Ama en kötü yönetilen takımıyız... Son üç yıl içinde takım o kadar budandı, o kadar yap-boz tahtasına döndü ki... Saymakla bitmez... Mesela saf bir oyun kurucu şart diye bağırdık; Ukiç euroleague'in son maçına yetişti... Ki Tanjeviç'e kalsa gereksizdi... Eğer Ukiç'i bir ay evvelinden getirseydik herşey farklı olurdu...
Sadece oyuncu tercihlerinde değilim... Cadı kazanı gibi bir şube... Menejerinden yöneticisine... Oyuncuları olumlu anlamda motive edecek tek bir unsur yok... Ama öyle kişilikli ve kazanmaya aç oyuncularımız var ki; çoğu basketbolcunun "ne haliniz varsa görün" diyeceği yerde özverilerini ortaya koyuyorlar...
Sadece oyuncu kalitesi olarak bakarsak beş şube içinde bayan voleybol takımından sonra standartı en yüksek ikinci kadro... Mesela namağlup şampiyon olan bayan basketbol takımının aynı standarta 7-8 oyuncusu varken; bu takımın Ömer Aşık ve Griçek takımdan ayrılmadan evvel 12 tane aynı seviyede yıldızı vardı... (Onları kullanamamak; kendi kabahatleri ayrı bir husus; ama idari ve teknik boyutu da olan bir konu...)
Hani kimi fantastik filmlerde çılgın profesörler vardır; kaçık deneylerle sık sık laboratuvarı havaya uçurur... Koskoca erkek basketbol şubesi Tanjeviç'in laboratuvarına dönüştü...
Hatırladıkça içim yanıyor... neyse; camia olarak takımın etrafında kenetlenme zamanı... Bu basketbolcular bunu hakediyor...


