1 ile 30 arası toplam 171 sonuç

Konu: Başarısız Bir Menajer İsteyen Var Mı?

Hybrid View

  1. #1

    Default

    Quote Originally Posted by lofthei View Post
    Şahsi düşünceme göre her futbolcunun yapması gerektiği gibi, sokakta öğrenmeye başlamıştım futbolu. Okulda, okuldan dönünce hava kararana kadar, hava karardıktan sonra evin salonunda plastik topla; kısacası uyanık olduğum her anda futbol oynuyordum.

    Çok geçmeden gelecek kaygısı realitesi, tüm çocuklara yapıldığı gibi, korkunç bir şekilde toplum tarafından bana da sunuldu. Arkadaşlarımın gözündeki korku ve endişenin aksine, şaşırtıcı bir şekilde umursamadım bu durumu. Çünkü futbol denen bir oyun vardı ve bu organik kimyadan da, üçgende açı-kenar bağıntılarından da daha ilgi çekiciydi. Öğretmen dönem ödevlerini dağıtırken deftere kadro yazdım, arkadaşlarım test çözerken ben akşamki maçın gidişatını düşündüm.

    Olmadı tabii. Zaten mezun olunca hayatın boyunca kazanabileceğin parayı yatırıp okuduğun özel üniversiteleri ucu ucuna tutturabildim. O zamana kadar aileme de çok yük olduğum için üniversiteye gitmeyi istemedim. Ancak hayatın gerçekleri çok geçmeden çirkin yüzünü gösterdi. İnsan muamelesi görebilmek için, eğitim görmeyen sağlıklı bir erkeğin çalışması, para kazanması gerekiyordu. Birçok işe girdim, hepsinden de kovuldum. Garson olduğum zamanlar, restoran sabah 7'de açılacaksa ben 6.30'da Brezilya Ligi izliyor oluyordum. Kasiyer olduğum zamanlar, müşterinin elinden spor gazetesini alıp haberlere bakıyordum. Olmadı, yapamadım. Futbol tutkum peşimi bırakmadı.

    6. işten de kovulduğumda, 4 ay sürecek bir depresyona girdim. Ne saç, ne de sakal traşı oldum. Yemekler dışında odamdan dışarı çıkmadım. İnsanlarla konuşmadım. Yuvarlak bir gereçle oynanan bu basit oyun hayatımı nasıl bu kadar mahvedebilmişti? Anlayamıyor, bir cevap bulamadıkça da bu bataklığa daha da çok batıyordum.

    Ve o gün, hayatımın değiştiği o gün geldi. 28 Nisan 2010'da, Nou Camp Stadı'nda, total futbolun son temsilcisi Barcelona ve Inter karşı karşıya geliyordu.

    Futbol o gün benim için yeniden şekillendi. Nefes almadan, gözlerimi kırpmadan izledim o maçı. Biter bitmez maçın kaydını alıp tekrar tekrar, defalarca izledim o 90 dakikayı. Futbol dünyasının en zeki adamı olarak gördüğüm Jose Mourinho'nun Inter'inin sahaya dizilişi... Atılan uzun topların kafayla karşılanıp geri gönderilmesi ve saçlardan fışkıran ter damlacıkları... Hız ve yetenekle dünyadaki tüm oyuncuları dağıtan bücür Barcelonalılara karşı Inter savunmasının müdahaleleri, o müdahalelerde futbolcuların kasılan bacak kasları... Boştaki topa koşan defans oyuncusunun iki elini yana açarak hücum oyuncusuyla adeta boğuşması... Boyunlara yapışan saçlar... Vücutlara yapışan formalar... Çimleri delik deşik eden kramponlar... Hırs... Azim... Bağlılık... Mücadele... Soğukkanlılık... Futbol buydu! FUTBOL, DEFANSTI!

    17 kere izlediğim maçtan sonra, tüm düşüncelerim değişmişti. Futbol, kafamı meşgul ederek hayatımı sefil bir hâle çeviren bir canavar olmak zorunda değildi! Futbol, hayatımı yönlendiren bir tutku olmalıydı. Kafamdaki taktikler, zihnimdeki planlar sahaya dökülmeliydi! Futbol dünyasının bunu görmesi lazımdı. Tıpkı 16 taşına mükemmel bir şekilde hakim olan bir satranç oyuncusu gibi, zekice yöneltilmesi gereken bir savaştı bu. Ve bu savaşın komutanı ben olmalıydım.



    Saçımı sakalımı kestim, bir duş aldım, uzun süredir gardropta duran takım elbisemi giydim, bavulumu hazırladım; annem-babamdan helalliklerini -ve biraz da para tabii ki, heheh- alıp yola çıktım. Futbol yolculuğuna.

