Ünal Aysal, Kayserispor'un futbolcusu Amrabat'a geçenlerde 7,5 milyon Euro teklif ettiklerini hatırlatarak, bunun çok büyük bir rakam olduğunu, ancak Galatasaray'ın bu miktardaki paraları verebilecek olanakları olduğunu kaydetti.
Aysal şöyle devam etti:
"Kaldı ki Amrabat bizim gözümüzde çok büyük isimlerden biri de değil. Ama iyi bir santrafor, çok iyi bir orta saha oyuncusu. Hak ettikleri müddetçe bu paralar muhakkak verilir. Bu konuda cimri değiliz ama lüzumsuz bonkörlüklerde bulunmak da istemiyor, hesabımızı kitabımızı iyi yapmak istiyoruz. Takım içerisinde bir düzen ve bir denge var. O dengeyi bozmamak lazım. Yani bir oyuncuya 2 milyon verirken öbürüne 5 milyon verirseniz, 5 milyonluk oyuncuyu oynatmazlar. Arkadaşları oynatmaz. Yani o sıkıntıya o oyuncuyu sokmamak lazım."
"Galatasaray gibi büyük kulüplerin her şeyden önce ülkeyi temsil ettiğini, toplumun öncüsü, önderi ve sözcüsü olmak durumunda olduğu mesajı iletildi" diye konuştu.
Spor kulüplerinin başarısında, çok iyi organizasyon, rasyonel yönetim, sağlam mali yapının önemine dikkati çeken Ünal Aysal, bunlar olmadan başarıya ulaşılamayacağını bir çok kez söylediğini anımsattı. Aysal, "Bu mesajlar artık realiteye dönüştü. Bunlar artık bir vizyon değildir. Bunlar artık kâğıt üstüne dökülmüş, gerçekleşmiş olaylardır. Bundan sonra hedeflerimizi biraz büyütüp daha iyilerini yapmak istiyoruz" dedi.
Hedefe giden yolda, temellerin atıldığını, artık kulübün mali yapısının düzene gireceğini kaydeden Aysal, "Önümüzdeki seneden itibaren sportif başarılarımız bunun üzerine eklenecek. Sportif başarılarda da en büyük hedefimiz, yurt dışı başarılardır. Her vesile ile anlatmaya çalıştığım gibi, Türkiye'deki başarılar gayet tabii önemli ama yurt dışında elde edilecek başarılar gerekli. Türkiye'yi yurt dışında iyi temsil etmek gerekli" diye konuştu.
Galatasaray'ın Türkiye'nin en büyük markası olduğunu iddia eden Ünal Aysal, yurt dışında da Galatasaray'ın Atatürk'ten sonra en büyük, en tanınan ikinci markası olduğunu dile getirdi. "Yurt dışında Türkiye dediğiniz vakit, Atatürk'ten sonra akla gelen ikinci isim Galatasaray'dır. Bizim bunun değerini iyi bilmemiz ve Türkiye lehine bu durumu çok iyi kullanmamız lazım. Benim yapmak istediğim ve esas vizyonumun temelinde yatan da budur. Dünyaya Türkiye'yi tanıtırken Galatasaray ismini de yukarı doğru çekmek ve bu iki gelişimi birden sağlamak" dedi.
Türkiye içinde rekabet ettikleri spor kulüpleri ile yurt dışında rekabet içerisinde olmadıklarını vurgulayan Ünal Aysal, Türk spor kulüplerinin yurt dışında birbirlerine yardımcı olmak durumunda olduklarını söyledi. Ünal Aysal şu görüşleri dile getirdi:
"Biz birbirimize köstek olmayız. Bunu büyük bir samimiyetle her zaman söyledim. 3 Temmuz 2011'de başlayan süreçte de bizim sorunumuz Fenerbahçe ile ilgili değildi. Bunu her zaman, son derece net bir şekilde anlatmaya çalıştım ama herkes bunu rekabet duygusu içerisinde anladı. Galatasaray'ın başına bu süreçte bir taş düşmesin endişesiyle tedbirlerimizi almaya çalıştık. Bugün geldiğimiz noktada Fenerbahçe eğer yurt dışına gidebiliyorsa Galatasaray bundan sadece mutluluk duyar. İnşallah bundan sonra da bu tip hataların içerisine hiçbir kulüp düşmez. Bu, tahmin ediyorum herkese ders olmuştur. Bu önümüzdeki süreç içerisinde tüm takımlarımıza başarılar diliyorum."