Tahliye beraat anlamina mi geliyor? O yüzden her tahliye olan sucsuz mu?
Printable View
Tahliye beraat anlamina mi geliyor? O yüzden her tahliye olan sucsuz mu?
ZORLA GETİRİLECEKLER
''Futbolda şike'' davasında mahkeme, bütün tutuksuz sanıkların bir sonraki duruşmaya zorla getirilmesine karar verdi.
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada verilen aranın ardından alınan ara kararı açıklayan mahkeme heyeti, Trabzonspor Kulübü Başkanı Sadri Şener, Fenerbahçe Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Şekip Mosturoğlu, Beşiktaş Teknik Direktörü Tayfur Havutçu ve Göksel Gümüşdağ'ın da aralarında bulunduğu bütün tutuksuz sanıkların bir sonraki duruşmaya zorla getirilmesini kararlaştırdı.
tutukluluk durumlarının kaldırılmamasında vardır bir sebep,bırakılanlar da yargılanıyor zaten.içerde kalan tek insan aziz bey de olmadığına göre anormal bir durum yok.taraf olan avukatları dinleyerek kendimizi haklı görmek yerine türkiye cumhuriyeti adli kurumlarına ve ülkemizin savcılarına güvenip sabırla beklemeyi denesek ?
biz sadece özgürlüklerine kavuşmalarını istiyoruz 10 aydır içerdeler yetmezmi tutukluk halleri bu adamlar ne yaptı 15 yaşındaki kıza tecavüzmü ettiler adammı öldürdüler ne yaptılar da 10 aydır tutuklular
suçsuz olarak çıktıklarında kim vericek o günlerin hesabını kendini o adamların yerine koy
3 yıldır tutuklu yargılanan insanlar var, hala ne ile suçlandığı kendilerine net söylenmemiş olan.
Tutuklu yargılananların %54'ünün beraat ettiği bir ülkedeyiz, güven?
Deniz Feneri davasında, soruşturmayı yürüten savcı değiştiğinde, yerine gelen savcı onlarca klasörü daha incelemeden, delil niteliğinde değil diyerek değerlendirmeye bile alamayabiliyor.
Bu bir şike davasıysa, HSYK'nın da, yasaların da belirttiği gibi görüleceği yer Asliye Hukuk Mahkemeleri. Özel Yetkilere sahip, özel kararlar alabilen, savcılar ve mahkemeler değil.
Beraat edecekleri günü sabırla bekliyoruz, sadece artık tutuksuz yargılansınlar istiyoruz.
deniz feneri davasını hiç açma abi o değiştirdikleri savcı şimdi ne durumda kimsenin haberi yok
dünyanın neresinde görülmüş şikenin ağır ceza mahkemelerinde yargılandığını
Kendi adima temiz olduklarina inanmak istiyorum ama haklarindaki sorusturmadan sonra suclu bulunurlarsa en basta FB taraftari gereken cevabi verecektir, bence bu konuda endiselenme.
Yalniz aleyhte konusanlarin yaptigi, yargilama sona ermeden kisileri asmak oluyor biraz. Ortacagdaki engizisyondan ve verdikleri idam cezalarini buyuk bir istahla seyreden halktan farksiz bir durumda degilsiniz su haliyle. Biraz sagduyu ve sabir diyorum, yargiya guven duyuyoruz ve verecegi karara saygi duyariz. Bu davayi surekli dillendirerek kazanilacak birsey de yok. Bekleyip gorecegiz.
Son dakika : 58 ve 105.maddelerin değişikliği için GS ve TS'un yaptığı itirazlar reddedildi.
Hiç şaşırmadık :)
Önce yargıtaya o da olmazsa AİHM 'ye gidecek avukatlar.. diyecek söz bulamıyorum. sadece Aziz Başkanı almadan nasıl davadan feragat ederler anlamış değilim. bu davanın karşılığı herşeyden önce Aziz Başkanın tutuksuz yargılanacağı olmalıydı. Nihat Özdemir kulübü yakıyor, derhal istifa etmeli. kulüpte susmamalı artık. taraftar orada can pazarında onlar ne yapıyorlar ? her duruşma sonrası polis saldırır mı yahu yazıklar olsun. yaşasın İleri Demokrasi !
