Katılıyorum. Yönetici farkı. Galatasaray iyi yönetilmedi yıllardır, iyi yönetilse UEFA standartlarına sahip olamayan bir stadyum yerine birinci sınıf bir stadyumu olurdu, borçları bu kadar fazla olmaz, para getirecek yatırımlara sahip olur ve pazarlamayı iyi yapardı.
Fenerbahçe kurumsal açıdan tüm kulüplerden önde, bu yüzden de ekonomisi çok iyi durumda, yöneticiler sportif açıdan kulübü tam doğru yönetmiyor olabilirler ama kurumsal açıdan kusursuz yönettikleri kesin. BJK'nin Del Bosque'ye 8.5 milyon Euro'luk tazminatı, Galatasaray'ın aldığı ama 1 maç bile oynatmadığı Mpenza gibi birçok oyuncu, kulüplerimizi maddi anlamda çökertmiştir.
Avrupa'daki gibi profesyonel yöneticiler iş başına gelirse kulüplerimiz maddi açıdan kalkınır, giderek büyür ve Avrupa düzeyine gelebilir. Şu an buna en yakın Fenerbahçe, sportif anlamda çok zayıf olmasına rağmen kurumsal anlamda dünya standardında.
Galatasaray sponsorlarla bu işi çözebileceğini zannediyor ama biliyor mu ki sponsorların bu oyuncuların bonservislerini sahip olduğunu? Delgado'nun bonservisini Ülker aldı, olası bir satışta Ülker alacak parayı, Lincoln'ün veya başka bir yabancının bonservisi veya isim hakkı bir firmada da olabilir. Bu tür şeyler doğru değildir, sponsorla yapılan transferler bana göre yanlıştır. Kendi kaynağını yaratamayıp sponsora sığınıyorsan büyük kulüp değilsin demektir. Bugün dünyada R.Madrid, Milan, Chelsea, Liverpool, Barcelona gibi kulüpler kendi kaynaklarını yaratıp, sponsor desteksiz transferlerini hallediyorlar. Barcelona'nın forma reklam geliri bile yok. Televizyon, market, bilet ve kombine gelirlerinin yanı sıra çeşitli sponsorluk anlaşmaları ile büyük bir bütçeye sahipler. Sponsorluk anlaşması yapılır ama bir oyuncunun transferi için sponsordan para tahsil edilmez. Büyük kulüpler kendi kaynaklarını yarattığı gibi, yaptıkları oyuncu satışlarından da inanılmaz gelir elde ediyorlar. Bunun sebebi de kulübün iyi yönetilmesi, doğru yönetilmesi olsa gerek...