@ABOOO
FFP'yi genel olarak özetlersek;
Kurallara bakalım (çıktığı zaman geçerli olan):kulüplerin sportif faaliyetlerinden olan gelir ve giderlerinin birbirine denk olması gerekiyor.
— Yöneticiler kulüp için ceplerinden harcama yapamayacak.
— Yöneticiler alacakları, 2012–13 sezonuna kadar ödeyecek.
— 2012-2013’ten itibaren transfere gelirden fazla harcama yapılamayacak.
— Mali tablolarda parasal olmayan ve futbol dışı gelirler sayılmayacak.
— Hiçbir futbolcu, kulüp ya da yasal otoriteye vadesi geçmiş borç bulunmayacak.
— Öz sermayenin eksiye düşmesine izin verilmeyecek.
— Futbolcu ödemeleri, toplam gelirin yüzde 70’ini geçemeyecek.
— Kulübün toplam borcu, toplam gelirinin yüzde 100’ünü geçemeyecek.
— Bütçesi 5 milyon euronun altındaki kulüpler finansal kriterlerden muaf olacak.
Şimdi yaptırımlara bakalım:
(1) Uyarı
(2) Kınama
(3) Para cezası
(4) Puan silinmesi
(5) UEFA’dan elde edilen gelirlerden kesinti yapılması
(6) Yeni alınan oyuncuların UEFA karşılaşmaları listelerine alınma yasağı
(7) UEFA karşılaşmaları listelerine alınacak oyuncularda kısıtlamaya gidilmesi
(8) Men edilme
(9) Ünvanların geri alınması
Beşiktaş ile Galatasaray'ı kıyaslıyorsun. Peki bu 2 kulübün durumu bir mi? Beşiktaş, Bursa ve Antep neden ceza aldılar bakalım;
ara yorum (alıntı):UEFA tarafından 30 Haziran 2011 ve 30 Eylül 2011 dönemlerine ilişkin olarak gerçekleştirilen denetimde Beşiktaş, UEFA Kulüp Lisans ve Finansal Fair Play Kuralları’nın 65. maddesindeki, ”Futbol kulüplerine vadesi geçmiş borçların olmaması” ve 66. maddesindeki ”Çalışanlara ve/veya vergi dairelerine vadesi geçmiş borçlarının olmamasına” ilişkin hükümlerle ilgili olarak, mevzuat ihlali gerçekleştirmiş olma ihtimali nedeniyle disiplin kuruluna sevk edilmişti.
Beşiktaş İkinci Başkanı Ahmet Nur Çebi, üzgün olduklarını belirterek, "Biz yeni sezon için UEFA Avrupa Ligi'nde yer almak adına yapmamız gerekenleri yaptık. Ancak geçen sezon bizden önceki yönetimin UEFA'ya sunduğu belgelerde hatalar olduğu ortaya çıktı. Sonuç olarak 1 yıl ceza aldık.
UEFA’nın konu ile ilgili resmi açıklaması şimdilik oldukça genel ve cezalar için neden olarak “kulüp lisanslama kuralları ve FFP düzenlemelerine aykırı harekette bulunma” gösteriliyor ancak dış basındaki diğer kaynaklara göre asıl neden Beşiktaş’ın kötü mali durumundan ziyade Fenrandes ve Ferrari gibi oyuncuların para alamadıkları için kulüplerinden şikayetçi olması, Bursaspor’un da Mbesuba transferinden kaynaklanan ödemeyi geciktirdiği gibi bu konuda süre içerisinde UEFA’nın verdiği kararlara da karşı koyması gösteriliyor. Gaziantepspor için öne sürülen neden ise kulüp yönetiminin sahtecilik yapması.
Bu konu ile ilgili gözden kaçan iki nokta Beşiktaş’ın aslen iki sezon ceza almış fakat ikinci sezonun ötelenmiş olduğu ve bu sene Avrupa Kupaları’na gidemeyecek olan Gaziantepspor’un cezasını Avrupa Kupaları’na katılmayı elde ettiği ilk sezonda çekeceğidir.
