Anket Sonuçlarını Görüntüle: ?

Voters
46. You may not vote on this poll
  • Fenerbahçe

    13 28.26%
  • Arsenal

    31 67.39%
  • Beraberlik

    2 4.35%
1 ile 30 arası toplam 191 sonuç

Konu: Fenerbahçe - Arsenal [ Şampiyonlar Ligi 3. Maç ]

Hybrid View

  1. #1
    Nesil
    2006
    Yer
    ada'dan
    Yaş
    36
    Mesajlar
    9,233

    Default

    Maci izledim, Guiza ya gercekten cok yazik. Bugun takimi icin cok calisti.

    Alex bugun ne yapti ? ? oynuyomuydu

  2. #2
    Nesil
    2006
    Yer
    Ankara
    Mesajlar
    1,058

    Default

    Quote Originally Posted by ibig61 View Post
    Maci izledim, Guiza ya gercekten cok yazik. Bugun takimi icin cok calisti.

    Alex bugun ne yapti ? ? oynuyomuydu
    Yahu Guiza'yı topla buluşturan kimdi?Bu kadarda abartmayın beyler.Alex'in fizik gücü düşük olmasına rağmen ne kadar çok koştuğunu (Alex'e göre) görmemek için önyargılı olmak gerek..
    .
    .
    .
    Birleştirilen Mesaj:
    Bu basarilarin surekli gelmesi icin finansal alt yapinin onemli oldugu kadar, alttan oyuncu yetistirmek de onemli.
    İşte abi tamda burada Arsenal'in farklılığı çıkıyor ortaya..Yetiştiremese de 16-17 yaşındaki adamlara bizim 28üstü yaşlara verdiğimiz parayı vererek açığı kapatıyorlar.

    Yine aynı mevzuya geliyor buradan..Fenerbahçe yada Galatasaray neden genç yıldız bulamıyor diyoruz , abi sen sonuna kadar karşısın yabancı konusuna ; peki Alex'in 19 yaşında bir alternatifini buldu bir takım yada fenerbahçe , bunu alıp getirse ne olur?Ben söyleyeyim:FİYASKO!

    Çünkü Türkiye'de sınır olduğundan aldığın adamı oynatmalısın , günü kurtarmalısın!Bu sistem ile 90 doğumlu çocuk ilk maçında gol atar bizde çoluk çocuk diye onlarla dalga geçtiğimizi düşünürken kendimizi aşağılarız..
    Last edited by JunkChorn : 22.Ekim.2008 at 05:48 Reason: Mesajınız Otomatik Birleştirilmiştir. (Turksportal Yönetimi)

  3. #3
    Nesil
    2003
    Yaş
    47
    Mesajlar
    4,569

    Default

    Quote Originally Posted by JunkChorn View Post
    İşte abi tamda burada Arsenal'in farklılığı çıkıyor ortaya..Yetiştiremese de 16-17 yaşındaki adamlara bizim 28üstü yaşlara verdiğimiz parayı vererek açığı kapatıyorlar.
    Onu bile vermiyorlar.

    Arsenal'in dunku kadrosu icin odedigi bonservis bedeli toplami yaklasik 46 milyon Euro.

    Fenerbahce'nin dunku kadrosu icin odedigi bonservis bedeli toplami yaklasik 36 milyon Euro.

    Farkin yaratilmasina neden oyuncu bu yaz 15 milyon Euro verilen Nasri.

    Esas fark oyunculara odenen maaslarda. Genc oyunculara kimsenin vermedigi maaslari veriyorlar ve oynatiyorlar.

    Yine aynı mevzuya geliyor buradan..Fenerbahçe yada Galatasaray neden genç yıldız bulamıyor diyoruz , abi sen sonuna kadar karşısın yabancı konusuna ; peki Alex'in 19 yaşında bir alternatifini buldu bir takım yada fenerbahçe , bunu alıp getirse ne olur?Ben söyleyeyim:FİYASKO!

    Çünkü Türkiye'de sınır olduğundan aldığın adamı oynatmalısın , günü kurtarmalısın!Bu sistem ile 90 doğumlu çocuk ilk maçında gol atar bizde çoluk çocuk diye onlarla dalga geçtiğimizi düşünürken kendimizi aşağılarız..
    Ben yabanciya karsi degilim. Benim karsi oldugum hazir yiyicilik. Cunku bu hazir yiyiciligin takimi en fazla bir Shakhtar Donetsk yapacagini dusunuyorum. Shakhtar'da Brezilya'dan genc alip duruyor. Ancak en kaliteli, en buyuk gelecek vaad edenler Turkiye'ye gelip kimsenin izlemedigi bir ligde oynamak istemez cunku Turkiye'ye gelip sonra daha ust lige gidememek var.

