Yok abi Barca bildiğin gibi değil bu sezon, özellikle şampiyonlar liginde gelene 3 gidene 4 atıyorlar, gözümü korkuttular açıkçası.Fakat onları bir şekil atlatabilirsem ver elini tüm kupalar...
Eğer hepsini alırsam gitmeyi istediğim 3 takım var.
1-Liverpool
En sevdiğim takım ne de olsa
2-Fiorentina
Geleceği parlak çocuklarla dolu bir takım, İtalya'nın Arsene Wenger'i olabilirim oraya gidersem...Genç ve dinamik bir kadro oluşturmak için ideal bir takım.
3-Villarreal
Emin değilim villarreal hakkında, ama Giusseppe Rossi faktörü çok çekici.Ayrıca İspanya Ligi için iyi-orta arası bir kadroları var.Gelişime ve zorlu maçlara açık bir takım...
Fiorentina süper olur.En zevkli kariyerlerimden biridir.Genç ve istikrarlı takım.Bütçe fena değil.2-3 genç takviyesiyle kafaya oynarsın.
Bencede Fiorentina ...
Bence KardesiM Kötü Bir Secim oLmazmı
Sana Milan Gibi Dev Lazım
Bazen yürekli kayıplar; Korkak zaferlerden daha önemlidir. [Fatih Terim]
Abi devlere giderse başarılı olur rahat.Hiç heyecan alamaz.Ama geleceği olan bir takıma gitse.Bazen hop oturup hop kalkar gençlerin hatalarından bence![]()
--Kırmızı Şeytanlar: Tam Gaz--
Evet arkadaşlar uzun bir aranın ardından geri dönüyoruz.Oldukça yoğun bir dönem geçirdik.Transfer dedikoduları, gerçek transferler, ve tabi ki yeni maçlar...
Başlangıç olarak, medyayı kutlamak istiyorum.Son 1 ay içerisinde ilk 11'imde yer alan tüm oyuncuları farklı farklı takımlara dağıttılar.Taktik ekranına her girdiğimde neredeyse tüm oyuncularımın isimlerinin sol tarafında "Wnt" ibaresini görmek sinirlerimi bozmaya başladı, ama burası ManU ve bu normal bir durum sanırım, ne de olsa herkesin gözü bizim üzerimizde...
Ronaldo üzerinde artan Real Madrid baskısı (biliyorum arkadaş gitmek istiyorsun, ama birileri sana karşılık Messi'yi önüme koymadığı sürece hiçbir yere gidemeyeceksin, kapı gibi kontratımız var...), Hargreaves'in gözlerini Almanya'ya Bayern Münih'e çevirmesi, Carrick'in tüm premier lig takımları tarafından istenmesi gibi sorunlarla cebelleştik.
Öte yandan gerçekleşen transferlerimiz de oldu.Her ne kadar kadroya Kolarov'un ardından yeni insanlar eklenmemiş olsa da, Fletcher'ın Juventus'a transferi tamamlandı ve cebimize 9.5 milyon avro daha nakit koyduk.Tekrar 11 milyon avro transfer bütçesine kavuştuk, Her maç canı çıkan Nani ve Ronaldo'ya destek çıkması için güzel bir kanat oyuncusu almak istedim.Fiorentina'dan Mario Santana ve Valencia'dan Joaquin aklımdaki tek isimler olsa da, bu fiyata bu adamları transfer etmek tabi ki mümkün olmayacak.Çocukların canını çıkarmaya devam...
4 koldan mücadele eden takımımız ise Evra ve O'Shea'nin sakatlıklarıyla cebelleşmekte hala, ancak Wes Brown ve Gary Neville sağ tarafta güzel işler çıkarırken, Kolarov ne kadar isabetli bir transfer olduğunu her maç tekrar tekrar kanıtladı(şaşırdık mı, tabi ki hayır.)
--Ve Futbol--
Ligin ikinci yarısı tüm hızıyla devam ederken, sezon başında az kalsın (ve anlamsız yere) Japon bayrağı açmamıza sebep olan Wigan'ı ağırladık kendi sahamızda.Bu dönem içerisinde dinlenmiş oyuncularla oynayacağımız tek maçtı bu ve çocuklar beni hayal kırıklığına uğratmadılar, Boro dolum tesislerinin açıldığı kaleye bu kez de Wigan dolum tesislerini açtılar...
