1 ile 30 arası toplam 951 sonuç

Konu: Fenerbahçe SK

Hybrid View

  1. #1
    Nesil
    2003
    Yer
    İzmir/KARŞIYAKA
    Yaş
    39
    Mesajlar
    479

    Default

    Quote Originally Posted by DaveJones View Post
    Bende geçirdiğim 2 sezondan sonra Türk takımlarına göz attım. Güiza ve Baros un kaç gol attığına felan baktım ss ler altta. Garip olan 2. sezon Ankaraspor şampiyon oldu, Galatasaray 2. Gençlerbirliği 3. Fenerbahçe 6. Beşiktaş 7. Güiza ile Baros çok gerçekçi olmuş 903 te elinize sağlık.

    Güiza:



    Buda Baros:

    20 maçta 6 gol.Bana göre hiç gerçekçi değil. Türkiye araştırmalarında her zaman için oyuncunun o günkü performansı baz alınıyor. Bu yüzdendirki guizanın özellikleri o kadar düşürüldü. Önümüzdeki sene Fenerbahçede kalırsa ve ilk yarıda 15 gol atarsa ne olacak? ben size söyleyeyim ne olacağını 10.0.2 yamasında özellikler tavan yapacak. Daha sonra guiza gol atamamaya başlasa ne olacak? 10.0.3 yamasında eski hale geri gelecek. Bir oyuncunun özelliklerle bu kadar oynanmaz. Biraz ileriyi görmek lazım. Oyunun deyimiyle POTANSIYEL yargılamak lazım. Sonra diyoruzki oyundan Türk yıldız çıkmıyor. Çıkmazda zaten. Çünkü araştırmacılar bir genç futbolcunun yıldız olup olamayacağını kestiremiyor. O an nasıl oynuyorsa o diyorlar. Nihatın ispanyaya gitmeden önceki özellikleri ile ispanyaya gittikten sonraki özellikleri arasında adeta uçurum var. Aynı olayı Emredede gördük. Olurda semihte avrupaya giderse o zaman onuda görürüz. Sadece buda değil. Yurt dışından gelen oyuncuların özellikleride çok çabuk düşürülüyor. bir kaç ayda bitiriciliği 17-18 olan adam 15 oluyor. Ama oyunda 15 olan bitiriciliği 17 yapmak bazen yıllar alabiliyor. Bugün 1 temmuz 2009 aha buraya yazıyorum 1 sene sonrada alıntı yapıcam bu yazıma. nihat beşiktaşa transfer oldu. Seneye göreceksiniz 3-5 ayda nihat ne hale gelecek. İki maç kötü oynasın özellikler abartılı bir şekilde düşürülecek. Düşünüyorumda iki sene önce nihatta guizada ispanyadaydı. ikiside forvet. Biri gol kralı oldu diğeri gol attımı bilmiyorum. ama fm 2009 da kimi tercih edersin deseler tabiki nihatı. Bumudur sizin gerçekçilik anlayısınız? Hadi onuda geçtim. Takımlarım populeriteside çok düşük. açın fm 2007 roberto carlosu alın bakalım fenerbahçeye. Diyeceksiniz ki tanınmış bir teknik adam değilsin o yüzden gelmiyorlar. Açın gerçek zamanlı editoru kendi ozellıklerınızı fulleyin yine gelmiyor. Bu sadece fenerbahçe için geçrli değil. Galatasaray içinde geçerli. Bugün galatasaray için michael owen konuşuluyor. Gelirmi? bence gelebilir. Ama oyunda galatasaraya değil owen ı ingiltere 18 yaş altında oynayan forveti alamazsınız. bugün fenerbahçe için poulsen, vargas konuşuluyor. Oyunda bırakın poulseni vargası juventustan kimi alabilir fenerbahçe? yada galatasaray?

