@SaLviO
Paraları götürecek kısmına bende katılmıyorum ama sende 30m $ verdiğini nerden biliyorsun? Bu konuyla ilgili benim bildiğim avukatlarının ifadesi var sadece:
Kişisel düşüncemi sorarsan Aziz Yıldırım'ın o kadar parayı verecek durumu vardır ve gerekirse verir Fenerbahçe için. Tamam burada birçok açıdan eleştirdik kendisini ama yiğidi öldür hakkını yeme demişler, Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe sevgisi inanılmaz boyutta ve buna büyük saygı duyuyorum.Şeref Dede: Aziz Yıldırım, kulübe 30 milyon dolar yardım yapmıştır.
Mehmet Ekinci: 30 bin lira geliri olan birisi nasıl 30 milyon dolar veriyor?
Abdullah Kaya: Bu konuyla ilgili mahkeme talep ederse geçmiş hesapları yapabiliriz.
Mehmet Ekinci: İstersek ara karar alabiliriz bu konuyla ilgili. Ben merak ettiğim için sordum sadece. Bu konuyla ilgilenmiyoruz şu an
@Walter Sakana
Ntv Spor'da bundan bir kaç sene önce %100 Futbol'a konuk olmuştu. Programı canlı olarak izledim. Orada kendi ağzından Fenerbahçe'ye 30 milyon $ verdiğini açıkladı.
Kaynak: http://www.ntvmsnbc.com/id/24968946/page/5/
Last edited by ReaList : 02.Temmuz.2012 at 20:55 Reason: Program adını düzelttim
...
Bu karar sonrası üzüldüm açıkcası yani beraat çıkmaması beni hem üzdü, hem kızdırdı. Kızgınlığım tabi ki bu konularla adımızın geçmesine sebep olan başkan ve ekibine idi ama sonrasında tesadüfen tv'de aziz başkan'ın tahliye sonrası halini gördüm ve sevindim birden random bir şekilde. Sanırım çok uzun zamandır başkanımız olduğu için bir baba gibi görme durumu var. Aziz Yıldırım başkan olduğunda ben henüz 9 yaşındaydım dile kolay.
Sonuç olarak sürekli fenerbahçe'liler olarak buradan da karar çıksın buradan da çıksın,umutluyuz söylemlerimizi yineliyoruz.Biraz gariban avuntusu modunu almaya başladı bu durum ama ben yine de hala şike yapıldığına inanmıyorum ama teşebbüs etmiş olabilirler yönetimdekiler. Şike ve teşebbüse tamamen inanmam için de yargıtayın onaması yeterli olacak.
Özel Yetkili Mahkemelerin hali malum. Fişlenmek pahasına yıllardır bu mahkemeler kapatılsın diye imza verip,eylemlere katılan ben o mahkemelerin kararına saygı gösteremem. Zaten hükümet yetkilileri de kendi kurup,insanların hayatlarını dar ettikleri öym'leri kapatma kararlarından bahsederken: artık savunmanın daha adil ve düzgün yapılabileceğinden bahsettiler. O zaman neden bu mahkemeleri kurdun, neden bu kadar güç verdin ellerine? diyorum sadece bu kadar siyasete girmeye gerek yok.
Sözün özü daha adil bir mahkeme olduğuna inandığım yargıyat kararı bozmaz ve aziz yıldırım suçludur derse, Aziz Yıldırım ve onunla birlikte ceza alan herkes fenerbahçe konusu açıldığında en büyük düşmanım olurlar.
"İngiltere'de 2 büyük takım vardır. 1-Liverpool, 2-Liverpool Genç Takımı" Bill Shankly
Dediğim gibi vermez demiyorum verir, ama ortada bunu kanıtlayan bir şey yok onu anlatmak istedim. Mesela şimdi Adnan Polat "ben kulübe 100 milyon dolar verdim" dese ona da inanmamız gerekir o zaman. Ama Adnan Polat vermez, beklemem yani. Siz kendisine çok güvendiğiniz, inandığınız için sözünü senet kabul ediyorsunuz ama bu kesin/kanıtlanmış bir bilgi değil sonuçta. Onu anlatmaya çalıştım, yoksa vermediğini iddia etmiyorum.Kişisel düşüncemi sorarsan Aziz Yıldırım'ın o kadar parayı verecek durumu vardır ve gerekirse verir Fenerbahçe için.
