
Originally Posted by
okocha6
Evet benim ilgimi çeken de defansif oynatacak olman oldu zaten. İlginç bir kariyer olacak.
Bu arada mücadeleci futbol oynayan biriyim ben halı sahalarda. Ama yine de mücadelenin de pres yaparak ofansta olması gerektiğine inanıyorum. Yani benim gibi kazmalardan ama çok koşan, pozisyon alamyı bilen ve yorulmayan oyunculardan oluşan bir takım da hücum futbolu oynayabilir

Defansif futbol oynayacağım için, bulduğumuz nadir atakları değerlendirmem gerekecek ve bu nedenle stoperlerimin de teknik olmasını istiyorum. Stoper oyuncularım en az hücum futbolundakiler kadar oyun kurma becerisine sahip adamlar olacak. Bakalım bu standartlarda o tarz adamları bulabilecek miyiz, hep beraber göreceğiz 

Originally Posted by
guneykanat
dünyada hiç bir ülkede hücum bakanlığı yoktur fakat Savunma bakanlığı vardır....

Hücum yaparak sadece 1 maç kazanırız , fakat savunma yaparak şampiyon olunur

İşte aradığım bakış açısı buydu! Teşekkür ederim...

Originally Posted by
Arunas
Mükemmel!
Hayalgücü------Kelimelere hakimiyet-------İfade etme tarzı--------Kurgu
Defansın sağlam!
Not: Bu arada FM 2012'de paylaştığın buna benzer bir kariyerin varsa linkini atabilir misin? Okumak isterim, bitmiş kariyerleri okumak daha keyifli oluyor, beklemeyi sevmiyorum da

Çok sağol dostum
Daha önce bu kadar net bir amaca hizmet eden ya da öykü tarzında paylaştığım bir kariyerim olmamıştı, üzgünüm.

Originally Posted by
61trabzon61
çok hoş sunumun var gerçekten. defansif oyunu bakalım nasıl yansıtacaksın yapay zekaya. merakla bekliyorum

takipteyim. başarılar.
Teşekkür ederim. Maç motorunun azizlikleri her oyuncu gibi bizi de bulacaktır tabii ki. Amacım bu sayıyı en aza indirmek olacak 

Originally Posted by
borusan1905
Sunum çok iyi gerçekten..
Başarılar dilerimm..Ben de senin gibi savunmayı severim...Takipteyim..
Teşekkürker. Savunma candır.

Originally Posted by
nessus
Vay vay vay! FM'de gerçek manada olmayacağını düşündüğüm bir iş bu. Taş gibi güç-agresiflik-cesaret-top kapma özellikli takımlara bayılırım. Mourinho'nun Inter'i o zaman beni de etkilemişti. Zanetti-Cambiasso-Muntari 3MC oynuyordu. (muntari sık sık değişti tabi)
Lafı gelmişken Mourinho sevmem ama büyük adam hakkaten. İngiltere'de 433, İtalya'da 4312 İspanya'da 4231 oynadı. Hepsiyle başarılı oldu.
Tam teşekküllü defansif bir takım nasıl oluyor sayende göreceğiz. Yolundan dönmek yok

Başarılar.
Ben de daha önce bunu denememiştim. Seviyesi çok yüksek bir takımla oynamadığım için, rakibe karşı kapandığımızda civelek oyuncunun biri kritik bir hata yapabilir ve bütün taktiklerim suya düşebilir; ancak işler tam planladığım gibi gidebilir ve beraberlik-galibiyet karışımı, uzun bir seri yakalayarak nPower League 1'e de yükselebiliriz! İlginç olacak. Senin de dediğin gibi, yolumdan dönmek yok

Originally Posted by
dasman
başarılar kardeşim (: bizde sayende skoru korumamız gerekirken ne yaparız onu öğreniriz :P
Teşekkürler. Kendimi çok yetenekli bir taktisyen olarak görmesem de bir şeyler yapmaya çalışacağız 

Originally Posted by
LeoN48
Hikaye mükemmel.. Başarılar dilerim savunma ağırlıklı kariyerinde..
Teşekkürler dostum...
Otobüsle kulüp binasına doğru giderken, yaklaşık 1 sene önce kısa bir süre çalıştığım fast food şirketinin önünden geçtik. El sallayıp kendimi göstermeye çalıştım ancak arkadaşlar sabah mahmurluğunun da etkisiyle beni görmediler.
Binaya geldiğimde, önceden emir aldığı belli olan görevliler beni büyük bir güleryüzlülükle karşıladı. İlk durağım başkanımız Erik Samuelson'un odası oldu. Başkanla yaptığımız görüşmede klasik ''Şanlı kulübümüze hoşgeldiniz. Takımımızın asaletine yakışacak hareketlerde bulunacağınızı temenni ediyoruz hede hödö...'' konuşmalarının ardından transfer üzerine sohbet ettik. Başkan sahip olduğumuz transfer ve maaş bütçelerini bana bildirdikten sonra, şu tanıdık sözleri sarf etti: ''Sadece kulüple ve oyuncuyla anlaşmak yetmiyor ki??! Arada oyuncu menajerleri var, brokerlar var, var oğlu var! Her gazetede yazanı alsaydık bu kulüp çoktan batmıştı Erenciğim, ehaha eharaha!!'' Başkanın düz bir adam olduğu kanaatine vardım bu görüşmeden sonra.
Başkanla görüşmemiz bittiğinde, asistan menajerim Michael Hamilton'u odasında ziyaret ettim, kendisiyle hoş bir sohbet yaptık. Yardımsever bir futbol adamı.
Sonra Hamilton'un önerisiyle teknik ekiple bir görüşme yaptık. Bu görüşmeden pek memnun kalmadım açıkçası. Yok şu şu sistemle oynayalım, yok frikikleri şuna kullandıralım, yok şunu oynatalım bunu satalım. Biz ne iş yapıyoruz burada?
Teknik ekiple görüşmem de bittikten sonra, odama geçtim, sandalyeme oturdum. Vay be! Bu güzel, bu imrenilen oda benim olmuştu ha?
Koltuğumda oturup kendimle yeterince gurur duyduktan sonra, artık işe koyulmam gerektiğine kanaat getirdim. Cep telefonumu çıkardım, rehberden ''Nestor''u buldum, ve arama tuşuna bastım. 1 saat sonra Nestor ofisimde olacak. Kendisi benim için son derece değerli biridir, ayrıca menajerlik hayatımda da bana çok yardımcı olacak. Nestor'un hikâyesini önümüzdeki yazılarda öğreneceksiniz.