    Guizadan girdik nerelere geldik neyse ya böyle gelmiş böyle gider

  2. #2
    Nesil
    2003
    Yaş
    48
    Mesajlar
    4,569

    Default

    Quote Originally Posted by medievil View Post
    20 maçta 6 gol.Bana göre hiç gerçekçi değil. Türkiye araştırmalarında her zaman için oyuncunun o günkü performansı baz alınıyor. Bu yüzdendirki guizanın özellikleri o kadar düşürüldü. Önümüzdeki sene Fenerbahçede kalırsa ve ilk yarıda 15 gol atarsa ne olacak? ben size söyleyeyim ne olacağını 10.0.2 yamasında özellikler tavan yapacak. Daha sonra guiza gol atamamaya başlasa ne olacak? 10.0.3 yamasında eski hale geri gelecek. Bir oyuncunun özelliklerle bu kadar oynanmaz. Biraz ileriyi görmek lazım. Oyunun deyimiyle POTANSIYEL yargılamak lazım. Sonra diyoruzki oyundan Türk yıldız çıkmıyor. Çıkmazda zaten. Çünkü araştırmacılar bir genç futbolcunun yıldız olup olamayacağını kestiremiyor. O an nasıl oynuyorsa o diyorlar. Nihatın ispanyaya gitmeden önceki özellikleri ile ispanyaya gittikten sonraki özellikleri arasında adeta uçurum var. Aynı olayı Emredede gördük. Olurda semihte avrupaya giderse o zaman onuda görürüz. Sadece buda değil. Yurt dışından gelen oyuncuların özellikleride çok çabuk düşürülüyor. bir kaç ayda bitiriciliği 17-18 olan adam 15 oluyor. Ama oyunda 15 olan bitiriciliği 17 yapmak bazen yıllar alabiliyor. Bugün 1 temmuz 2009 aha buraya yazıyorum 1 sene sonrada alıntı yapıcam bu yazıma. nihat beşiktaşa transfer oldu. Seneye göreceksiniz 3-5 ayda nihat ne hale gelecek. İki maç kötü oynasın özellikler abartılı bir şekilde düşürülecek. Düşünüyorumda iki sene önce nihatta guizada ispanyadaydı. ikiside forvet. Biri gol kralı oldu diğeri gol attımı bilmiyorum. ama fm 2009 da kimi tercih edersin deseler tabiki nihatı. Bumudur sizin gerçekçilik anlayısınız? Hadi onuda geçtim. Takımlarım populeriteside çok düşük. açın fm 2007 roberto carlosu alın bakalım fenerbahçeye. Diyeceksiniz ki tanınmış bir teknik adam değilsin o yüzden gelmiyorlar. Açın gerçek zamanlı editoru kendi ozellıklerınızı fulleyin yine gelmiyor. Bu sadece fenerbahçe için geçrli değil. Galatasaray içinde geçerli. Bugün galatasaray için michael owen konuşuluyor. Gelirmi? bence gelebilir. Ama oyunda galatasaraya değil owen ı ingiltere 18 yaş altında oynayan forveti alamazsınız. bugün fenerbahçe için poulsen, vargas konuşuluyor. Oyunda bırakın poulseni vargası juventustan kimi alabilir fenerbahçe? yada galatasaray?

    Guizadan girdik nerelere geldik neyse ya böyle gelmiş böyle gider
    Acaba Aragones'in taktiginin Fenerbahce'ye uyumsuzlugunu ve bu nedenle az gol atmis olabilecegini dusundunuzmu?

    Pekala forumlarda farkli teknik direktorler altinda Guiza'nin cok daha fazla gol attigi goruldu.

    Ayni sekilde Baros'un az gol attigi sezonlar da oldu. Tek bir ornekten yola cikarak kendinize gore bir hikaye yazmaniz dogru mu? (Not Guiza'nin bitiriciligini dusurmedik hic, dusurmeyi de dusunmuyoruz hala)

    Takimlarin popularitesi konusuna gelince...

    Size o kadar cok neden sayabilirim ki Vargas veya Poulsen'in Turkiye'yi tercih etme, veya etmeme nedenleri olarak..

    Neden tercih eder??

    Ilk olarak para icin tabii ki. Italya'da %50 oraninda odenen vergi, Turkiye'de cok daha alt seviyede (yanilmiyorsam %15).

    Yani Juventus eger Poulsen'e yilda 1.5 milyon Euro oduyorsa, Juventus'a bunun maliyeti 3 milyon Euro. Fenerbahce brut 3 milyon oderse, Poulsen'in cebine 2.55 milyon Euro giriyor.

    Bunun yaninda tabii daha kolay bir ligde olma, kendini cok zorlamadan oynama avantaji var Turkiye'de. Ozellikle buyuk isimli bir oyuncu icin forma savasi vermeden rahat rahat oynama firsati var. Ne de olsa hemen hemen hic bir teknik direktor Poulsen'i kesip yerine Selcuk'u yerlestirmez.

    Tabii gelmeme nedenleri de var. Ilk neden guzel zeminlerde, futbol oynamak icin sahaya cikan rakiplerle oynamak var Avrupa'nin buyuk liglerinde. Tabii bir de Turkiye'ye gelip sert/bozuk zeminlerde oynamak var. Kendini gostermek icin sana ozellikle sert giren oyunculara karsi oynamak var. Evinden maca gitmek yerine, her mac oncesi mecburi kampa girmek var. Kucuk ligde oynayip basarili olamazsan dunya futbolunda gozden dusmek ve deger kaybina ugramak var.

    Bazilari geliyor, bir maceraya atliyor ama ayrilmalari pek de uzun surmuyor (mesela Anelka).

    Gelip kalanlar da genelde aldiklari parayi baska bir yerde bulamadiklari, bulamayacaklari icin kaliyorlar.

    Tabii bir de almak istenilen ancak ne kadar para verirsen ver alamadigin oyuncular var. Xabi Alonso icin yuksek bonservis bedelini odemeyi kabul etti Fenerbahce gecen yil. Hatta takimin basinda cok yakindan tanidigi Aragones vardi. Eminim ki Fenerbahce kendisi icin de gayet tatminkar bir maas teklif etmisti. Ama alinamadi, satilik listesinde olmasina, Liverpool'un Alonso'yu ozellikle satip Barry'yi almak istemesine ragmen.