Hemen takibinde gelen (cidden hemen takibinde keza Wigan maçından sadece 3 gün sonra oynandı bu maç) Bolton maçı bir kez daha zevkli bir mücadeleye ve çocukların canlarının okunmasına sebep olurken ligdeki yenilmezliğimizi hatta puan vermezliğimizi devam ettirdik...
Bolton maçından sadece 4 gün sonra ise (hmm... haftada 3 maç...) Lig Kupası yarı final maçı için Tottenham'ı ağırladık.Çocukların artık değil ayakta durmak nefes alacak halleri bile yoktu maça çıkarken, dolayısıyla aldıkları beraberliğe kızmayı bile düşünmedim bir an için.Hem zaten ilk maçı deplasmanda 3-1 almıştık, zorlamanın lüzumu yok...
Son olarak ise FA Cup 4.ayak maçları için Burnley isimli takımla mücadele ettik.Forvetlerimiz alışıldık performanslarına dönerken (direkleri döv, tribünlere bol bol top hediye et...) yedek kalecim Kuzsczczak (inşallah böyle yazılıyordu) Van Der Sar'ın yokluğunu aratmayacağını çerçeveyi gören ilk topla kanıtladı, kendisini tebrik ediyorum...
Gün içerisinde yeni gelişmeler ve yeni müsabaklarla yayında olacağız tekrar, gözlerinizi bizden ayırmayın arkadaşlar...
Demek kapı gibi kontrat var
Cok guzel
Tottenham'a 74914 kisi onunde 1 puan vermen olmamis ama...
Hocam, valla maç esnasında bir sürü aksaklık meydana geldi, bizzat kendim maç esnasında Heroes isimli dizinin yeni bölümünü seyretmekle meşguldüm, devre arasını da o yorgun argın halimizle 1-0 önde tamamlayınca çok ilgilenme ihtiyacı duymadım nasıl olsa hallederler diye...
Filmin sonunda bir de baktım ki yemişiz golü berabere kalmışız.Hep o ağlamasın diye ilk 11'de tuttuğum yedek kaleci yüzünden sanırımoyuncu değişikliği bile yapamadım o maç filme dalınca
75.000 kişi izlemiş yaw hakkaten... bir ben seyretmemişim maçı![]()
Yeni maçlar ve sonuçları ile geri dönüyoruz...
Geçirdiğimiz müthiş sezon sebebiyle çocukların engellenemez rehaveti üzerimize çökmüş gibi görünüyor.Sezonun ikinci yarısının başlaması ile beraber futbolumuzda gözle görülür bir düşüş var ancak sonuca gitmeyi bir şekilde başarabildik, Chelsea deplasmanına kadar...
Ne yalan söyleyeyim, Burnley gibi bir rakibiniz varsa kendi takımınıza ihtiyacınız yok, hatta hiç sahaya çıkmamak sağlığımız için daha faydalı.Yine kasap mantalitesi ile oynayan rakibimiz 30 dakikada 2 penaltı verdi bize, aynı 30 dakika içerisinde bir de kendi kalesine gol atınca yenilmek için zaten bize pek ihtiyaçları olmadığı ortadaydı...Ancak aynı ekip 90 dakika içinde Tevez,Carrick,Brown ve Evans'ın bacaklarını ellerine verince, beni oldukça zor bir duruma düşürdüler...Allah'ınız yok mu arkadaş sizin...
Maçın hemen arkasından FA Cup 5.tur kuraları çekildi.Şansımıza Arsenal çıktı, Wenger ile bir kez daha kozlarımızı paylaşacağız gibi görünüyor, çok heyecanlıyım bu konuda...
Takibinde gelen haftasonunda Newcastle deplasmanına çıktık, kötü futbolumuz gözlerden kaçmazken, Rooney'nin 1 anlık parıldaması ile bütün defansı çalımladıktan sonra topu rakip kaleciyle beraber kaleye sokması skoru belirledi ve yenilmezliğimizi korudu...
Maçın hemen ardından ayın en iyileri ödülleri dağıtıldı, bu ödüllerde tek bir ManU oyuncusunun bile adı geçmezken, en iyi teknik direktör ödülünü geri aldık...
--Yoksa çöküş başlıyor mu?--
Ve Chelsea maçı, bütün şartların aleyhimize olduğu maç.Bir yerleri kalkmış ve rakibini ciddiye almayan Kırmızı Şeytanlar, peşinden Rus mafyası kovalıyormuşçasına koşturan, durmak ve yorulmak kelimelerinin anlamını bilmeyen bir Chelsea, ve Fırat Aydınus'tan bile daha rezil bir hakem...
