Oyuncu transferini bitirdikten sonra en az onun kadar önemli olan personel transferine yoğunlaştım. Geçen seneki oyunda maaşlarını karşılayabilmeme rağmen kaliteli personeller benimle görüşmüyordu, bu oyunda ise tam tersi oldu. Fenerbahçe'ye aldığım personellerin %70-80'i benimle de masaya oturmayı kabul etti ancak maaşlarını karşılayamadım; yönetim gerçekten çok az maaş ayırmıştı personellere. Bu nedenle takıma Türk ağırlıklı personeller getirdik, ve antrenman seviyelerimiz şöyle oldu:





Antrenman yıldızlarımdan memnunum, bu seviyedeki bir lig için fazlasıyla yeterli bence ancak tesisimiz 5 üzerinden 0.6 yıldızla değerlendiriliyor; yani Üçyol 19 Mayıs Halı Saha Tesisleri'nden hiçbir farkı yok. Bu konuyu görüşmek için başkanımızın odasına gittim, kendisine ''Oyuncularımızın daha zinde kalması için antrenman tesislerimizin geliştirilmesini talep ediyorum.'' dedim; kendisi beni anlayışla karşıladı, sözlerime hak verdi ancak şu anda bunu yapmak için gereken bütçeye sahip olmadığımızı söyledi. ''E ben böyle gelir gider geliştiririm bu tesisleri, başkan pamuk gibi adam'' düşüncesiyle kendisinin odasından ayrılırken laptop'uma gelen haber şu şekildeydi:



Yakın bir zamanda başkanlık seçimi olacak, ve Adanaspor kulübünün başkanlığına başka birisi gelcekti. Valla benim için hava hoş. Şöyle zengin bir başkana da hayır demeyiz yani

***

Taktiğimi de belirledim. Sezon boyunca kullanmayı planladığım ana dizilişim şu şekilde olacak:



Bu dizilişle ve yeni transferlerimizle çıktığımız hazırlık kampı mükemmel geçti. Oyuncularımın kendini gösterme fırsatı buduğu maçlarda Mbilla ve İlhan ön plana çıkarak uç bölgenin emin ellerde olduğunu belirtircesine rakip ağları bolca havalandırdılar. Kampın en güzel noktasıysa hiçbir oyuncumun sakatlık geçirmeyişiydi, sezona tam kadro başlama imkanı bulacağım.



Artık yeni sezona tam anlamıyla hazırız! Oyuncularımla bir toplantı yapıp, şampiyonluk isteyeceğim ve ilk hafta oynayacağımız Akhisar Belediye maçı için kampa gireceğiz...