    Eminim ki Poulsen orneginde de Fenerbahce Poulsen'in baska bir ulkede kazanamayacagi kadar buyuk bir teklif vermistir. Ama buna ragmen Poulsen yan cizmiyor mu? Hem de kulubu onu istememesine ragmen. Yan cizmese bu transfer simdiye kadar neden bitmedi. Bir aydir gazeteler Poulsen yazip duruyor zira.

    Vargas ise yeni cikti. Gecen yil Italya'da en kotu ucuncu transfer unvanini aldi (Quaresma ve Mancini'den sonra - not duselim 4. sirada Poulsen var). Kulubu gitse de olur, kalsa da olur havasinda. Tabii gitse daha iyi olur dusuncesindeler cunku yerine Drenthe'yi almak istiyorlar.

    Alinmasi dusunulen iki oyuncu da kulupleri tarafindan gozden cikartilmis oyuncular. Bu tip oyuncular oyunda yeterince gozden cikartilmiyor dusuncesine sahipseniz, katilirim. Ancak siz daha yuksek reputation'a sahip bir takimin onemli bir oyuncusunu kopartip almaya calisiyorsaniz tabii ki bunda zorlanirsiniz.

    Not: En son Galatasaray oyunumda yabancilarim:
    Akinfeev
    Jeremy Mathieu
    Patrick Viera
    Deco
    Kewell
    Baros
    Lucas Biglia
    Tiago Luis

    Deco ile Viera'yi alirken oldukca sansliydim. Ayni yil serbest kaldilar ve ikisine de cok buyuk kontratlar (yilda 5 milyon Euro) onererek ikna edebildim. Transferlerin ikisi de sezon bittikten sonra netlesti.

    Akinfeev'i ve Mathieu'yu getirmek icin ikisine de 1 yil iltifat etmem gerekti. Buyuk bonservis bedelleri odemek zorunda kaldim.

    Tiago Luis ve Lugas Biglia nispeten kolay transferler oldular cunku ikisini de nispeten ufak kuluplerden aldim.

    Onemli oyunculari transfer etmek imkansiz degil. Ancak istediginiz zaman istediginiz transferi yapabilseniz, Fenerbahce gecen yil Josico'yu, ondan onceki yil da Maldonado'yu almazdi emin olun. Hic bir takim ihtiyaci oldugu oyuncuyu kolay kolay birakmaz. Takimin kendine ihtiyaci oldugunu hisseden hic bir oyuncu da kolay kolay buyuk bir ligi birakip kucuk bir ligde macera aramaz.

    Bu nedenle son 2 yilini sakat gecirmis Kewell gelir. Bu nedenle bir sezondur gol atamamis, takiminda yedek kaldigi icin sorun yaratan Baros gelir. Kulubunun yollamak istedigi ve hic bir kulubun o yuksek bonservis bedelini odemek istemedigi Anelka gelir. Takiminda yedek kalmis Ernst gelir.

    Sonucta bir transfer stratejisi. Ya gidip takiminda oynayamayan/mutsuz olan/takiminin yollamak istedigi oyuncuyu alir kucuk liglerin buyuk takimlari, ya da gidip daha kucuk liglerde parlamis oyunculari alirlar. Ikinci tip oyuncuyu parayi basip alabilir takimlarimiz. Ancak ilk tip oyuncuyu almak icin ortamin uygun olmasi gerekir. Oyuncu satilik listesinde olabilir, takiminda cesitli nedenlerden dolayi mutsuz olabilir vs.

  3. #3
    Nesil
    2003
    Yer
    İzmir/KARŞIYAKA
    Yaş
    39
    Mesajlar
    479

    Default

    Quote Originally Posted by perpetua View Post
    Acaba Aragones'in taktiginin Fenerbahce'ye uyumsuzlugunu ve bu nedenle az gol atmis olabilecegini dusundunuzmu?

    Pekala forumlarda farkli teknik direktorler altinda Guiza'nin cok daha fazla gol attigi goruldu.

    Ayni sekilde Baros'un az gol attigi sezonlar da oldu. Tek bir ornekten yola cikarak kendinize gore bir hikaye yazmaniz dogru mu? (Not Guiza'nin bitiriciligini dusurmedik hic, dusurmeyi de dusunmuyoruz hala)

    Takimlarin popularitesi konusuna gelince...

    Size o kadar cok neden sayabilirim ki Vargas veya Poulsen'in Turkiye'yi tercih etme, veya etmeme nedenleri olarak..

    Neden tercih eder??

    Ilk olarak para icin tabii ki. Italya'da %50 oraninda odenen vergi, Turkiye'de cok daha alt seviyede (yanilmiyorsam %15).

    Yani Juventus eger Poulsen'e yilda 1.5 milyon Euro oduyorsa, Juventus'a bunun maliyeti 3 milyon Euro. Fenerbahce brut 3 milyon oderse, Poulsen'in cebine 2.55 milyon Euro giriyor.

