda gitmeyince küstürdüğün adamı sonradan oyuna sok.
Şampiyon olduğumuz sezon (2010-2011) Alex'i 55-60'da oyundan çıkarır (Young Boys maçları dahil), ligdeki iki maçta oynatmazdı (Trabzonspor deplasmanı). Hatta Trabzonspor maçında sonradan sokmuştu diye hatırlıyorum. O sene Alex 28 gol atarak şampiyonluğu getirdi. Biraz hatalardan ders almak lazım.
Yahu ben bilmediğimden sordum arkadaş, iğnelemek için değil. Şimdi baktım daha önce 3 takımda çalışmış. Ayrıca aksine sorsaydım şöyle bir cevap verirdim. Demek ki Terim tutmuş Kocaman Tutmamış. Şans olmuş. Her adam başarılı olacak değil ya. Biz daha önce böyle bir hata yaptık olmadı Hagi ile.
Alexsiz Alexlilik
Bu 90 dakikanın teknik analizini uzun uzadıya yapmanın anlamsızlığını hepimiz biliyoruz; çünkü bu tur dün değil, geçtiğimiz hafta içi kaybedilmeye başlandı.
Rusya ile Türkiye, Avrupa’nın ikinci halka yarışçıları, 5 büyükten sonra gelen baş altı ülkelerden ikisi… Spartak, Fenerbahçe, CSKA, Galatasaray gibi takımlar da Avrupa’nın ikinci halka takımları, hedefleri Devler Ligi’nde sürekliliktir; bu ekipler için başarı gruplardan çıkmaktır. Daha önce Spartak 10, Fenerbahçe 6 kez Devler Ligi’ne girmişler. Moskova ekibi 46 bin, İstanbul ekibi 41 binler düzeyinde UEFA puanına sahip. Yani bu ekipler güç olarak, kalite olarak, hedef olarak birbirine yakın ekipler…
Bu tarz dengeli iki takım eşleştiğinde form durumu, moral motivasyon, sakatlık/ceza gibi etkenler ön plana çıkar. Çünkü bütün bir sezon yarışmıyorsunuz, sadece 180 dakika yarışıyorsunuz; o yüzden iki takımı genelde küçük farklar ayırıyor. Fenerbahçe’yi de Spartak’tan ayıran küçük fark şuydu: Onlar yıldızları Emenike’yi (adliye koridorlarından alıp) yüzde yüz konsantrasyonla sahaya getirebildiler. Fenerbahçe’yse Kadıköy’e heykeli yapılan adamdan 180 dakikanın 150’sinde verim alamadı maalesef…
***
Dün kâğıt üstünde Aykut Hoca, Antep maçının başarılı 11’ini bozmadı. Kocaman 11’i bozmadı bozmamasına da; dizilişe baktığınızda Fenerbahçe dün aynı oyuncularla 4-2-3-1’e dönmüştü: Sağda Kuyt, solda Krasiç(Stoch), santrforda Sow, arkasında da Mehmet Topuz… O zaman ister istemez akla şu soru geliyor: Fenerbahçe Alex’sizken de Alex’li gibi (on numara pozisyonu olan) bir dizilişle oynayacaksa Brezilyalı efsane neden kenarda oturuyor ki? Fenerbahçe Alex yokken de sahaya 4-2-3-1 dizilecekse, Alex’in pozisyonunda da Mehmet Topuz oynayacaksa nasıl bir gerekçesi olabilir ki bu tercihin?
Akla tek bir yanıt geliyor: Sprint ölçümleri! Evet, şaka yapmıyorum, sprint ölçümleri… Son bir haftada (bu bilgilere nasıl ulaştıklarını çok merak ettiğim) bazı muhabirlerin/yazarların sütunlarında Fenerbahçe’nin sprint mesafelerini okuyorsunuz. Bu ölçümlere göre Alex’in sprint rakamları düşük olduğu için kadroya alınmıyormuş!
O zaman benim teklifim şu: Madem futbolda neticeyi yalnızca sprint ölçümleri belirliyor, o zaman Spartak’la Fenerbahçe’nin istatistiklerine de bakalım; kimin sprinti fazlaysa o girsin Şampiyonlar Ligi’ne! Olmaz mı?
http://www.meleke.com/?p=5162
alingan bir donem, hele ki konu Aykut kocamansa. kusura kalma, ama senin dusundugun gibi dusunenlere de bir cevaptir bu. oyle dusunen cok kisi var cunku.
