Artık her basın organında duymaya başladığımız Luxemburgo çanları beni korkutmaya ve bu yazıyı yazmaya mecbur bıraktı.

Sırf Brezilyalı diye, sırf takımda çok Brezilyalı var diye gidip Luxemburgo’yu almak çok büyük tehlikedir. Hocanın oyuncularıyla aynı dili konuşması önemli, ancak her şey değil. Önce aldığın adamın ne yaptığına bakacaksın, tecrübesine, karakterine Türk futboluna ve futbolcusuna uyumuna. Yanlış seçim sene, hatta seneler kaybettirir.

Luxemburgo kimdir?

Gelin yönetim kurulu olalım ve orayı yönetenler gibi düşünelim ve Fenerbahçe’nin başına gelecek teknik direktör adayı Luxemburgo’yu yönetim kurulunda tartışalım. Terazinin bir kefesine başarılı addedilmeyen Zico’yu koyun diğer tarafına Luxemburgo’yu.
Takımın başına gelecek hocanın Brezilyalı olmasını istiyorsak buna gerek yok çünkü Zico zaten oralı hala hazırda duruyor. Takıma alışma açısından yeni hoca mutlaka zorluk çekecektir Zico ise takımını ve oyuncularını iki senedir çok iyi tanıyor.

Luxemburgo, Teknik Direktörlük hayatının neredeyse tamamını Brezilya liginde geçirmiş, 2 sene Brezilya milli takım hocalığını yapmış 2000 olimpiyatlarındaki felaket sonuçlardan sonra bir dünya kupası tecrübesi dahi yaşayamadan görevinden alınmış. Tek Avrupa tecrübesi olan Real Madrid’de sezon ortasında gelmiş kazandığı seri maçlar sonunda şampiyon olamamış ama kazandığı maçların hatırına bir sonraki sene takımın başında işe başlamıs ama Rıza Çalımbay gibi sezon ortasında senenin sonunu göremeden Madrid’den gönderilmiş. Son 10 senede tam 10 farklı takım çalıştırmış, istikrar sembolu yani!!

Zico’ya gelince; 2002 dünya kupası sonrası aldığı Japonya milli takımını 2004 de Asya Şampiyonu yapmış, 2006 Dünya kupasında başarısız da olsa bir kez daha dünya arenasında boy göstermiş, ve son iki sene Fenerbahçe’nin başında şampiyonlar liginde çeyrek final yaşamış.
Peki ben bu terazinin neresine koysam elimdeki kuş daldaki kuştan daha ağır basıyor. Peki ben niye kaşınıyorum bu kurduğum güçlü kadromu riske atıyorum sahi ben bu Luxemburgo’dan ne umuyorum.

Sevgili yöneticiler,

Kulüpler seviyesinde dünyada futbol bir tek yerde oynanıyor o da Avrupa. Avrupa tecrübesi olmayan hocanın Fenerbahçe de işi olmaz, Brezilya ligi ve genel olarak Latin Amerikada oynanan futbol çok zayıf, herşeyin ötesinde tarzı çok farklı. Son dünya kupasının yarı finalinde ne bir Güney Amerika ne de bir başka kıtadan ülke vardı.

Ünlü Fransız golcü Thierry Henry Avrupa şampiyonası dünya kupasından daha zor diyor. Gerek futbolculuğunda gerekse teknik adamlığında tek bir doğru düzgün Avrupa tecrübesi olmayan biri Fenerbahçe’nin başında düşünülemez. Biz Zico ilk geldiğinde de aynı şeyleri söylüyorduk. Avrupa futbolunda fizik güç, kondisyon çok önemli, teknik kapasite bunların üstüne varsa o zaman sende o liglerde var olabilirisin. Luxemburgo bu kavramlara bu liglere çok uzak bir adam.

Fenerbahçe’nin ihtiyacı olan, oyun disiplinini sağlayacak ve taktiğini uygulatabilecek bir hoca. Sahanın kenarından enerjisini içeriye akatarabilecek, Kadıköy’de oynadığı Konya maçında sahada uyuyakalmak üzere olan oyuncuları ile beraber saha kenarında kestirecek değil onları uyandırıp çoşturacak biri lazım. Takıma, güç, tempo, kondisyon katan maç konsantrasyonlarını Avrupa, Lig ayırmadan yüksek seviyede tutacak bir teknik direktör, illa Brezilyalı olacaksa Scolari tarzında (artık Chelsea'de) yoksa çoşkulu disiplinli kariyerli bir Avrupalı lazım.

Ömer Akdeniz [fenerbahce.com]