    Bunun yaninda tabii daha kolay bir ligde olma, kendini cok zorlamadan oynama avantaji var Turkiye'de. Ozellikle buyuk isimli bir oyuncu icin forma savasi vermeden rahat rahat oynama firsati var. Ne de olsa hemen hemen hic bir teknik direktor Poulsen'i kesip yerine Selcuk'u yerlestirmez.

    Tabii gelmeme nedenleri de var. Ilk neden guzel zeminlerde, futbol oynamak icin sahaya cikan rakiplerle oynamak var Avrupa'nin buyuk liglerinde. Tabii bir de Turkiye'ye gelip sert/bozuk zeminlerde oynamak var. Kendini gostermek icin sana ozellikle sert giren oyunculara karsi oynamak var. Evinden maca gitmek yerine, her mac oncesi mecburi kampa girmek var. Kucuk ligde oynayip basarili olamazsan dunya futbolunda gozden dusmek ve deger kaybina ugramak var.

    Bazilari geliyor, bir maceraya atliyor ama ayrilmalari pek de uzun surmuyor (mesela Anelka).

    Gelip kalanlar da genelde aldiklari parayi baska bir yerde bulamadiklari, bulamayacaklari icin kaliyorlar.

    Tabii bir de almak istenilen ancak ne kadar para verirsen ver alamadigin oyuncular var. Xabi Alonso icin yuksek bonservis bedelini odemeyi kabul etti Fenerbahce gecen yil. Hatta takimin basinda cok yakindan tanidigi Aragones vardi. Eminim ki Fenerbahce kendisi icin de gayet tatminkar bir maas teklif etmisti. Ama alinamadi, satilik listesinde olmasina, Liverpool'un Alonso'yu ozellikle satip Barry'yi almak istemesine ragmen.

    Eminim ki Poulsen orneginde de Fenerbahce Poulsen'in baska bir ulkede kazanamayacagi kadar buyuk bir teklif vermistir. Ama buna ragmen Poulsen yan cizmiyor mu? Hem de kulubu onu istememesine ragmen. Yan cizmese bu transfer simdiye kadar neden bitmedi. Bir aydir gazeteler Poulsen yazip duruyor zira.

    Vargas ise yeni cikti. Gecen yil Italya'da en kotu ucuncu transfer unvanini aldi (Quaresma ve Mancini'den sonra - not duselim 4. sirada Poulsen var). Kulubu gitse de olur, kalsa da olur havasinda. Tabii gitse daha iyi olur dusuncesindeler cunku yerine Drenthe'yi almak istiyorlar.

    Alinmasi dusunulen iki oyuncu da kulupleri tarafindan gozden cikartilmis oyuncular. Bu tip oyuncular oyunda yeterince gozden cikartilmiyor dusuncesine sahipseniz, katilirim. Ancak siz daha yuksek reputation'a sahip bir takimin onemli bir oyuncusunu kopartip almaya calisiyorsaniz tabii ki bunda zorlanirsiniz.

    Not: En son Galatasaray oyunumda yabancilarim:
    Akinfeev
    Jeremy Mathieu
    Patrick Viera
    Deco
    Kewell
    Baros
    Lucas Biglia
    Tiago Luis

    Deco ile Viera'yi alirken oldukca sansliydim. Ayni yil serbest kaldilar ve ikisine de cok buyuk kontratlar (yilda 5 milyon Euro) onererek ikna edebildim. Transferlerin ikisi de sezon bittikten sonra netlesti.

    Akinfeev'i ve Mathieu'yu getirmek icin ikisine de 1 yil iltifat etmem gerekti. Buyuk bonservis bedelleri odemek zorunda kaldim.

    Tiago Luis ve Lugas Biglia nispeten kolay transferler oldular cunku ikisini de nispeten ufak kuluplerden aldim.

    Onemli oyunculari transfer etmek imkansiz degil. Ancak istediginiz zaman istediginiz transferi yapabilseniz, Fenerbahce gecen yil Josico'yu, ondan onceki yil da Maldonado'yu almazdi emin olun. Hic bir takim ihtiyaci oldugu oyuncuyu kolay kolay birakmaz. Takimin kendine ihtiyaci oldugunu hisseden hic bir oyuncu da kolay kolay buyuk bir ligi birakip kucuk bir ligde macera aramaz.

    Bu nedenle son 2 yilini sakat gecirmis Kewell gelir. Bu nedenle bir sezondur gol atamamis, takiminda yedek kaldigi icin sorun yaratan Baros gelir. Kulubunun yollamak istedigi ve hic bir kulubun o yuksek bonservis bedelini odemek istemedigi Anelka gelir. Takiminda yedek kalmis Ernst gelir.

