Taraftar uyukluyor...
Koç zaten olmasa olur... Varlığı yokluğu belli değil...
Hakemler ince ince doğramaktan vazgeçti; baltayla buduyorlar takımı...
Ve sadece iki sayı gerideyiz... Bir ateşe ihtiyacı var takımın...
Taraftar uyukluyor...
Koç zaten olmasa olur... Varlığı yokluğu belli değil...
Hakemler ince ince doğramaktan vazgeçti; baltayla buduyorlar takımı...
Ve sadece iki sayı gerideyiz... Bir ateşe ihtiyacı var takımın...
Bence taraftarı ve takımı üçlükleriyle ateşleyecek olan Mrsiç hala kenarda
daha 19 yaşında, düşlerinde özgür dünya...
68-66 öndeyiz... maçın bitimine üç dakika var... Charles Smith'i savunmak için Kinsey oyuna girmek zorunda...
Savunma... Sadece bir savunma...
Rahat gidecek bi maçı son şuta kadar bıraktık ama olsun yinede kazanmak güzel.![]()
Sahada olanlara girersek çıkamayızBen sadece hücum tercihlerinin içeri penetrelerle olması için yazdım. Mrsic hala Emir'den daha iyi oyun kurucudur. Coşup coşturabilir isabetli üçlüklerle. Ancak daha kesin sayılar denemeliyiz, maceraya girmeden.
Maç da bitti zaten. 2-1 öndeyiz. Çok iyi oldu bu galibiyet. O kadar farkı eritip, Efes'i maça ortak etmemeliydik.
daha 19 yaşında, düşlerinde özgür dünya...
72-70 yenerek 2-1 öne geçtik.
Bu sene şampiyonluk çok yakın.
20 Ocak 1989 - Onların formaları vardı , Taraftarları için terlettikleri.
Kazandık... O kadar çok hata yaptık; kaybetmek için elimizden geleni yaptık... Ama oyuncularımızın özverisi ve hepsinden önemlisi Allahın yardımıyla... Kazandık...
Maçın en kötü isimlerinden ikisi; Roko Ukiç en kritik şutu soktu; Mirsad en kritik yerde iki blok yaptı...
Oyunun son bölümünü ayrı tutuyorum... Kahraman Gasper Vidmar, Kinsey ve Ömer Onan'dır.
Son saniyede de olsa kazandik, bu cok onemli. Sonucta seri 2-1 oldu. Mutluyuz ,sevincliyiz.
Vidmar çok özverili oynadı gerçekten .
Fenerbahçe farkı kapattığı için çok kızıyordum, kendi kendime. Ama şunu farkettim, iyi ki kapanmış. Son periyot, çok zevk aldım. Seyir zevkini artırdı. Taraftarı ateşledi. Zorda olsa kazanmayı bildik. Çok acemice hatalar yapıyoruz, mutlaka bunları çözmemiz gerek. Umarım perşembe günü daha fazla seyirci gelir. Bu gün oynanan kaliteli basketbol mutlaka seyirci çekecektir.
Müthiş bir ilk periyot ve yine ofansta durmakla birlikte, savunmada aynı derecede güzel bir ikinci periyottan sonra...
Çok ama çok kötü bir üçüncü periyot... Ve ben hayatımda bu kadar çaresiz ve aciz bir koç görmedim... Tanjeviç'in talebesi n'olacak... 11 sayılık farkın kapanmasını sadece seyretti; ne kadar ağır ayaklı oyuncu varsa hepsini aynı beşte sahaya sürüp Efes'in bizi yakalamasına çanak tuttu...
Kenardan hiçbir olumlu koç desteği almadan bu takım buraları oynuyorsa... Bu takım gerçekten çok kalitelidir...
Maçın kahramanları Gasper Vidmar, Trance Kinsey ve Ömer Onan'dı... Şu kaderin cilvesine bak ki; Fenerbahçe adına sahanın en kötü isimlerinden birisi Roko Ukiç en kritik şutu maçın bitimine 10 saniye kala soktu... Yine etkisiz isimlerden Mirsad son dakikalar iki kritik blok yaptı... Son bloğu maçı getirdi...
Kerem Tunçeri ve Charles Smith öyle yüzdeli üçlük soktu ki; ne attılarsa girdi... Yoksa ilk periyottaki savunma ve hücum disipliniyle oralarda vurup geçebilirdik...
Sadece bir maç kazandık... Çok önemli bir galibiyet... Ama daha hiçbir şey bitmedi... Şampiyonluk disiplin ve sabırda saklı... Çember altında saklı...