Bir noktanın altını çizmem lazım. Şike yapıldığına inananlar, inanmayanlar ve inanmak istemeyenler adı altında 3 grup vardı.
Şike yapıldığına inananlar tarafından bakarsan Fenerbahçe'nin şike yaptığı tescillenmiş ama Fenerbahçe tarafı seviniyor. Hayretle bakıp aynı zamanda Aziz Yıldırım, Fenerbahçe'den önemli olmuş yorumunu getirebilirsin.
Birde inanmayanlar çerçevesinden bakarsan özgürlüğe vurulan kilit açılmış ve bugün bayram yapmayacaksın da hangi gün yapacaksın?
Yani konuya hangi yönden baktığın olayları yorumlamanı değiştirebilir.
@sananes
Daha adil olduğuna inandığın Yargıtaya bir sene boyunca sayısız atama yapılır (ki yapılıyor) Bu mahkemedeki adalet anlayışıyla aynı düzeye çekilir, zor bir şey değil, zaten Ahtapotun kolları her geçen gün daha da uzuyor.
Karar üzerinde kendi fikrimi söylemek gerekirse hazır seçimler yaklaşırken iktidar partisinin risk alacağını düşünmüyorum. Ne şiş yansın ne kebap düşüncesiyle hareket edip, ne kendi mahkemelerinin kararlarını tamamen bozarlar ne de alınan cezaları tamamen onaylarlar.
Örneğin, Aziz Yıldırım'ı çoğu şike ve teşvik suçundan beraat ettirir, örgüt cezasını para cezasına çevirir veya ertelemeli ceza verir (X yıl boyunca suç işlediği takdirde cezanın devreye konulması) son olarak ceza alması durumunda başkanlığının yasaklanması kararı iptal edilir. Adaletsizlik içinde adaletsizlik yaratılarak bu süreci kapatırlar diye düşünüyorum.
@Walter Sakana
Tabi ki bunu bilemeyiz, Başkanın sözü senet değil icraatları bir bakıma senettir. Fenerbahçe'nin bugune kadar yapılandırılmasında (Stat, Tesis, Transfer, Amatör Branşlar, Mağazalar vs) dönen paraları düşününce (özellikle kalkınma döneminde) cebinden para vermiş olabileceği ihtimali yüksek duruyor. Sponsor veya Federasyon destekli yatırımlar son senelerde ön plana çıkmış durumda ama başkanlığının ilk 4-5 yılında böyle durumlar söz konusu değildi. Yani sadece para verdim demiş olması değil, onun döneminde yapılanlar bizi o sözleri nesnelleştirme yoluna götürüyor.
...
Av. Ali Rıza Dizdar: Hakim gizlice Arıboğanla görüşmüş. Bu skandaldır.
Hadi buyrun burdan yakın.
(/s)
Ne skandallar gördük. Yakacak yer mi kaldı ?
Football is simple,but Football Manager is not
Yargıtay daha önce tapeler sayesinde verilen bütün kararları copy/paste olabileceğinden dolayı bozmuştur. Bu gün alınan kararların tamamı tapelerdendir, hiçbir kişi yaptığı suçu kabul etmemiş, itiraf alınmamıştır. Yargıtay bunu göz önüne alıp mutlaka ona göre karar verecektir.
ne açıdan skandal ?
İşin ilginç bir yanı var yargıtay 80 yıllık geçmişinde tahliye olan sanıkların bugüne kadar hiçbir cezasını onamadı.
cnn türk tarafsız böllegeyi açın izleyin beyler çok güzel konuşuyor adamlar
Forza'da bununla ilgili şöyle bir yorum yapılmış.Eğer şike'nin hukuktaki yorumu buysa,bundan dolayı ceza verilmiş olabilir.Aksi takdirde dediğin gibi,şike yapılmadıysa İbrahim Akın 3 tane mi atacaktı?
Hayır abi anlam kargaşası yaşıyorsun.
