Quote Originally Posted by anil luque View Post
Geçmiş olsun Hakan abi.

Çok teşekkür ederim kardeşim.

Aslında umutsuzluğumun nedeni, oynanan futbol değil... Kabullenemediğim çok şeyler var. Oyuncunun birisi çıkıyor, hocasının ağzına yüzüne pisliyor, ara yerde başkanı pohpohluyor ve o pohpoh sayesinde ilk resmi maçta kadroya giriyor.

Bir diğeri kaçırdığı gollerle geçen yıl kaçan şampiyonluğun başrolünde... Orası bile mühim değil... Yavuz hırsız ev sahibini bastırır hesabı birde restleşmeye giriyor, oynamak istemiyorum, gideceğim diyor, gidemeyince sakatım diyor, sanki sömürge valisi gibi oynuyor bizimle, ülkesinde güya tedavi oluyor, hiçe sayıyor koskoca kulübü... Ama transfer kokusu alınca oynamaya koşuyor, hemen kapılar ardına kadar açılıyor, bonservisi biraz arttırabilir miyiz hesabı... Zaten başımıza ne geldiyse şu adam beleşe gitmesin inadından gelmemiş gibi... Taraftarın hisleri, tepkileri, yaşanan düşkırıklıkları kimsenin umrunda değil... Herkes tüccarlık peşinde...

Bunları ve daha nice şeyi midem kaldırmıyor. Bazı prensipler, tutarlı olmak, kararlı olmak gibi saha içi başarıdan daha mühim... Guiza bu saatten sonra yarım sezonda 20 gol atsa bile umrumda değil... Bu olanları, para uğruna bu kadar aşağılanmanın görmezden gelinişini benim midem kaldırmıyor. Dünyası resmi site ve Fenerbahçe tv (Alaattin Metin'i de unutmayalım) ile sınırlı olanlar ve belli yaşam prensiplerini oradan tanıyanlar böyle bir başarıyı sindirebilir ama benim midem çekmiyor. Hoş, başarı da yok ya... Aykut Kocaman nasıl bu çarkın bir parçası oldu, birden düzene kapılıverdi, onu da çözemedim.