Bu yazdiklarinin maliyeti var (zaman da bir maliyet). Peki getirisi ne?
Bazi siteler bunu yaparak sitelerinin ziyaretci sayisini arttirmayi ve reklam alarak maliyetlerini kapatmayi veya para kazanmayi dusunebilir.
Bazi sitelerin sahipleri ise kendilerini tanitim asamasindadir ve bunu bir is bulmak icin kendi reklamlarini yapmak amaciyla yapiyor olabilir.
Bu sitenin artik boyle bir hedefi yok. Belki ilk baslarda buna benzer amaclarla acildi ancak bu hedefe yillar once ulasildi.
Benim veya Burak'in oturup transfer olan oyuncularin resimlerini twitter'da yayinlamak icin harcayacak vaktim yok cunku bunun bana bir getirisi yok ve arastirma zaten yeterince zamanimizi aliyor. Ayni sekilde Mustafa veya Aydin'in da yok cunku onlar da ceviri ile ugrasiyor.
Yanlis anlama ama bunu yapacak birisini bulun demek yerine, ben bunu yapmaya talibim diyenler gerekli. Yani elini tasin altina koyanlar.
Sadelik ile ilgili yoruma katiliyorum.Günümüzde ilk bakış ve sadelik çok önemli, insanlar herşeyi net görmek istiyor. Türksportal ismi kesinlikle bir efsanedir ama yeni nesil bu ismi bilmiyor. İşte bu yüzden "FM Türkçeleştirme ve Türkiye Ligleri Araştırma Sitesi" tanımı tam anlamıyla bir başlık olmalı, gerekirse site ismi "FM Türkiye" vs gibi yönlendirmeli bir şekilde değişmelidir bence.
Mustafa'nin bu konuda bir plani var ama ne kadar cabuk halledebilir bilemiyorum.
Egitmek sorun degil. Egitilmek isteyeni bulmak sorun. Sadece Turkiye'de degil, diger ulkelerde de boyle.Diğer bir konu da, Araştırma Ekibi. Kimler olduğunu veya bu işleri kimlerin yaptığını tanımasam da uzun yıllardır birlikte çalışan tecrübeli bir ekip olduğunu biliyorum. Ekip sayısının azlığı ve yeni insanlar bulamak haklı olarak en büyük şikayetiniz fakat bence bir şekilde ekip sayısını yükseltmek ve yeni kişiler yetiştirmek zorundasın. Doğru, insanların verdikleri sözleri tutmaları zor hatta verilen sözler tutulsa bile bu oyunu oynayanların çok büyük bir kesimi bir oyuncu profili oluşturulurken hangi özelliğin hangi özelliği etkilediği, nasıl kombinasyonlar oluştuğu ve sonucunda oyun içerisinde nasıl reaksiyon vereceğini bilmiyor. Dilimizin futbol terimleri açısından çok zengin olmamasından dolayı Türkçe çeviriden sonra "Kararlılık ile Karar Alma"yı birbiriyle karıştıran veya "Agresifliğin" ne olduğunu bilmeyen hatta yıllardır kanayan yara "Vizyon"u çok çok farklı anlamış FM oyuncularımızdan araştırma ekibi çıkartmak gerçekten zor. Ama her ne olursa olsun yeni araştırma ekipcikleri yetiştirmenin kesinlikle zamanı geldi.
Arastirmaya basladigimiz gun yaptigim ilk is bir arastirma kilavuzu olusturmak oldu. Zamanla bu kilavuz gelise gelise 90 sayfayi buldu. Arastirmaci olmanin on sarti bu kilavuzu tepeden tirnaga okumak ve anlamak. Bu iradeyi ortaya koymayan birisi ogrenmek istemiyordur. Zorunlu egitim degil ki bu. Ogrenmek istedigin, zevk aldigin icin okuyacaksin ve ogreneceksin.
Belki arastirma 1-2 yil hic guncellenmese ve ligimiz hic oynanamaz durumda olsa bu tip insanlar ortaya cikar. Daha once oldugu gibi.