@egowich
bahsettigin yaziyi dun okumustum, genelde zaten bildigimiz seyler. arkaplanda cok sey ifade etmiyor bana. ortada bir haksizlik varsa Aziz Yildirimin zaten devreye girecegine eminim. boyle birsey olmadigina gore aykut kocamanin haklilik payi vardir bu konuda. alex de sutten cikmis ak kasik degil, aykut kocaman sizce ne kadar basarisizsa Alex de ayni derecede basarisizdir. taraftar olarak cok degiskeniz zaten, oncesinde alexi yuhalayanlar simdi de onu goklere cikartirken Aykut kocamani yerin dibine batiriyor. hicbirseyde istikrar yok ki bunda arayalim :)
Takımın Alex'ten bağımsız bir sorunu var: Top ileriye düzgün bir şekilde gitmiyor, bir şekilde gittiğinde de orada kalmıyor. İlla Alex oynamak zorunda değil elbette; Kuyt'un zaman zaman Alex'in pozisyonuna da kaydırılabileceği bir 4-4-2 tasarlanabilir. Yalnız, Mehmet Topal'la, Selçuk'la, Mehmet Topuz'la, Caner'le olacak iş değil bu. Bu adamların mevcut halleriyle pas yapılacaksa da ancak Maldonado misali al gülüm ver gülüm yapılır. Krasic'le, Stoch'la, Baroni'yle belki biraz ivme kazanılabilir, ama bakıyoruz, bu adamların ikisi, artı Alex de kulübedeydi bu akşam. İlk maç da kaybedilmişken, bu formasyon ve kadronun amacı nedir abi? Rakibin üstüne gitmeyerek psikolojisini bozup sinirden kendi kalesine gol atmasını sağlamak mı?
Maçı izleyemedim. 55-60. dakika civarında Fenerbahçe TV'yi açıp istatistiklere baktım: Ne kadar doğru istatistik tutuyorlar bilemiyorum ama; "gol pozisyonu 0, kaleyi bulan şut 1" yazıyordu. Üstelik skor da 5. dakikadan itibaren 0-1 olduğu halde.
yok abicim bizim taraftara müstahak bu. o kadar şut çektik biri girse , uzatmada da alsak maçı şuan Aykut hoca göklerdeydi. taktik açıdan eleştir de kişiliğine laf atmak terbiyesizlik. Aykut hocanın kişiliğine laf eden kendi kişiliğini sogulamalı bana kalırsa. maç boyunca yaptığı iki hata var bana kalırsa krasiçden sol açık yapmak ve selçukun kötü olduğunu görmesine rağmen hemen çıkarmamak ama bunlarda öyle çok vahim hata değil. zaten krasiç sakatlandı ve çıktı. selçuk da 60 da çıktı yanlış bilmiyorsam. bu adam ağzıyla kuş tutsa işinize gelmez. sabır sabır Aykut hocayla olacak bu iş..
maçı kazansak bile aynı şeyi söylerdim Aykut hoca büyük takım hocası olamaz
1- sezona takımı hazırlayamıyor fizik olarak takım yetersiz
2- oyuncularla arası iyi değil hep sorunlu
3- saha kenarında hep tedirgin bir havası var takıma yansıyor
4- taktik olarak yetersiz
5- maç kadroları hep defansif oyun mantığıda öyle
Aynen katılıyorum.O kadar etkili oynayıp gol atamamak resmen çıldırttı.Hakem desen Platini'nin özel olarak bu konuyla ilgili bir girişimi olduğunu düşündürecek kadar rakip takımı korudu.Ben hayatımda deplasman takımını bu kadar kollayan bir hakem görmedim.Maçı dışarda izledim son dakikalarda hakemin Spartak lehine verdiği abuk subuk bir faulden sonra çantasını fırlattı adam ekrana doğru :D
öyleydi zaten.. alex girene kadar sadece mehmet topalin sutu vardi.. hala bu adami savunanlar var sahada yaptigi yanlislari göre göre savunuyorlar bu kafayla eziyet cekmeye mahkumuz biz.. iddia ediyorum bu adam 10 sene daha takimin basinda kalsin 10 sene boyunca ayni hatalari yapar hic ders cikarmiyor yaptigi hatalardan.
Aykut hocanın en büyük hatası istatistiklere verdigi önem.
Bağıra bağıra gitti bilet ellerimizden. İkinci yarıda takım çok iyi oynarken hep bir 'kazanacağız ya olacak bu iş' düşüncesi vardı kafamda.Direkler mi dersin, Sow'un vuramaması mı dersin , kalecinin çıkardıkları mı dersin ( ki kötü kalecidir bence ) , olmadı işte. Teknik yorum yapmayacağım, Aykut Hoca'ya da değinmeyeceğim. Olmadı, diyeceğim budur.Hakeden gitmedi Şampiyonlar Ligi'ne.90 dakika yatanlar gitti.( yatmaları normaldi ama bu gerçeği değiştirmiyor ) Daha önemli bir gerçek de , maalesef Avrupa Ligi'ndeyiz. Ufak hatırlatma, Avrupa Ligi'nde tarihimizin en büyük başarısı şu an gruplardan sonraki aşama olan son 32.