    Dünyayı gezdim dünyayı. Çalıştığım işlerde futbol kafamı meşgul edip beni sakarlık yapmaya iten bir baş belası değil, yapmak istediğim mesleği düşündürüp bana şevk veren bir kaynak oldu. İyi para kazanıyordum. Futbolla ilgili tüm makaleleri okuyor, aç kalma pahasına, gidebildiğim bütün maçları tribünden izliyor, notlar alıyordum. Elimden geldiğince futbol konusunda bilgili kişilerle sohbet ediyor, onların görüşleriyle kendimi geliştirmeye uğraşıyordum. Zaten iyi olan Türkçe ve İngilizcemin yanı sıra, dünyayı gezince diğer başlıca dilleri de öğrendim. Ve sonunda, 2012'nin sonlarına doğru, keşfedilmeyi bekleyen bir futbol adamıydım! Beni keşfedecek başkanın sayesinde, yöneteceğim kulübe yeni bir vizyon, yeni bir bakış açısı getirip; efsane olmak istiyordum. 3 direği gole kapatıp, asırlarca unutulmayacak bir romanın yazarı olmak istiyordum.

    Bekliyorum, dostlarım! Patlamaya hazır bir bomba gibi, kozasından çıkmasına saniyeler kalmış bir kelebek gibi; bekliyorum. Bir şans bekliyorum. Hep kaybettiğim, hep yenildiğim şu hayatta; bana güvenecek bir topluluk, beni ortaya çıkaracak bir fırsat arıyorum.

    Başkanlara sesleniyorum: gol yememek isteyen var mı?


    Kuralları okudum, kabul ediyorum.
    Sunum mükemmel. Hazır sunum mu yoksa gerçek mi. Burda acemiyim de pek anlayamadım

    Başarılar diliyorum ayrıca.

  2. #2
    Nesil
    2011
    Yer
    İzmir
    Mesajlar
    2,390

    Default

    Quote Originally Posted by okocha6 View Post
    Sunum mükemmel. Hazır sunum mu yoksa gerçek mi. Burda acemiyim de pek anlayamadım

    Başarılar diliyorum ayrıca.
    Teşekkür ederim Sunumu ben hazırladım ama hikâye gerçek değil.

    Quote Originally Posted by okocha6 View Post
    Futbol mantalitelerimiz taban tabana zıt. Ben de yerden ve kısa paslı oynanan hücum futbolunu seviyorum. Arsenal ve barcelona favori takımlarım bu nedenle.

    Gerçekte bir hoca olsaydım, mesela maçın son yarım saatinde gol veya gollere ihtiyacım varsa çift stoperden birini çıkarım orta saha ya da forvet alırdım. Nasılsa rakip ya hiç forvet bırakmadan ya da tek forvet bırakıp komple kapanıyor.

    Bir de Barcanın oynadığı gibi 2 stoper dışında( ki pique de zaman zaman hücumlara katılıyor) hatta yetenekli bir stoperim varsa ve rakip tek forvetle ya da forvet bırakmadan kapanıyorsa 1 stoper dışında herkesle hücum ederdim.(Kalan stoperin de bire bir kalma ve arkaya atılan toplar nedneiyle yobo veya puyol gibi hızlı olması lazım)
    Görüşünüze son derece saygı duyuyorum tabii ki, hücum futbolu çok rağbet edilen ve göze hoş gelen bir stil. Ama ben hep defansı daha çok sevdim. Kıvrak çalımları değil de, kayarak müdahaleleri ağzım açık izledim; efsanevi gollere değil de, kornerlerdeki taktiksel dizilime hayran kaldım. Nou Camp'taki Barcelona-Inter maçında da bu sevgim tavan yaptı. Bu kariyerde defansif bir oyun oynatmaya çalışacağım. Bakalım hücumu yenebilecek miyim, hep birlikte göreceğiz

    Quote Originally Posted by okocha6 View Post
    Bu saatte kahkaha attım DDD
    Heheheh, emeklerim karşılıksız kalmadıysa bu sevindirici tabii ki
    "Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil; doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz."

  3. #3

    Default

    Quote Originally Posted by lofthei View Post
    Teşekkür ederim Sunumu ben hazırladım ama hikâye gerçek değil.