Kariyerimin muhtemelen en kötü performansı olacak bu maç.Taktiksel anlamda yapabileceğim herşeyi yaptım.Rakibin durmayacağını biliyordum, yorulmayacaklarından emindim.Çocuklara daha düşük bir tempoda ve daha kısa paslarla oynamaları yönünde emir saldım.Kontrolü elimizden bırakmayacak ve rakibimizi yoracaktık.Aynı esnada Ronaldo, Tevez ve Rooney ise ileri çıkışları ile defanslarının canına okuyacaktı(bkz: Manchester United ve PES 2009 ideal taktiği...).Sonuç hiç te öyle olmadı.Ashley Cole, Essien ve John Terry üçlüsü çocuklara nefes aldırmadılar.
Özellikle tehlike arz eden Quaresma ve Lampard için topa yaklaştıkları anda tekmeyi basmaları üzerine de komut verdim.Resimden de görebileceğiniz üzere Lampard konusunda pek başarılı olamadılar.Quaresma ise her fırsatta kendisini tekmelemeye çalışan Kolarov'la adeta dalga geçti.Çocukçağız Lamborghini ile kapışmaya çalışan bir Tofaş Şahin gibiydi...
Takımın bu oyun oynamama hevesi yetmezmiş gibi, fiziğiyle bizim çocukları ezen Chelsea daha ilk yarı bitmeden Vidic, Carrick ve Tevez'i sedyeye göndermişti....
Anlayacağınız çaresizlik içerisinde maçtan puan çıkarmak için dua etmekten başka yapabileceğim pek bir şey kalmamıştı ve dualarım bile yerini bulmadı(inanıyorum ki bu maçı oyunu 1000000 kere tekrar etsem, her denememde kaybederdim.)...
Ayrıca, Lig Kupası finalinde bu adamlarla nasıl başa çıkacağım konusunda kara kara düşünmeye de başlamış durumdayım...
Bu yenilgi sonrası moralim çok bozuk...Devamı yarın gece arkadaşlar...
Bende bu aralar biri bu Man U yu kim durduracak diye bekliyordum. Meger Chelsea'ymis![]()
Barcayı elersin bakma sen onların böyle forum tuttuğuna old trafford cehennemi yıkar onları
Barcelona değil de Chelsea daha çok korkutuyor artık beni.Akşam yayınlayacağım sonuçlar itibariyle biz de onlar da 4 koldan saldırıyoruz tüm kupalara.Bütün final maçlarında Manchester United - Chelsea ismini görürsem hiç şaşırmam...
.Quaresma ise her fırsatta kendisini tekmelemeye çalışan Kolarov'la adeta dalga geçti.Çocukçağız Lamborghini ile kapışmaya çalışan bir Tofaş Şahin gibiydi...Hocam süpersin![]()
--Şaka yaptık!--
Chelsea mağlubiyetinin ardından yüzüne soğuk su vurmuşa dönen Kırmızı Şeytanlar bir kez daha ne kadar büyük bir güç olduklarını rakiplerine göstermeye karar verdiler, ilk kurbanları daha önceki karşılaşmalarında zor anlar yaşamalarına sebep olan Tottenham oldu...
Hemen ardından büyük hevesle beklediğim FA Cup 5.tur maçı için Arsenal ve Arsene Wenger ile kapışmaya gittik.Wenger abimiz bir önceki karşılaşmamızdan ders almış olacak ki, medyada takımım hakkında en ufak bir negatif yorum almadım kendisinden...
Oldukça keyifli, iki takımın da bol pozisyon bulduğu bir maç yaşanırken Adebayor'a çabuk cevap veren Carrick (o ne şuttu arkadaş!) ve maçın uzatmaları gitmesini istemeyen Tevez bize istediğimiz sonucu getirdiler.Centilmenlik anlaşması misali maç sonrasında da medya Wenger'den de benden de istediğini alamadı ve iki teknik adamda sessizliğini korudu(Hele bir konuşssun...).
Kısa bir süre sonra Juventus ile şampiyonlar ligi çeyrek finali için Juventus ile oynayacaktık.Ancak öncelikle Arsa ve Juve maçları arasında Sunderland'la oynamamız gerekliydi, çocuklar maçta adeta kalenin yerini tekrar öğrendiler!