Bence Uefa'da başarılı olucaz.
Başarı kriterimize bağlı. Çeyrek finale çıkarsak ben başarılı bulurum takımı.
Şampiyonlar Ligi ile Avrupa Ligi arasında çok çok uçurumlar var. Orada oynayan takımlarında prestij olarak arasında fark olacaktır. Maddi olarakta. Aradaki farkı açıklamak için iyi bir örnek verelim:
UEFA Avrupa Ligi şampiyonu takım taklaşık 3.000.000 € para alırken, Şampiyonlar Ligi'nde gruplarda oynadığı bir maçtan galibiyetle ayrılan takım 1.000.000 € alacak yanlışım yoksa. Bu kadar adaletsiz dengesiz iki kupa işte.
yukarda da yazmistim, gene hatirlatayim. UEFA A.Liginde kupayi kaldirirsan ilave olarak da gruplardaki tum maclarini kazandigini varsaysan dahi, o ana kadar kazandigin tum bonuslari topla ancak S.Ligine katilim bonusuna denk geliyor. SLiginde kupa kaldiran yaklasik toplamda 30-35M Euro kazaniyor. arada kocaman bir ucurum var maalesef. Ancak getirdigi paradan cok kupayi kaldirman durumunda kazanacagin prestij cok daha onemli bence. tum konsantrasyonumuzu bu kupaya yonlendirmeliyiz.
Quote:
UEFA Champions League 2009/2010:
Bonus for domestic champion: 200.000 € *
1st qualifying round: 130.000 € *
2nd qualifying round: 130.000 € *
3rd qualifying round: 130.000 € *
Playoffs: 2.100.000 € *
Group stage: 7.100.000 €
Group match victory: 800.000 €
Group match draw: 400.000 €
1st knock out round: 3.000.000 €
Quarter-finals: 3.300.000 €
Semi-finals: 4.200.000 €
Final: 5.500.000 €
Winning the final: 3.500.000 €
UEFA Europa League 2009/2010:
1st qualifying round: 90.000 €
2nd qualifying round: 90.000 €
3rd qualifying round: 90.000 €
Playoffs: 90.000 €
Group stage: 1.000.000 €
Group match victory: 140.000 €
Group match draw: 70.000 €
1st knock out round: 200.000 €
2nd knock out round: 300.000 €
Quarter-finals: 400.000 €
Semi-finals: 700.000 €
Final: 2.000.000 €
Winning the final: 1.000.000 €
UEFA Supercup 2009:
Loser: 2.000.000 €
Winner: 2.500.000 €
Özet olarak, Grubu 4 Galibiyet 2 beraberlikle bitirip Finale kadar çıkan Fenerbahçe, Galatasaray'ın aldığı katılım parasından biraz fazlasını (7.7 Milyon Euro) alıyor - Play-off oynadığımız için gelen 2.1 Milyon Euro dahil - .
O primler 2009-2010 yılına ait.Bu sene iyileştirme yapıldı her 2 kupada da.Ama tabiiki ŞL'ye katılım payı bile oldukça fazla.
Boyle bir haber var bide.
Gruplara kalamayıp 8.6 milyon Euro’dan olan Kanarya, yayın gelirini de rakibine kaptırdı.Galatasaray topa değmeden 21.6 milyon Euro alacak'
http://www.ntvmsnbc.com/id/25377909
gecen sene trabzon gruptan cikamadigi halde 23M avroya yakin para aldi UEFAdan. sampiyon olan takimin bile 30M avro civari para kazandigini dusunursek cok iyi bir kazanc bence. GSde bu sene kasasini dolduracak, aslinda turkiyede sampiyon olan takimin bonusu sadece TFFden aldigi para degil, dogrudan katildigi CL ile x2 oluyor. o yuzden lig sampiyonu olmak cok onemli, playoffta son macta biraktigimiz sampiyonluk bu acidan cok sey kaybettirdi bize. bunlarla hic ugrasmayacak hazir bir kadroyla CL ye dogrudan gidecektik. saglik olsun, A.Liginde teselli bulacaz artik :)
Hakem uzun süre maç yönetmez sanırım bu maçtan sonra. UEFA'da dişe damağa dokunuruz umarım.