    Sonra her sezon teknik direktor degistiren bir takimda yabanci bir genc oyuncunun durumu ne olur? Takimin basinda Zico vardir, gelirsin.. hayatindan memnunsundur bazi maclarda oynuyorsundur, Zico seni yavas yavas hazirliyordur. Sonra bir bakmissin Aragones gelmis ve senden cok farkli seyler istiyor. Takimin surekli kazanmasi beklendigi icin de yeni yetistirmek icin zaman harcamak yerine maci kazandiracak oyuncularin ustunde duruyor. 6 ayda o da postalaniyor ve yerine baska bir teknik direktor geliyor. Bu teknik direktor forvet olan seni sag kanat yapiyor ve senden geriye gelmeni defansa yardim etmeni istiyor. Forvet oyuncusu olarak bitiriciligini gelistirmek icin calisman gerekirken kendini alan daraltmayi ogrenirken buluveriyorsun. Sonra bir bakiyorsun ki o teknik direktor de gitmis, yonetim yeni ogrendigin pozisyon sag kanat icin ve de normalde oynadigin forvet icin buyuk paralara transfer yapmis ve bu nedenle de yeni hoca seni hic oynatmiyor. 5 sene sonra Avrupa'da basarili olamamis, genc yetenek Pato olarak geri donuyorsun ulkene veya Gaziantepspor'a.

    Esas olan ne futbolcular, ne de teknik direktorler. Bunlarin hayatini Turkiye'de yonlendiren sirasiyla baskanlar, divan kurullari/taraftarlar. Divan kurulu/taraftar bastiriyor basari basari diye. Baskan bakiyor ki post pahali yolluyor hocayi, oyuncuyu. Birileri uzaktan istikrar diye bagiriyor ama istikrarin ne oldugunu tam olarak kavramadan bagiriyor. Belli bir plan ve program varsa, onde 5-10 yillik bir plan varsa ve bu planin bir parcasi olarak kisa donemde basarisiz olmak bir ihtimalse eger, istikrari savunmak mantiklidir. Bu basarisizlik Pendik'e elenmek olsa da, Kharkiv'e elenmek olsa da, Tromso'ya elenmek olsa da. Onemli olan teknik direktor'den beklentiler.

    Fenerbahce saniyorum ki bu yil kuvvetli oldugunu dusundugu kadrosunun basina gecmis basariyi gelistirecegini dusundugu icin Aragones'i getirdi. Aragones'in gorevi kisa donemde Avrupa'da ve Turkiye'de basari kazanmakti cunku eline verilen kadro tecrubeli bir kadroydu. Simdi Fenerbahce'nin onunde sil bastan yeni kadro yaratma ihtimali var. Kontrati sona eren oyuncular, yaslanan ve artik Fenerbahce'de oynamayi kaldiramayacak oyuncular, Fenerbahce icin yeterli olmayan oyuncular var. Yani Aragones ile devam edilirse, Aragones'in takimin basina getirilmesi nedeni ile cakisan bir senaryo ortada. Yeni bir kadro kurulacaksa, bu kadronun basinda Aragones olmak isteyecekmidir? Olmak istese bile kisa donemli dusunen Aragones'in bu gorevi ustlenmesi ne kadar dogrudur? Acaba yeni kadroyu olusturmak icin gereken enerjiyi kendinde bulabilecekmidir?

    Belki de Aziz Yildirim ozellikle bu kadronun suresinin doldugunu bilerek Aragones'i goreve getirmistir. Yeni kadro yaratmak icin Aragones'i gorevlendirmek istemistir. Belki de bunlar onceden konusulmus, gelecek sezon yeniden yaratilacak kadro icin Aragones'in bir yil Turkiye'yi tanimasi istenmistir. Aziz Yildirim'in konusmalarina bakarak cok ufak bir ihtimal ama her sey de disaridan gorundugu gibi olmayabilir. Belki de bu yil basarisiz olmayi goze almak 5 yillik bir planin parcasidir (yazdikca daha da az inaniyorum bu senaryoya).

    Yabanci limitinin amaci ise gayet acik ve net. "Kadronuzu bir suru yabanci oyuncu ile doldurmanizi istemiyoruz." Bir ust seviyeye cikmak istiyorsaniz oyuncu yetistirmeye mecbursunuz. Basarinizi sansa birakip, Anadolu takimlarinin oyuncu yetistirmesini bekleyebilirsiniz ama basariniz da bu Anadolu takimlarinin oyuncu yetistirme kabiliyeti/genc oyuncu yetistirmeye ayirdigi kaynaklar ile kisitli kalir. Tuketici degil, uretici olmanizi istiyoruz.