Hala bu davanın şike davası olduğuna inananlar var mı acaba?
Bugün bütün sanıkların dinlendiği
Hiçbir para akışının ıspatlanamadığı
Hiçbir futbolcu ve hakemin tutuklu olmadığı
Hiçbir iftiranın olmadığı
Muhasebecinin bile tahliye edildiği bi davada
bu kulubün başkanı ve yöneticisi hala şike ve teşvikle itham ediliyorsa kusura bakmayın beyler yemezler
alıntıdır
Yaşasın özgürlük!
Muhabirin resmi de dolanıyor nette ama tam emin olamadığım için eklemedim...Quote:
TARAFTARLAR ÖFKELİ
İSTANBUL ADALET SARAYI'NIN ÇEVRESİ KARIŞTI
BAŞKAN YILDIRIM VE EKŞİOĞLU'NA TAHLİYE ÇIKMAYINCA SARI-LACİVERTLİ TARAFTARLAR POLİS VE BASIN MENSUPLARINA SALDIRDI
POLİS TARAFTARLARI UZAKLAŞTIRMAYA ÇALIŞIRKEN ARBEDE YAŞANDI
TEPKİ VEREN TARAFTARLAR KAMERALARA SALDIRDI
YAKILAN MEŞALELER TARAFTARLAR TARAFINDAN ETRAFA SAÇILDI
POLİS, EMNİYET KORDONU OLUŞTURDU VE BİR KÖŞEYE TARAFTARLARI SIKIŞTIRDI
ATILAN BÜYÜK TAŞLAR NEDENİYLE TV8 MUHABİRİNİN KAFASI YARILDI, YARALI MUHABİR HASTANEYE GÖTÜRÜLDÜ
ÇIKAN OLAYLARDA BİR DE POLİS YARALANDI.
Kaynak: sondakika.com
peki şike yapıldıysa para nerede? Futbolcular nerede? Hakemler nerede? Aziz Yıldırım ve İlhan Ekşioğlu kendi kendine mi şike yaptı. Lütfen sadece sırtımızdaki formaları çıkaralım. Aynı şey Trabzon, Galatasaray ve Beşiktaş'a da olsaydı düşüncelerim değişmeyecekti.
katılıyorum
capraz sorgu olucak
"Şike Davası’nın 15. duruşmasında Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, “Başbakan ‘Başkan Buca maçı tamam mı aksilik olmasın?’ diyor. Ben de ‘Yok olmaz’ dedikten sonra kamerayı işaret ediyorum, yanlış anlaşılır diye. Eğer bu cümle telefon görüşmesinde olsaydı ve sizin önünüze gelseydi sayın Başbakan da buradaydı, yargılanıyor olacaktı” dedi."
Meali: Tapelerde şu şöyle yorumlanmış, bu böyle yorumlanmış olarak görüyoruz. Normal zamanlarda alaka bile kurmayacağımız cümleleri, isnat edilen bir suç kapsamı içinde değerlendirdiğimiz zaman her türlü yorumlarız. Örneğin: Ali Kıratlı'nın İbrahim Akın'a bir cafeterya'da verdiği poşet var, Emniyet'e göre bu para, İbrahim Akın'a göre forma. Misal, İbrahim Akın şikeden değilde cinayetten yargılansa poşetin içinde silah olurdu, yani saça göre taraf dişe göre misvak : )
Eğer sen iddianame'nde ortaya attığın suçlamaları yorumlamayla delillendiriyorsan bunun akla mantığa yatan tarafı olmaz. Elinde delil olmadan, kanıt olmadan bu kesin böyledir diyemeyiz. İşin kötü tarafı da ortada bunlar yokken 10 aydır içeride tutuklu kalan insanlar var. Özgürlük kavramı bu ülkede bu kadar ucuz olmamalı.
