'Yıldız oyuncu sadece G.Saray'da yoktur'

Kayserispor, resmi internet sitesinden yaptığı açıklamada Galatasaray Başkanı Adnan Polat'ın açıklamalarına sert tepki gösterdi.

http://media3.ntvmsnbc.com/j/NTVMSNB...ite.hlarge.jpg

Galatasaray Başkanı Adnan Polat'ın takımda artan sakatlıklar nedeniyle rakip futbolcuları suçlamasına Kayserispor cephesinden tepki geldi. Bu akşam oynanacak Kayserispor-Galatasaray maçı öncesinde Başkan Adnan Polat'ı hakemleri etki altına almakla suçlayan Kayserispor yönetimi, resmi internet sitesinden bir açıklamaya yayınladı.
Başkan Adnan Polat'a sert tepkiler getirilen açıklamada,"Merkez hakem komitesi’ni ve hakemleri uyarmak sayın Adnan Polat’ın hakkı değildir. Bu açıklamalar bir hak arayışı olamaz, olsa olsa bir haksızlık isteğidir. Sayın Polat bilmelidir ki, yıldız oyuncuya sahip tek kulüp Galatasaray değildir. Her zor maçtan önce rakibi, hakemi baskı altında tutma gayreti, futbola zarar vermekten başka bir şey olamaz" sözlerine yer verildi.



NTVMSNBC

Doğru söylemişler bence.

Çok haklı bir açıklam gerçekten. Yanlış hatırlamıyorsam Adnan Polat bir kere daha aynı açıklamayı yapmıştı. Derbi maçı yaklaşırken böyle açıklamaları yapmak da ayrıca ilginç birşey.

Kayserispor burda sonuna kadar haklı ama ülkemizde de iyi oynayan ya da ismi olan oyuncuları sakatlayıp ya da sakatlamaya çalışıp gözünü korkutarak onların performansını düşüren bir futbol anlayışı var ve ülkemizde sakatlıklara bakarsanız eminim ki %85-90'ı darbeye bağlı sakatlıklardır bu sadece GS için değil Kayseri içinde, Bursa içinde, İBB içinde geçerlidir.

Her önemli maçtan önce böyle yapması tesadüf sanırım. Veya her önemli maçtan önce o takımın yıldızları hakkında Galatasaray'a gideceği yönünde haberler çıkması.

Adnan Polat'ın açıklamalarını eleştirmek Kayserispor Başkanı'nın ya da Kayserispor'un haddi değil. Sanki ilke defa ve sadece Adnan Polat açıklama yapmış gibi buna karşı durmak biraz gereksiz olmuş gibi.

Ali Turan acısı olmasın?

Adnan Polat rakip futbolculari elestirdigi kadar keske kendi saglik kurulunu duzeltmeye calissa.....

Quote:

---

Ali Turan acısı olmasın?

---

Aynen öyle, nasıl bir acıysa artık sürekli konuşuyorlar.

Bence bu her takımda olan birşey.. Bakın Uğur Boral sakatlandı adam gitti. Delgado sakatlandı gitti.. Bence Galatasaray'ın sağlık ekibinde birşeylik var.. Bir oyuncu gidiyor yıllarca gelemiyor.. Hıncal Uluç bile bunu söyledi :)

Kayserispor'un doğru olduğu tek nokta sakatlıkların sadece Galatasaray adına gerçekleşmediğidir.

Ancak yatırım yapmış olan ve ülkedeki futbola katkı vermeye çalışan her ekibin hakkını araması had meselesi değildir. Takımlar ortak dertleri konusunda aynı cephede yer almalıdır.

Bu akşam ki maçta Makukula'yı sakatlayıp hakem hatasıyla maçı kazandığımızı varsayalım. Tolunay Kafkas'ın yapacaklarını gelecek açıklamaları çok merak ederdim.