  4. #4
    Nesil
    2006
    Yer
    Ankara
    Mesajlar
    1,058

    Smile

    Quote Originally Posted by perpetua View Post
    Onu bile vermiyorlar.
    Arsenal'in dunku kadrosu icin odedigi bonservis bedeli toplami yaklasik 46 milyon Euro.
    Fenerbahce'nin dunku kadrosu icin odedigi bonservis bedeli toplami yaklasik 36 milyon Euro.Farkin yaratilmasina neden oyuncu bu yaz 15 milyon Euro verilen Nasri.
    Esas fark oyunculara odenen maaslarda. Genc oyunculara kimsenin vermedigi maaslari veriyorlar ve oynatiyorlar.



    Ben yabanciya karsi degilim. Benim karsi oldugum hazir yiyicilik. Cunku bu hazir yiyiciligin takimi en fazla bir Shakhtar Donetsk yapacagini dusunuyorum. Shakhtar'da Brezilya'dan genc alip duruyor. Ancak en kaliteli, en buyuk gelecek vaad edenler Turkiye'ye gelip kimsenin izlemedigi bir ligde oynamak istemez cunku Turkiye'ye gelip sonra daha ust lige gidememek var.

    Sonra her sezon teknik direktor degistiren bir takimda yabanci bir genc oyuncunun durumu ne olur? Takimin basinda Zico vardir, gelirsin.. hayatindan memnunsundur bazi maclarda oynuyorsundur, Zico seni yavas yavas hazirliyordur. Sonra bir bakmissin Aragones gelmis ve senden cok farkli seyler istiyor. Takimin surekli kazanmasi beklendigi icin de yeni yetistirmek icin zaman harcamak yerine maci kazandiracak oyuncularin ustunde duruyor. 6 ayda o da postalaniyor ve yerine baska bir teknik direktor geliyor. Bu teknik direktor forvet olan seni sag kanat yapiyor ve senden geriye gelmeni defansa yardim etmeni istiyor. Forvet oyuncusu olarak bitiriciligini gelistirmek icin calisman gerekirken kendini alan daraltmayi ogrenirken buluveriyorsun. Sonra bir bakiyorsun ki o teknik direktor de gitmis, yonetim yeni ogrendigin pozisyon sag kanat icin ve de normalde oynadigin forvet icin buyuk paralara transfer yapmis ve bu nedenle de yeni hoca seni hic oynatmiyor. 5 sene sonra Avrupa'da basarili olamamis, genc yetenek Pato olarak geri donuyorsun ulkene veya Gaziantepspor'a.

    Esas olan ne futbolcular, ne de teknik direktorler. Bunlarin hayatini Turkiye'de yonlendiren sirasiyla baskanlar, divan kurullari/taraftarlar. Divan kurulu/taraftar bastiriyor basari basari diye. Baskan bakiyor ki post pahali yolluyor hocayi, oyuncuyu. Birileri uzaktan istikrar diye bagiriyor ama istikrarin ne oldugunu tam olarak kavramadan bagiriyor. Belli bir plan ve program varsa, onde 5-10 yillik bir plan varsa ve bu planin bir parcasi olarak kisa donemde basarisiz olmak bir ihtimalse eger, istikrari savunmak mantiklidir. Bu basarisizlik Pendik'e elenmek olsa da, Kharkiv'e elenmek olsa da, Tromso'ya elenmek olsa da. Onemli olan teknik direktor'den beklentiler.

    Fenerbahce saniyorum ki bu yil kuvvetli oldugunu dusundugu kadrosunun basina gecmis basariyi gelistirecegini dusundugu icin Aragones'i getirdi. Aragones'in gorevi kisa donemde Avrupa'da ve Turkiye'de basari kazanmakti cunku eline verilen kadro tecrubeli bir kadroydu. Simdi Fenerbahce'nin onunde sil bastan yeni kadro yaratma ihtimali var. Kontrati sona eren oyuncular, yaslanan ve artik Fenerbahce'de oynamayi kaldiramayacak oyuncular, Fenerbahce icin yeterli olmayan oyuncular var. Yani Aragones ile devam edilirse, Aragones'in takimin basina getirilmesi nedeni ile cakisan bir senaryo ortada. Yeni bir kadro kurulacaksa, bu kadronun basinda Aragones olmak isteyecekmidir? Olmak istese bile kisa donemli dusunen Aragones'in bu gorevi ustlenmesi ne kadar dogrudur? Acaba yeni kadroyu olusturmak icin gereken enerjiyi kendinde bulabilecekmidir?

    Belki de Aziz Yildirim ozellikle bu kadronun suresinin doldugunu bilerek Aragones'i goreve getirmistir. Yeni kadro yaratmak icin Aragones'i gorevlendirmek istemistir. Belki de bunlar onceden konusulmus, gelecek sezon yeniden yaratilacak kadro icin Aragones'in bir yil Turkiye'yi tanimasi istenmistir. Aziz Yildirim'in konusmalarina bakarak cok ufak bir ihtimal ama her sey de disaridan gorundugu gibi olmayabilir. Belki de bu yil basarisiz olmayi goze almak 5 yillik bir planin parcasidir (yazdikca daha da az inaniyorum bu senaryoya).