Olay şu:
2 taraf maç için çıkar sağlamaya anlaşır ise, bunun adı şike yapmaktır.
Sen o anlaşmada "ok" dedigin an bitmiştir olay.
Sahaya yansıyıp yansımaması önemli değil.
İstersen maç içinde vicdanının sesini dinle, karardan geri dön, fark etmez.
Bunun adı şikedir. Çunku ortada anlaşma vardır.
Şike teşebbüsü ise, 2 taraf konustu, ama anlaşmadı.
Yanı söz konusu maç için bir vaadde bulunulması için girişim var.
Ama sonuca bağlamadılar. İşte bu "şike teşebbüsü" dür.
Yahut, bir taraf diğerine teklifte bulundu.
Diğeri "olmaz, asla oyle bısey yapmam" dedi.
Bu da aynı şekilde "şike teşebbüsü" dür.
Kısaca şike masada biter.
Mahkeme saha içine neden bakar peki?
Ellerinde şike anlaşması için yeterli delil yoksa, ama kuşku varsa;
o kuşkuyu sonlandırmak için sahaya bakıp (maçları izleyip) durumu değerlendirirler.
Bizim olayda, taraflar "ok" demişse karşılıklı, geçmiş olsun.
İsterse o maç Ibrahim Akın 3 tane gol atsın, önemli değil..
So what?
Saike
CNN'in hatası olmayan hikayelere inanıp yanlışı pekiştirmesidir.
Ertem Şener'in yorumuna göre, bu süreç boyunca Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor taraftarları çok sağduyulu davranmışlardır.
Şimdi sen olmayan bir şeyi niye varmış gibi ödüllendiriyorsun. Sonra bu toplum üzerinde yanlışın pekişmesiyle kalıyor. Bu 3 takımın stadı kapana kapana bir hal oldu. Saha dışında da rahat durdukları söylenemez. Sağduyulu olmak bu mudur?
Türkiye'de taraftar aynı taraftar kimi zaman sarı kırmızı kimi zaman siyah beyaz kimi zaman sarı lacivert oluyor. Ürün aynı ürün kimi neyi kandırıyorsun.
İsmet Berkan @ismet_berkan
Aziz Yıldırım için söylüyorum: Bu dünyada adalet varsa bu karar Yargıtay'da tamamen bozulur...
İsmet Berkan @ismet_berkan
Dava bittiğine göre konuşabiliriz: Savcı şike şüphesini kanıtlayacak yeterli delile sahip değildi.
İsmet Berkan @ismet_berkan
Şikeden şüphelenmek başka şey, bunu kanıtlarıyla mahkemede bir ceza davasında ortaya koymak başka şey...
İsmet Berkan @ismet_berkan
Bu ülke futbolunda şike yapıldığına dair kanaatim var ama bunu ceza davasında kanıtlamak gerekir. Savcı kanıtlayamadı.
İsmet Berkan @ismet_berkan
Savcının kanıtları bir takım telefon konuşmalarından başka bir şey değildi. Tek başına telefon konuşmaları hiçbir şeyi kanıtlamaz.
İsmet Berkan @ismet_berkan
En önemlisi, savcının paranın izini bulması gerekiyordu. Bu iz bulunamadı.
(/s)
Yılmaz Özdil'in son sözüne hayran oldum, basın hep yuvarlaktır...Aziz basın
Maç başladı...
Aziz Yıldırım sahada.
*
Yayaya şaşaşa.
Türk futbolunun mimarı.
Ekonomik mucize yarattı.
Tarihe altın harflerle geçti.
Tesisleşme devrimi yaptı.
Gelmiş geçmiş en başarılı...
Dünyaya parmak ısırttı.
Ben zaten söylemiştim.
*
İkinci yarı...
Aziz Yıldırım oyundan çıkarıldı.
Kulübeye alındı.
*
Ben zaten söylemiştim.
Çetebaşı.
Futbolumuzun yüz karası.
Su testisi su yolunda kırıldı.
Bataklık kurutulmalı.
Başkanlığı elinden alınmalı.
Olacağı buydu.
Mafya bozuntusu.
Küstahlığın sonu.
Ah azize vah azize!
Orası Metris, ordan çıkış yok.