Bu açıklamaları sadece Adnan Polat tan değil diğer başkanlardan da bekliyoruz.Türk futbolu açısından artık şu işe bir çare bulunması gerek.Kayserispor yönetiminin bazı olaylardan(!) canı sıkılmış olacak ki başkanımıza karşı klübe karşı her hafta aleyhte açıklamada bulunuyorlar..İsterdim ki yaptıkları açıklamada Adnan Polat a katıldıklarını ve sahalarda böyle hareketler görmek istemediklerini söylemeleridir..Bu sadece Galatasaraya olan birşey değil tabiki diğer takımlarada oluyor..Diğer takımları savunmak bizim haddimiz değil herkes çıkar kendi takımını savunur bu yüzden Adnan Polat ta kendi takımını savunmuştur bu sadece bize oluyor demek değildir kuyruk acısı olanalar aleyhte bize katılanlar lehte yorum yapmaya konuyu anlayıp hak vermeye devam edeceklerdir...

Kayseri yönetimi artık haddini bilmeli.Koskoca Galatasaray ile aşık atmaya çalışıyorlar.Her açıklamamıza anti-gs yanıt veriyorlar.Sezon sonu Ali Turan'ı alınca artık neler derler bilemiyorum..

Bu açıklama çok saçma geldi .. Yıldızı olan klüpler elbette onları korumak isteyecektir ..

Adnan PoLat`ın açıkLaması ne kadar gereksiz ve boşsa bu da o kadar gereksiz ve boş bir açıkLama oLmuş.

2 gereksiz açıklama peşpeşe geldi adnan polat yeni girmedi futbolun içine ama son 2 sezondur bu açıklamaları yapıyo yani gerek var mı anlamıyorum yıldız oyuncuları koruyalım ne demek oyuncuları koruyalım dersen anlarız da herkese atılan tekmenin değeri ve yargılanması aynı şekilde olmalıdır.nba değil burası kobe'ye lebron'a tanınan ayrıcalıklar elano'ya alex'e tanınsın.hakemleri bende eleştirdim daha önce o açıdan haklı ama söyleyiş tarzı doğru değil bence.hakemler bu ülkede kötü insanlar tekme atıp duruyolar ama maçın sonlarına doğru sarı kart alıyolar itiraz edilmediği sürece

Evet yıldız oyuncuları koruyalım , diğerlerine nolursa olsun gibi olmuş adnan polatın açıklaması biraz.

Tamam Adnan Polat'ın açıklaması sadece yıldız futbolcular korunsun gibi bir şey olmuş ama yapılan bu kasıtlı hareketler genellikle yıldız statüsündeki futbolculara oluyor bu yüzden demiş olabilir...

Hangi oyuncular yıldız, hangileri değil? Kim karar verecek? Sezon başları takım listesinde mi belirtilecek acaba? Bu oyuncular yıldız, korunsun diye.

Quote:

---

Originally Posted by Luffy

Adnan PoLat`ın açıkLaması ne kadar gereksiz ve boşsa bu da o kadar gereksiz ve boş bir açıkLama oLmuş.

---

+ 1907x1 Tebrik Hayrocum 10 numero yorum yapmışsın.. :yildiz:

Hayro abiye katılıyorum yıldız olmayan oyuncuyu kollamayalım,yıldızı kayıralım gibi bir anlam cıkıyor Adnan Polat ın ifadesinden...

Kayseri yönetimi de resmen saçmalamış

Fazla şarjla adam düşürmekte kural dışıdır, formasından çekmekte ama ölümüne tekmeleri veya defalarca sıradan tekmeleri topla oynayan, takımında olmadık işler yapmaya çalışan oyunular yer. Bu nedenle yıldızlar korunsun denir. Fifa'nın yıldız dediği kategoride oyun oynamak isteyen kişilerdir. Parasına, yakışıklılığına göre değil.

Bir kalecide tekme yer ama 100 maçta bir. Normal bir oyuncu iseniz 100 pasın 15'inde ikili mücadeleye girersiniz ve ölümüne tekme yeme sayınız azdır. Birşeyin az olmasıda doğuracak sonuçlara etki eder ve onuda azaltır. Ancak 100 pasın 45-50'sinde adam geçiyorsanız yediğiniz darbelerin sizi sakatlaması olağandır.

Alex için ne diyorduk işi çözmüş ikili mücadeleye fazla girmiyor diye. Girse oda 10 tekme yiyorsa 100 tane yiyecek.