    Yabanci limitinin amaci ise gayet acik ve net. "Kadronuzu bir suru yabanci oyuncu ile doldurmanizi istemiyoruz." Bir ust seviyeye cikmak istiyorsaniz oyuncu yetistirmeye mecbursunuz. Basarinizi sansa birakip, Anadolu takimlarinin oyuncu yetistirmesini bekleyebilirsiniz ama basariniz da bu Anadolu takimlarinin oyuncu yetistirme kabiliyeti/genc oyuncu yetistirmeye ayirdigi kaynaklar ile kisitli kalir. Tuketici degil, uretici olmanizi istiyoruz.
    Üretici olmak deyimi gerçekten çok doğru abi ama nereye kadar?Seneler önce Nurullah Sağlam Brezilya'ya Kaka'yı izlemeye gidiyor.Daha doğrusu başka oyuncu izler iken Kaka'ya bakmalarını öneriyorlar!

    Sağlam izliyor , beğeniyor ve 800bin$ istiyorlar!Sağlam diyorki;Bu adamdan benim alt yapımda 4-5 tane var bunu alırsam onları ne yapayım?(tff dergisinde okudum bunu ben)
    Burada olayın iki tane yüzü var..Gerçekten Kaka kadar olmasada takımda yetenek olabilir , ama bu yetenek 3 kere kendini gösteriyor sezonda!Alex'e , Lincoln'e Baros'a Kewell'a bir faul yaptığında zaten 40-50 milyon kişi tarafından antipatik görülüyor.

    Diğer yüzü ise yine yabancı sınırı durumu , Sağlam 17 yaşındaki adamı Türkiye'de nasıl oynatırım diye düşünüyordur!

    Bizde çok şeyin değişmesi lazım;
    17-18 yaş oyuncular ile takım yenilir çoluk çocuk olur!35 yaşındaki adamlara yenilir (Milan) takım tecrübesiz olur.Halbuki futbolda hem gence hemde tecrübeliye ihtiyaç olduğunu bilmemiz gerekir.(Emre/Hagi - Özgürcan/HakanŞ)

    Aziz Yıldırım'ın yanlış yaptığını bende kabul ediyorum , ama ben hala diyorum ki adam futbolu en azından Türkiye'yi iyi biliyor.10 sene içerisinde bu durumdan daha kötülerini yaşadı Fenerbahçe ama çıktı.Yapılacak olan şey bence sıfırdan yapılanma olmamalı çünkü elde iyi oyuncularda var..

    Devre arasına kadar bu konuşmaları çok yaparız abi,o vakit geldiğinde Aziz Yıldırım'ın ne düşündüğünü hepimiz göreceğiz.Neden devre arası?Çünkü Aziz başkan 10 yılda en çok T.Direktör değişikliliğinin bi işe yaramadığını öğrendi

  5. #5
    Nesil
    2003
    Yaş
    47
    Mesajlar
    4,569

    Default

    Quote Originally Posted by JunkChorn View Post
    Üretici olmak deyimi gerçekten çok doğru abi ama nereye kadar?Seneler önce Nurullah Sağlam Brezilya'ya Kaka'yı izlemeye gidiyor.Daha doğrusu başka oyuncu izler iken Kaka'ya bakmalarını öneriyorlar!

    Sağlam izliyor , beğeniyor ve 800bin$ istiyorlar!Sağlam diyorki;Bu adamdan benim alt yapımda 4-5 tane var bunu alırsam onları ne yapayım?(tff dergisinde okudum bunu ben)
    Burada olayın iki tane yüzü var..Gerçekten Kaka kadar olmasada takımda yetenek olabilir , ama bu yetenek 3 kere kendini gösteriyor sezonda!Alex'e , Lincoln'e Baros'a Kewell'a bir faul yaptığında zaten 40-50 milyon kişi tarafından antipatik görülüyor.


    Su anda Bursa elindeki genc oyunculari oynatmaya yonelik bir kadro kurmus durumda. Yusuf, Romaschenko, Omer Erdogan, Ivankov, Kirita gibi tecrubelilerin yaninda diger yabancilar genc ve diger oyuncularin cogu genc. Oyuncular da alt yapida temel egitimi iyi almissa (yani pas nasil verilir, top nasil stop edilir, top nasil saklanir vs. vs.) ve bu ogrendiklerini uykusunda bile yapabilecek kdar cok tekrar etmisse oyuncunun basarili olup olmayacagini belirleyen fiziksel kapasitesi ve taktiksel bilgisi olur. Yani vucut yapisi ve zekasi.