Sadece küçük bir avantaj elde ettik... Bu maçtan dersler çıkarmak zorundayız... Özellikle üçüncü periyottan...
Yazdıklarında haklısın, benim merak ettiğim bir nokta var, maçı izlemeyen gelen birisi neden takımı yönetmiyor?
Ölümlerden ölüm beğenmek gibi birşey...
Tanjeviç mi? Talebesi mi?
Efes seriye hala ortaktır... Ama bizden daha iyi bir takım olduğu için değil... Sezon başında da aynısını iddia ediyordum; final serisi başlamadan önce herkes Efes'i favori gösterirken de aynısını iddia ediyordum; şimdi de... Biz Türkiyenin en iyi takımıyız... Yeter ki; geçen yıl olduğu gibi bütün olumsuzluklar üst üste gelip takımı frenlemesin...
Düşünebiliyor musunuz; 3.periyoda 11 sayıda geri Efes'in çok daha agresif başlayacağı belli ve koç ne kadar yavaş ayaklı oyuncu varsa (Mirsad, Oğuz, Emir) hepsini aynı anda sahaya sürmüş... Smith üçlük üstüne üçlük sokuyor; Emir'in ayakları yetişmiyor; Ömer Onan savunmada yalnız kalmış; Kinsey'i sırf Charles Smith'in üstüne salmak için almak zorunda... Bu hamleyi yapmakta bir-iki dakika gecikti; iki üçlük yedik... "Kinsey" diye mesaj yazıyordum ki yukarıda; o esnada almış...
Kim daha çok isterse o şampiyon olacak...
Rahat kazanılacak maça Charles Smith art arda iki üçlüğü ve daha sonra yaptığı smaçla engel olmaya çalıştı; ancak sadece Charles Smith'in bireysel çabası yetmeyince haklı bir galibiyetle sahadan ayrıldık. Tebrikler. Final serisine yakışır bir maç oldu.
Türkiye'nin en iyi takımıyız; ama yıllar sonra girdiğimiz en kolay Euroleague grubunda bir üst tura çıkamadık.
Ama en kötü yönetilen takımıyız... Son üç yıl içinde takım o kadar budandı, o kadar yap-boz tahtasına döndü ki... Saymakla bitmez... Mesela saf bir oyun kurucu şart diye bağırdık; Ukiç euroleague'in son maçına yetişti... Ki Tanjeviç'e kalsa gereksizdi... Eğer Ukiç'i bir ay evvelinden getirseydik herşey farklı olurdu...
Sadece oyuncu tercihlerinde değilim... Cadı kazanı gibi bir şube... Menejerinden yöneticisine... Oyuncuları olumlu anlamda motive edecek tek bir unsur yok... Ama öyle kişilikli ve kazanmaya aç oyuncularımız var ki; çoğu basketbolcunun "ne haliniz varsa görün" diyeceği yerde özverilerini ortaya koyuyorlar...
Sadece oyuncu kalitesi olarak bakarsak beş şube içinde bayan voleybol takımından sonra standartı en yüksek ikinci kadro... Mesela namağlup şampiyon olan bayan basketbol takımının aynı standarta 7-8 oyuncusu varken; bu takımın Ömer Aşık ve Griçek takımdan ayrılmadan evvel 12 tane aynı seviyede yıldızı vardı... (Onları kullanamamak; kendi kabahatleri ayrı bir husus; ama idari ve teknik boyutu da olan bir konu...)
Hani kimi fantastik filmlerde çılgın profesörler vardır; kaçık deneylerle sık sık laboratuvarı havaya uçurur... Koskoca erkek basketbol şubesi Tanjeviç'in laboratuvarına dönüştü...
Hatırladıkça içim yanıyor... neyse; camia olarak takımın etrafında kenetlenme zamanı... Bu basketbolcular bunu hakediyor...
Ukiç gibi Avrupa'nın en iyi guard'larından birine sahipsin, Ömer Aşık, Semih, Oğuz Savaş gibi pota altında çok iyi oyunculara sahipken, Ömer Aşık'ı azlediyorsun, Ömer Onan, Kinsey, Preldzic, Greer gibi oyuncular da son derece kaliteli isimler. Rasim Başak dışında takımda zayıf halka yok, Maxim Mutaf da gelecek vaadeden genç bir oyuncu. Bana göre çok daha iyi işler yapması gereken takım diğer arkadaşların da belirttiği gibi Tanjevic yüzünden bu hale geldi. Seneye Tanjevic yerine Giannakis gelirse veya tekrar Aydın Örs ile anlaşılırsa, Euroleague'de de çok iyi yerlere gelinir. Ertuğrul Hoca ile de devam edilebilir aslında, iyi bir koç, ancak şu var ki Tanjevic ile kesin olarak yolların ayrılması ve Ertuğrul Hoca'ya müdahalesi engellenmesi gerekir.