Hemen takibindeki hafta içerisinde de Juventus maçı geldi deplasmanda Rooney'nin golü erken geldi, üstüne üstlük haftasonu da Chelsea ile oynayacaktık, golün hemen ardından vites düşürdük ve maçın bitmesini bekledik takım halinde...
Ve evet, gözlerimiz bir kez daha Chelsea maçında, Hiddink'ten intikamımızı alabilecek miyiz? Yerle bir ettiği karizmamızı toparlayabilecek miyiz? Bir kez daha maviler önünde diz mi çökeceğiz? Bütün bu soruların cevabı bir sonraki bölümde (ve büyük ihtimalle bir sonraki mesajımda...).
Dı dın dın dı dın... (terminatör melodisi...) dı dın dın dı dın...
chelsea macına kafa takmaGenelde Sonuclar Cok Güzel..
Bu arada Chelseayı Bu Sefer Yenersin Diye Düşünüyorm
Bazen yürekli kayıplar; Korkak zaferlerden daha önemlidir. [Fatih Terim]
Kardesim sana Yuzukler Efendi'sinin Star TV de kullanmis oldugu melodiyi tavsiye ederim. Daha onceden biliyordum pc'mde vardi ama simdi ne ismini hatirliyorum nede cismini. o daha gerilim yuklu bir muzik![]()
Valla o da aklıma gelmedi değil, ama ana haber bültenlerinde çok sık duyduğum bir melodi olması sebebiyle üzerimdeki o gerginlik etkisini kaybetti o melodi, bi de terminatör melodisi biraz daha agresif... ve sadece tayyip ve baykal'ı aynı anda içeren haberlerde kullandıkları için daha bir gerginlik yaratıyor bünyede...
Neyse efendim...
Şu an iş yerinde olmam ve kariyerimin evdeki makinede kayıtlı olması sebebiyle yeni sonuçları yayınlayamıyorum ancak, Lig Kupası finalinde Chelsea'yi penaltılarda devirdik.Konuyla ilgili uzunca bir yazı ve screenshot'lar gece falan yayınlanacak...
Kapak olsun Hiddink'e...
Hadi hayırlısı chelsea yi devirmene sevindim
kariyer hikayeleri diyoruzya konu başlağında hakkatten hikaye kitabı okur gibi okuyorum hiç farkına varmadan tamı tamına 50 dakika okumuşum kariyerini çok güzel gidiyorsun aynen devam hernekadar manu'yla kariyermi olurmus diye düsünenler varsada pek cok kez büyük klüplerle oynamıs oldugumdan aslında büyük klüpleri yönetmenin dahada zor oldugunu biliyorum. tekrardan basarılar.
çok güzel gidiyorsun
chelsea maç anlatımı müthişti
sana kaleci olarak adleri öneririm al ve kurtul şu beladan
başarılar...
Valla arkadaşlar, dün gece sosyal sebeplerden dolayı eve dönmedim, dolayısıyla kariyerime bir kez daha kısa bir ara vermek zorunda kaldım.Ancak dün geceki maçımız da güzel bir skorla bitti.
Bir aksilik olmaması halinde bu gece tekrar karşınızda olacağız Kırmızı Şeytanlar ile beraber.
Aldığım yorumlar için ise hepinize çok teşekkür ediyorum.Keyifle takip edebileceğiniz, her maçın önemli olduğunu hissedebileceğiniz bir anlatım yapmaya çalışıyorum.Başarılı oluyorsam ne mutlu bana...
Bu hocamızında aksamaya başladı![]()
Herşey süper sende süpersin 1 yenilgiden bişe olmaz Yenersin ilerde![]()
malatyAdana!
Sonunda tekrar takımımın başındayım... Dün sabahki maç sonuçlarımı sonunda yayınlayacak fırsat bulabildim arkadaşlar.Chelsea'yi yenmiş olmanın verdiği rehavet ile çocuklar Portsmouth'u pek ciddiye almadılar ve sürpriz bir sonuç aldık bu maçta.Canları sağ olsun...
İlk olarak lig kupası final maçı için Chelsea ile oynadık.Bir önceki maç sebebiyle inanılmz bir kin güdüyordum bu elemanlara, ve hatalarımdan da ders almıştım.Orta sahamı duman etmelerine izin vermeyecektim.Sistemde radikal değişikliklerle çıktım maça...