İbrahim Akın'ın önce ilk ifadesine daha sonra değiştirdiği ifadesine daha sonra Telegol'e bağlandığındaki açıklamasına en sonda etik kurulundaki ifadesine bakarsanız Savcı'nın nasıl mükemmel bir iş yaptığını görürsünüz.
Poşet içindeki para bir forma oluyor bir şike parası oluyor bir ev parası oluyor. Yusuf Turan'lı bir menajeri oluyor bir gayri resmi menajeri oluyor bir dış kapının mandalı oluyor. Hocayı bir arıyor, bir aramıyor, bir şaka yapıyor, bir şike parasını sorduğunu söylüyor, bir at yarışını şike parası gibi sorduğunu söylüyor. Hadi Savcı şike olayı diye poşettekine para diyor haydi cinayet olsa silah diyecekte arkadaşım, sen niye poşettekini suçlanan olarak şekilden şekile sokuyorsun. Birinde savcı baskı yaptı ya diğerlerinde kim yaptı?
Artık klasikleşmiş şeylerin arkasına sığınmayı bırakalım.Türk futbolunda şike var ve geçen sezonda bir şeyler döndü. İster Fenerbahçelisi yapsın ister Trabzonsporlusu ister Galatasaraylısı.
Millet takımın, şahısların aklanmasının derdine düşmüş. İnsan, ailesinin aklanması için bu kadar kendini paralamaz.
Türk futbolunun ya da Türk sporunun temizlenmesi kimsenin umrunda değil.
Yoksa suç ispat edilmeyene kadar herkes suçsuzdur, ak akçe kara gün içindir gibi kalıplaşmış sözler anormal muhabbetlerin kılıfı için konmamıştır.
Yazılı olarak elimde yok ama dün gece Futbol Ateşi programında yorumluyorlardı.
Hocayı aramasına yönelik olarak at yarışındaki parayı şike parasıymış gibi sorduğunu söylemiş.
Şurada yazıyor: http://www.trtspor.com.tr/Haber.aspx?Id=20738
Edit: Savcıya verdiği ifade de var aynı sayfada.
Quote:
İşte İbrahim Akın'ın TFF Etik Kurulu'na verdiği savunma:
Yusuf Turanlı benim gayri resmim menajerimdir. Ben Kıbrıs'la ilgili olarak, kumarla ilgili konuşuyoruz. Tüm konuşmalarım transfer ile ilgili. Sezon sonunda transfer olmayı planlıyordum. Beni büyük kulüpler istiyordu o sezonki performansım nedeniyle. Fahri Tatan'la görüşmelerim at yarışı ile ilgilidir. Yusuf Turanlı ile konuşmalarımda 100.000 olarak geçen şey bir ev. Kıbrıs'ta Annem Neşe Öztürk adına bir evdir bu. Ben bu evi ocak ayında aldım. Sonuçta ben bu evi sattım. 11.00 EUR'ya almıştım. Bu evi aldığım şirkete 100.000 USD'ye geri verdim. Bunun 50.000 USD'lik kısmını peşin aldım. Bunu elden aldım. Kala 50.000 USD'lik kısmını da annem elden aldı. Kıbrıs'ta yabancı statüsündeyiz. İnşaaf firması ile sözleşme yaptıktan sonra İçişleri Bakanlığı'ndan izin alınıyor. Kıbrıs'taki İnşaat Şirketi'nde benim ortaklığım yok. Para konusu konuşulduğunda ben havaalanındaydım. Erzurum'a giriyordum ama uçağı kaçırdım. Ben sıklıkla bizzat Erzurum;'a gidip, Hoca'yı ziyaret edip türbeleri geçiyordum. Ben burada İbrahim Toraman'ın formasını bir aşçı arkadaşım için istemiştim. Eğer şike yaptıysam ve ordada bir para varsa, neden suçüstü yapmadılar. Ayrıca madem şike yaptık para neden 10 gün sonra verildi. Bu müsabakada tüm pozisyonlarda imzam var. Bu aslında Beşiktaş müsabakası ile ilgili ama Fenerbahçe müsabakasına yorulmuş