Quote Originally Posted by perpetua View Post
Acaba Aragones'in taktiginin Fenerbahce'ye uyumsuzlugunu ve bu nedenle az gol atmis olabilecegini dusundunuzmu?

Pekala forumlarda farkli teknik direktorler altinda Guiza'nin cok daha fazla gol attigi goruldu.

Ayni sekilde Baros'un az gol attigi sezonlar da oldu. Tek bir ornekten yola cikarak kendinize gore bir hikaye yazmaniz dogru mu? (Not Guiza'nin bitiriciligini dusurmedik hic, dusurmeyi de dusunmuyoruz hala)

Takimlarin popularitesi konusuna gelince...

Size o kadar cok neden sayabilirim ki Vargas veya Poulsen'in Turkiye'yi tercih etme, veya etmeme nedenleri olarak..

Neden tercih eder??

Ilk olarak para icin tabii ki. Italya'da %50 oraninda odenen vergi, Turkiye'de cok daha alt seviyede (yanilmiyorsam %15).

Yani Juventus eger Poulsen'e yilda 1.5 milyon Euro oduyorsa, Juventus'a bunun maliyeti 3 milyon Euro. Fenerbahce brut 3 milyon oderse, Poulsen'in cebine 2.55 milyon Euro giriyor.

Bunun yaninda tabii daha kolay bir ligde olma, kendini cok zorlamadan oynama avantaji var Turkiye'de. Ozellikle buyuk isimli bir oyuncu icin forma savasi vermeden rahat rahat oynama firsati var. Ne de olsa hemen hemen hic bir teknik direktor Poulsen'i kesip yerine Selcuk'u yerlestirmez.

Tabii gelmeme nedenleri de var. Ilk neden guzel zeminlerde, futbol oynamak icin sahaya cikan rakiplerle oynamak var Avrupa'nin buyuk liglerinde. Tabii bir de Turkiye'ye gelip sert/bozuk zeminlerde oynamak var. Kendini gostermek icin sana ozellikle sert giren oyunculara karsi oynamak var. Evinden maca gitmek yerine, her mac oncesi mecburi kampa girmek var. Kucuk ligde oynayip basarili olamazsan dunya futbolunda gozden dusmek ve deger kaybina ugramak var.

Bazilari geliyor, bir maceraya atliyor ama ayrilmalari pek de uzun surmuyor (mesela Anelka).

Gelip kalanlar da genelde aldiklari parayi baska bir yerde bulamadiklari, bulamayacaklari icin kaliyorlar.

Tabii bir de almak istenilen ancak ne kadar para verirsen ver alamadigin oyuncular var. Xabi Alonso icin yuksek bonservis bedelini odemeyi kabul etti Fenerbahce gecen yil. Hatta takimin basinda cok yakindan tanidigi Aragones vardi. Eminim ki Fenerbahce kendisi icin de gayet tatminkar bir maas teklif etmisti. Ama alinamadi, satilik listesinde olmasina, Liverpool'un Alonso'yu ozellikle satip Barry'yi almak istemesine ragmen.

Eminim ki Poulsen orneginde de Fenerbahce Poulsen'in baska bir ulkede kazanamayacagi kadar buyuk bir teklif vermistir. Ama buna ragmen Poulsen yan cizmiyor mu? Hem de kulubu onu istememesine ragmen. Yan cizmese bu transfer simdiye kadar neden bitmedi. Bir aydir gazeteler Poulsen yazip duruyor zira.

Vargas ise yeni cikti. Gecen yil Italya'da en kotu ucuncu transfer unvanini aldi (Quaresma ve Mancini'den sonra - not duselim 4. sirada Poulsen var). Kulubu gitse de olur, kalsa da olur havasinda. Tabii gitse daha iyi olur dusuncesindeler cunku yerine Drenthe'yi almak istiyorlar.

Alinmasi dusunulen iki oyuncu da kulupleri tarafindan gozden cikartilmis oyuncular. Bu tip oyuncular oyunda yeterince gozden cikartilmiyor dusuncesine sahipseniz, katilirim. Ancak siz daha yuksek reputation'a sahip bir takimin onemli bir oyuncusunu kopartip almaya calisiyorsaniz tabii ki bunda zorlanirsiniz.

Not: En son Galatasaray oyunumda yabancilarim:
Akinfeev
Jeremy Mathieu
Patrick Viera
Deco
Kewell
Baros
Lucas Biglia
Tiago Luis

Deco ile Viera'yi alirken oldukca sansliydim. Ayni yil serbest kaldilar ve ikisine de cok buyuk kontratlar (yilda 5 milyon Euro) onererek ikna edebildim. Transferlerin ikisi de sezon bittikten sonra netlesti.

Akinfeev'i ve Mathieu'yu getirmek icin ikisine de 1 yil iltifat etmem gerekti. Buyuk bonservis bedelleri odemek zorunda kaldim.

Tiago Luis ve Lugas Biglia nispeten kolay transferler oldular cunku ikisini de nispeten ufak kuluplerden aldim.

