Quote Originally Posted by cureshot View Post
Ömer abi bir şey sormak istiyorum.

Akıcı felsefelerin daha destekçisisin sen sanırım takımın boyunu kısaltmak için. Peki bu durumda rakibin hızlı hücumlarını durdurmak için ne gibi yöntemler uygulayabiliriz? Bununla başa çıkmak için oyun anlayışında, formasyonda ve direktiflerde önerilerin neler?
Oyle bir izlenim vermek amacim degildi. Bence felsefeyi de oyun anlayisini da oyuncular belirlemeli. Takimda cok sayida her yonden yeterli, onemli zaaflari olmayan oyunculara sahipsem akici bir felsefe oynamak daha mantikli ve belki de daha faydali.

Ama o akici felsefeyi bazi belirgin zaaflari olan oyuncularla oynamaya kalkarsan bu oyunculardan alabilecegin verim azalir (yani ornegin Super Lig'de cogu onemli ozelligi 11-14 araliginda olan oyuncularla akici felsefe daha dogru olur).

Tersten bakarsak kati felsefeyi cok iyi ozellikleri olmayan oyuncularla oynamak da pek verimli olmaz (ornegin bir onemli ozelligi 18, digeri 8, digeri 11, digeri 16 vs.). Bu nedenle de kati felsefede oyuncularin bu cok iyi ozelliklerini one cikartmalarini saglayacak ozel rolleri kullanmak gerekli.

Yani takim boyunun kisa olmasi her derde deva bir cozum degil. Bazi oyuncularla bu oyun daha iyi oynanir. Bazi oyuncularla ise daha kotu. Ornegin Fatih Terim takimi ikinci sezonda daha kati bir felsefe ile oynatiyordu, Mancini ise daha akici bir felsefe tercih ediyor. Bu da ozellikle takimin savunma anlayisinda cok sorun yasamasina neden oldu cunku oyun kurma ve savunma yapma yuku oyunculara daha esit dagitilmaya calisiliyor ve Galatasaray'in kadrosunda cok yonlu oyuncu sayisi az.

Aykut Kocaman daha defansif ve akici bir felsefe tercih ediyordu, Ersun Yanal ise biraz daha kati ve ofansif bir felsefe. Bu biraz daha kati oyun anlayisi ozellikle kontra ataklara Fenerbahce'nin karsi hucumu daha iyi yapmasini ve rakibi eksik yakalamasini sagliyor.

Besiktas ise gecen sezon kati bir felsefe ile oynuyordu, bu sezon ise daha akici. Kati felsefede butun yaratici yuk Fernandes'in ustune biniyordu. Bu sezon ise bu gorev daha cok sayida oyuncuya dagitildi. Ornegin bence Olcay'in form dusuklugu de biraz bundan kaynaklaniyor.

Rakibin hizli hucumlarini durdurmanin ise iki yolu var.

1. Hizli hucum yapmalarina firsat vermemek, yani topu kaybetmeden oynamak.

2. Hizli hucumu engelleyecek baskiyi topu kaybeder kaybetmez yapmak.

Benim gozlemledigim bu forum'da oyunu oynayan cogu kisinin ofansif bir futbol tercih ettigi. Bu da daha cok top kaybi demek cunku ozellikle orta saha ve hucum oyunculari daha yuksek tempolu ve daha direkt paslarla oynuyor, risk alarak oynuyor.

Esasinda bu oyun stillerini hucum veya savunma olarak degil:

Yüklen = Çok Riskli
Hücum = Riskli
Kontrol = Oldukça Riskli
Standart = Dengeli
Kontra = Oldukça Temkinli
Savunma = Temkinli
Rölanti = Çok Temkinli

olarak dusunmek daha dogru olur bence.

Risk almanin getirisi daha fazla olabilir ama rakibe de cok bos alan birakir.
Temkinli olmak ise hucumda da daha az risk alarak, daha garantili pozisyon bulmayi ve geride bos alan birakmamayi hedefler.