bu. Ben atları olan ve kumarı seven ama inançlı bir insanım. Ben at yarışı oynuyorum. Kıbrıs'ta da kumar oynuyorum. At yarışında da tutturuyorum. Burada Hoca'ya da bu konuyu soruyorum ama sanki şike parasıymış gibi soruyorum. Ben Yusuf Turanlı'nın relaks oynayın, çok fazla asılmayın şeklindeki hiçbir önerisini dinlemedim. Bunlar sadece kendisinin telefonda söylediği şeyler. Ben performanslarım nedeniyle büyük kulüpler tarafından istendim. Savcı kendi istediği şekilde ifade vermemi istedi. Seni salacağım dedi ve eşimle çocuğumu gösterdi. Savcı beni psikolojik baskı altında tuttu. O zamanki avukatım ya savcının dediği gibi söyleyecektin la da tutuklanacaksın dedi. Ben de imzalamak zorunda kaldım. Ben şike yapmadım. Müsabakayı izleyin böyle bir şey olmadığını göreceksiniz. O sezon 38 müsabakada oynadım, 11 gol attım. 12. golü atsam sözleşme gereği prim alacaktım. Erzurum'daki Ahmet hoca ile konuşmamda, bilgi vermiyorum. Yusuf Turanlı'dan bana gelen bir ima var ve ben bunu dile getiriyorum. Ben bu müsabakadan önce konuştum. Müsabaka sonrasında parayı aldığımı dair herhangi bir şey yok. Zaten ben Hoca'dan çekindiğim için kumar olduğunu saklayarak şike parası olduğunu söylüyorum. Ben Abdullah Hoca'ya kendim "beni oynat, Trabzonlular sorun çıkarır" dedim. Yusuf Turanlı bana hep ima ediyor. Kendini kupa maçına sakla vs. gibi. Ben de durumu anladım. Yusuf Turanlı'nın amacı da tabii ki para kazanmak çünkü beni büyük takımlar istiyordu. Sevdiğim insanları kıramadığım için onlara hayır diyemiyorum. Bu benim psikolojik bir hastalığım. Rakip takımın kadrosunu öğrenmeye çalışmak her takımda vardır. Kadrolar zaten bellidir. Buradan bir menfaat kazanmak mümkün değil. Yusuf Turanlı'ya bunu söylerken kiminle konuştuğunu bilmiyordum. Cezaevinde Aziz Yıldırım bana bu durumu sordu. Ben de size anlattığımı ona anlattım. O da bana kızdı. At yarışındaki ikramiyenin belgesini sorduk ancak bulamadık. Kazancın vergiye tabi olmaması için küçük miktarlarda misli oynuyordum. Toplam kazancım o gün altılıdan 70-80.000 TL civarındaydı. Ben kazandığım paraları kendim almadım. Burada tapelerden de anlaşılacağı üzere misli kazandım. Bu para Erzurum'lu Hoca ile konuşmadan birkaç gün önceydi. O sırada Kıbrıs'a da gittim ve Kıbrıs'ta da para kazandım. Bu seyahatim ile ilgili olarak gerekli belgelerim var. Ben Kıbrıs'a Abdullah Hoca ile anlaşmam gereği 3-4 günlük bir tatilim vardı. Alacağım vardı kulüpten. Gençlerbirliği kupa müsabakasını kazanınca hem alacağımı hem de tatil hakkımı bu şekilde elde ettim.
Açıklamasında bulunmuştur.
Ee o zaman saptırmışsın olayı ? Yandaş basının savcı 90'a çaktı yalakalığına benzemiş yazdıkların eğer yanlış anlamadıysam.
İbrahim Akın,savcılıkta itiraf ediyor olayı. Ama ortaya çıkan savcının hali hazırda psikolojik sorunları bulunan hatta ilaç kullanan İbrahim Akın'a çocuğunu görmek istiyorsan itiraf et diyor psikolojik baskıda bulunuyor.Bundan sonrası için bir tutarsızlık bulamadım ? Yardımcı olursan sevinirim.
