Quote Originally Posted by balde_mir_07 View Post
İyi de Mecidiyeköy'deki arazi sizin miydi ?
Devlet sizi Mecidiyeköy'deki araziden çıkarıp, daha modern ve kapasitesi yüksek bir stat yaparak başka bir araziye koydu. Yani devletin olanı yine devlette. Kullanım hakkını tamamen başka bir kulübe verse isyan haklıdır ama sizin hakkınız yine sizde. Sadece bir müddet ortak kullanım hakkınız var, daha bu imzalar atılmadan önce "Stadı kalıcı/geçici ortak kullanmayız XX sene boyunca kullanım hakkı sadece bizim olacaktır" diye bir madde olsaydı, o zaman hak sizde olur, kimse emredemezdi.
Şu muhabbetin olduğu heryerde birşeyler sokuştursam diye pusuda bekliyorsun. Bin defa söyledi bu insanlar ama sen kafandaki şeyi atamadığın için bir daha açıklayacağım.

Üst kullanım hakkı Galatasaray'ındı. Yani Galatasaray orada stadı yıkıp semt pazarı kursa bile kimse ağzını açamazdı. Yine geçen konuda söylediğin gibi "Ya zaten orayı da devlet verdi zaten devletindi, yine devletin oldu vs vs vs" diyeceksin. Hemen söyleyeyim ne Fenerbahçe ne Beşiktaş ne de Galatasaray'ın stadının bulunduğu arazi kendi emekleriyle kendilerine geçti. Devlet her zaman yardımcı oldu bu da gayet normal. Bu kulüpler Türkiye'nin en büyük 3 camiası. Tek laflarıyla milyonları yönlendirebilen kulüpler bunlar. Devletindi, devletin oldu düz mantığı da öyle işlemez.

Şimdi sana en basitinden anlatmak için olayı başa sarıyorum. Galatasaray ilk başta Mecidiyeköy'deki araziye yapacaktı yeni stadını. Yıkıp tekrar yapacaktı çünkü Ali Sami Yen kullanılamaz hale gelmişti. Bunun için ihaleler vs vs yapıldı ama bir türlü sonuca varılmadı, maddi olarak sorunlar çıktı ortaya. O sene oynayamayacağımız kesinleşti ve Beşiktaş'a başvurduk İnönü stadı'nda beraber oynamak için. Serdar Bilgili verdi veriştirdi isteklerini. Ne bir devlet büyüğüne gittik, ne de "vermiyorlar ama oynayacağız banane banane" dedik. Sessiz sedasız Olimpiyat'a gittik ve o sene Galatasaray'ın en şaşalı dönemlerinden hemen sonrasıydı. Şampiyonlar Ligi'ne temsil açısından İnönü'de oynamak Türk futbolunun da işine gelecekti yani.

Sonra Ali Sami Yen'in yıkılıp yeniden yapılmayacağı anlaşıldığında, Mustafa Sarıgül bir proje attı ortaya. Mecidiyeköy'den gidelim Seyrantepe'ye yerleşelim. Mecidiyeköy'deki arazideki haklarımızdan vazgeçelim diye. Çok tartışıldı, olur-olmaz, Olimpiyat stadı çilesine döner-dönmez lafları döndü durdu. Sonunda artık Galatasaray'ın bilet gelirleri, Sami Yen'in senelik bakımını anca karşılar oldu. Bu stad yapılmak zorunda kalındı. Seyrantepe'deki arazi önce ihaleye verildi. Eren-Talu beceremedi. El değiştirdi ihale, bazı ihaleler iptal edildi ve stad yapımını TOKİ devraldı. Şimdi sen bizim istesek bir 40 sene daha Mecidiyeköy'deki araziden haklarımızdan vazgeçmemizi "devletindi devlete kaldı olarak görüyorsan o gözlüklerini önce bir çıkar tabloya düz mantıkla değil, içine girerek bir bak.

Devlet babasının hayrına yapmadı bu stadı. Hem Galatasaray'ın senelerdir arap saçına dönen stad işini halletti; yolunu metrosunu stadın içini yapma taahhütü verip, çatıyı kapatma sözünü alarak. Hem de Mecidiyeköy'ün göbeğindeki araziyi milyar lira'lara satıp Galatasaray'a harcadığı paranın kaç katını çıkardı. Galatasaray çıkmasaydı o araziden evet böyle Dünya'nın sayılı stadlarından birine sahip olmayacaktı ama devlet de böyle karlı bir işe de imza atmayacaktı.

Açılış gününün acısını akıllarınla çıkaracaklarını sanıyorlar. Stadı kendileri yaptıkları için verilen imtiyazları gözardı ediyorlar. Ama hiçbir Galatasaraylı aptal değil. Bu taraftar sokağa döküldüğü zaman bunca terbiyesizliğin birikmişliği çok acı çıkar. Aptal yerine konmaya çalışan bütün taraftarlar gerçekleri bir bir gözüne sokar bu insanların. Ne biber gazı ne cop durdurur bu insanları. Gün gelir devran döner Nonda devreye girer.