Bizim forumumuzda kraldan fazla kralcı olmak moda. Yani bir futbolcu diğerine uçan tekme atsa "kötü niyeti yoktur" diye savunmaya geçeriz. Buraya kadar her şey makul karşılanabilir. Tekmeyi atan futbolcu çıkıp "ben kasıtlı olarak tekme attım" dese bile hala "o böyle birşey yapmaz" diye konuşmaya devam ediyoruz. Yahu gerçekler ortadayken neyi bastırmaya çalışıyoruz.
Şimdi Galatasaray, tüm rakiplerini baskıya alan hatta sahadan silen, rahat öne geçen, geriye düşse bile maç bitmeden yenildi diyemeceyeğimiz bir oyun sergiliyor. Fenerbahçe maçına baktığımızda da tüm Türkiye futbol şansıyla kazandığını düşünüyor. Elbetteki bir emek var çünkü sahada gol atan ve savunan futbolcular var, kilometrelerce koşan futbolcular var orası ayrı.
Fenerbahçe ve Galatasaray'ın durumları ortada iken Fenerbahçe kalan maçlarında herkesi siler, süpürür, Galatasaray'da gelene gidene kaybeder yorumlarını kabul etmiyorum. Bakın olmaz demiyorum ama böyle bir varsayım günün şartları ile fazla geçerli değildir. Forumumuz içerisinde benim Volkan yorumunu paylaştığım sürece bakarsak Fenerbahçe'yi müthiş, Galatasaray'ı köy takımı durumuna sokan yorumlar vardı. Heralde Volkan'ın Galatasaray'ın en iyi takım olmasını hatırlatması biraz farkındalık uyandırır düşüncesiyle yazmak istedim. Çünkü insanın içinden gelen kişi yani Fenerbahçe camiasının içinden birisi bunu söylüyorsa artık bunun tersini konuşmak anlamsızdır. O yorumu paylaşırkende yazma amacımı şimdi ki gibi detaylandırmadım çünkü arif olan anlar diye düşündüm.
Yoksa Volkan'ın bu lafına ihtiyacı olan ya da Volkan'ın bu lafından övünecek bir konumda değilim. Her takımın taraftarı kendi takımını dünyanın en büyük kulübü sayar. Bunun bir tanımı yoktur ve tamamen öznel bir düşüncedir. Yine evrensel olarak kabul edilen başarı kavramında da derece yapmak önemlidir. Futbol bakımından Galatasaray'ın Fenerbahçe'den başarılı olduğunu zaten biliyoruz. Volkan'ın bunun altını çizmesine gerek yoktur. Aynen Sabri'nin de voleybolda Fenerbahçe'nin daha başarılı olduğunu belirtmesine gerek olmadığı gibi.