Fenerbahçe oynaması gerektiği gibi, akıllıca oynadı. Ayağa pas yaparak, hızlı başlaması beklenen Galatasaray'ı yavaş yavaş oyundan soğuttu. Maçın 20. dakikasında Galatasaray 47 Fenerbahçe ise 100 isabetli pasla oynuyordu. Derbilerde deplasmanda sabırlı olmak gerekiyordu ve Fenerbahçe de sabırlı oynayarak araya golü sıkıştırınca önemli bir virajdan 3 puanla dönmüş olduk.

İlk yarı Özer iyi değil, değiştirilebilir demiştim ama istatistikler gösterdi ki topun olmadığı alanda Özer çok çalışmış. İlk yarı Fenerbahçe'nin en çok koşan oyuncusuymuş mesela, 80 küsürde oyundan çıktığında da 11 kmden fazla koştuğu yazdı. Bu gösteriyor ki Fenerbahçe'de hiçbir şey yapmamış gibi gözüken bir oyuncu bile müthiş mücadele etmiş. Diğer oyuncular da bunu yapınca ortaya böyle güzel bir galibiyet çıktı. Emre'nin olmadığı bir maçta ortasahayı bu kadar elde tutabileceğimizi tahmin etmiyordum, yanıldım.

Lugano döndükten sonra Fenerbahçe 4 maçtır gol yemiyordu, bunda Lugano'nun dönüşü kadar Bilica'nın da silkinip kendine gelmesinin payı var. Ama şu çok net, Lugano olmadığı zaman Fenerbahçe defansı büyük sıkıntı yaşıyor. Lugano'nun olmadığı dönemde 2-0'dan maç veren takım 5 maçtır gol yemeyen bir takım haline dönüştü. Solda Andre Santos-Vederson ikilisi ilk maçta olduğu gibi birbirlerine fazla yardımcı olarak maçtan önce kamuoyunda etkili olması beklenen Galatasaray sağ kanadını yeteri kadar tıkadılar. Sadece birkaç pozisyonda Gio hızıyla etkili oldu.

Selçuk derbilerde başka oynuyor demiştik, bizi yanıltmadı. Defansif olarak çok iyidi, buna ek olarak muhteşem de bir gol atarak oyununu süsledi.

Özellikle golden sonra taraftarımız muhteşemdi. Ayrı bir tebrik de onlara.

Bu maç camianın tekrardan şampiyonluğa ciddi manada inanmasına neden olacaktır. Şampiyonluğa inanıyoruz.

Alex'e atılan su haricinde az küfürlü, olaysız, güzel bir derbi olduğunu söyleyebiliriz.

Tebrikler Fenerbahçem.