Düştüğü yeri hak etti.
Fenerbahçe Cumhuriyeti yoktur...
Beşiktaş Adliyesi vardır.
Nasıl bir kimliğe ve kişiliğe sahip
olduğu kamuoyu tarafından öğrenilmiş bulunan Aziz Bey... Sen gazetecilere ahlak, haysiyet dersi filan vermeyi
bırak da, önce kendi hesabını ver.
*
Doksan artı bir...
Aziz Yıldırım formayı giydi.
Sahaya geri döndü.
*
Ben zaten söylemiştim.
Başın öne eğilmesin.
Adalet yerini buldu.
En ufak bi şüphem yoktu.
İlk hedef Avrupa şampiyonluğu.
Onur abidesi.
Metris’te bayram.
İftiracılar utansın.
Haysiyet cellatlarına ders verdi.
Darağacında bile teslim olmadı.
Ne mutlu Fenerbahçeliyim diyene.
Hepimiz Aziz Yıldırımız.
*
Özetle, top bile bazen tartışılır ama...
Basın hep yuvarlaktır.
Evet klasık olarak günün haberlerine göz attım ve yine sinir harbindeyim (:
Benim aklımın almadığı bir durum söz konusu, simdi söyle düşünün:
2 tane takım var ve 2`side şike teşvik suçu kapsamında mahkeme tarafından cezalandırılmiş. Bir takım bu suç üzerinde olmasına rağmen Avrupa kupalarında mücadele etmiş diğeri federasyon tarafından gönderilmemiş. Durum bundan ibaret ama hergun gazetelerde mahkeme tarafından suçlu olup Uefada mücadele eden takım yerine suçlu ilan edildiği yılın ertesinde hiçbir Uefa organizasyonuna katılmayan takıma -basına göre- büyük cezalar gelmesi gündemde(!)
Yahu hadi ben suçluyum diyelim o sezon bu suça rağmen senin herhangi bir organizasyonunda mücadele ettim mi ? Peki aynı suçla cezalandırılip buna rağmen senin organizasyonlarında mücadele edene ne demeli ?
Uefa bir ceza verecekse bunu sadece Fenerbahceye keser diye bir kural mi var ? Sonrada efendim bu basın fenerliymiş. Bu süreç boyunca bu kulübe en büyük zararı -sözde- Fenerli olanlar verdi. Onların bu sıfatı degil mıydı yaşanan tüm adaletsizlik hukuksuzluk ve ıki yüzlülüğe perde çeken.
...
Ceza ve tedbir arasındaki farkı iyi ayırt etmek lazım. İşte Trabzonspor'a ya da Beşiktaş'a bu tedbir neden konmadı, Milan ceza aldığı halde neden katıldı. Bunları ayrı tartışabiliriz. Şuan bunlar konuşulmadığı için bunlardan bağımsız yazıyorum.
En basitinden bir soru ile başlayalım. Bir kararın ceza olabilmesi için sadece istenmeyen durumun ortama eklenmesi ya da hoşa giden bir durumun ortamdan çıkarılması yeterli değildir. Bu cezanın seninle bitişiklik yaşaması gerekir. Yani sana tazminat cezası veriyorlar ama cezayı DisCo ödeyecek diyorlar. Bu senin için ceza olmaz. Bu anlamda çok çok örnek verebiliriz.
Bu durumun Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligine alınmaması ile de yakınlığı vardır. Şampiyonlar Ligine alınmamanın ceza olması için seninle bir bağlantısı olması gerekir. Zaten Şampiyonlar Ligi senin hakkın değildi. Hakkın olmayan bir meseleden vazgeçerek ya da vazgeçirtilerek ben cezamı çekmiştim diyemeyiz.
Uefa, tedbir amaçlı Fenerbahçe'yi almadı. Fenerbahçe tarafıda ben bir şey yapmadım bu nedenle beni almamazlık yapamazsın dedi ve CAS'a gitti. Oradaki sonuç tedbirin haklılığını ya da haksızlığını gösterecekti. Fenerbahçe tarafı bu davadan çekilerek haksız olduğunu kabul etti.