    Sonucta bir transfer stratejisi. Ya gidip takiminda oynayamayan/mutsuz olan/takiminin yollamak istedigi oyuncuyu alir kucuk liglerin buyuk takimlari, ya da gidip daha kucuk liglerde parlamis oyunculari alirlar. Ikinci tip oyuncuyu parayi basip alabilir takimlarimiz. Ancak ilk tip oyuncuyu almak icin ortamin uygun olmasi gerekir. Oyuncu satilik listesinde olabilir, takiminda cesitli nedenlerden dolayi mutsuz olabilir vs.
    Benim yukarıdaki yazımı kısaca özetlersek şöyle diyorum:

    1-Türkiyedeki oyuncuların özellikleri çok çabuk düşürülebiliyor. Özelliklerin yükseltilmesi ise çok daha yavaş oluyor.(Semih örneği)

    2-Takımların popüleriteleri yeterisiz.

    3-Türkiyedeki gelecek vaat eden gençlerin potansiyelleri diğer ülkelere nazaran yeterli derecede iyi değil.

    Önceki yazımda aslında bu üç noktaya değinmek istemiştim. Siz gayet tatminkar bir cevap yazmışsınız ancak genelde 2 nolu soruna odaklanmışsınız.

    Birincisi gecen sene bende Guiza'nın performansndan memnun değilim. Ancak Guizanın kötü performans göstermesinin nedeni Aragones yani taktikti. Vargas örneği gibi belkide onunda buna benzer sorunları var. O yüzden en kötü transfer seçildi. Bu adamın koşması yavaşlamadı, yada zıplaması azalmadı. Bahsetmek istediğim bu. Verdiğim bitiricilik örneği sadece bir örnek Guiza hikayemle(!) alakası yok. Sonuçta takımı yöneten Aragones değil benim. Tek örnekten yola çıkarak bu hikayeyi(!) uydurmadım. Benzer istatistikler bendede oldu. Oyun ilk çıktığı zaman fenerbahçeyi inceledim ve Fenerbahçe araştırmacısı arkadaşa msn den aynen şunu yazdım: "Şimdiye kadarkilerin en iyisi. maldonado hariç"(maldonado olduğundan daha iyiydi sanki ) yani demem o ki yeni yamalarla guizada belli düşüşler oldu. Benim karşı olduğum durum bu adam 10 senelik profesyonel futbolcunu 2 ayda ne hale geliyor(kezman örneği). Guiza gol atamayabilir. Bunun sebebi zaten taktik. Ancak oyunu oynayan aragones değil bensem ve o oyuncunun çift forvetli bir sistemde daha etkili olacağını biliyorsam o adam 20-30 maçta 6 gol atmamalı.

    İkinci olarak sadece aşağıdaki örnekleri veriyorum. Taktir sizin.

    Alex: Fenerbahçeye imza atmadan 1-2 hafta önce konfederasyon kupasını Brezilya kaptanı sıfatıyla kaldırdı.

    Ortega: Fenerbahçeye geldiğinde Arjantinin kaptanıydı

    Anelka: Fenerbahçeye yanılmıyorsam 25yaşında, kariyerinin baharında geldi.

    Oyuncuların Türkiye'yi tercih sebepleri hakkında çeşitli hikayeler üretmenizi yadırgadım. Kimse kimsenin tercih nedenini bilemeyeceğini düşünüyorum.

    Üçüncü olarak:

    Robinho, messi, marcelo ve niceleri... Bu adamların ilerde çok iyi futbolcu olacaklarını Brezilyadaki meslektaşlarınız çok iyi görmüşler ve oyuna yansıtmışlar. Sanırım iki sene önce UEFA'nın resmi sitesinde gökhan gönül ile ilgili bir haber çıkmıştı ve gökhandan "new cafu" olarak bahsediyordu. Gökhan brezilyalı olsaydı eminimki 3-4 sene önce keşfedilir ve wonderkid olurdu. Tıpkı Marcelo gibi.

    Ben şuan bundan 10 sene sonra brezilyanın kadrosu az çok tahmin edebiliyorum. Ancak Türkiyede bunu tahmin etmek imkansız. Çünkü potansıyeliyle yıldız olabilecek bir futbolcu yok. En iyi potansiyele sahip genç oyuncu 155PA ya sahip oluyor. Gerisini siz düşünün.


    Bunların dışında tesisler ve altyapı ile ilgilide söyleyeceklerim var ancak bunlar size hikaye geldiğinden yazmıyorum.

  4. #4
    Nesil
    2003
    Yaş
    48
    Mesajlar
    4,569

    Default

    Quote Originally Posted by medievil View Post
    Benim yukarıdaki yazımı kısaca özetlersek şöyle diyorum:

    1-Türkiyedeki oyuncuların özellikleri çok çabuk düşürülebiliyor. Özelliklerin yükseltilmesi ise çok daha yavaş oluyor.(Semih örneği)
    Son 2 yilda ozellikleri yukselen oyuncu sayisi, ozellikleri dusen oyuncu sayisindan cok ama cok daha fazla. Lig capinda ortalamaya bakarsak 2 sene once 118 civarinda olan TSL CA ortalamasi su anda 122 seviyesinde. Bu yukselis ozellik dusurerek olamaz.