Kyaserisporun bu olaydaki asıl tepkisi galatasarayın bizimle oynayacağı maç öncesi bu açıklamayı yaparak hakemleri etki altında bırakmak istemesindendir

Keske Adnan Polat bu aciklamayi Servet Semih'in ayagini kirarken, M.Sarp Tabata'yi bicerken, Arda Semih'e yumruk atarken de yapsaymis. Sert fauller herkese herkes tarafindan yapiliyor maalesef, GS'nin anlastigi Ali Turan cok mu edepli futbolcu? Sahada bunlari cezalaniracak kisi hakemdir ve yildiz veya normal diye bir kayirma soz konusu olamaz, herkes sahada esittir. Ayhan'a yapilmis faul ile Jo'ya yapilmis faul arasinda hicbir yorum farki olmamalidir. Gecen seneki 'tezgah' ve 'GS Turkiyedir' sacmaliklarindan sonra bir sacma aciklama daha yapildi.....

Quote:

---

Originally Posted by Demre

Hangi oyuncular yıldız, hangileri değil? Kim karar verecek? Sezon başları takım listesinde mi belirtilecek acaba? Bu oyuncular yıldız, korunsun diye.

---

Kesinlikle katılıyorum.. Eline sağlık..

Quote:

---

Originally Posted by Demre

Hangi oyuncular yıldız, hangileri değil? Kim karar verecek? Sezon başları takım listesinde mi belirtilecek acaba? Bu oyuncular yıldız, korunsun diye.

---

Nokta.....

Yıldızları koruyalım diğerlerine hucum !!!

Quote:

---

Originally Posted by Demre

Hangi oyuncular yıldız, hangileri değil? Kim karar verecek? Sezon başları takım listesinde mi belirtilecek acaba? Bu oyuncular yıldız, korunsun diye.

---

Biraz düşünürseniz esasında bunun tanımı çok basit. Sahada top ile oynamak isteyen oyuncu korunmalıdır. Kimin top oynamak istediğini, kimin rakibi sindirmek istediğini çözecek olan da hakem.

Cangele'nin baldırına Yalçın tekme salladığında yıldız Cangele'dir, Yalçın'ın baldırına Cangele tekme salladığında yıldız Yalçın'dır. Ama sorun şu ki mevki ve yetenek itibariyle çoğunlukla top ile oynayan Cangele, yine mevki itibariyle çoğunlukla rakibini durdurmaya çalışan Yalçın'dır. Nasıl Cangele'nin top tekniği becerilerinin üst düzey olması gerekiyorsa, Yalçın'ın top kapma becerilerinin de üst düzey olması gereklidir. Eğer Cangele'nin top kullanma becerileri, Yalçın'ın top kapma becerilierine nazaran daha öne çıkıyorsa, Cangele yıldızdır. Yalçın'ın rakibini durdurmak için kendisini geliştirmesi gerekmektedir.

Adamın top ile alakası yok, önce eliyle çekiyor, sonra itiyor. Ardından kontrolsüzce tekme sallıyor veya üst baldırına diz atıyor. İstek belki topa müdahale etmek ama bu müdahaleyi yapmak da bir beceri işidir. Zamanlamayı doğru yapmak gerekir. Hızlı olmak gerekir, çevik ve dengeli olmak gerekir. Doğru zamanda, doğru yerde olmak gerekir. Top tekniği olmayan oyuncu şut çekip topu taça attığında nasıl bu oyuncuya gol yazılmıyorsa, topa müdahale edeceğim diye rakip oyuncunun ayağına tekme atan adam da oyunda tutularak mükafaatlandırılmamalıdır.

Sorun, bu müdahale zamanlamasını iyi yapamayan oyuncuların yeterince çabuk cezalandırılmaması ve bu nedenle de mükafaatlandırılması. Adam topa gireceğim diye top ile arasında olan rakibin bacağına kramponları sokuyor, sonra topa müdahale etmeye çalışıyordum deyip merhamet bekliyor. Topa müdahale yaparken ayağının rakibin bacağının içinden geçmeyeceğini anlayacak kadar zekası ve rakibin boş anını yakalayıp topu kapacak beceri ve zamanlaması yoksa zaten bu adamın sahada yeri yok. Tabii ki görecek sarı kartı, tabii ki görecek kırmızı kartı.

