1 ile 30 arası toplam 1479 sonuç

Konu: Galatasaray SK

Hybrid View

  1. #1

    Default

    Omana arkadaşım,
    Zaten ben Can'a niye bu kadar verildi de Servet'e niye bu kadar verildi demiyorum. Servet'e neden o kadar verilmediği sorusuna verilen istatistiki cevabın yanlışlığı konusunda fikir olması amacıyla bişeyler yazdım. Kaldı ki bu hususuda yetenek konusunda seninle aynı görüşte değilim.
    Yazdığım yorumda yabancı oyuncular ile ilgili bir husustan bahsetmedim. Yazımda Türk oyunculara daha fazla değer (oyundaki sayısal rakamları değil gerçek yaşamdaki değerden bahsediyorum) verilmesi gerektiğini düşündüğümü belirttim.
    Bu oyuncular İlhan Parlak olur (ki bu adamın güiza kadar şans verilse ondan 5 kat daha iyi bir golcü olacağını düşünüyorum. Semih'in değerininde çok geç fakedildiği kanısındayım), Arda Turan olur, Aydın Karabulut olur, Batuhan Karadeniz olur v.b.
    Fm 'nin ilk oyunundan son oyununa kadar yıldız adayı olarak belirtilen tüm liglerde heba olup giden tonlarca oyuncu çıkar. Sırf kötü örnekler akla getirilerek gene böyle olacağı görüşüyle yeteneklere bu derece kısıtlı bakmak bence yanlış. Sonuçta hangi takım olursa olsun bu Galatasaray da olur Fenerbahçe olur Beşiktaş olur veya diğer takımlar olur Türk oyuncuların değerlendirilmesi lazım.

  2. #2
    Nesil
    2003
    Yaş
    47
    Mesajlar
    4,569

    Default

    Quote Originally Posted by brosman View Post
    Omana arkadaşım,
    Zaten ben Can'a niye bu kadar verildi de Servet'e niye bu kadar verildi demiyorum. Servet'e neden o kadar verilmediği sorusuna verilen istatistiki cevabın yanlışlığı konusunda fikir olması amacıyla bişeyler yazdım. Kaldı ki bu hususuda yetenek konusunda seninle aynı görüşte değilim.
    Yazdığım yorumda yabancı oyuncular ile ilgili bir husustan bahsetmedim. Yazımda Türk oyunculara daha fazla değer (oyundaki sayısal rakamları değil gerçek yaşamdaki değerden bahsediyorum) verilmesi gerektiğini düşündüğümü belirttim.
    Bu oyuncular İlhan Parlak olur (ki bu adamın güiza kadar şans verilse ondan 5 kat daha iyi bir golcü olacağını düşünüyorum. Semih'in değerininde çok geç fakedildiği kanısındayım), Arda Turan olur, Aydın Karabulut olur, Batuhan Karadeniz olur v.b.
    Fm 'nin ilk oyunundan son oyununa kadar yıldız adayı olarak belirtilen tüm liglerde heba olup giden tonlarca oyuncu çıkar. Sırf kötü örnekler akla getirilerek gene böyle olacağı görüşüyle yeteneklere bu derece kısıtlı bakmak bence yanlış. Sonuçta hangi takım olursa olsun bu Galatasaray da olur Fenerbahçe olur Beşiktaş olur veya diğer takımlar olur Türk oyuncuların değerlendirilmesi lazım.
    Bu oyunculara gerçekten değer verilmediği kanısına, bu bölümü okuyarak vardıysanız eğer, buna bir açıklama getirmek bence doğru olur.

    En azından benim bu oyunculara karşı herhangi bir garezim yok, özellikle hepsini de ne zayıf ne de abartılı yapmak gibi bir isteğim, niyetim de yok.

    Ancak bazı gerçekleri gözardı etmemizi isteyen de çok kişi var.

    Mesela Servet'in kafası neden 12 diye soran kişiler var bol bol. Aynı soru Luca Toni'nin kafa vuruşları neden 13 olarak da Alman araştırmacılara iletiliyor.

    İnsanlar eksiksiz, oyuncu profili görmeye alışkın. Bunda SI'ın da hatası var çünkü özellikle yeni yaratılan oyuncuların kalitesini, oyunda gelişebilmeleri için yüksek tutuyorlar.

    Bunda başka araştırmacıların da hatası var çünkü bir oyuncuya nasıl çok özellik veririz acaba arayışları içinde olanlar var. Öte yandan bir çok araştırmacı oyuncunun kalitesine bakmak yerine, performansına bakarak öpücük dağıtır gibi özellik dağıtıyor. Öte yandan kötü performans göstermiş oyuncuyu darmadağın ediyor.