    2-Takımların popüleriteleri yeterisiz.
    Benzer seviyedeki takimlarla karsilastirin lutfen.

    3-Türkiyedeki gelecek vaat eden gençlerin potansiyelleri diğer ülkelere nazaran yeterli derecede iyi değil.
    Oyuncunun yasina ve de mevcut yetenegine (CA'sina) baktigimizda oyunculara PA verme konusunda Ingiltere, Almanya, Hollanda, Brezilya vs. ile aramizda hemen hemen hic fark yok.

    Önceki yazımda aslında bu üç noktaya değinmek istemiştim. Siz gayet tatminkar bir cevap yazmışsınız ancak genelde 2 nolu soruna odaklanmışsınız.

    Birincisi gecen sene bende Guiza'nın performansndan memnun değilim. Ancak Guizanın kötü performans göstermesinin nedeni Aragones yani taktikti. Vargas örneği gibi belkide onunda buna benzer sorunları var. O yüzden en kötü transfer seçildi. Bu adamın koşması yavaşlamadı, yada zıplaması azalmadı. Bahsetmek istediğim bu. Verdiğim bitiricilik örneği sadece bir örnek Guiza hikayemle(!) alakası yok. Sonuçta takımı yöneten Aragones değil benim. Tek örnekten yola çıkarak bu hikayeyi(!) uydurmadım. Benzer istatistikler bendede oldu. Oyun ilk çıktığı zaman fenerbahçeyi inceledim ve Fenerbahçe araştırmacısı arkadaşa msn den aynen şunu yazdım: "Şimdiye kadarkilerin en iyisi. maldonado hariç"(maldonado olduğundan daha iyiydi sanki ) yani demem o ki yeni yamalarla guizada belli düşüşler oldu. Benim karşı olduğum durum bu adam 10 senelik profesyonel futbolcunu 2 ayda ne hale geliyor(kezman örneği). Guiza gol atamayabilir. Bunun sebebi zaten taktik. Ancak oyunu oynayan aragones değil bensem ve o oyuncunun çift forvetli bir sistemde daha etkili olacağını biliyorsam o adam 20-30 maçta 6 gol atmamalı.
    Guiza ornegine ozel olarak bakinca karsimiza kotu degil, cok kotu bir seozn gecirmis bir oyuncu cikiyor. 32 macta 11 gol atmis Guiza var gercekte. Yani 11/32 = 0.34 mac basina gol sayisi.

    Gosterdiginiz ornekte 20 macta 6 gol atmis bir Guiza var. 6/20 = 0.3 mac basina gol sayisi. Veya 27 macta 8 gol atmis bir Guiza var. 8/27 = 0.3 mac basina gol sayisi. Demek ki cok uzakta da degiliz. Daha onceki profili ile 30 macta 35 gol atan Guiza'yi mi bekliyordunuz bu sezonun ardindan acaba?

    İkinci olarak sadece aşağıdaki örnekleri veriyorum. Taktir sizin.

    Alex: Fenerbahçeye imza atmadan 1-2 hafta önce konfederasyon kupasını Brezilya kaptanı sıfatıyla kaldırdı.
    Ayni zamanda Cruzeiro'da misyonunu tamamlamis, artik yurt disina tekrar acilmak isteyen bir oyuncu olarak geldi.

    Brezilya'dan oyuncu almak, emin olun ki Ingiltere'den oyuncu almaktan cok daha kolay.

    Ortega: Fenerbahçeye geldiğinde Arjantinin kaptanıydı
    River Plate finansal kriz nedeniyle paraya ihtiyaci oldugu icin zorla satti. Cok sevdigi River Plate'in buyuk bir transfer bedeli alacagini bilerek karsisina cikacan teklifi geri cevirmesi ne kadar dogru olurdu Ortega'nin?

    Mesela bugun bir Arap kulubunden Semih icin 30 milyon Euro bonservis bedelli teklif gelse (bu sene yapilan transferlerin borcunu bir kalemde silebilecek bir teklif), Semih'in maasi da 3'e katlansa acaba Semih yok ben gitmem mi der, yoksa Fenerbahce yonetimi bu teklifin bir daha gelmeyecegini dusunerek Semih'i bir turlu ikna mi eder?

    Biraz bizim gazetelerin gaz verici haberlerinin disina cikip, dunyada nelerin olup bittigini de takip etmek gerekli. Ortega'nin Turkiye'ye gelmesi buyuk yanki yapti. Bu yanki transfer olan oyuncu Ortega oldugu icin degil, transfer oldugu ulke Turkiye oldugu icin ortaya cikti. Ki bence Revivo transferi Ortega'dan cok daha onemli bir transferdir. Zira o aralar Celta Vigo takimi ust siralara oynayan ve Revivo'yu kadrosunda dusunen bir takimdi. Mustafa Denizli'nin Revivo'yu nasil ikna ettigini de yakin zamanda yaptigi bir roportajini okuyarak ogrenebilirsiniz.