Sürekli bu kartları gördüğü için de Süper Lig'de alıcısı olmayacak. Hatta belki de alt liglerde de olmayacak. Kendisinden daha fazla teknik becerisi olan oyuncuları yetiştirmeye mecbur bırakacak kulüplerimizi (A2 maçlarından izlediğim kadarıyla şu anda böyle bir çaba olduğunu hiç düşünmüyorum). Bu tip oyuncular mevcut "kasapların" yerini alacak. Defans yapmayı bilen oyuncular yetişecek, adam dövmeyi bilenler değil. Bu sayede milli takımımızın ön liberosu yabancı olmak zorunda olmayacak. İki tane stoperimiz sakatlandığında veya formsuz olduğunda sol beki oraya kaydırmak zorunda kalmayacağız.

Ama tabii TBA'da oynamak ile TSL'de oynamak arasındaki büyük (ve daha da büyüyen) finansal fark göz önünde tutulursa, çoğu takım "ben oyuncu yetiştireyim" demek yerine "ne pahasına olursa olsun ligde kalayım" diyecek. Buna göre kadro oluşturacak, buna göre oyun stilini geliştirecek. Bunun aşırıya kaçmasının önüne geçmesi gerekenler de hakemler.

Ek: Adnan Polat'ın söylediklerinin ne kadar doğru olduğunu teyit eden açıklamaların yakın zamanda Emre Belözoğlu ve Rodrigo Tello tarafından yapıldıgını da hatırlatmak isterim. Hadi rakip takımın başkanına inanmayın da bari futbolcularınıza inanın. Veya biraz İngiliz futbolu, İspanyol futbolu izleyiverin.

http://www.internetspor.com/emre-bel...news23053.html

http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/13713582.asp

aziz yildirim cikipta yenildikleri mac sonunda klupler birligi baskanligini birakiyorum , takimimin haklarini savunucagim , bu hakemlerle devam edicez diyorlar oyle bir sey yok diyen aziz yildirimin ardindan adnan polat in antalya spor macinda olanlardan sonra boyle bir yorum yapmasini ben gayet normal karsiliyorum

Quote:

---

Originally Posted by perpetua

Biraz düşünürseniz esasında bunun tanımı çok basit. Sahada top ile oynamak isteyen oyuncu korunmalıdır. Kimin top oynamak istediğini, kimin rakibi sindirmek istediğini çözecek olan da hakem.

Cangele'nin baldırına Yalçın tekme salladığında yıldız Cangele'dir, Yalçın'ın baldırına Cangele tekme salladığında yıldız Yalçın'dır. Ama sorun şu ki mevki ve yetenek itibariyle çoğunlukla top ile oynayan Cangele, yine mevki itibariyle çoğunlukla rakibini durdurmaya çalışan Yalçın'dır. Nasıl Cangele'nin top tekniği becerilerinin üst düzey olması gerekiyorsa, Yalçın'ın top kapma becerilerinin de üst düzey olması gereklidir. Eğer Cangele'nin top kullanma becerileri, Yalçın'ın top kapma becerilierine nazaran daha öne çıkıyorsa, Cangele yıldızdır. Yalçın'ın rakibini durdurmak için kendisini geliştirmesi gerekmektedir.

Adamın top ile alakası yok, önce eliyle çekiyor, sonra itiyor. Ardından kontrolsüzce tekme sallıyor veya üst baldırına diz atıyor. İstek belki topa müdahale etmek ama bu müdahaleyi yapmak da bir beceri işidir. Zamanlamayı doğru yapmak gerekir. Hızlı olmak gerekir, çevik ve dengeli olmak gerekir. Doğru zamanda, doğru yerde olmak gerekir. Top tekniği olmayan oyuncu şut çekip topu taça attığında nasıl bu oyuncuya gol yazılmıyorsa, topa müdahale edeceğim diye rakip oyuncunun ayağına tekme atan adam da oyunda tutularak mükafaatlandırılmamalıdır.