    Elimize bir Baros geliyor.. bitiricilik 12, soğuk kanlılık 10, süreklilik 14, konsantrasyon 14... CA 137

    Bariz bir şekilde bu adam gol atamadı, gol atma özelliklerini düşüreyim demiş İngiliz.

    Kewell geliyor.. hız 12, hızlanma 11, süreklilik 14, dayanıklılık 12, kararlar 12.. CA 140

    Bu oyuncular çok mu vasat oyuncular da bu özellikler, CA'lar verilmiş?

    Aghahowa geliyor CA 105, hızlanma 16, hız 14.

    Oyuncuyu Rusya'ya yolluyoruz, teknik olmayan Gökdeniz'e takır takır teknik yükleniyor sonra güç bela düşürttürüyoruz.

    De Sanctis geliyor, top tutma özelliği 17 ama refleksleri 14. Daha gelir gelmez biraz araştırıyorum İtalyan medyasında ne yapmış ne etmiş, kliplere göz atıyorum, kendisine getirilen eleştirilere bakıyorum ve hemen hemen hepsinin birleştiği bir nokta var. Refleksleri iyidir ama topu tek hamlede tutma konusunda zorlanır, elinden kaçırır.

    Ceza sahasında genelde top ile fazla oynadığı için pozisyon kaybeden Baros'un soğuk kanlılığına 10 verilir.. Benim yükselttiğim 15 bile az belki Baros için. Ama bitiriciliği var mı diye sorarsanız bence benim yükselttiğim 13 seviyesi abartılmıştır. Ama Baros'un bitiricilik nasıl 13 olur, Güiza nasıl 18 olur diye eleştiriyi basarlar aynı zamanda. Ama Güiza'nın İspanya'da attığı gollere bakarsak 18 pek abartılı görünmez. Güiza'nın zaafı sol ayağı ile vurması gereken toplara sol ayağı ile vuramamasıdır. Şimdiye kadar nasıl kaçtı o gol dedirtenler de genelde Fenerbahçe'nin solundan sağ ayağı ile yapmaya çalıştığı gol vuruşlarıdır. Orada solu ile vuramıyor ama sağı ile vuruyorsa bu Güiza'nın kötü bir bitirici olduğunu değil, sol ayağının zayıf olduğunu gösterir. Baros ise iki ayağı ile düzgün vuruşlar yapabilen ama topu kalecinin üstüne nişanlama ihtimali yüksek bir oyuncudur. Bitirici değildir ama çok pozisyona girebildiği için kariyerinde etkili olmuş ancak çok golcü olamamıştır.

    Sıra bizim hatamıza geldi. Bizim hatamız esasında bence hata değil ama hata görünümünde. Yazacağım mantıkta eksik görürseniz lütfen belirtin.

    Oyuncular belli bit kalıptan çıkmıyor. Hepsi aynı şekilde gelişecek diye bir kaide de yok. Buna göre genç oyuncular için oyunun hangi yönlerinde iyi, hangi yönlerinde zayıf olduklarına bakmamız gerekli.

    Genel olarak:
    Oyuncular çok nadir teknik özelliklerini 19-20 yaşlarından sonra büyük oranda geliştirebiliyor. Bunun nedeni de teknik gelişimin tekrarlayıcı antrenman gerektirmesi ve özellikle yoğun maç temposuna sokulan oyuncularda bu tekniğin bir plan ve program içinde geliştirilmemesi.

    Bu yaşlardan sonra fiziksel özellikleri geliştirmek için çok çalışmak gerekiyor.

    Zihinsel özelliklerin gelişimi, oyuncunun zihinsel kapasitesine bağlı kalıyor. Yani oyuncu ne kadar zeki ve ne kadar oyunu öğrenmek isitiyor.

    Teknik beceri
    Sürekli aynı hareketleri çalışıp, bu hareketleri etkili bir şekilde yapmayı gerektiren özellikler. Bu açıdan çok teknik oyuncularımız olduğunu söylemek zor. Oyuncu eğer doğuştan yetenekliyse, gençliğinde çok top oynamış ise teknik gibi görünüyor olsa da, en basidinden bir top istop etme konusunda yaşadığımız sorunlar ve bu nedenle rakip baskı yaptığında dağılmamız, oyuncularımızın esasında ne kadar teknik olmadığının bir göstergesi. Zira top istop etme ve pas verme futbol eğitiminin ilk dersleridir genelde. Ama nedense herkez özellikle genç oyunculardan müthiş teknik beceri bekliyor.