O nasıl iş öyle :DQuote:
Ben atları olan ve kumarı seven ama inançlı bir insanım.
@Disco
"Türk futbolunun ya da Türk sporunun temizlenmesi kimsenin umrunda değil."
Türk futbolunu temizlemek sadece Fenerbahçe'yi yargılamaktan geçiyorsa, buyrun temizleyin : ) Aziz Yıldırım daha ilk duruşmada ; eğer bir şeyler ortaya çıkarmak, temizlemekse niyet, Herkes buraya gelsin dediğinde yöneticiler tutuşmuştu, keşke amaç Türk futbolunu temizlemek olsaydı da bizde destekleseydik, Amacın farklı olduğunu ben görürüm ama sen göremezsin. Çünkü benim olaylara baktığım yerle senin olaylara baktığın yer siyah ve beyaz gibi. Milletin neyi nasıl yaptığı bırak da milletin derdi olsun .
At yarışında tutturuyorum, misli oynuyorum, şu kadar kazandım falan diyor ya. Aslında at yarışı oynatacaklar ifadesinden sonra. Oyna bakalım aynı miktarlarda kazanırsan ifaden doğru kazanamazsan yalan :) Daha garanti yol var mı anlamak için?
Hemen olayım.
Bana hangi takımlısın diye soruyorsun. Ben Trabzonsporluyum diyorum. Sonra başka bir yerde baskı altında Fenerbahçeliyim diyorum. Sonra beni serbest bıraktıklarında bir tv programına Beşiktaşlıyım diyorum. En son gidiyorum başka bir yerde Galatasaraylıyım diyorum.
Bu kadar çelişkili ifade bana normal gelmiyor. Senin değerlendirmene göre suç üstü yapılması lazım. Bence bu kadar çelişkili ifade yeterlidir.
Her ifadesinde olayları anlatışı farklıdır. Kolluk ve savcının yanında baskıdan söyledi. Kabul ediyorum. Telegolde kim baskı yaptı da bu baskı gördüğü yerdekinden farklı şeyler söyledi. Haydi Telegol'de dedikleri doğruydu. Etik Kurulunda kim baskı yaptıda kolluk, savcı, telegol'ün dışında bambaşka anlatıyor.
Birinde poşette para var diyor, birinde forma var diyor, birinde ev parası var diyor.
Birinde şike parasıydı diyor, birinde Yusuf Turan'lı ile Okan Buruk arasındaki ev anlaşmasıydı diyor, birinde annemin Kıbrıs'taki ev satışıydı diyor.
Hocaya bir sordum diyor, bir sordum ama espiriydi, oradaki gülmelerimiz yazıda yansımıyor diyor, bir at yarışını şike parası niyetine sordum diyor.
Normaldir diyorsan saygı duyuyorum.
1994 yılında, Başbakan Tansu Çiller’in ABD’deki serveti ortaya çıkartılmıştı.
Hükümet düşmek üzereydi.
DYP’nin koalisyon ortağı SHP ve Genel Başkanı Murat Karayalçın ve de şimdi CHP kurmayı olan Nihat Matkap, geceyarısı bir operasyonla, Meclis gündemine sadece Çiller’in değil, “gelmiş geçmiş tüm başbakanların servetinin araştırılması” numarasını oturtmuşlardı.
Umur Talu yazısından alıntıdır.
Ee ne oldu şimdi. Diğerlerinin hesaplarını ortaya çıkaralım da Çiller'in hesabının olduğu yanlışını ne örtecek.
Kolluk ve savcıda demiyor forma var diye doğru. Okan Buruk'u da anladığım kadarıyla kollukta diyor. Zaten geri de alıyor bu ifadelerini. Telegol'de hatırladığım kadarıyla şike yapmadım diyor torbada forma vardı diyor. Mahkemede Yusuf Turanlı ev satışıyla ilgili belgeleri veriyor.Etik Kurulu raporunda da formadan bahsediyor. Ben bana yardımcı ol derken çekilen ifadeyle kolluktaki ifade arasındaki çelişkileri değil etik kuruluna verdiği ifadeyle telegol arasındaki çelişkileri anlatmanı beklerdim.