Şimdi başa sararsak hakkın olmayan bir turnuvaya alınmıyorsun. Daha bir ceza almadın demektir bu. Federasyonun seni düşürmüyor ve hakkın olmayan bir ligde oynayarak tekrardan hakkın olmayan Avrupa'ya gitmeyi elde ediyorsun. Uefa, tekrar sana dur diyecektir.
Sonuç olarak Fenerbahçe ya da herhangi bir takım Avrupa'ya gider, gitmez ne olur orası ayrıdır. Ancak olması gereken budur. Bunun yapılmadığı her şartta bir adaletsizlik vardır. Gönüller istiyor ki yapılan her şeyin üstü kapatılsın, görmezden gelinsin. Avrupa'ya karşı bu manada birlik olalım. Eğer haklıysak birlik olalım.
Tarihi şike davasında kararların verilmesinin ardından gözler UEFA cephesine çevrildi. Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ve Asbaşkan İlhan Ekşioğlu hakkında şike yaptıkları gerekçesiyle alınan ceza kararları akıllara 'UEFA, Fenerbahçe'ye ceza verir mi?' sorusunu getirdi.
Akşam Gazetesi'nden İsmail Küçükkaya, UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik ile konu hakkında yaptığı söyleşiyi köşesine taşıdı.
YAZIDAN SATIRBAŞLARI....
-Önce 'O konulara hiç girmeyelim' diyen Erzik, ben ısrar edince de 'Futbolun işleyişi ile hukuki işleyiş farklıdır' şeklinde önemli bir ayrıntının altını çizdi.
-Şenes Erzik, 'Biz futbolun kendi kurallarına, kendi mekanizmalarına bakarak karar veririz' diyerek, UEFA'nın kriz çıkartmayacağının sinyalini de verdi.
-UEFA'nın 2 numarasının, 'F.Bahçe, dün itibarıyla Avrupa kupalarına katılabilecek bir pozisyonda' söylemi de sarı-lacivertlileri iyice rahatlatacaktır.
-Mahkemenin kararı sonrası kafaları iyice karışan F.Bahçelilere bir müjdeli haber de ünlü futbol adamı Bıçakcı'dan geldi: Bu iş bitti, artık ceza gelmez
İşte Akşam Gazetesi'nde yer alan o yazının tamamı...
Söz vermiştim, Türkiye'nin dünya spor arenasındaki en önemli ismi Şenes Erzik'le görüştüm.
Hikayesiyle birlikte dünyadaki en etkili Türklerden birisi olan Erzik'in yorumlarını aktarayım.
Avrupa Şampiyonası finalinden dönüş günündeydik. Uçağım pazartesi akşamıydı. Kiev-İstanbul arasındaki sabah uçuşuna aldırmak için bütün hafta sonu dört bir koldan uğraştık. Tam final maçının ikinci yarısında beklediğim haber geldi, 'Ekonomi sınıfında bir kişilik yer bulabildik, ister misiniz?' anında 'Evet, kaçırmayın' dedim.
Dün sabah 10.55 uçağına bindim. Ne göreyim, 1 D koltuğunda Şenes Erzik oturuyor. Selamlaştık, hal hatır sorduk, 'Maç?' dedim, keyifliydi, 'Ne finaldi ama değil mi?' diye yanıt verdi. Yerime doğru ilerledim, uçak havalandı, ikramlar yapıldı, saati kontrol ettim, biraz daha vakit vardı. Hemen ön kısma gittim ve sohbete başladık.
Elbette Erzik çok konuşan birisi değil. Dün de Muhtar Kent'le birlikte Şenes Erzik'in Türkiye'ye sessiz ve derinden katkılarını yazmıştım.
Sorumluluk mevkiinde oturduğu için her sözünü tartarak kullanır. Üstelik geçenlerde dili yandı. Şike soruşturmalarıyla ilgili 'Bu iş bitti' dediği yazıldı, sonrasında tartışmalar çıktı, Erzik düzeltme yoluna gitti...