    Biz bu temel egitimi veremiyoruz. Oyuncuda dogustan bu yetenek varsa veya kendisi cok hirsli oldugu icin kendi basina calisiyorsa iyi seyler yapabilen oyuncular ortaya cikiyor. Hasan Sas kumda futbol oynadigi icin bu kadar kivrak ve teknik sahibi bir oyuncu oluyor, Servet muhtesem bir fizige sahip oldugu icin milli futbolcu oluyor. Dusunsenize eger Servet gencliginde gunde 100 tane pas verme egzersizi yapmis olsa (belki de yapmistir ama kapasitesi yoktur) bugun yaptigi pas hatalarini yapar mi?

    Diğer yüzü ise yine yabancı sınırı durumu , Sağlam 17 yaşındaki adamı Türkiye'de nasıl oynatırım diye düşünüyordur!
    Esasinda biraz da nedeni yabancilarin kurtarici olmak zorunda olmasi genc yabancilarin tercih edilmemesi. Temel egitimi iyi almis bol Turk oyuncu olsa, gidip 17 yasinda cok yetenekli oyuncuyu getirirsin, yavas yavas kadroya sokarsin. 8 oyuncudan bir veya iki tane boyle oyuncu olmasi hic de batmaz esasinda.

    Bizde çok şeyin değişmesi lazım;
    17-18 yaş oyuncular ile takım yenilir çoluk çocuk olur!35 yaşındaki adamlara yenilir (Milan) takım tecrübesiz olur.Halbuki futbolda hem gence hemde tecrübeliye ihtiyaç olduğunu bilmemiz gerekir.(Emre/Hagi - Özgürcan/HakanŞ)
    Acikcasi oyuncu yeterince kaliteli olsa bence oynatilir. Belki 3-4 buyuklerde bu oyuncular daha zor oynar ama ligin orta siralarini ve ust siralarini hedefleyecek kalitede olan diger takimlar icin genc oyuncu oynatmanin sorun oldugunu dusunmuyorum. Zira Kayserispor, Sivasspor, Bursaspor, Gaziantepspor, Ankaraspor hep bunu yapan takimlar. Tecrubeli oyuncularin yaninda genc oyunculara da yer veriyorlar. Denizlispor biraz mecburiyetten de olsa genc oyunculara yer veren bir takim. Hacettepe'yi ve Genclerbirligi'ni saymaya da gerek yok herhalde. Genclere yer verilmesine veriliyor. Ama temel egitimleri zayif oldugu icin kapasiteleri sinirliysa, yapacak bir sey yok.

    Aziz Yıldırım'ın yanlış yaptığını bende kabul ediyorum , ama ben hala diyorum ki adam futbolu en azından Türkiye'yi iyi biliyor.10 sene içerisinde bu durumdan daha kötülerini yaşadı Fenerbahçe ama çıktı.Yapılacak olan şey bence sıfırdan yapılanma olmamalı çünkü elde iyi oyuncularda var..
    Sifirdan yapilanma derken zaten elde ne varsa ne yoksa yollansin demiyorum. Bunu yapmak daha buyuk kaos yaratir. Belki ilk 11'de sadece 3-4 futbolcu degisir ama ilk 28 veya ilk 30'da 12-14 oyuncunun acilen degismesi gerekli.

    Ben mevcut kadrodan Volkan Demirel (cok kisi begenmiyor biliyorum ama daha iyisini getirmek pahali olacak ve diger transferlere harcanacak parayi musrif etmek olacaktir - simdilik Volkan devam eder), Gokhan, Edu, Lugano, Alex, Guiza'yi banko 11 oyuncusu olarak dusunurum.

    Kadroda olan ve kadroya derinlik kazandiracak oyuncular olarak Deivid, Kazim, Ugur, Semih, Yasin, Emre, Onder'i dusunurum.

    Kadroya uzak ama arada sirada oynayabilecek oyuncu olarak Mert ve Volkan'dan birisi (digeri kiralik), Ilhan ve Gurhan'i dusunurum.

    Yani bu durumda kadroda bence kalmasi gerekenler ve transfer edilmesi gerekenler:

    Kaleci: Volkan, Volkan/Mert (1 eksik - tercihen tecrubeli bir kaleci)

    Sag Bek: Gokhan (2 eksik - 18-23 yaslarinda)

    Sol Bek: Yok (3 eksik - 1 tecrubeli, 1 yedek, 1 genc) - Carlos durursa 1 yedek oyuncunun en azindan 25 mac ilk 11'de hic siritmadan oynayabilecek olmasi gerekir. Carlos sezonda 20-25 macin ustune cikmaz. Genc oyuncu alt yapidaki Ozgur Cek olmalidir)

