İşlerin bir anda yoğunlaşmasından dolayı birkaç gündür kariyerle ilgilenemedim arkadaşlar. Şimdi kısıtlı zamanlarımda oynayabildiğim maçları ekliyorum hemen ancak daha öncekiler kadar detaya giremiyorum.
10.HAFTA
Bu maçta taktik değişiklik denemem pahalıya maloldu. Hatta basında bu konuya değinerek taraftarların takım gayet iyi giderken 3-4-1-2 sistemini bozmamın bu mağlubiyete sebep olduğunu belirterek tepki gösterdiklerini yazdı.
Maç içerisinde düzeltmeye çalışsakta bir türlü toparlanamadık. Hiç pozisyona giremediğimiz gibi rakip çok baskılı oynadı. Blackburn oynadığı futbolla lig ikinciliğinin tesadüf olmadığını gösterdi.
Çok net pozisyonlar kaçırdığımız ve galibiyeti hakettiğimiz maçta öndeyken yediğimiz iki şok golle bir anda geriye düştük. Gol arayışlarımız ancak son dakikada sonuç verdi ve 1 puanı kurtardık. Gol kendi kalelerine yazıyor ama güzel bir şut sonucu gelen, Yobo'ya çarpıp pek yön değiştirmeyen topun ağlara gitmesi sonucu gelen bir goldü. Yani aslında şutu çeken oyuncuma yazılmalıydı ikinci golümüz.
Bu maça kadar kalesinde sadece 3 gol gören, 11 maçın 10'unu kazanıp 1'inde berabere kalan lider Chelsea karşısında ikinci yarıda muhteşem oynadık.
İlk yarıda doğal olarak baskı kurup yüklendiler ve bu baskı sonucunda 2 gol yedik. Ancak ikinci yarıya öyle bir başladık ki hem golü erken bulduk hem de müthiş bir baskı kurduk. Ardından 71.dakikada gelen beraberlik golümüz sonrası rakip adeta neye uğradığını şaşırmıştı fakat 3 dakika sonra bir karambol sonrası Deco'nun attığı şanslı golle yeniden öne geçtiler.
Kalan dakikalardaki baskımız sonuç vermedi ve en azından beraberliği hakettiğimiz maçtan şanssız bir şekilde puansız ayrıldık. Yazık oldu...
Önce Liverpool ardından Arsenal ve bu maçta da Chelsea karşısında çok iyi maçlar çıkardık. Büyük takımlara karşı ezilmeden ve onlara zor anlar yaşatarak oynamamız oldukça umut verici.
3 maçı da şanssız puan kayıplarıyla tamamladık ancak herşeye karşın önemli olan ortaya koyduğumuz mücadeleydi. Liverpool maçında 89.dakikada öne geçip 90+2 ve 90+6 (penaltıdan) yediğimiz gollerle yenilmiş, Arsenal maçında 1-0 öndeyken 90+1'de yediğimiz golle beraberliğe razı olmuştuk. Bu maçta da 2-0 geriden gelip beraberliği yakaladık ancak gene şanssız bir gol sonucu puansız ayrıldık.
Sahadaki futbola bakıldığında 3 ihtimalli bir maçtı. Pozisyonlar aşağı yukarı eşit olduğundan iki takımda kazanabilir yada berabere bitebilirdi. Rakibimiz özellikle Ashley Young'ın sürüklediği ataklarla etkili oldu. Bu oyuncu savunmamıza zor anlar yaşattı. Bizde iyi pozisyonlar bulduk ancak değerlendiremedik.
Böylelikle Blackburn maçına kadar 7 maçlık bir yenilmezlik serisi yakalayan takımımız, son 6 maçta ise galibiyete hasret kaldı.
Sezona iyi bir başlangıç yapan rakibimiz karşısında güzel futbolumuzun karşılığını alarak 6 maç sonra ilk galibiyetimizi aldık.
Sezonun belki de en iyi futbolunu oynadığımız maçta net bir skorla oldukça moral verici bir galibiyet aldık. Basının 6 puanlık maç şeklinde değerlendirdiği bu maçtan galibiyetle ayrılmak bizim için çok iyi oldu.
Bu sezon Bolton ve Blackburn maçlarının ardından oldukça kötü oynadığımız üçüncü maç oldu. Rakibe karşı hiç etkili olamadık ve mağlubiyeti hakettik. Son iki maçı kazanıp havaya giren takıma iyi bir ders oldu.
Bu maçla birlikte başlayan 6 maçlık deplasman maçları serimize çok kötü bir başlangıç oldu. Arka arkaya 5 deplasman maçımız daha var ve hepsi de birbirinden zorlu maçlar. Takımımızın futbolunda düşüş olan bu dönemdeki bu maçlarımızı en az kayıpla atlatmaya çalışacağız.