Bir sporsever ve futbol düşkünü olarak söze İspanya-İtalya finaliyle başladım. İlk soruyu 4-0'lık maçla ilgili sordum. İşte UEFA'nın ikinci adamının değerlendirmesi:
'Çok güzel bir final oldu. Seyretmesi zevkliydi. Tek taraflı oynandığını da düşünmüyorum. İtalya zaten finali Almanya ile oynamıştı. Patlamasını yarı finalde yapmıştı. Üstelik teknik direktör üç oyuncu değişikliği için erken davrandı, bana göre yanlıştı. Maç uzatmalara da kalabilirdi. İspanya kazandı çünkü her zamanki gibi bıktırasıya pas yapıyorlar. Bu stil rakibin sinirini fena bozuyor.'
2020 TüRKiYE'DE Mi?
Daha önce birkaç kez yazmıştım. Spor camiasında '2020 için olimpiyat mı futbol turnuvası mı?' tartışması sürüp gidiyor. Her ikisinde de avantajlıyız. Ama ikisinden birini seçmedik henüz. Platini de hafta sonu bir açıklama yapmıştı, 'Şampiyonayı 2020'den itibaren tek ülkede değil, 12-13 ayrı Avrupa kentinde düzenleyebiliriz' demişti.
Birbiriyle bağlantılı bu iki konuyu Erzik'ten öğrenmek istedim. Yorumu şöyle oldu:
'Platini bana bunu söylemişti. Sadece bir fikir olarak tartışmaya açıyor. O gün arkadaşlarla (UEFA İcra Kurulu) bir aradayken de tekrarladı. Somut bir gelişme, bir karar yok. Ne getirir ne götürür hiç bakmadık. Gelecek turnuva Fransa'da. Unutma ki artık 16 takım değil, 24 takım var. Yani iş çok daha zor olacak. Maliyeti yüksek, organizasyonu ve tesisleri açısından daha güç bir iş. 2020'de Türkiye çok şanslı. Tek favoriydi. Aslında olimpiyat işi olmasaydı tek kalmıştık. Ben devlerle konuştum. İspanya, Almanya, İtalya bize destek veriyor. Bunlar bize yeter. Fransa zaten alamaz. Çok şanslıyız. Ama olimpiyatta çok ileri gittik. İlk üçteyiz. 24 takımlı da olsa Türkiye hazır. Arena, Saracoğlu yeni yapıldı. Başbakan'la konuştum, Olimpiyat Stadı'nı da revize edeceğiz. Üstelik 2020'den bahsediyoruz. Bizim siyasi otorite çok güçlü destek veriyor. Ama ikisinden birisini seçmek ciddi sorumluluk. Ben o sorumluluğu üstlenemem elbette. Riskli. İktidar karar verecek.'
'BiR YIL HAPiS ÇOK FAZLA'
Ve en heyecanlı konuya geldi sıra. Biz uçağa bindiğimizde, cep telefonlarımızı kapatırken mahkeme heyetinin kararı bekleniyordu. Henüz açıklanmamıştı. İndiğimiz anda kararın verilmiş olacağı belliydi. Üzerindeki uluslararası sorumluluğu düşününce Şenes Erzik'in yorum yapmasının ne kadar güç olacağı belliydi. Ama yine de bir ölçüde değerlendirme almak istedim. Sonuçta Erzik de aynı zamanda bir sporsever ve futbol adamı.
İnsani olarak şöyle bir cümlesi oldu: 'İnşallah çıkar. Bir yıldır içeride. Koskaca bir yıl. Kolay mı? Çok fazla değil mi?'
'Peki Aziz Yıldırım'a bir mahkumiyet kararı verilirse, tahliye edilse bile bu ne gibi sonuçlar doğurur?' diye sordum.
'O konulara hiç girmeyelim' dedi. Kibarca ısrar ettim. Hukuki sonuç doğurmadan konuşmaya çok dikkat ettiği her halinden belliydi. 'Futbolun işleyişi ile hukuki işleyiş farklıdır. Futbolda çok hızlı karar vermek, belli takvimlere göre hareket etmek zorundasınız. Biz futbolun kendi kurullarına, kurallarına, kendi mekanizmalarına bakarak karar veririz. Hukuki işleyişler ayrıdır.'
Bu aslında yeterince açıktı ve uzun zamandır tartışılan konulara ilişkin son derece önemli bir perspektifti.