    Görüşünüze son derece saygı duyuyorum tabii ki, hücum futbolu çok rağbet edilen ve göze hoş gelen bir stil. Ama ben hep defansı daha çok sevdim. Kıvrak çalımları değil de, kayarak müdahaleleri ağzım açık izledim; efsanevi gollere değil de, kornerlerdeki taktiksel dizilime hayran kaldım. Nou Camp'taki Barcelona-Inter maçında da bu sevgim tavan yaptı. Bu kariyerde defansif bir oyun oynatmaya çalışacağım. Bakalım hücumu yenebilecek miyim, hep birlikte göreceğiz
    Evet benim ilgimi çeken de defansif oynatacak olman oldu zaten. İlginç bir kariyer olacak.

    Bu arada mücadeleci futbol oynayan biriyim ben halı sahalarda. Ama yine de mücadelenin de pres yaparak ofansta olması gerektiğine inanıyorum. Yani benim gibi kazmalardan ama çok koşan, pozisyon alamyı bilen ve yorulmayan oyunculardan oluşan bir takım da hücum futbolu oynayabilir

  4. #4
    Nesil
    2011
    Yer
    İzmir
    Mesajlar
    2,390

    Default

    Quote Originally Posted by okocha6 View Post
    Evet benim ilgimi çeken de defansif oynatacak olman oldu zaten. İlginç bir kariyer olacak.

    Bu arada mücadeleci futbol oynayan biriyim ben halı sahalarda. Ama yine de mücadelenin de pres yaparak ofansta olması gerektiğine inanıyorum. Yani benim gibi kazmalardan ama çok koşan, pozisyon alamyı bilen ve yorulmayan oyunculardan oluşan bir takım da hücum futbolu oynayabilir
    Defansif futbol oynayacağım için, bulduğumuz nadir atakları değerlendirmem gerekecek ve bu nedenle stoperlerimin de teknik olmasını istiyorum. Stoper oyuncularım en az hücum futbolundakiler kadar oyun kurma becerisine sahip adamlar olacak. Bakalım bu standartlarda o tarz adamları bulabilecek miyiz, hep beraber göreceğiz

    Quote Originally Posted by guneykanat View Post
    dünyada hiç bir ülkede hücum bakanlığı yoktur fakat Savunma bakanlığı vardır.... Hücum yaparak sadece 1 maç kazanırız , fakat savunma yaparak şampiyon olunur
    İşte aradığım bakış açısı buydu! Teşekkür ederim...

    Quote Originally Posted by Arunas View Post
    Mükemmel!

    Hayalgücü------Kelimelere hakimiyet-------İfade etme tarzı--------Kurgu

    Defansın sağlam!

    Not: Bu arada FM 2012'de paylaştığın buna benzer bir kariyerin varsa linkini atabilir misin? Okumak isterim, bitmiş kariyerleri okumak daha keyifli oluyor, beklemeyi sevmiyorum da
    Çok sağol dostum Daha önce bu kadar net bir amaca hizmet eden ya da öykü tarzında paylaştığım bir kariyerim olmamıştı, üzgünüm.

    Quote Originally Posted by 61trabzon61 View Post
    çok hoş sunumun var gerçekten. defansif oyunu bakalım nasıl yansıtacaksın yapay zekaya. merakla bekliyorum takipteyim. başarılar.
    Teşekkür ederim. Maç motorunun azizlikleri her oyuncu gibi bizi de bulacaktır tabii ki. Amacım bu sayıyı en aza indirmek olacak

    Quote Originally Posted by borusan1905 View Post
    Sunum çok iyi gerçekten..

    Başarılar dilerimm..Ben de senin gibi savunmayı severim...Takipteyim..
    Teşekkürker. Savunma candır.

    Quote Originally Posted by nessus View Post
    Vay vay vay! FM'de gerçek manada olmayacağını düşündüğüm bir iş bu. Taş gibi güç-agresiflik-cesaret-top kapma özellikli takımlara bayılırım. Mourinho'nun Inter'i o zaman beni de etkilemişti. Zanetti-Cambiasso-Muntari 3MC oynuyordu. (muntari sık sık değişti tabi)

    Lafı gelmişken Mourinho sevmem ama büyük adam hakkaten. İngiltere'de 433, İtalya'da 4312 İspanya'da 4231 oynadı. Hepsiyle başarılı oldu.