    Fiziksel kapasite
    Bunun bir kısmı doğuştan geliyor, bir kısmı da antrenman ile geliştirimesi gerekiyor. Genelde hem kuvvetli oyuncular veya hızlı oyuncular çıkartabilsek de, hem hızlı hem de kuvvetli oyuncu sayımız çok az. Bunu da bence özellikle dayanıklılık ile kapatmamız gerekli. Kuvvetli oyuncuların hızlanmak için, hızlı oyuncuların kuvvetlenmek için çalışması gerekli. Ama tabii A takıma çıkmadan önce.

    Zihinsel kapasite
    Bu konuda kuvvetli olduğumuz yönler kadar, zayıf olduğumuz yönler de var. Biraz da teknik direktörlerin nasıl bir futbol oynatmak istediğine bağlı gelişiyor bu özellikler. Mücadeleci futbol oynanan ligimizde oyuncuların genelde mücadeleci olup, organize takımlar karşısında çuvallamasının belki de en büyük nedeni bu mantalite. Mücadelecilik kötü bir şey değil kesinlikle. Ama bir gerçek de var ki oyunu yavaşlatıp, hareketlı olup daha akıllıca bir futbol oynamamız gerektiğinde bu konuda büyük sorunlar yaşıyor, esasında takım oyununda ne kadar zayıf olduğumuz ortaya çıkıyor. Yani belki de zihinsel özelliklerin en önemlilerini değil, her oyuncunun yapabileceğinin gelişmesini sağlıyor teknik direktörler ve Türkiye'de bulunan hemen yolla, daha fazla mücadele ettirecek olanı getir düşüncesi.

    Peki bu özelliklere bakarak hangi oyuncular ne seviyede değer alması gerekir. Zihinsel özelliklerin genç oyuncularda daha oturmamış ve zayıf olduğunu, A takıma çıktıktan sonra gelişeceğini varsayarak:

    Teknik iyi, fizik zayıf:
    Genelde kıtmete bindirdiğimiz oyuncular. Pekala iyi çalışma ile fizik biraz daha toparlanır. Ancak 19-20 yaşındaki oyunculardan büyük fiziksel gelişim beklememek gerekir. O yaşta hızlı olmayan bir oyuncu, 2 yıl sonra dünyanın en hızlı oyuncularından birisi olmaz. Veya 1.77 boyundaki bir stoper, birdenbire 10 santim uzamaz. (hiç beklenmedik durumlar dışında). Oyuncunun potansiyeli, fiziğinin ve zihinsel kapasiteisnin ne kadar gelişeceği ile kısıtlıdır. Genelde zihinsel kapasite CA'ya en az etki eden özellik olduğu için CA ile PA arasında fark pek yoktur.

    Teknik zayıf, fizik iyi:
    Bu oyuncular genelde genç yaşta öne çıkmış ya hızlı olduğu için ya da kuvvetli olduğu için erkenden şans tanınmıştır. FM tabirine göre bu oyuncunun CA'sı, tekniği iyi ama fiziği zayıf oyunculara göre daha yüksek bir oyuncudur. Tekniği ya çok az gelişir ya hiç gelişmez çünkü bu oyuncu tekniğini geliştirecek fırsatı bulmakta çok zorlanır. Bu konuda 8-9 yaşından beri profesyönel bir şekilde eğitilen Brezilyalı veya Fransız oyuncularla aynı sepete konulamaz. Zihinsel kapasitesi PA'nın ne kadar yüksek olacağını belirler.

    Teknik iyi, fizik iyi:
    Genelde -9 potansiyel alabilecek, alması gereken oyuncular (ve özellikle Arsene Wenger'in Arsenal'e aldığı tipte oyuncular). Bunun nedeni de hem teknik hem de fiziksel olarak bu genç oyuncu iyi seviyede ise, bu oyuncunun zaten CA'sı diğer iki örneğe göre daha yüksektir. Zihinsel geişimin olup olmayacağı PA'nın ne kadar yüksek olacağını belirler.

    Biz ne yapıyoruz?

    Hem fiziği iyi seviyede olan, hem de tekniği iyi seviyede olan oyunculara -9 PA zaten veriyoruz.

    Tekniği iyi, fiziği zayıf oyuncular genelde -8 alıyor.

    Fiziği iyi ama tekniği zayıf oyuncular ise genelde -7 veya -6 alıyor.