Sorun, bu müdahale zamanlamasını iyi yapamayan oyuncuların yeterince çabuk cezalandırılmaması ve bu nedenle de mükafaatlandırılması. Adam topa gireceğim diye top ile arasında olan rakibin bacağına kramponları sokuyor, sonra topa müdahale etmeye çalışıyordum deyip merhamet bekliyor. Topa müdahale yaparken ayağının rakibin bacağının içinden geçmeyeceğini anlayacak kadar zekası ve rakibin boş anını yakalayıp topu kapacak beceri ve zamanlaması yoksa zaten bu adamın sahada yeri yok. Tabii ki görecek sarı kartı, tabii ki görecek kırmızı kartı.

Sürekli bu kartları gördüğü için de Süper Lig'de alıcısı olmayacak. Hatta belki de alt liglerde de olmayacak. Kendisinden daha fazla teknik becerisi olan oyuncuları yetiştirmeye mecbur bırakacak kulüplerimizi (A2 maçlarından izlediğim kadarıyla şu anda böyle bir çaba olduğunu hiç düşünmüyorum). Bu tip oyuncular mevcut "kasapların" yerini alacak. Defans yapmayı bilen oyuncular yetişecek, adam dövmeyi bilenler değil. Bu sayede milli takımımızın ön liberosu yabancı olmak zorunda olmayacak. İki tane stoperimiz sakatlandığında veya formsuz olduğunda sol beki oraya kaydırmak zorunda kalmayacağız.

Ama tabii TBA'da oynamak ile TSL'de oynamak arasındaki büyük (ve daha da büyüyen) finansal fark göz önünde tutulursa, çoğu takım "ben oyuncu yetiştireyim" demek yerine "ne pahasına olursa olsun ligde kalayım" diyecek. Buna göre kadro oluşturacak, buna göre oyun stilini geliştirecek. Bunun aşırıya kaçmasının önüne geçmesi gerekenler de hakemler.

Ek: Adnan Polat'ın söylediklerinin ne kadar doğru olduğunu teyit eden açıklamaların yakın zamanda Emre Belözoğlu ve Rodrigo Tello tarafından yapıldıgını da hatırlatmak isterim. Hadi rakip takımın başkanına inanmayın da bari futbolcularınıza inanın. Veya biraz İngiliz futbolu, İspanyol futbolu izleyiverin.

http://www.internetspor.com/emre-bel...news23053.html

http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/13713582.asp

---

Çok güzel açıklamışsın abi...

Quote:

---

Originally Posted by perpetua

Biraz düşünürseniz esasında bunun tanımı çok basit. Sahada top ile oynamak isteyen oyuncu korunmalıdır. Kimin top oynamak istediğini, kimin rakibi sindirmek istediğini çözecek olan da hakem.

Cangele'nin baldırına Yalçın tekme salladığında yıldız Cangele'dir, Yalçın'ın baldırına Cangele tekme salladığında yıldız Yalçın'dır. Ama sorun şu ki mevki ve yetenek itibariyle çoğunlukla top ile oynayan Cangele, yine mevki itibariyle çoğunlukla rakibini durdurmaya çalışan Yalçın'dır. Nasıl Cangele'nin top tekniği becerilerinin üst düzey olması gerekiyorsa, Yalçın'ın top kapma becerilerinin de üst düzey olması gereklidir. Eğer Cangele'nin top kullanma becerileri, Yalçın'ın top kapma becerilierine nazaran daha öne çıkıyorsa, Cangele yıldızdır. Yalçın'ın rakibini durdurmak için kendisini geliştirmesi gerekmektedir.

Adamın top ile alakası yok, önce eliyle çekiyor, sonra itiyor. Ardından kontrolsüzce tekme sallıyor veya üst baldırına diz atıyor. İstek belki topa müdahale etmek ama bu müdahaleyi yapmak da bir beceri işidir. Zamanlamayı doğru yapmak gerekir. Hızlı olmak gerekir, çevik ve dengeli olmak gerekir. Doğru zamanda, doğru yerde olmak gerekir. Top tekniği olmayan oyuncu şut çekip topu taça attığında nasıl bu oyuncuya gol yazılmıyorsa, topa müdahale edeceğim diye rakip oyuncunun ayağına tekme atan adam da oyunda tutularak mükafaatlandırılmamalıdır.