    Stoper: Edu, Lugano, Yasin, Onder (1 eksik - genc oyuncu - Alt yapidaki Sertac Eren olabilir)

    Sag Kanat: Deivid, Kazim (1 eksik - burada karar vermek zor cunku bu iki oyuncu da iyi yonlu oyuncular degiller. Genc ve iki yonlu oyuncu bulmak zor olur, tecrubeli adam almaya degmez. Ote yandan Deivid Alex'in alternatifi olarak dusunulebilir, buraya iki yonlu tecrubeli bir orta saha oyuncusu alinir)

    Sol Kanat: Ugur (2 eksik - iki yonlu, tecrubeli 1 oyuncu. 1 hizli genc)

    Orta Saha: Emre, Gurhan (3 eksik 2 tecrubeli, 1 genc) Josico yeterli olabilir, izleyemedik. Yeterliyse zaman 1 tecrubeli, 1 genc. Hala da yetmez bence cunku Josico ve Emre son yillarda oyunlarindan daha cok sakatliklari ile un salmis oyuncular.

    Forvet: Guiza, Semih, Alex, Ilhan (1 eksik, Semih ve Guiza ile donusumlu oynayabilecek hizli ve dripling yapabilen oyuncu, ozellikle kontra atak oynanmasi gerektiginde.)

    Bu degisikliklerde amac takimin onunu acmak olmalidir bence. Yeterli gorulmeyen oyuncularin yerleri genclerle (yeterli degilse bari genc yeterli olmayan oyuncu olsun mantigindan giderek), zayif olan noktalara da tecrubeli ama en az 3-4 yil verebilecek oyuncu transferi ile.

    En buyuk sorun kadroda Fenerbahce alt yapisindan cikmis oyuncu sayisinin azligidir. UEFA listesinde 4 oyuncunun eklenmesi gerektigini goz onunde tutarsak Volkan Babacan/Mert Gunok ikisilisinden birisi, Gurhan ve Semih var alt yapidan cikmis olan. Bir oyuncu daha bulunmasi gerekli ve eksik bir yere yerlestirilmesi gerekli. Bu rol icin bence en uygun oyuncu Recep Biler olur. Hem tecrube sahibi, hem de Volkan'in yedegi olacak ve Volkan'i biraz zorlayacak bir oyuncu rolunu ustlenebilir.

    Peki neden bu kadar genis kadro? Cunku Avrupa'da 4411'i oynayacak takim ile Turkiye'de 442 veya 4312'yi oynayacak iki farkli takimi cikartabilmeli Fenerbahce. Gerekirse Alex lig'de yedek kalir, 70. dakikadan sonra ihtiyac olunca oyuna girer ve Avrupa maclari icin dinc olur. Sakatliklarin etkisi olur ama nispeten daha az olur, hafif sakatligi olan oyuncu oynamaya devam edip, sakatliginin daha kotuye gitmesi riskini tasimak zorunda kalmaz. Formsuz olan yedek bekler. Takim ofansif oynamasi gerektigi zaman ona gore oyuncular cikar, defansif oynamasi gerektigi zaman ona gore oyuncular cikar oynar vs. vs.

    Not: Kadroda olan, nispeten genc baska oyuncular aklima gelmemis olabilir. Bu oyuncular bazi yerrlere belki oturtulabilir, simdi aklima gelen Burak var mesela. Hizli forvet gorevini ustlenecek oyuncu degil, sag kanatta da Kazim'a cok benzeyen bir oyuncu. Acikcasi ya Kazim ya da Burak'in kalmasi daha dogru olur bence. Can, Ali Bilgin, Selcuk, Wederson (kisa donemde iki yonlu sol kanat olabilir belki ama takimin kalitesini uste tasiyacak bir oyuncu degil), Maldonado, Deniz (her ne kadar yararli bir oyuncu olsa da Wederson gibi uste tasiyacak bir oyuncu degil), Tumer takimi ileriye itecek oyuncular degil, ilk 11'i zorlama ihtimali olmamasi gereken oyunculardir bence.

    Devre arasına kadar bu konuşmaları çok yaparız abi,o vakit geldiğinde Aziz Yıldırım'ın ne düşündüğünü hepimiz göreceğiz.Neden devre arası?Çünkü Aziz başkan 10 yılda en çok T.Direktör değişikliliğinin bi işe yaramadığını öğrendi
    Teknik direktor akibetini transferlerin ne zaman yapilacagi belirler bence. Devre arasina kadar degisim olmaz bence. Devre arasinda takimi gelecek 2-3 sezon yonetmesi dogru olacak bir teknik direktor gerekir. Bu secimde en onemli olacak teknik ekipte bir kac kisinin kulup ile organik bagi olmasi olur. Aragones gibi butun ekibini toplayip gelecek teknik direktorden hayir gelmez.
    Last edited by perpetua : 23.Ekim.2008 at 09:10