    Şimdi bir Ilhan Parlak'ı bu süzgeçten geçirelim mesela. Fiziksel olarak çok iyi olmasa da oldukça iyi. Teknik açıdan da hiç bir zaman üst düzey diyemeyeceğimiz bir tekniğe sahip. Yani Ilhan Parlak gelişecekse eğer, tamamen zihinsel olarak gelişim ile bu gelişimi gösterecek bence. Bu açıdan da önünde bir Semih örneği var. Pekala Semih gibi yedek bekleye bekleye çok şey öğrenebilir. İçinde bu varsa, teknik direktörler Ilhan'ın zeki olduğunu düşünüp üstünde durursa.

    Aydın Karabulut'a bakalım bir de. Teknik iyi, fiziksel olarak çok iyi diyemeyiz. Hem CA, hem de potansiyeli zaten bunu gösteriyor bence. Aydın'ı etkileyici bir oyuncu yapan flair özelliği. Yani beklenmedik şeyleri sahada yapmayı sevmesi. Kendisinde bu güveni bulması.

    Aydın Yılmaz. Fiziksel olarak hızlı ama dengesiz olduğu için etkisiz. Teknik oldukça iyi ama çok iyi diyemeyiz. Belki de -9 ile -8 arasında en çok kaldığım oyunculardan birisi. O hıza sahıp olmak her oyuncuya nasip olan bir şey değil. Ancak bunu geliştirmek gerekli, Aydın'ın daha fazla ayakta kalmasını sağlamak gerekli. Tabii zihinsel gelişimin de gerekli olduğunu unutmamak gerekli. Aydın'ın -9 almamasının nedeni hem fiziksel hem de zihinsel gelişimi uzak ihtimal olarak görmem. Ama olmayacak şey de değil.

    Arda Turan. Arda'yı öne çıkartan tekniğinden daha çok zihinsel kapasitesi. Arda çok zeki bir oyuncu ve zeki olduğu için de yaşıtlarının çok önüne geçti. Ama genelde yazılanlara göre istenen Arda'nın müthiş teknik bir oyuncu olması. Peki Arda'nın bu kadar zeki bir oyuncu olduğunu nasıl çözdük? Sürekli oyununun üstüne koydu, belki tekniği onu Galatasaray'da ilk 11'e soktu ama ilk 11'de sürekli yer almasını sağlayan yaşına göre çok üstte olan zihinsel kapasitesi oldu.

    Batuhan'da -9 alması gereken oyuncular profiline tam uyan bir oyuncu. Hem tekniği iyi seviyede, hem de fiziği çok yerinde ve etkili. Zaafı gençliği ve futbol bilgisinin daha çok üst düzey olmaması. Bu da zaman zaman etkisizliğinin nedeni. FM bazında bence Batuhan'ın CA'sı düşük (bundan sonra cikacak ilk yama'da yukselmesi gerekli(, PA ise olması gereken yerdedir.

    Sercan Yıldırım, Aydın Yılmaz gibi hızlı ve oldukça teknik bir oyuncu. PA'nın -9 olmasının mantığı da buradan doğuyor. Aydin'a gore Sercan'in fizigi daha oturmus durumda.

    Zamanında Cafercan'ın -9 alması, İbrahim Akın'ın -9 alması biraz da bu oyuncuların hem zihinsel hem de fiziksel olarak büyük gelişim gösterebilecekleri ümidini besliyordu. İkisi de fizik olarak hemen hemen oldukları yerde saydılar, zihinsel olarak da gelişemediler. -9 almaları bile risk taşıyordu, -10 aldılar.

    Tabii temel sorun nedir? Oyuncularımız, sanıldığı kadar teknik değil ilk olarak. Bazı teknik özellikleri iyi olsa da, genelde komple değiller. İyi pas yapan ille de iyi top istop edemez, iyi dripling yapan ille de iyi orta yapamaz, iyi top istop eden ille de iyi pas veremez vs. vs.

    Bunlar çalışarak gelişir mi? Pekala gelişir tabii. Ama 20 yaşına geldikten sonra, daha 10 yaşında öğrenmesi gereken top istop etmeyi öğrenmeye çalışıyorsa bir genç, bu fiziksel veya zihinsel özelliklerinin geliştirmek için yapılacak çalışmalara daha az zaman bırakır.