    Tam teşekküllü defansif bir takım nasıl oluyor sayende göreceğiz. Yolundan dönmek yok Başarılar.
    Ben de daha önce bunu denememiştim. Seviyesi çok yüksek bir takımla oynamadığım için, rakibe karşı kapandığımızda civelek oyuncunun biri kritik bir hata yapabilir ve bütün taktiklerim suya düşebilir; ancak işler tam planladığım gibi gidebilir ve beraberlik-galibiyet karışımı, uzun bir seri yakalayarak nPower League 1'e de yükselebiliriz! İlginç olacak. Senin de dediğin gibi, yolumdan dönmek yok

    Quote Originally Posted by dasman View Post
    başarılar kardeşim (: bizde sayende skoru korumamız gerekirken ne yaparız onu öğreniriz :P
    Teşekkürler. Kendimi çok yetenekli bir taktisyen olarak görmesem de bir şeyler yapmaya çalışacağız

    Quote Originally Posted by LeoN48 View Post
    Hikaye mükemmel.. Başarılar dilerim savunma ağırlıklı kariyerinde..
    Teşekkürler dostum...

    Otobüsle kulüp binasına doğru giderken, yaklaşık 1 sene önce kısa bir süre çalıştığım fast food şirketinin önünden geçtik. El sallayıp kendimi göstermeye çalıştım ancak arkadaşlar sabah mahmurluğunun da etkisiyle beni görmediler.

    Binaya geldiğimde, önceden emir aldığı belli olan görevliler beni büyük bir güleryüzlülükle karşıladı. İlk durağım başkanımız Erik Samuelson'un odası oldu. Başkanla yaptığımız görüşmede klasik ''Şanlı kulübümüze hoşgeldiniz. Takımımızın asaletine yakışacak hareketlerde bulunacağınızı temenni ediyoruz hede hödö...'' konuşmalarının ardından transfer üzerine sohbet ettik. Başkan sahip olduğumuz transfer ve maaş bütçelerini bana bildirdikten sonra, şu tanıdık sözleri sarf etti: ''Sadece kulüple ve oyuncuyla anlaşmak yetmiyor ki??! Arada oyuncu menajerleri var, brokerlar var, var oğlu var! Her gazetede yazanı alsaydık bu kulüp çoktan batmıştı Erenciğim, ehaha eharaha!!'' Başkanın düz bir adam olduğu kanaatine vardım bu görüşmeden sonra.



    Başkanla görüşmemiz bittiğinde, asistan menajerim Michael Hamilton'u odasında ziyaret ettim, kendisiyle hoş bir sohbet yaptık. Yardımsever bir futbol adamı.



    Sonra Hamilton'un önerisiyle teknik ekiple bir görüşme yaptık. Bu görüşmeden pek memnun kalmadım açıkçası. Yok şu şu sistemle oynayalım, yok frikikleri şuna kullandıralım, yok şunu oynatalım bunu satalım. Biz ne iş yapıyoruz burada?

    Teknik ekiple görüşmem de bittikten sonra, odama geçtim, sandalyeme oturdum. Vay be! Bu güzel, bu imrenilen oda benim olmuştu ha?

    Koltuğumda oturup kendimle yeterince gurur duyduktan sonra, artık işe koyulmam gerektiğine kanaat getirdim. Cep telefonumu çıkardım, rehberden ''Nestor''u buldum, ve arama tuşuna bastım. 1 saat sonra Nestor ofisimde olacak. Kendisi benim için son derece değerli biridir, ayrıca menajerlik hayatımda da bana çok yardımcı olacak. Nestor'un hikâyesini önümüzdeki yazılarda öğreneceksiniz.
    "Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil; doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz."

  5. #5
    Nesil
    2011
    Yer
    beylerbeyi
    Yaş
    38
    Mesajlar
    93

    Default

    Quote Originally Posted by lofthei View Post
    Görüşünüze son derece saygı duyuyorum tabii ki, hücum futbolu çok rağbet edilen ve göze hoş gelen bir stil. Ama ben hep defansı daha çok sevdim. Kıvrak çalımları değil de, kayarak müdahaleleri ağzım açık izledim; efsanevi gollere değil de, kornerlerdeki taktiksel dizilime hayran kaldım. Nou Camp'taki Barcelona-Inter maçında da bu sevgim tavan yaptı. Bu kariyerde defansif bir oyun oynatmaya çalışacağım. Bakalım hücumu yenebilecek miyim, hep birlikte göreceğiz

    Kesinlikle katılıyorum. Hücum oyunu büyük ölçüde futbolcuların kişisel yetenekleriyle oluşur. Ama savunma oyunu büyük ölçüde Teknik Direktörün dehasıyla oluşur...
    Hücum kolay bir oyundur; savunma zor bir oyundur..

    Başarılar.. Burada buna benzer bir kariyer açan biri olarak, böyle hikayesi olan kariyerlerin artmasını diliyorum..

Mesaj Yetkileri

  • You may not post new threads
  • You may not post replies
  • You may not post attachments
  • You may not edit your posts
  •