    Anelka: Fenerbahçeye yanılmıyorsam 25yaşında, kariyerinin baharında geldi.
    Anelka transferinde o kadar cok faktor var ki...
    O donemde Man City finansal olarak zor durumdaydi
    PSG'e Anelka icin hala 5 milyon GBP civarinda borcu vardi
    Transferden bir kac hafta once Anelka Arsenal'e karsi macta akat oldugu icin oynayamayacagini belirtmis, kulup doktorlar tarafindan kontrol edilmeyi kabul etmemisti. Donemin teknik direktoru Kevin Keegan ile atismisti.
    Yani Man City satmak istiyordu. Sorunlu futbolu imaji yuzunden alicisi ise azdi. Her ne kadar kaliteli olsa da.

    Tekrar tekrar soylememde fayda var sanirim. Buyuk bir ligde yarisan ve kulubunde oynamaktan mutlu olan onemli futbolcuyu kopartip Turkiye'ye getirmek cok ama cok zordur. Bugun size Hindistan'da bir sirket is teklifi verse ve siz mevcut isinizde memnun olsaniz bu teklifi kabul edermisiniz?

    Oyuncuların Türkiye'yi tercih sebepleri hakkında çeşitli hikayeler üretmenizi yadırgadım. Kimse kimsenin tercih nedenini bilemeyeceğini düşünüyorum.
    Sizin de varsayiminiz oyuncularin teklifleri kabul etmesinin nedeninin Fenerbahce'nin taninirliginin olmasi. Sizin tercihiniz bir acidan bakiyor, benim tercihim diger acidan. Ancak ortada olan bir gercek var ki buyuk liglerden satiliga cikartilmamis bir oyuncu gelmez/gelmiyor. Satiliga cikartilmis oyuncular bile zar zor getiriliyor.

    Sonucta Fenerbahce bir Real Madrid veya bir Chelsea degil ki elini attigi her oyuncu o takima transfer olmak icin can atsin. Dogru zamanda yapilan dogru hamleler sonucunda onemli transferler pekala oyunda da gerceklesebiliyor. Gercek hayatta da bu yapilan hamlelerin zamanlamasi onemli. Oyuncuya ne gibi bir firsat sunuldugu onemli. Ingiltere'de, Ispanya'da, Italya'da oynama sansina sahip oldugunu dusunen takiminda bunu hisseden hic bir oyuncu kolay kolay Turkiye'ye gelmez. Her hafta Roma'ya, Inter'e, Milan'a, Real Madrid'e karsi, Barcelona'ya karsi, Man Utd'a karsi, Chelsea'ya karsi, Liverpool'a karsi oynamak varken futbolunu en ust seviyede oynamak varken kimse kolay kolay pilini pirtisini toplayip Turkiye'de Denizli deplasmanina, Antalya deplasmanina, Sivas deplasmanina cikmaya can atmaz.

    Bunu kabul edecek iki tip futbolcu vardir. Ilki buyuk liglerde oynayamayacak oyuncular (kisisel nedenlerle olabilir, kalite yetersizligi nedeniyle olabilir), ikincisi Turkiye'de bir misyon ustlenerek gelen oyuncular. Yani bir amac ile gelen oyuncular. Yani Turkiye'ye gelmesi ile kariyerini ilerletecek oyuncular.

    Üçüncü olarak:

    Robinho, messi, marcelo ve niceleri... Bu adamların ilerde çok iyi futbolcu olacaklarını Brezilyadaki meslektaşlarınız çok iyi görmüşler ve oyuna yansıtmışlar. Sanırım iki sene önce UEFA'nın resmi sitesinde gökhan gönül ile ilgili bir haber çıkmıştı ve gökhandan "new cafu" olarak bahsediyordu. Gökhan brezilyalı olsaydı eminimki 3-4 sene önce keşfedilir ve wonderkid olurdu. Tıpkı Marcelo gibi.
    Marcelo 3-4 yil once hem Brezilya birinci liginde oynuyor, hem de milli oyuncu idi. Gokhan Gonul 3-4 yil once TFF 2. Lig'de oynuyordu. Fark da burada olsa gerek. Bogazin Maradonasi da vardi bizde bir zamanlar, hatta gidip Inter'de futbol oynadi. Simdi 155 PA'si var bu Maradona'nin bu da ciktigi en yuksek CA ile esdeger.

    Robinho, Messi gibi oyuncular daha 16 yasinda onemli takimlarda oynuyordu. Bizde bu tip oyuncularin bollgugu var ve biz yuksek potansiyel vermiyoruz degil mi?

    Size garanti verebilirim (hatta matematiksel olarak da kanitlayabilirim) ki 100 CA ve ustu oyuncular icin verdigimiz potansiyeller Ingiltere, Hollanda, Almanya, Brezilya gibi ulkelerin ne altinda, ne de ustunde. Onlarda 16-17 yaslarinda onemli yeteneklere sahip oyuncular cikiyor ve oynuyorsa, bizde ise oynamiyorsa ve bu nedenle daha yuksek potansiyellere erisemiyorsa bunun sucunu da arastirmada aramaniz cok ama cok garip.

