Hiddink ve öğrencileri bu kez de Şampiyonlar Ligi için karşımıza çıktılar, bu sezon en zorlu sınavlarımızı verdiğimiz Chelsea, bu kez en büyük hedeflerimizden biri olan Şampiyonlar Ligi için bir engel olarak çıkıyor karşımıza...

İlk maçımız Old Trafford'da.Rakibimiz fizik olarak çok üstümüzde ancak müthiş bir kozumuz var bu maç, "Patrice Evra".İnsanüstü sol bekimiz, daha önce Kolarov'un tutmakta zorlandığı Chelsea sağ kanadını perişan etmekle yetinmedi üstüne üstlük bize avantaj getiren golün de sahibi oldu.Upuzun bir sakatlıktan dönen bir oyuncu için, hoş bir geri dönüş...



Takibindeki haftasonunda lig için Fulham'la oynadık ancak Chelsea maçlarına öyle bir konsantre olduk ki, Fulham'ı pek sallamadık.Bizi oldukça zorladıkları maçta bir penaltı bir de tek kişilik gösteri golü ile maçı aldık, ancak ben de dahil olmak üzere tüm Kırmızı Şeytanlar'ın aklı Stamford Bridge'de idi...



Fulham çerezinin ardından bir kez daha Şampiyonlar Ligi için Chelsea ile oynamaya gittik.Yorgunduk ve yorgunluğumuzun cezasını 10. dakikada 2-0 mağlup duruma düşerek çektik.Sonrasında Ronaldo ve Tevez'in golleri geldi ve maç dengeye geldi.Bu skorla biterse tura biz çıkacaktık.

İkinci yarı, topu ayağımıza her aldığımızda bizi tekmeleyen bir Chelsea seyrettik, sadece maçın ikinci yarısında 7 sarı 1 kırmızı kart gören rakibimiz, bizi yenemeyeceğini anlayınca "bari sakatlayalım da onlar da oynayamasın" sistemine döndüler.Bu sezonki en dişli rakibim olarak gördüğüm Chelsea'ye hiç yakıştıramadım bu davranışı....