İrlanda'nın Dingle kasabasına annem ve babamın ileriye dönük bir transferi olarak gözlerimi açmıştım , ikiside yıllardır İrlanda'nın başkenti olan Dublin'de bir şirkette çalıştıktan sonra biraz huzur için şehirden kaçmışlar . Kasabanın en güzel olmasada tatlı bir çiftligimiz vardı . Sık sık Türkiye'ye akrabalarımızın yanına gidip gelmemiz dışında hayatımız çiftlikte geçiyordu . Çok sıkı bir Fenerbahçe'linin oğlu olmak doğuştan gelen bir Fenerbahce'lili mecbur kılsada ben halimden cok memnundum uzaktan uzaktan bir gün Türkiye'ye futbolcu olarak gitme hayali ile yanıp tutuşuyordum. İkinci memleketim olan İrlanda'nın futbolda milli takım ve kalburüstü bir kaç oyuncusu dışında futbolla alakası memleket dışında pek bilinmediği için İrlanda liginin maçlarını hep objektif ve bir şeyler ögrenebilmek icin tarafsız seyrettim ve her zaman bunun bana cok sey ögrettigini savunurum 12-13 yaşlarımdaydım babamın Edinburg'a gitmesi gerekti benide götürmüştü yanında. Babamın sıkıcı toplantıları saçma sapan iş arkadaşları ve o gıcık muhabbetleri hiç bitmiyorduki babam birden
'' Hadi geç kalıyoruz sana bir süprizim var'' diyerek beni kaldırıp arabaya bindirdi . Arabayı çalıştırdı ve yola cıktık yarım saat kırk beş dakika sürdü yolculugumuz her kırmızı ışıkta yavaş yavaş üstünü değiştiriyordu önce kravatını çıkardı sonra gömlegin dügmelerini açtı aslına bakarsanız beni ufakda olsa bir korku sarmıştı . Tam babaaaa ne yapıyorsun !! dicektim ki arkadaki poşeti ver bana dedi .
Arka koltuga yavaşca uzanıp poşeti aldım içinde iki tane forma vardı bir tanesini babama verdim diğerini ise bana aldıgını söyledi ve çabuk giy oyalanma geç kaldık dedi. Çok şaşırdım her İrlanda'lı gibi İskoçya futbolunu takip ediyorduk . Her İrlanda'lının içinde ya Hibernian ya da Celtic aşkı vardır babam ise fanatik bir Hibernian taraftarıydı . Sanırım rüyalarım gerçek oluyor en az Fenerbahçe kadar sevdiğim Hibernian maçına gidiyorduk buraya gelirken hiç aklımda değildi böyle bir şey . Babamla beraber arabadan indik stada doğru yürümeye başladık bir an durdum gözlerime inanamadım hemde Hibernian-Hearts maçına gidiyorduk bu bir derbi hayatımın en güzel günüydü o ana kadar . Adeta '' Easter Road'a hoşgeldin Mete '' diyorlardı mükemmel oynuyorduk . Tribünler hep bir ağızdan ' Go on the Hibs! ' sesleri ile yankılanırken biz adeta Hearts'ü sahadan silmiştik
MAÇIN GENİŞ ÖZETİ
Maç bitti kazandık eve dönüyorduk babam beni Waterford United'ın seçmelerine yazdırdığını ve bana güvendiğini söyledi çok heyecanlıydım bir kaç gün sonra Waterford'un seçmelerine girdigimde babamın tamamen renklerden dolayı bu takımı seçtigini anlamıştım
Ufak bir antrenman sonrası maçı başlattılar . Orta saha oynamak istesemde sol bek oynattılar en etkili oldugum şeyi maçın ilk yarısında korner esnasında yapmayı başarmıştım ceza sahasının hemen dışından mükemmel sol ayagımla topu yapıştırdım ve golü buldum cok sevinmiştim gol demek seçmeleri kazanmak demekti benim için . İlk yarı bittiginde takım arkadaşlarım beni kutluyordu ikinci yarı başladı bir kaç sert müdahele de bulundum uyarı aldım , ardından bir kaç pozisyonda bencil davranınca beni kenara aldılar. Maçın son düdüğü çaldığında maçı 4:3 kazanmıştık. Bütün çocukları orta sahada topladılar tek tek kazanan isimler okundu maalesef benim ismim yoktu herkese teşekkür edip yolladılar , tam o sırada Noel Hunt'u gördüm o zamanlarda Watford'un en etkili futbolcularından biriydi takımın teknik direktörü ile birlikte yanıma geldiler biraz beklememi istediler . Ardından babamla konuştuklarını gördüm Noel Hunt yanıma geldi ve bir top kap ve yanıma gel dedi .
Seçilmemiştim bu adam ne zırvalıyor bırak hadi evime gidiyim diyordum içimden , topu ona verdikten sonra şimdi topu ileri doğru yollıcam yakalayıp gol atmanı istiyorum dedi , içimden boş kale zaten ne var bunda diye gülüyordum . Bana koş demesiyle topa öyle bir vurdu ki o topu yıllar sonra atletizimde derece yapacagına inandıgım Usain Bolt yakalayamazdı( 6. hislerim kuvvetliydi o zamanlar ) topu yakalayamadım , tekrar yaptık ve yine yakalayamadım ve tekrar ve tekrar ..
Hunt en sonunda bana anlayıp anlamadıgımı sordu , ne sordugu hakkında hiç bir fikrim yoktu .
Kulağıma eğilerek - Top her zaman senden daha hızlıdır ufaklık pas vermeyi dene seçmeleri kazandın '' dedi . Bana verdiği bu müthiş ayar sonrasında koşarak babam gittim ve kazandığımı söyledim hayallerime giden yolda ilk durağım Waterford United olacaktı .