    Ornek vereyim...

    Veritabaninda 18 yasinda ve 190 civari sahibi olan oyuncular bu yasta 155 civari bir CA'ya sahip oluyor. Yani asagi yukari ligimizin tozunu atiyor olmasi lazim bu oyuncunun. Zira diger ulkeler de olaya bu sekilde bakiyor, bizler de bu sekilde bakiyoruz. Bakis acimiz onlardan farkli degil yani.

    Tabii Tuncay'in giderken sahip oldugu PA'nin 165 oldugunu ve bu rakamin su anda 155 oldugunu.

    Gokdeniz'in gittikten sonra sahip oldugu CA ve PA degerlerinin degismedigini.

    Ayni sekilde Aurelio'nun CA degerinde Ispanya'da ufak bir indirme oldugunu hatirlatmakta fayda var.

    Caner Erkin giderken -9 PA ile gitmisti. Su anda -8 PA degerinde. Buyuk ihtimalle Ruslar ona 140 civari bir PA verecek.

    Tomas gitti 135 CA, 145 PA ile. Su anda 131 CA, 145 PA sahibi.

    Ilic gitti 135 CA, 155 PA ile. Bu degerleri hala koruyor.

    Appiah gitti 145 CA, 155 PA ile. Su anda 145 CA, 152 PA sahibi.

    Ulkeden ayrilan oyuncular icin gittikten sonra CA/PA yukselir tezi ortaya atilirdi bir zamanlar. Bizim oyunculara gereken degerleri vermedigimiz tezini savunmak amaciyla yapilirdi bu yorumlar. Giden oyuncularda buyuk yukselmeler gorulseydi bu teze hak vermek gerekirdi belki de. Ancak durum belli ki oyle degil.

    Ben şuan bundan 10 sene sonra brezilyanın kadrosu az çok tahmin edebiliyorum. Ancak Türkiyede bunu tahmin etmek imkansız. Çünkü potansıyeliyle yıldız olabilecek bir futbolcu yok. En iyi potansiyele sahip genç oyuncu 155PA ya sahip oluyor. Gerisini siz düşünün.
    155 CA veya ustu almis kac tane Turk oyuncu biliyorsunuz? Kaldi ki 150+ PA sahibi 21 yas altinda 11 oyuncu var su anda veritabaninda. Buna -9 olanlar da dahil. Turk milli takimi en son ne zaman hemen hemen butun 11'i 150+ CA sahibi oyuncudan olustu? Ustelik bu rakama Arda gibi 1987 dogumlu, Gokhan Gonul gibi 1985 dogumlu oyuncular dahil degil. Yani 1988 ve daha sonra dogmus 11 tane 150+ PA sahibi olacak Turk oyuncu var.

    Bir Portekiz'de, bir Hirvatistan'da, bir Hollanda'da, Isvec, Danimarka, Rusya'da bu seviyede bu kadar oyuncu yok.

    70 civarinda da en azindan 130 ile 149 arasinda PA sahibi olacak oyuncu var. Bunlar da 21 yasinin altinda. Bu rakam da Hollanda ile benzer seviyede. Yukarida belirttigim diger ulkelerin ise cok ustunde.

    Ama bu da yeterli degil size cunku Turkiye her 2 yilda bir uluslararasi turnuvalarda yari final oynayan takim olmasi gozunuzu boyuyor...

    Demek ki genc oyuncularin hepsine -9 potansiyel vermemiz lazim ki arastirma sizi memnun etsin...

    Veya arastirma sizi memnun etmesin ki biraz gercekci olsun.

    Not: siz eger Brezilya'nin 10 sene sonraki kadrosunu tahmin edebiliyorsaniz isterseniz sizi Brezilya arastirma sefi ile tanistirayim ve kendisine yardimci olun. Zira kendisi bile sizin kadar emin degil kimlerin basarili olacagi, kimlerin olamayacagi konusunda. Veya boyle bir iddiada bulunmayacak kadar alcak gonullu.

    Bunların dışında tesisler ve altyapı ile ilgilide söyleyeceklerim var ancak bunlar size hikaye geldiğinden yazmıyorum.
    Tesisler hakkinda da yazin. Mesela takimlar icin dunya capinda tesisler isteyin. Bu tesislerin olmasi gerektigini oyuncularin verdigi, bu tesisler X ulkesinde bile yok seklinde olan medyada yainlanan yorumlara dayatin.

    Sonra da daha once verdigim 30 adet sahali antrenman tesisleri, tam tesekkullu hastaneleri olan, ozel oyuncu performansi gelistirici testlerin yapildigi labarotuvarlari orneklerini tekrarlayayim. Bunlarla 3 tane sahaya sahip olan, bilimsel calismalari hemen hemen hic olmayan antrenman tesislerimizi karsilastiralim isterseniz.

Mesaj Yetkileri

  • You may not post new threads
  • You may not post replies
  • You may not post attachments
  • You may not edit your posts
  •