Sorun, bu müdahale zamanlamasını iyi yapamayan oyuncuların yeterince çabuk cezalandırılmaması ve bu nedenle de mükafaatlandırılması. Adam topa gireceğim diye top ile arasında olan rakibin bacağına kramponları sokuyor, sonra topa müdahale etmeye çalışıyordum deyip merhamet bekliyor. Topa müdahale yaparken ayağının rakibin bacağının içinden geçmeyeceğini anlayacak kadar zekası ve rakibin boş anını yakalayıp topu kapacak beceri ve zamanlaması yoksa zaten bu adamın sahada yeri yok. Tabii ki görecek sarı kartı, tabii ki görecek kırmızı kartı.

Sürekli bu kartları gördüğü için de Süper Lig'de alıcısı olmayacak. Hatta belki de alt liglerde de olmayacak. Kendisinden daha fazla teknik becerisi olan oyuncuları yetiştirmeye mecbur bırakacak kulüplerimizi (A2 maçlarından izlediğim kadarıyla şu anda böyle bir çaba olduğunu hiç düşünmüyorum). Bu tip oyuncular mevcut "kasapların" yerini alacak. Defans yapmayı bilen oyuncular yetişecek, adam dövmeyi bilenler değil. Bu sayede milli takımımızın ön liberosu yabancı olmak zorunda olmayacak. İki tane stoperimiz sakatlandığında veya formsuz olduğunda sol beki oraya kaydırmak zorunda kalmayacağız.

Ama tabii TBA'da oynamak ile TSL'de oynamak arasındaki büyük (ve daha da büyüyen) finansal fark göz önünde tutulursa, çoğu takım "ben oyuncu yetiştireyim" demek yerine "ne pahasına olursa olsun ligde kalayım" diyecek. Buna göre kadro oluşturacak, buna göre oyun stilini geliştirecek. Bunun aşırıya kaçmasının önüne geçmesi gerekenler de hakemler.

Ek: Adnan Polat'ın söylediklerinin ne kadar doğru olduğunu teyit eden açıklamaların yakın zamanda Emre Belözoğlu ve Rodrigo Tello tarafından yapıldıgını da hatırlatmak isterim. Hadi rakip takımın başkanına inanmayın da bari futbolcularınıza inanın. Veya biraz İngiliz futbolu, İspanyol futbolu izleyiverin.

http://www.internetspor.com/emre-bel...news23053.html

http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/13713582.asp

---

Amacım rakip takım başkanı-yöneticisi bu açıklamayı yaptı diye eleştirmek değil.
Yıldız oyuncular neye karşı korunacak? Sahadaki sert müdahalelere karşı mı? Kim koruyacak? Hakemler mi? Sizin bahsettiğiniz de hakemlerin asli görevi değil mi zaten? Sahada sert, kural dışı bir müdahale varsa, hangi oyuncuya yapılırsa yapılsın fauldür. Hakem yaptırım uygulamalı. Olması gereken bu değil mi? Yoksa savunma oyuncusuna yapılınca, nasıl olsa yeknik yok, savunma yapıyor, gol atmıyor diye mi düşünülecek?

Quote:

---

Originally Posted by izmer96

aziz yildirim cikipta yenildikleri mac sonunda klupler birligi baskanligini birakiyorum , takimimin haklarini savunucagim , bu hakemlerle devam edicez diyorlar oyle bir sey yok diyen aziz yildirimin ardindan adnan polat in antalya spor macinda olanlardan sonra boyle bir yorum yapmasini ben gayet normal karsiliyorum

---

O açıklamayla Adnan Polat ın mantık dışı açıklamasını bağdaştırıp bir de doğal bir sonuç çıkartıyorsan tebrik ederim seni...

Quote:

---

Originally Posted by Demre

Amacım rakip takım başkanı-yöneticisi bu açıklamayı yaptı diye eleştirmek değil.
Yıldız oyuncular neye karşı korunacak? Sahadaki sert müdahalelere karşı mı? Kim koruyacak? Hakemler mi? Sizin bahsettiğiniz de hakemlerin asli görevi değil mi zaten? Sahada sert, kural dışı bir müdahale varsa, hangi oyuncuya yapılırsa yapılsın fauldür. Hakem yaptırım uygulamalı. Olması gereken bu değil mi? Yoksa savunma oyuncusuna yapılınca, nasıl olsa yeknik yok, savunma yapıyor, gol atmıyor diye mi düşünülecek?