Bu basliklari arastirma bolumunde kendiniz acabiliyor ve yorumlarinizi yazabiliyorsunuz. Fikirlerini yazmalari icin kimsenin elinden tutmamiz gerektigini dusunmuyorum.Araştırma ekibiyle ilgili bir başka eleştiri ise kesinlikle eski özveri ve heyecan yok. Bildiğimiz ve bir sezon önceye bakıldığında izleyebildiğimiz oyuncular oyuna gerçekten iyi yansıtılabiliyor. Fakat Wonderkid tahminleri artık çok yanılıyor hatta bulunamıyor. En son örneklerden biri Cengiz Ünder'dir, Altınordu'dan bağıra bağıra gelen bir yetenekti ve FM'de de iyi sayılabilecek bir Türk oyuncu olabiliyordu ancak son haliyle İtalyan araştırmacılara gönderdiğimiz Cengiz'in profili hatalarla doluydu ve gerçek dışıydı. Kısacası Cengiz'in FM'de potansiyeli hiç bir zaman şuan gerçekteki yeteneğine bile ulaşamadı. Aynı şekilde çok büyük bir fiyasko olan Berke Özer araştırması var. Berke Özer yıldız bir kaleci olabilir veya sönüp gidebilir ancak çok büyük bir potansiyele sahip ve oda 1 seneden fazla süredir ismini sık sık duyduk ve bir çok kez izleme fırsatımız olabildi. Ama tüm bunlara rağmen FM'de profili random girilmişti ve çok kötü bir potansiyele sahipti. Daha çok örnek var Çağlar'da olabilir iyi olabilir ancak kesinlikle gerçekci ve doğru bir profil değildi en son Alman araştırmacılara giden hali. O yüzden üstünde durduğum konulardan biri oyuncular yeni oyuna eklenmeden önce izleyen herkesin fikirlerini sunabileceği FM 2018 için Türk gençlerin tartışılabildiği başlıklar lazım. En merak ettiğim profiller; Ozan Kabak, Atalay Babacan ve Berke Özer.
Cengiz Under'in gelisimini asagi yukari tahmin ettik acikcasi. Yanilmiyorsam -8 potansiyel ile oyuna giren bir oyuncuydu. 130-160 potansiyel araligi oyuncunun dunyanin en buyuk kuluplerinde rotasyon oyuncusu olabilecegini ongoruyor. Cengiz daha fazlasini yapabilir mi? Zaman gosterecek.
Berke gibi oyuna dusuk potansiyel ile giren, sonra cok yuksek potansiyele cikartilan bir cok oyuncu ornegi verilebilir. Berke'de hata yapilmistir. Her yil Agustos ayinda 300 civarinda yeni profesyonel olmus futbolcu veri tabanina ekleniyor ve bu genelde Agustos ayinin son 5 gununde gerceklesiyor (cunku kuluper bu donemde futbolculara lisans cikartiyor). Bu futbolcularin hepsinin veri tabanina eklenmesi, gecmislerinin girilmesi, mevkilerinin ve CA/PA degerlerinin girilmesi oldukca zaman alici bir is ve arada sirada Berke gibi hatalar ortaya cikabiliyor. Bu kacinilmaz cunku hep zamana karsi calisiyoruz.
Eger kesinlikle dikkat etmemiz gerektigini dusundugunuz oyuncular varsa, bunlarla ilgili degerlendirmelerinizi arastirma bolumlerinde yazabilirsiniz. Belki bu oyuncularin cogunu gozden kacirmamisizdir ama kacirdiklarimizin da oyun cikmadan duzeltilmesini saglamis olursunuz.