Onemli oyunculari transfer etmek imkansiz degil. Ancak istediginiz zaman istediginiz transferi yapabilseniz, Fenerbahce gecen yil Josico'yu, ondan onceki yil da Maldonado'yu almazdi emin olun. Hic bir takim ihtiyaci oldugu oyuncuyu kolay kolay birakmaz. Takimin kendine ihtiyaci oldugunu hisseden hic bir oyuncu da kolay kolay buyuk bir ligi birakip kucuk bir ligde macera aramaz.

Bu nedenle son 2 yilini sakat gecirmis Kewell gelir. Bu nedenle bir sezondur gol atamamis, takiminda yedek kaldigi icin sorun yaratan Baros gelir. Kulubunun yollamak istedigi ve hic bir kulubun o yuksek bonservis bedelini odemek istemedigi Anelka gelir. Takiminda yedek kalmis Ernst gelir.

Sonucta bir transfer stratejisi. Ya gidip takiminda oynayamayan/mutsuz olan/takiminin yollamak istedigi oyuncuyu alir kucuk liglerin buyuk takimlari, ya da gidip daha kucuk liglerde parlamis oyunculari alirlar. Ikinci tip oyuncuyu parayi basip alabilir takimlarimiz. Ancak ilk tip oyuncuyu almak icin ortamin uygun olmasi gerekir. Oyuncu satilik listesinde olabilir, takiminda cesitli nedenlerden dolayi mutsuz olabilir vs.
Benim yukarıdaki yazımı kısaca özetlersek şöyle diyorum:

1-Türkiyedeki oyuncuların özellikleri çok çabuk düşürülebiliyor. Özelliklerin yükseltilmesi ise çok daha yavaş oluyor.(Semih örneği)

2-Takımların popüleriteleri yeterisiz.

3-Türkiyedeki gelecek vaat eden gençlerin potansiyelleri diğer ülkelere nazaran yeterli derecede iyi değil.

Önceki yazımda aslında bu üç noktaya değinmek istemiştim. Siz gayet tatminkar bir cevap yazmışsınız ancak genelde 2 nolu soruna odaklanmışsınız.

Birincisi gecen sene bende Guiza'nın performansndan memnun değilim. Ancak Guizanın kötü performans göstermesinin nedeni Aragones yani taktikti. Vargas örneği gibi belkide onunda buna benzer sorunları var. O yüzden en kötü transfer seçildi. Bu adamın koşması yavaşlamadı, yada zıplaması azalmadı. Bahsetmek istediğim bu. Verdiğim bitiricilik örneği sadece bir örnek Guiza hikayemle(!) alakası yok. Sonuçta takımı yöneten Aragones değil benim. Tek örnekten yola çıkarak bu hikayeyi(!) uydurmadım. Benzer istatistikler bendede oldu. Oyun ilk çıktığı zaman fenerbahçeyi inceledim ve Fenerbahçe araştırmacısı arkadaşa msn den aynen şunu yazdım: "Şimdiye kadarkilerin en iyisi. maldonado hariç"(maldonado olduğundan daha iyiydi sanki ) yani demem o ki yeni yamalarla guizada belli düşüşler oldu. Benim karşı olduğum durum bu adam 10 senelik profesyonel futbolcunu 2 ayda ne hale geliyor(kezman örneği). Guiza gol atamayabilir. Bunun sebebi zaten taktik. Ancak oyunu oynayan aragones değil bensem ve o oyuncunun çift forvetli bir sistemde daha etkili olacağını biliyorsam o adam 20-30 maçta 6 gol atmamalı.

İkinci olarak sadece aşağıdaki örnekleri veriyorum. Taktir sizin.

Alex: Fenerbahçeye imza atmadan 1-2 hafta önce konfederasyon kupasını Brezilya kaptanı sıfatıyla kaldırdı.

Ortega: Fenerbahçeye geldiğinde Arjantinin kaptanıydı

Anelka: Fenerbahçeye yanılmıyorsam 25yaşında, kariyerinin baharında geldi.

Oyuncuların Türkiye'yi tercih sebepleri hakkında çeşitli hikayeler üretmenizi yadırgadım. Kimse kimsenin tercih nedenini bilemeyeceğini düşünüyorum.

Üçüncü olarak:

Robinho, messi, marcelo ve niceleri... Bu adamların ilerde çok iyi futbolcu olacaklarını Brezilyadaki meslektaşlarınız çok iyi görmüşler ve oyuna yansıtmışlar. Sanırım iki sene önce UEFA'nın resmi sitesinde gökhan gönül ile ilgili bir haber çıkmıştı ve gökhandan "new cafu" olarak bahsediyordu. Gökhan brezilyalı olsaydı eminimki 3-4 sene önce keşfedilir ve wonderkid olurdu. Tıpkı Marcelo gibi.

Ben şuan bundan 10 sene sonra brezilyanın kadrosu az çok tahmin edebiliyorum. Ancak Türkiyede bunu tahmin etmek imkansız. Çünkü potansıyeliyle yıldız olabilecek bir futbolcu yok. En iyi potansiyele sahip genç oyuncu 155PA ya sahip oluyor. Gerisini siz düşünün.


Bunların dışında tesisler ve altyapı ile ilgilide söyleyeceklerim var ancak bunlar size hikaye geldiğinden yazmıyorum.