---

Mantığımı ben yazdım. Okuyup ne dediğimi anlamak size kalmış.

Hatta özellikle Yalçın-Cangele örneğini dikkatle okuyarak sordugunuz soruların cevabını bulabilirsiniz. Savunma yapmanın da bir tekniği vardır. Değil mi?

Sizin bahsettiğiniz zaten olması gereken şey.

Benim anladığım, konuya sebebiyet veren açıklamada istenilen farklı. Adnan Polat'a göre Sabri Sarıoğlu, Tello'dan daha yıldızdır. Aziz Yıldırım'a göre Uğur Boral, Kewell'dan. Yıldırım Demirören'e göre İbrahim Kaş, Alex'den. İsimleri rasgele, ilk aklıma gelenler. Özel bir anlamı yok. Bahsedilen konuda herkes kendi yıldızını yaratacak. Her yöneticiye, taraftara göre kendi takımı diğerlerinden yıldız olacak ve buna göre beklentiler oluşturulacak.

Quote:

---

Originally Posted by izmer96

aziz yildirim cikipta yenildikleri mac sonunda klupler birligi baskanligini birakiyorum , takimimin haklarini savunucagim , bu hakemlerle devam edicez diyorlar oyle bir sey yok diyen aziz yildirimin ardindan adnan polat in antalya spor macinda olanlardan sonra boyle bir yorum yapmasini ben gayet normal karsiliyorum

---

Bu konuyu tekrar açmayaccaktım ama illaki laf istiyosunuz. Ne oldu Antalyaspor maçında ? Hani GSTV hafta boyunca görüntü yayınladı. Kaçıncı dk olduğunu gösterdilermi hiç ? Tekrarını izle istersen maçın. 16. dakikada gerçekleşiyo Yalçın - Caner diyaloğu. Jo 33. dakikada sakatlanıyo. Antalyaspor maçındaki olaylardan dert yanıyosanız çok değil hafta sonunda oynanan Fenerbahçe - Diyarbakırspor / Sivasspor - Denizlispor maçlarına bakmanı öneririm.

Herkesin kendine göre yıldızı vardır. O zaman takımlar her sezon başı 3 tane yıldız belirlesin TFF'ye yollasınlar onlar koruma altına alınsın. Diğerlerine salla tekmeyi yumruğu sorun yok.

Quote:

---

Originally Posted by Demre

Sizin bahsettiğiniz zaten olması gereken şey.

Benim anladığım, konuya sebebiyet veren açıklamada istenilen farklı. Adnan Polat'a göre Sabri Sarıoğlu, Tello'dan daha yıldızdır. Aziz Yıldırım'a göre Uğur Boral, Kewell'dan. Yıldırım Demirören'e göre İbrahim Kaş, Alex'den. İsimleri rasgele, ilk aklıma gelenler. Özel bir anlamı yok. Bahsedilen konuda herkes kendi yıldızını yaratacak. Her yöneticiye, taraftara göre kendi takımı diğerlerinden yıldız olacak ve buna göre beklentiler oluşturulacak.

---

Adnan Polat'ın benim söylediklerimin dışında bir sonuca çıkan bir açıklaması var mı? Yoksa bu açıklamanın hangi amaçla yapıldığı sadece sizin kendi yorumunuz mu? Açıklamanın yapılmasına sizin düşündüğünüzün dışında bir çok başka neden ileri sürülemez mi? Nasıl bu kadar emin bir şekilde açıklamanın amacının ne olduğunu ortaya koyabiliyorsunuz?

Bana ne taraftarın kimi yıldız gördüğünden. Hakem doğru görsün yeterli. Yönetici ve taraftar bir tanım karışıklığı yaşarsa, zamanla öğrenir.