  6. #6

    Default

    Gün geçtikçe Fenerbahçe taraftarının alkole olan bağımlılığı artıyor!
    Arsenal karşısında kaçan goller,
    O vursaydı, bu atsaydı, bu ofsayt değildi, bu yenmeseydi.
    Yok 'Fenerbahçe'de kısmet yok!',
    Yok tam argo tabiriyle 'Biraz bal olsa' gevezelikleri, arı kovanı ya bu takım.
    Hey hey hey! Hayatımız Andersen'den masallar!
    Fenerbahçe Arsenal karşısında -kaybetti-, başka açıklaması yok.
    Ne iyi oynadı, ne iyi mücadele etti.
    Bulduğu pozisyonların sahibi de İngiliz ekibiydi!
    Rakip defansta Kolo Toure, William Gallas, Bacary Sagna'nın olmayışı piyango!
    Bu üçlü Gunners'ın dikilitaşı!
    Son 1 sene içinde 3'ünün olmadığı ciddi maç var mı?
    Fenerbahçe piyangoyu amorti bile yapamayan koyun sürüsü!
    Maçın özeti budur, kimse geyiklere inanmasın, onlar Vodafone reklamlarında var.
    İstiyorlarsa açsınlar, onu izlesinler.
    Saracoğlu'ndaki müsabaka herhangi bir Londra derbisi olmuş olsaydı,
    Mesela Fulham olsaydı, Arsenal o sahadan -ezik- ayrılırdı, bırakın yenilmeyi.
    Pinokyoluk pinokyoluk nereye kadar!
    'Bu takımın ciğerini biliyoruz', gördük, utandık diye hırsla yazmıştık maç öncesi.
    Maalesef aynen öyle.
    Futbolcuya dem vurmayı, hele kişisellikten nefret ederim de!
    Duramıyorum.
    Selçuk'u domates tarlası yerine Saracoğlu'na çıkaranlara sorun.
    Ali Bilgin, Emre Belözoğlu, Burak Yılmaz hangi amaçla alındı?
    Gidin birilerine(!), istediklerinize sorun.
    Albert Camus olsa, yaşasa da güzel laflar hazırlasa keşke bu takıma, sahiplerine!
    Öneri;Halamın sakalı olsaydı dedirtmeyeceksin, -futbolcu- alacaksın, gerekirse sürüyle.
    Gerekirse eksiye düş, ekonomin altüst olsun, büyük Fenerbahçe taraftarı öder.

    ***

    OLMASI GEREKEN BUYDU, KAZIM'A TOKAT!
    Yanlışlıkla mı oldu, nasıl oldu tam detayını öğrenme şansım olmadı.
    Colin Kazım Richards'a vurulan tokattan bahsediyorum.
    Sağ açık olmadan bir kadro çıkarmak 'Komedi Dükkanı' tamam.
    70'lik rakının artık moda olduğu Temmuz'dan beri böyle de, hadi neyse.
    Fakat Colin Kazım Richards kararı -tam isabet-
    Naçizane önerim 2-3 futbolcunun kesilmesi, jiletlenmesiydi, birkaç yazı önce.
    Kazım ile başlar, devam eder, ısrarcı ve gerçekçi olur umarım!
    Futbolcuları uyaracak olan budur, taraftarın ıslığı değil.
    Onlara diktatörlük yapması gereken zamanda yemeğe çağıran yönetim değil!
    Çubuklunun ciddiyeti ağızlardaki sakızla birleşemez.
    Teşekkürler Luis Aragones.
    (Sakat olduğu için alınmadıysa sizi havale ediyorum, istediğiniz yere.)
    Unutmadan bir teşekkür daha edeceğim.
    Futbolcularına 3 ay oldu dik durmayı öğretemediğin için,
    Bir de şu var, bu tip maçlar sonrası,
    "Çok çalışmamız lazım, kalan maçlarımız var" diye Noel baba oluyorsun ya!
    Onun için.
    Öneri; Bu aralar tatillerde indirim var, kış dönemi malum, bir göz at.
    Bir hoca bir takımda kalmaya ısrar ediyorsa, bu takım Fenerbahçe ise.
    Kağıt parçacıkları içindir, gören görüyor, bu ülkede asaletini umursamıyorsun.
    Dikkat et ulusal kariyerine sıçrar!
    Gidemiyorsan, göndermelerine izin ver.

