Malesef kendi ev sahipliğimizdeki maçlar hafta içine denk geldi ve şu durumda İstanbul'a gelme imkanım yok... Abdi İpekçi'deki maçlardan birisi Cumartesi'ye denk gelseydi küçük oğlumla beraber bir İstanbul yapıp dönecektik... Kısmet değilmiş...

Maça gidecek arkadaşlardan özellikle rica ediyorum: Etkili, ateşli bir basketbol taraftarı nasıl olması gerekirse öyle olmanız... Maçı 40 dakika yaşamanız... Bazen aleyhimize saçma düdükler çalınıyor; Ergin Ataman çok konuşuyor diye her iki tarafa da çalınsa yanlış sayılmayacak ortada düdükler Efes lehine çıkıyor; böyle durumlarda salonu sesinizle, ıslıklarınızla, çıkaracağınız gürültüyle inletmeniz... Öyle maçlar bilirim ki; hakemler bizi ince ince doğrarken bizim trübünler şarkı söylemekle, "Fenerbahçem benim, biricik sevgilim" ninnileriyle meşguldür.

Top rakipteyken ıslık; bizdeyken alkış... Aleyhimize çıkan haklı düdüklerde sessizlik, ortada düdüklerde salonu yıkacak derecede gürültü... Lehimize çalınmayan ve "devam" denilen ortada kararlarda yine aynı şekilde... Basketbolu bildiğimizi, oyunu takip ettiğimizi mutlaka sahadakilere hissettireceğiz... Sırtımızı salona dönüp "Fener gol, gol gol" diyerek saha avantajını kullanamayız... Gerçek basketbol izleyicisine bugün çok iş düşecek...