Quote:

---

Originally Posted by perpetua

Adnan Polat'ın benim söylediklerimin dışında bir sonuca çıkan bir açıklaması var mı? Yoksa bu açıklamanın hangi amaçla yapıldığı sadece sizin kendi yorumunuz mu? Açıklamanın yapılmasına sizin düşündüğünüzün dışında bir çok başka neden ileri sürülemez mi? Nasıl bu kadar emin bir şekilde açıklamanın amacının ne olduğunu ortaya koyabiliyorsunuz?

Bana ne taraftarın kimi yıldız gördüğünden. Hakem doğru görsün yeterli. Yönetici ve taraftar bir tanım karışıklığı yaşarsa, zamanla öğrenir.

---

Hakem doğru görsün, doğru çalsın yeter. Bence de bu hakemin zaten yapması gereken ve her oyuncu için yapması gereken birşey. Adnan Polat'ın açıklamasını ben kendimce yorumladım. Bu kadar sakatlıkla boğuşan bir takımın yöneticisi bu açıklamayı yapıyor. Sakatlıkları rakip müdahalesine bağlıyor diye düşünüyorum. Ama ben yanlış düşünüyor da olabilirim. Emin bir şekilde Adnan Polat'ın amacı budur demiyorum, sadece kendi düşüncemi belirtiyorum. Adnan Polat'ın bu açıklamadaki asıl amacını kendisi dışında kimse de bilemez. Bizimkisi sadece kendi yorumumuz. Sizinki de öyle, benimki de.

Taraftarın kimi yıldız gördüğü sizi ilgilendirmiyor olabilir. Ama yönetimler taraftarıların rahatsızlıklarını gidermek, başka bir biçimde söylersek taraftarların gözüne hoş görünmek için önemserler taraftarların düşüncelerini. Ülkemizde ki taraftar profili de rakibine yumruk atan, kasti tekme atıp kırmızı kart gören oyuncuyu kahraman gibi gören, alkışlayıp tezahürat yapanlardan oluşuyor genel olarak. Keşke sizin bahsettiğiniz gibi olsa. Düzelir umarım bu profil. Ve yöneticilerimiz de taraftarlarımız da öğrenir tüm tanımları.

Quote:

---

Originally Posted by Demre

Hakem doğru görsün, doğru çalsın yeter. Bence de bu hakemin zaten yapması gereken ve her oyuncu için yapması gereken birşey. Adnan Polat'ın açıklamasını ben kendimce yorumladım. Bu kadar sakatlıkla boğuşan bir takımın yöneticisi bu açıklamayı yapıyor. Sakatlıkları rakip müdahalesine bağlıyor diye düşünüyorum. Ama ben yanlış düşünüyor da olabilirim. Emin bir şekilde Adnan Polat'ın amacı budur demiyorum, sadece kendi düşüncemi belirtiyorum. Adnan Polat'ın bu açıklamadaki asıl amacını kendisi dışında kimse de bilemez. Bizimkisi sadece kendi yorumumuz. Sizinki de öyle, benimki de.

Taraftarın kimi yıldız gördüğü sizi ilgilendirmiyor olabilir. Ama yönetimler taraftarıların rahatsızlıklarını gidermek, başka bir biçimde söylersek taraftarların gözüne hoş görünmek için önemserler taraftarların düşüncelerini. Ülkemizde ki taraftar profili de rakibine yumruk atan, kasti tekme atıp kırmızı kart gören oyuncuyu kahraman gibi gören, alkışlayıp tezahürat yapanlardan oluşuyor genel olarak. Keşke sizin bahsettiğiniz gibi olsa. Düzelir umarım bu profil. Ve yöneticilerimiz de taraftarlarımız da öğrenir tüm tanımları.

---

Yazdığım ana meseleden uzaklaşıp, açıklamanın rakibin kendisine avantaj sağlamak için yapıldığı sonucuna varmak ile rakibine kasti tekme atıp kırmızı kart gören oyuncuyu alkışlamak arasında çok ince bir cizgi var. Bu ince çizginin üzerinde yürüyebilmek özel meziyetler gerektirir bence. Aziz Yıldırım'ın bir açıklamasını kendisine yarar sağlama amaçlı olarak yorumlayan ve bu nedenle teklifine karşı gelen bir Galatasaraylıdan da farkınız yokmuş demek ki. Fikirleri eleştirelim, ama insanları eleştirmek çok ayrı bir şey.