Resim kaybettiğim Portsmouth maçından sonra çekildi, dolayısı ile kadro birebir aynı olmayabilir Chelsea maçı ile.Sistem hem ofansif hem de defansif olarak oldukça başarılı bir sistem.İlk kez bu maçta denemiş olmama rağmen, daha önce beni duman eden Chelsea ataklarını çok rahat savuşturdular.Yediğimiz golü de garip bir pozisyonda yedik.
Düşünceme göre bu sistemi efektif kullanabilmemiz için, orta yapmayı becerebilen sağ ve sol beklere, pas dağıtımında başarılı ön liberolara ve tabi ki insan üstü kanat oyuncularına ihtiyacınız var (bkz. Nani, Ronaldo).
Arka tarafta kalan 6'lı rakibi kesiyor ve mümkün olan en hızlı şekilde sağ kanattaki arkadaşa iletiyor topu.O da görevini ifşa edip uygun boşluğu yakalayabilen forvet arkadaşa adrese teslim bir top bırakıyor.Zor durumlarda sol kanattaki arkadaşta forvetlerin görevini üstlenebiliyor. PES 2009'da Manchester ile oynarken de kullandığım bu sistem bir çok arkadaşımı Joystick kırma noktasına getirmiş bir sistemdir.FM 2009'da da başarılı olduğunu görmek hoş...
Ve tabi ki futbol...
Bir önceki maça nazaran daha rahat bir maç geçirdik.Kolarov bu maç ileri çıkmadı.Bekledi ki Quaresma üstüne koşsun.Tekmelemek daha kolay eleman üstümüze gelirken.Lampard ise Hargreaves ve Carrick(ve yerine giren Veloso) ile boğuşurken futbol oynamayı unuttu, dolayısı ile son derece rahat bir maç çıkardık ta ki 70. dakikaya kadar...
Sevgili Van Der Sar kardeşim, Kalou'nun net 35 metrelik (yani neredeyse orta sahadan...) şutunu yerinden bile kıpırdamayarak kalemize buyur etti ve bir çuval inciri berbat etti.
Zaten kaybedecek bir şeyi kalmayan ben 3 forvet sisteme dönerek oyunu iyice riske ettim.Yorgun Nani'nin yerine Berbatov oyuna girdi.Kolarov'u ise sol bekte çakılı oynattım, ne olur ne olmaz...
Bitiş düdüğü her saniye daha da yaklaşırken Tevez-Berbatov ikilisinin yoğun paslaşmasının ardından topu önünde bulan Rooney gavura vururcasına vurdu topa, eğer temas edebilseydi top Cech ile beraber girerdi kaleye, öyle sert vurdu...
Uzatmalar orta sahadaki kapışma ile sona ererken, bir kupa maçım daha penaltılarla sonuçlandı.Onlar bile son penaltıya kadar uzadı, ben tırnaklarımı yerken maçtaki tek golümüzün sahibi Rooney bir kez daha son sözü söyleyen isim oldu.Vay be Rooney!
Ve lig kupası da bizim oldu! Nefes kesen bu maçın ardından zafere ulaşmak son derece keyifliydi...İnanın bu maçı 8-0 kazansaydım bu kadar keyif almazdım kupadan.
Maçı takip eden hafta içerisinde ayın en iyileri ödülleri dağıtıldı.Carrick ve Veloso'nun birbirinden bağımsız olarak hafif sakatlıklar geçirip durmaları sebebi ile ay boyunca kendine ilk 11'de yer edinen Hargreaves aldığı ödül ile yedek kulübesinde harcandığını bana anlatmaya çalışır gibiydi...
En iyi teknik direktör ödülünü ise, ligdeki ilk yenilgimizi almamıza sebep olan Chelsea'li Hiddink aldı... Kırmızı Şeytanlar kulüp binasında intikam çanları tekrar çalmaya başladı haliyle...
Hafta sonunda ise Portsmouth ile oynadık lig için, çocuklar açık ara önde olmanın ve bir önceki hafta Chelsea'yi yenmenin verdiği rehavet ile maçı pek ciddiye almadılar ve sürpriz bir yenilgi aldılar, olsun canları sağ olsun...
Maç esnasında, yine film seyretmekte olduğum için golden sonra takıma daha agresif bir tavır takındırma fırsatım olmadı ve durduk yerde çok rahat alabileceğimiz bir maçı kaybettik belki de... Bütün sorumluluk bende....
son maclarda biraz kötü perfonrmans olsa da fena gitmiyorsun bazen 6 atıyorsun bazen garip beraberlik ve maglubiyetler bi istikrarsızlık söz konusu
TariboWest
--Geri Döndük--
Evet arkadaşlar, zorunlu olarak verdiğimiz uzunca bir aranın ardından Kırmızı Şeytanlar ile beraber geri döndük ve hala dört koldan tüm kupaları kovalamaya devam ediyoruz...