Galatasaray'ın durumu:Hiçbir futbolcu, kulüp ya da yasal otoriteye vadesi geçmiş borç bulunmayacak maddesi ise özellikle her seferinde vergi borçlarını yeniden yapılandıran (Son olarak 6111 nolu yasa ile), futbolcularının parasını geç ödeyen ve UEFA’da en çok transfer kaynaklı davası bulunan ülke futbolunun giyemeyeceği bir elbise gibi.
Sonuç olarak; Beşiktaş asıl olarak geçmiş borçlarından ötürü ceza aldı, Galatasaray ise bütçe aşımından radara yakalandı. Geçmiş borçlar kulüpler tarafından rahatlıkla kapatılabilecek rakamlardır ki kulüplere gerekli süre de verildi, bu yüzden bu konuda fazla müsamaha gösterilmiyor (Avrupanın çalışanların haklarını koruma konusuna kulüplerin (iş verenlerin) haklarını korumadan daha fazla önem verdiği biliniyor). Ancak FFP yeni uygulamaya konulan bir sistem olduğu için kulüplerin gelir-gider dengelerini sağlamaları çok daha zorlu bir süreç. Bu yüzden de kulüplere bunu düzeltmek için belirli bir zaman tanınıyor.Galatasaray sunduğu savunma raporunda bütçe aşımına sebep olarak kur farkının zarar oluşturmasını gösterdi. 3 Yıllık faaliyet raporlarını inceleyen UEFA müfettişlerinin yaptığı açıklamaya göre Sarı kırmızılıların savunmasa sundukları tutar ile faaliyet raporundaki tutarlarların aynı olduğu tespit edildi. Galatasaray'ın Avrupa tarafından açıklanan verilere göre en çok gelişen kulüpler arasında ilk beşe girmesi ve Arenaları ile birlikte her sezon bir mali gelir kazanabiliyor olmasını göz önünde bulunduran UEFA yapıtırım olarak Sarı-Kırmızılı takım Galatasaray'a 200 Bin Euro ceza kesmeyi uygun gördü. Bu ceza Galatasaray tarafından 2013-2014 sezonuna alit UEFA gelirlerinden tahsil edilerek ödenecek.
Kaldı ki (kaynak gösterdiğin spor ekonomi'den alıntıdır);
ekleme: Dedin ki Beşiktaş'ın men cezası alıp Galatasaray'ın men cezası almaması haksızlıktır, hukuksuzluktur. Galatasaray Man City ve PSG sayesinde yırttı imasında bulundun. Sonra da dedin ki Galatasaray yırtmadı, bir nevi af oldu. Şimdi af olduysa yırtar, yırtmadıysa af olmaz. Burada bir çelişki yok mu? Sonuç olarak onlar sayesinde yırtacak dedin, ceza aldı. Ben de dedim ki işte bak yırtmadı ceza aldı, City ve PSG de ceza aldı. Bu sefer sen de GS yırtmadı dedin (sanki ben aksini söylemişim gibi) diğer yandan bir nevi af oldu diye ekleyip iki ucunu da açık bıraktın. Neyse ona çok takılmıyorum. Sormak istediğim şu;Break-Even (Başabaş) Kuralı:
Başabaş kuralı FFP’nin getirdiği belki de en önemli kural, bu kurala ilişkin yaptırımlar 2013/14 sezonunda uygulanmaya başlanacak ve bu kuralı baz alan UEFA turnuvalarından men uygulaması ise ilk kez 2014/15 sezonunda olabilecek. Break-Even kuralı takımların gelir-giderlerini belli bir dengede tutması gereğini düzenliyor. Bu kurala göre:
- 2011/12 ve 2012/13 sezonlarını içeren iki yıllık mali dönemde kulüplerin toplam zararı* 5 milyon Euro’yu aşamayacak
- Eğer takımın sahibi ve/veya ortakları (ilgili taraflar) zararın 5 mn Euro’yu aşan kısmını tamamen karşılarlarsa (şirkete (takıma) aşan kısım kadar ek sermaye koyarlarsa) bu rakam en fazla 45 mn Euro olabilecek