Yani 'futbol ayrı yargı ayrı' ilkesi geçerliydi.
BU iŞ BiTTi Mi BiTMEDİ Mi?
Son olarak 'Bundan sonra ne olur?' sorusu...
Erzik, Fenerbahçe'nin 'Dün itibarıyla Avrupa kupasına katılabileceği bir pozisyonda' olduğunu söyledi. UEFA müfettişinin verdiği rapora göre, bu kararın alındığı ortadaydı. Ancak bütün takımlar için geçerli olan diğer kriterlerin Fenerbahçe için de geçerli olduğunu vurguladı.
Erzik yol haritası için UEFA'nın Fenerbahçe'ye davet mektubu gönderdiği günü işaret etti. 'Sizin gazetede çok güzel tercüme edilmişti. Televizyonda da onu örnek gösterdim' dedi.
Kafanız karışmasın. Benim anladığım şu:
F.Bahçe ile ilgili dosya UEFA'da duruyor. TFF geçen yıl Fenerbahçe'yi, bir yıl Avrupa'ya yollamadığı için çok doğru bir karar vermiş. Bu bir yaptırım. F.Bahçe de CAS'taki davayı çekerek bir başka yerinde hamle yapmış. Bu da iyi niyet gösterisi. Ayrıca Türkiye'de hukuk işliyor. Henüz nihai kararlar verilmiş değil. Bütün taraflar hassas biçimde hareket ediyor. Türkiye, milli takımlar düzeyinde bir ceza almadan bu badireyi atlattı.
Buraya kadar olan bölüm AKŞAM okurları için hiç de sürpriz değil. Baştan beri bunu söyledik, yazdık. Fenerbahçe için de şu anda bir risk bulunmuyor. Ama kritik süreç devam ediyor. UEFA-TFF-Fenerbahçe arasındaki baş döndüren trafik devam edecek. Aziz Yıldırım için ise Yargıtay'ın karar vermesi beklenecek.
Uçakta yanımızda Levent Bıçakcı da vardı. Karardan önce ve sonra konuştuk, 'Bu iş bitti, artık ceza gelmez' görüşünde.
Bu iş bitti demek çok saçma bence UEFA son anda kararını değiştirecektir gene.
Her ne kadar yargıtay sürecide olsa mahkeme tarafından tescilennen bir şike var bence düzgün bir TFF yönetimi olsa doğru olanı yapıp Fenerbahçe'ye gereken cezayı vermesi gerekirdi.
http://www.trtspor.com.tr/Haber.aspx?id=25999Mehmet Ekinci'den sosyal medyaya takip!
Şike ve Teşvik Davası'nı karara bağlayan mahkemenin Başkanı Mehmet Ekinci sosyal medyada kendilerine yönelik hakaret edenlerin kimliklerinin tespit edilmesi için Emniyet'e talimat verdi.
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi Başkan Mehmet Ekinci futbolda şike ve teşvik davası sürerken de davayı karara bağladıktan sonra da Türkiye'nin en çok konuştuğu isimlerden biri oldu. Emniyet kararın açıklandığı gün başkan Ekinci'nin koruma sayısını artırdı. Ekinci'ye daha önce emniyete ait sivil bir araç ve iki koruma polisi tahsis edilmişti.
Şike kararının ardından 3 koruma polisi ve bir sivil araç daha eskortluk etmeye başladı. Böylelikle Ekinci'nin koruma polisi sayısı 5'e yükseltildi. Ek olarak verilen 3 koruma polisinin ve eskort aracının geçici olduğu belirtildi.
Hakaret eden 3 kişi tespit edildi
Öte yandan Mahkeme Başkanı Ekinci ve üye hakimlerin sosyal medyada kendilerine yönelik hakaret edenlerin de kimliklerinin tespit edilmesi için emniyete talimat verdiği öğrenildi.
Konuya ilişkin inceleme yapan emniyetin sosyal medyada hakimlere hakaret eden kişilerden 3'ünün kimliğini tespit ettiği belirtildi.
Emniyetin konuya ilişkin çalışmasının tamamlanmasının ardından hakimlerin, kimliği tespit edilen kişilerle ilgili suç duyurusunda bulunacağı ifade edildi.