Chelsea'nin elinden Lig Kupası'nı almamızın hemen ardından kovaladığımız bir diğer kupa olan FA Cup 6.tur maçı için Newcastle ile oynadık.Maç nispeten rahat geçti çocuklar için, skor çok iç açıcı olmasa da işimizi gördü, ve dedeler bize yarı final kapısını araladılar...
Ardından gelen hafta içerisinde ise Şampiyonlar Ligi eleme maçı için Juventus ile oynadık bir kez daha.Oldukça etkisiz bir oyun oynadığımız maçta sonucu 76. dakikada oyuna aldığım Tevez, bütün Juve defansı ve kaleciyi çalımlayıp topla beraber koşa koşa kaleye girdiği insanlık dışı golü ile belirledi...
Dinlenmeye fırsat bulamadan, hafta sonu Premier Lig için Hull City ile oynadık, son dönemde en rahat oynadığımız maçlardan biriydi, performansımızı skora yansıtamamış olsak ta, cebimize 3 puan daha atmakten şikayetimiz yok...
Ertesi hafta biraz sakin geçti, hafta içi hiç maçımız yoktu kocaman bir hafta boyunca dinlenme fırsatı bulan Kırmızı Şeytanlar, Boro karşısında güzel bir performans sergilediler, ancak yedek kalecim Kuzsczcak takımın performansına yetişemeyince 2 sürpriz gol gördük kalemizde, ancak iyi bir ekibiz ve rakibimizden daha çok gol atmayı bildik...
Maçın ardından Şampiyonlar Ligi çeyrek final kuraları çekildi, görünüşe göre kahpe kader bir kez daha ağlarını ördü bizim için...Bilin bakalım çeyrek finaldeki rakibimiz kim?
Tabi ki Chelsea!!!
İllallah geldi bu adamlardan artık, kafamı nereye çevirsem karşıma çıkıyorlar bu sezon.Tabi Şampiyonlar Ligi için Chelsea'ye çelme takacak olma fırsatı da hoşuma gitmiyor değil.Sanırım sezon sonunda Abramoviç topuklarıma kurşun sıktıracak...
Neyse efendim, ölüm fermanımın imzalandığı bu kuranın ardından lige ve kupalara kısa bir ara verildi milli maçlar sebebi ile.Rakipler nasıl hırslı top oynuyorlarsa, sahaya çıkma gafletinde bulunan bütün oyuncularım bacakları ellerinde geri döndüler.Top oynamadığımız bu dönemde Rooney,Berbatov ve Anderson'u uzun vadeli olarak kaybettik.Ayrıca Nani, Carrick ve Kolarov da kısa vadeli sakatlıklar geçirdiler.Neyse ki daha ilk maçımız gelmeden toparladılar.
2 forvetimi de aynı hafta içerisinde hem de ben de alakasız durumlar sebebi ile kaybetmek ise koymuyor değil...
Mill maçlar katliamının ardından ise Blackburn'ü ağırladık lig için.3 süper forvetimden ikisinin bacakları kırılınca tek forvetli bir sisteme dönme ihtiyacı duydum bu maç için.
Ani sistem değişikliği, ofansif anlamda takımda bir sıkıntı yaratmamış olsa da, defansif olarak oldukça vasat kaldı çocuklar.6 attığımız takımdan 3 gol yemek biraz enteresan bir duygu oldu.Kalesini, patates yedek kalecimden geri alan Van Der Sar performansı ile yedek kalecimi aratmadı bu maçta.4 defans ve 2 ön libero ile oynadığımız maçta 3 gol yiyerek kendini aştı...Tüm kalecilerimi can-ı gönülden tebrik etmek istiyorum.
Kısa bir süre sonra ise Old Trafford'da Şampiyonlar Ligi çeyrek final 1.karşılaşması için Chelsea ile oynayacağız (yine).Bir aksilik olmazsa yeni haberler ve yeni sonuçlar ile bu gece karşınızdayız.... Ayrılmayın...
Last edited by spiritfall : 21.Nisan.2009 at 09:01 Reason: İmla hataları...