Bunlara rağmen finaldeyiz Türkiye Basketbol'u çok kalitesiz.
Fenerbahçe Ülker yeniden yapılanmaya gitmek zorunda. Belki Ülker grubu Tanjeviç konusunda baskıda yapıyor olabilir, o yüzden takımdadır. Ama bu sezon son sezonu olduğu kesin. Aydın Örs tekrar getirilip tam yetki verilmesi gerek. Transferden, maddi düzene ve herşeye o yetkilendirilsin ve takımı yönetsin. Yönetim, basketboldan anlamıyor. Ben buna inanıyorum. Bu yüzden basketten anlayan kişiler gelmeli işin başına.
Haklısınız... Ama bizim takım düzgün yönetilseydi en az çeyrek final oynardı euroleague'de... Beko ligi iki sezon öncesinin standartında değil; hatta geçen yıl bile daha iyiydi... Ama biz sadece bu ligde değil, düzgün yönetilirsek Avrupada da başarılı olabiliriz... Açıkçası ben normal sezonu en kötü oynadığımız zaman bile playoffların bambaşka geçeceğini hissediyordum... (Aynısını çok kötü günler geçiren Boston Celtics içinde düşünmüştüm... Buralar önemli değil; aslolan playofflar benzeri ifadelerle... Şimdi Boston'da NBA finaline yürüyor... Bu elbette NBA'in kalitesizliğinden değil... Tecrübeli takımların vites yükselteceği ve en formda girmeleri gereken yer burası... Mesela bayan voleybol takımımız Avrupa finaline en formda haliyle gidemedi... Ağır tempoda başlayıp sonradan vites arttırsalardı belki Avrupa şampiyonuyduk... Keza Vakıfban Güneş Sigorta ise tecrübesini konuşturdu, vasat başladı ve en formda haliyle finallerde karşımıza çıktı... Bereket versin; kalitemiz o kadar yüksekti ki; bir iş kazasına mahal vermedik... Önemli olan en formda halimizle playofflara başlamak ve bu formun finalde tavan yapması... Gerisi teferruat...)
Umarım bazı hatalardan ders alınır ve işi bilenler başa geçer... Ülker malesef sadece para verip kenara çekiliyor... Bizimkiler ne derse başını sallıyor ve "tamam" diyor... Tanjeviç'i başımıza bela eden Turgay Demirel'in iş ortaklarından ve kankisi Mahmut Uslu'dur...
Şu final serisi hele hayırlısıyla bir sonuçlansın... Bunları konuşmak için çok zamanımız olacak...
Mario Kasun'a tahammül edemiyorum artık. Boki'nin bizi sırtlamasını bekliyorum kalan maçlarda. Charles Smith ve Boki Nachbar iyi olursa biz de iyi oluruz. Rakocevic ve Kasun deli ettiler beni final serisinde.
Maç kaçta ?
Efes oyunun kontrolünü eline geçirirse ve yenildği 2 maçtaki gibi farklı geriye düşmezse maçı alır.Tek sorun maçın başlarında oyunun kontrolünü ele alamıyor ve maçı yenik devam ettiriyor.Bu maçta Efes'e güveniyorum.İnşaAllah maçı alıcaklar.
Maçın başhakemi Mehmet Keseratar bu ülkenin en klas ve kişilikli hakemlerindendir. Ama diğer iki hakem; Zafer Yılmaz ile İsmail Aydın kimdir? Sezon başı Banvit-Efes maçında bizzat gözlemci raporuyla "bilinçli olarak Efes lehine düdük çaldıkları" gerekçesiyle kızağa alınması düşünülüp, bir skandal kararla sadece beş maç ceza alarak kurtulan iki kişi... İsimlerini unutmayalım; Zafer Yılmaz ve İsmail Aydın... Arşivleri dolaşırsanız geçen yıl final serisinde de skandal kararları olduğunu hatırlarsınız... Bu maç için bunlardan daha kötüsü kim olabilir: Fatih Söylemezoğlu... Oldu olacak Keseratar yerine de onu verselerdi...
İsmail Aydın maça ağırlığını koymaya başladı... Zafer şimdilik biraz daha altten alıyor... Umarım bu maç karakolda bitmez...
Dayanamadım gene üst oynadım bu maça![]()
Bir Dost
Hellbells