@Disco
Doğruyu ve yanlışı hükme bağlayıp idrak edecek kişi biz değiliz, gördüklerimizi yorumlar paylaşırız. Mevcut davada yargılanan Fenerbahçe, sonuç ne olursa olsun aklanacak veya suçlanacak olan da Fenerbahçe. Bu davayı Türk Futbolunun temizlenme mihengi olarak görürsen çoğu şey eksik kalır. "Ee bizi suçluyorlar ama başkaları da yapmış" demek, ben yaptım ama başkaları da yapıyor demektir. Bu sizi haklı çıkarmaz. Bu konuda hem fikiriz. Lakin böyle bir davada sadece Fenerbahçe'nin yargılanması, bunu da Türk futbolunun selameti olarak görmek uçurumun kırıntılarıdır. Ne yani Fenerbahçe aklansa Türk futbolu temiz mi olacak ?
İddianamadeki saçmalıklara da bu şekilde yorumlar gelse keşke. Amaç Türk futbolunu temizlemek değil, her konuşmadan, görüşmeden Fenerbahçe'yi suçlu çıkarmak dense keşke.
Defalarca yazdım, Ersun Yanal'ın yardımcısı olayı. Oradan şike şüphesi çıkıyorsa, her konuşmadan her kayıttan bir şey çıkartabilirler.
Başkan diyor ya, başbakan bana bunları dedi diye, telefon görüşmesi olsa, o görüşme de kesin şike suçlaması diye yer alırdı.
Keşke amacın Türk futbolunu temizlemek olmadığını, bu davanın sadece futbolla alakalı şike davası olmadığını da açık yüreklilikle söyleyebilseniz.
Çelişkiler, söylentiler var bir de gerçekler. 100 bin dolar sonra 100 bin euro. Bununla alakalı konuşması var İbrahim Akın'ın ve bu konuşmada bu paranın şike parası olduğu yorumu çıkarılıp lanse edilmedi mi?
Peki sonra bu konuşulan olayın gerçekten ev satışı ile ilgili olduğu, evin alış evrakları ve ne kadara alındığı, satış evrakları ve ne kadara satıldığı ortaya çıktığında konuşmalarla örtüştüğü görülmedi mi?
Emenike para sayıyordu? Görüntü yok?
Sivas'a para gönderildi, şike parası denildi? Biletlere karşılık ödendiği belgeleriyle ispatlandı?
Sivas'a para dolu çanta götürüldü denildi? İçinde bilet olduğunu garnizon komutanı bile çıkıp söyledi.
Sivas'a elbise çantasında şu kadar para götürüldü dendi. O çantanın ufak bir çanta olduğu, içine o derece para girmeyeceği hatta o kadar para girmiş çantanın bir arabada sabaha kadar o şekilde duracağı akıllara yatmadı.
Manisa'ya para verildi dendi. Kenan Yaralı'nın iş nedeniyle zorda olduğu, bankalardan istediği krediyi alamadığı ki bunun belgeleri sunulmuş, sonra da bunu Aziz Yıldırım'dan istediği, bankadan resmi yollarla gönderildiği de ortaya çıktı.
Pek çok ufak tefek harcamanın, kulüpten çıkan, şike/teşvik amacıyla kullanıldığı söylendi ama o harcamaların da faturaları/makbuzları ortaya çıktı hatta müfettiş kulübe gidip hesapları inceledi ve bir usulsüzlük bulamadı.
Tarla sürüldü muhabbetini şike delili olarak sunuyorsunuz. 3 defa tarla sürülmüş ama sadece 1 maç iddianamede yer alıyor. Peki tarla sürmek şike konuşmasıysa, diğer 2 maç neden iddianamede değil?