    ***

    FENERBAHÇE İÇİN SARACOĞLU BİR SÜREDİR DEPLASMAN
    Kadıköy büyü mü? Cehennem mi? Dev atmosfer mi? Destek mi?
    Yoksa deplasman mı? Sormanın zamanı geldi de geçiyor.
    Evet kulübün sahibi taraftarıdır, aşıkları.
    Taraftara sezon başı özeleştiri yapma zamanı geldi diye kendimce uyarıda bulunmuştum.
    Arsenal maçındaki görüntü, yanıltmadı.
    Üst üste gelenler, geçen sezonun hayali, görüntüdeki bozukluk taraftarın psikolojisini bozmuş olabilir.
    Fakat bu yine de büyük Fenerbahçe taraftarının kendi futbolcusunu kırbaçlamasına sebep olamaz!
    Bahsettiğim şudur ki bir küçük pas hatasında,
    Kaçan bir golde, yerini bulamayan bir şutta, büyük Marmara depremi kadar şiddetli bağırışlar!
    Takıma bu kadar bağırılmıyor artık!
    Allah aşkına bırakın kendinizi biraz düşünün.
    O atmosferde nasıl oynar o futbolcular!
    Oynamak görevleri, aldıkları para, giydikleri forma, üzerlerindeki amblem, evet haklısınız!
    Halı sahada arkadaşınız size bağırdığında sonraki pozisyona devam edemiyorsunuz.
    Yapmayın, etmeyin, güllük gülistanlık pollyanna modülünde de olun demiyorum ama,
    Takımın üzerindeki baskı ancak, Güiza'nın kaçırdığı gollerden sonra gösterilen töleransın,
    Tüm takıma gösterilmesiyle atılır.
    Şu görüntüde taraftarın da çileden çıkmasına hak veriyorum da, işte.
    Hepsi istiyor takır takır futbol oynamak.
    Fakat o yırtınışlar, o stadı deplasmana çevirmek ne getirecek?
    Çok şey götürecek.
    Öneri; Maç sonu bir avuç olmasın -Biz Fenerbahçeliyiz- diye bağıran.
    Bir stat olsun.
    Hayal kırıklarınızı yine her zamanki vefanız, cefanız ile birleştirin.
    Hep destek, tam destek.
    Gidin kahvehane köşesinde sabahlara kadar kızın ama o 90 dakika anında...
    Durun ve onların yerine kendinizi koyun.
    60 saniye.
    Ruhsuz olduklarının ben de farkındayım, o ayrı.
    Sizin için söylüyorum,
    Tuncay Şanlı'yı özlüyorum, gözlerim kapalı!
    Bu arada aferin Volkan!
    Hatalı goller yemiş olabilirsin, taraftar hıncını senden çıkarmak istedi.
    Bütün stadın senle dalga geçmesine rağmen, dümdüz yürüyerek içeri girdiğin için.
    Bu sefer sakin olduğun için! Haddimse, aferin.

    ***

    RIDVAN DİLMEN DANIŞMADA BEKLENİYORSUNUZ
    3 vakte kadar bir basın toplantısı daha var.
    Yine Aziz Yıldırım mı olacak acaba mikrofonun ucunda, büyük merak!
    Senaryoları herkes okuyor, oynayan çok.
    Filmin sonu, yapımcılar, oyuncular listesi, bir de final müziği mi bekleniyor ki!
    Rıdvan Dilmen göreve, belki 2 aylık nefes aldırır takıma ama en azından değişim -harekettir-
    Arsenal maçı kazanılsa belki Rıdvan Dilmen yine Güntekin Onay ile tartışacaktı maç sonları.
    Devam edecekti ama görünen köy klavuz istemiyor.
    Yabancı bir cisim Fenerbahçe'ye yaklaşıyor, öyle umuyoruz.
    Yabancıdan kastım, değişim, soğukkanlılıktan vazgeçmek.
    Yıldız oyuncu getirerek sessiz filme sokma senaryosu da var raflarda duran.
    Kimbilir Ocak ayında herkesin şiddetiyle takip ettiği bir film olur, izleriz!
    Öneri; Daha ne kadar kaybedeceksiniz?
    Önünüzde bu kulübün kapılarını tekrar çeliğe dönüştürecek bir fırsat var,
    Turkcell Süper Ligi.
    Kazanmak demek, prensliğe dönüş.
    Kaybetmek demek, ömür boyu kurbağa.
    Anlayana.
    Mayıs'ta görüşürüz.

    Klasik son not kısmımızda bu sefer konuğumuz çubukluyu taşıyan futbolcular.
    Bu takımın, bizim öğretmenlerimiz sizsiniz.
    Tutturdunuz ders boş diyorsunuz.
    Bir cümle sizi korkutmalı, titretmeli, gerekirse sabahlara kadar hırslandırmalı, ağlatmalı.
    FENERBAHÇE GÜÇLÜDÜR.
    Çarpar.

    sporx.com dan esat derginin bir yazısı.ben çok beğendim,sizlerle de paylaşmak istiyorum

Mesaj Yetkileri

  • You may not post new threads
  • You may not post replies
  • You may not post attachments
  • You may not edit your posts
  •