Cin liginin veya Iskandinav liglerinin bir stratejisi var ve bu bizim stratejimizin de yuksek itibarli oyuncu almak oldugu izlenimini veriyor. Bence bizim ligimizin veya kuluplerimizin belirgin bir stratejisi yok cunku dunya futbolunu takip etmiyorlar. Menajerlerin teklif ettigi oyuncular arasindan secim yapiyorlar.Bir diğer konu ise gerçekcilik ve transferler. Bir diğer önerim Türkiye ligi takımları için "Sözleşme tekliflerinde 28+ yaş, belirli bir itibar seviyesi veya milli maç sayısını aşmış futbolcular için öncelikli tercih olabilir." önerimdi. Bunu ise Çin Ligindeki astronomik rakamlı transferler, Katardaki yüksek bedelli sözleşmeler, İskandinav ülkelerinin Afrikalı oyunculara Avrupa öncesi ön ayaklık etmesi gibi zannedersem oyuna işlenmiş özelliklerden esinlendim. Çünkü normalde itibar seviyesine bakıldığında sözleşme görüşmesine bile girmeyecek oyuncular bu takımlarla sözleşme imzalıyorlar. Türkiye liginde de takımlarımız bir transfer döneminde opsiyonunu almadan 5-6 tane genç Brezilyalı kiralamak yerine etkisininde fazla tuzunu kaçırmayacak şekilde böyle bir özellik eklenebilir diye düşündüm. Tabi böyle bir özellik eklemek zannedersem oyuna işlenmeye ve oyun yapımcılarıyla ilgilidir. Ama bu fikrimin Türkiye ligini gerçekcilik bakımından oldukça etkileceğini düşünüyorum. Çünkü Türkiye ligi 2-3 sezon sonra gerçekcilikten çok uzak tamamiyle bir bilgisayar oyunu şekline geliyor.
Biz belirli bir bolgenin oyuncularini almiyoruz. Kuluplerin Afrika'dan transfer yapmasini saglamam cok kolay, bunu ayari var. Ama kulupler menajerlerin teklif ettigi oyunculari alir ayari yok.
Ligimizdeki teknik direktorlerin Judging Ability ve Judging Potential Ability ozelliklerini cok dusuk yaparak sadece yuksek itibarli bilinen oyunculara yonelmeleri saglanabilir. Ama continue'ya basip, X kulubunun teknik direktoru kovulunca ve yerine bu ozellikleri yuksek olan bir yabanci teknik direktor gelince ne olacak?
Yani mesele yapisal. Kulup yoneticilerinin ipleri elinde tuttugu ve teknik direktore pek fazla soz hakki vermedigi bir yapimiz var. Ancak oyunun yapisi itibariyle kullanici istedigi zaman ipleri yonetimin elinden alip, istedigini yapabiliyor. Cunku oyun Football Manager.
Bu bir sistem gibi gorunuyor ama aslinda degil. Cunku dun ipleri elinde tutan bir yonetim kurulu, bugun butun ipleri teknik ekibe teslim edebiliyor.
Ornegin Besiktas yonetimi acik acik transferi hoca degil biz yapariz diyor. Yarin yonetimim aldigi oyunculari bir arada oynatamayan bir teknik direktor goreve gelirse ne olacagi belli degil. Teknik direktor mu degisecek, yoksa yonetimin stratejisi mi?
Aziz Yildirim transferleri kendisi yaparak basladi, sonra Daum'a guvendi onunla kadro kurdu, 2008 sonrasi tamamen ipleri kopartti. Her sene farkli bir sey deneyerek basari araniyor.
Trabzonspor'da gecen sezonun basinda transfeleri bir transfer komitesi yapti, tutmadi ve sezon ortasindaki transferler Ersun Yanal'a sorarak yapildi. Bu yaz ne yapildigini ben de pek anlamadim.
Galatasaray su anda Tudor'un izinden gidiyor. Dun yari Riekerink, yari Nazifoglu ile gidiyordu. Yarin ne olur belli degil.
Surekli degisen fikirler, birbirine zit gorunen stratejiler bir sistem oldugu izlenimini vermiyor. Yani Iskandinav kulupleri genc ve ucuz Afrikali oyuncu alir veya Cin Kulupleri dunya capinda itibari olan futbolculara fahis bedeller odeyip transfer eder gibi bir temelimiz yok. Tabii Cin kulupleri de Avrupali futbolcu degil, Afrikali ve Guney Amerikali futbolculari transfer ediyor cunku o futbolcular Cin'e gitmeyi kabul ediyor. Yanilmiyorsam bu kurala cok az sayida istisna var (Axel Witsel). Peki bizde boyle mi? Dun Hollandali futbolcular moda, bugun Portekizliler, yarin Fransizlar, sonraki gun Brezilyalilar vs. vs.
Dun dogru olan, bugun dogru olmayabiliyor, yarin bir baskasi dogru olabiliyor.