    Kısacası yetenek, futbola yatkınlık başka şey. PA başka şey. Bunlar karıştığı zaman zaten potansiyeli abartı oyuncular ortaya çıkıyor. Mevcut durumun da esasında geçmişle pek o kadar alakası yok. Geçmişte Cafercan, İbrahim Akın, Tuncay'a verilen yüksek PA'ları bizim vereceğimizi sanmıyorum. Bunun nedeni de bizim futbolu daha önce bu değerleri veren kişilerden daha iyi bilmemiz değil. FM'in o zamandan bu zamana kadar gelişirken CA ve PA değerlerinin tanımını özellik bazında yapması. Yani o zamanlar yetenek, futbola yatkınlık olarak tanımlanan PA, artık oyuncunun hangi özelliklere sahip olduğu, bunlardan hangilerinin gelişeceğini öngörmeyi gerektiriyor.

    Bundan 7 yıl sonra Batuhan zihinsel olarak gelişmezse ve hemen hemen olduğu yerde sayarsa, Batuhan için potansiyeli vardı ama buna erişemedi diyebiliriz. Zira zihinsel gelişimin ne kadar olacağını önceden süzmek çok zor. Ancak mesela bir Emre Çolak, zayıf fiziği nedeniyle her ne kadar çok teknik olsa da hem fiziksel yönden, hem de zihinsel yönden çok yol kat etmesi gerekir. -8 potansiyel verilmesi de zaten zihinsel yönden yol kat edeceğini varsaydığımızı gösterir. Aynı zamanda fiziksel yönden de çok büyük aşama kaydetme ihtimalinin biraz da zamana bırakılması, bunun önce görülüp sonra daha yüksek potansiyellerin düşünülmesini gerektirir bence.

    Genelde diğer ülkelerde yüksek potansiyel alan oyuncuların kendilerini tanımlayıcı teknik, ve bunun yanında iyi fiziksel kapasiteleri oluyor (özellikle güney amerika'da). Bu oyuncular zihinsel gelişimi de gerçekleştirirse ortaya bir Kaka, bir Ronaldinho, bir Messi çıkıverıyor. Ancak ilk başta bu yüksek potansiyelleri alan oyuncuların önemli bir kısmı da zihinsel gelişimi yapamıyor ve FM efsanesi oluyorlar. Mesela Carrusca iyi tekniğine rağmen bu zihinsel patlamayı yapamamış teknik oyunculardan birisi. Bazen de kumaşı iyi olarak tabir ediliyor.

    Durum aşağı yukarı bu. Türk oyuncular bu nedenlerle genelde yüksek potansiyel almıyorlar.
    Last edited by perpetua : 15.Kasım.2008 at 00:42

  3. #3
    Nesil
    2006
    Yer
    Arap Şükrü / Bursa
    Yaş
    45
    Mesajlar
    989

    Default

    Aradım ama bulamadım daha önce mutlaka Servet ile ilgili bir eleştiri olmuştur. Bende fikrimi tartışmaya açmak isterim. Öncelikle bu emeğe hakaret olarak algılanmasın, FM yi siz araştırmacılardan daha iyi bilecek de değilim ama bende 99 dan beri bu oyunu oynayan biri olarak fikrimi belirtmek istedim şimdiden uslüpta edepsizliğimiz olursa affola.

    Servetin heading ve tackling değeri 12 bunu açıklamasına da heading için kafa vuruyor ama isabetli değil demişsiniz. Tackling içinde ben servetin 1 kerede topa müdahale edip aldığını bilmem gibisinden bir açıklama vardı. Defans adamının isabetli kafa vurmasını beklemek ne kadar doğrudur? Toni için heading becerisi gol atmakla alakalandırılabilir ama kimse servetten gol atmasını beklemez. Kafa ile gol atma becerisi heading, jumping, positioning ve finishing ile alakalı olmalı değilmi. Servetin profiline bakıldığında gerçekte tüm eksilerine rağmen iki büyük takımda oynamış defalarca milli formayı giymiş, bazen gözde kulüplerle adı anılmış Servete karşı biraz haksızlık etmedikmi, Sayın araştırmacı arkadaşlara şunu sormak isterim. Herhangi bir sıradan anadolu takımı ile oyun açsanız mesela Ankaragücü ile Serveti transfer edip oynatırmısınız dc de aranan 4 önemli özelliği yok şu anda Servetin, pace, accelaration, heading ve tackling GS de ne yapabilir FM için konuşursak hangi üst düzey maçta Servete güvenip kadroya koyarsınız?

Mesaj Yetkileri

  • You may not post new threads
  • You may not post replies
  • You may not post attachments
  • You may not edit your posts
  •