- İki sezon toplam zarar 45 mn Euro üzerindeyse ilgili takıma 2014/15 sezonunda yaptırım ** uygulanabilecek
2014/15 sezonu ilk uygulama sezonu olarak iki istisnaya sahip:
- 1-Eğer takımın yıllık başabaş sonuçlarında (zararda) bir düzelme (pozitif trend) gözleniyorsa (yani 2012/13 sezonu zarar rakamı bir önceki yıla göre daha olumlu bir yerdeyse, yani zarar azaldıysa)
- 2- 1 Haziran 2010 tarihinden önce imzalanan futbolcu sözleşmelerinden kaynaklanan ödemeler 2012/13 mali yılında bir zarara yol açıyorlarsa
- Bu istisnalar geçerliyse takım 2014/15 sezonu için yaptırımlardan kurtulabilir
- Bir sonraki sezon (2014/15) için ise 2011/12, 2012/13 ve 2013/14 sezonlarını içeren 3 sezonun toplam rakamına bakılacak
- Buradaki sınır ise yine, bir önceki sezonda uygulandığı gibi 5 mn Euro ve 45 mn Euro olacak, ancak rakamlar 3 sezon toplamına göre hesaplanacak (örneğin bir takım ilk 2 yılda 45 mn euro zarar etmiş ve hissedarlar bu zararı nakden sermaye olarak koymuşlarsa, 2013/14 sezonunda zarar etmemesi gerekecek, aksi takdirde yaptırıma maruz kalabilecek)
- Sonraki 3 sezonda ise (2015/16, 2016/17, 2017/18) yine önceki üç sezona bakılacak, ancak sınırlar 5 mn Euro ve 30 mn Euro olacak
- UEFA 2018/19 sezonundan sonra 30 mn Euro sınırını düşürebilecek.
*: Zarar tanımı ya da başabaş hesaplamasına dahil edilen/edilmeyen gelir ve giderler:
Başabaş noktası hesaplamalarında kulübün her geliri dikkate alınmıyor.
Kabul edilen gelirler, asıl faaliyetlerinden kaynaklanan her türlü gelirler:
- Maç günü (gişe) gelirleri
- Yayın gelirleri
- Sponsorluk gelirleri
- Reklam ve diğer medya gelirleri
- Ticari faaliyetler gelirleri
- Finansal gelir (mevduat, faiz vb.)
- Bonservis gelirleri (satış bedeli ile defter değeri arasındaki fark)
Futbol dışı branş gelirleri, kulüp sahiplerinden gelebilecek ve makul ölçü dışındaki gelirler (piyasa rayiç değerinin üzerinde sponsorluk vb.) dikkate alınmıyor. Giderlerde ise:
- Altyapı harcamalarına dair giderler
- Tesis (stad, antrenman tesisleri inşaat ve tadilatları) geliştirmesine ait giderler
- Bonservis giderlerine dair finansman giderleri (aktifleştiriliyorlar)
giderlerden düşülerek başabaş noktası o şekilde hesaplanıyor.
kurallar ve yaptırımlar bu kadar açıkken Uefa City ve PSG'yi nasıl kayırabilir? Diyelim ki kayırdı, peki Avrupa'da o kadar spor hukukçusu, basın, diğer kulüpler niye kimse ses çıkarmıyor? Hiçbiri senin gördüğün hukuksuzluğu göremiyor mu? Hepsini geçtim City ve PSG'nin men edilmesi durumunda onların yerine Şampiyonlar liginde o hakları elde edecek kulüpler ve onların gidememesi sayesinde Şampiyonlar ligine katılacak kulüpler neden ses çıkarmıyor? Sonuçta onların hakkı yenmiş olmuyor mu?
Benim yanlış yorumladığım bir tablo mu var bilemiyorum. Hukuk konusunda yeterli bilgim yok ama okuduklarımdan çıkardığım sonuçlar bu şekilde. Ayrıca 60 milyon Euro Diego Costa (40m) + 20m'luk bir yıldız transferi demek. Ne de olsa Arap sermayesi deyip o kadar küçümsenecek bir rakam değil. Men edilmekten iyidir tabi orası ayrı ama FFP kriterlerine uymakta zorlanan kulüpler için gayette büyük bir rakam diye düşünüyorum.