Şikenin ispatı mı olur? Belgesi mi olur diyorsunuz, doğrudur, bunu sözleşmeye dayalı yapmazlar zaten ama savcı, şike/teşvik için kullanılan paraların nerelerden sağlandığını iddia ediyor, demiyor ki bunlar gizli anlaşmalar yapmıştır diye. O iddialarına da bu şekilde belgelerle yanıt veriliyor. Sonra burada çıkıp diyorsunuz ki, bunun belgesi mi olur? Savcı belge diye bunları sunmuş ama, şike/teşvikte kullanılmıştır yorumunu getirmiş, savcıdan iyi mi bileceksiniz?
Fanatiklik derecesinde GS'lı biri olarak Türkiye'de geçmişte her takım teşvik ve şike olaylarına karışmıştır. Malatya'ya giden şahinlerin detaylarına kadar biliyorum.
Fenerli arkadaşlarımızın bilmesi gereken şu. Kimsenin feneri çökertme gibi bir hayali yok, hatta bugün FB'nin küme düşmemesini gelir ve rekabet seviyesinden dolayı GS bile istemez. GS'ın ceza istemesinin tek nedeni Avrupa kupalarına katılamama korkusu. Kaldı ki 20 milyon taraftarı olan bir takımı kim çökertebilir?
Bu şike davası takımlara karşı değil bahis mafyasına karşı başlatıldı. Aziz Yıldırım'da bu örgütler ile yakınlığından dolayı içeride. Aziz Yıldırım'ın ve dayısının geçmişini bilmeyen yoktur, ticari başarılarla bir yerlere gelmiş insanlar değiller. Durum buyken şahsım adına Aziz Yıldırım'ın bu işlerin içine girmediğini yada girmeyecek bir insan olduğunu düşünmüyorum ama garip olan şu ki Aziz Yıldırım ve örgüt üyeleri oturup tek başınlarına mı yaptı tüm bu şikeleri? Onlarca hakem hatası, hatalı goller yiyen kaleciler, deplasmana 4 forvetle çıkan hocalar takımlarının başındayken bu adamlar niye içeride? Kimse şike yapılmadı diyemez ama yargılama süreci adil değil. Olası bir ceza durumunda bir çok kişinin tekrar tutuklanacağını düşünüyorum.
Yakın süreçte kendimce yazdığım bir hikaye vardı. O kısmı belki okudun belki okumadın. Bu ülkede herkesin belli hataları olabilir demiştim. Birilerinin damarına basmadığın sürece o hatalar ortaya çıkmaz ama o hataları bir gün kullanmak üzerede saklı tutarlar.
Aydın Doğan'ın vergi borcu gibi
CHP ve MHP Milletvekillerinin videoları gibi vs.
Hatta Galatasaray'da bu sürece ters giderse kayıp 1 milyon doların belgeleriyle nasıl ortaya çıktığını görürüz demiştim.
Ülkenin içinde bulunduğu durum budur. Aziz Yıldırım'da belli sebeplerden dolayı -ihale dersin, farklı bir konu dersin- birilerine ters düştü. Ters düşmesi üzerine düğmeye bastılar. Takip ettiler ve ortaya bu olaylar çıktı.
Eğer Aziz Yıldırım suçlu olayında isek;
Şike var/yok ya da hukuk var/yok olayında isek;Quote:
Bu Yıldırım dışarıda ise...
O Yıldırım neden içeride?
Bu Yıldırım Federasyon Başkanı olabiliyorsa...
O Yıldırım neden Kulüp Başkanı bile kalamıyor?
Bu Yıldırım savcı ve hakim olabiliyorsa...
O Yıldırım neden sanık ve tutuklu?
Adam yazmış isteyen okuyabilir: http://www.htspor.com/futbol/haber/738882-ittir-etikQuote:
Şike varsa, bu nasıl Etik!
Şike yoksa, bu nasıl Hukuk!
Şike varsa, bu nedir Beşiktaşlı Yıldırım...
Şike yoksa, neden içeride Fenerli Yıldırım!