Tabi ki kim attırdı, oyuncunun özelliği nedir, son vuruşları mı iyidir, ne tür alanda daha etkilidir bunlar önemli fakat gol kralı apoleti o kadar ucuz birşey değil. Real Madrid gol kralını almadı diye o gol krallığının önemi azalmaz. Bir oyuncuyu Real Madrid'in istememesi o oyuncunun kalitesiz olduğu anlamına gelmez. Oyuncu Real Madrid'te oynayabilecek kapasitede olmayabilir ama 3 büyüklerden herhangi birinde çuvalla gol atabilir. Yani bizim ligimiz için Real Madrid'in, Barcelona'nın bir oyuncuyu alıp-almamasını kıstas olarak kullanamayız.
Hala tek taraflı bakıyorsun olaya. Bu durumun oyuncu yönünü incelediğimizde tesadüf olmayan bir tablo çıkıyor karşımıza. 6-7 tane Fenerbahçe'de beklenti oluşan fakat bekleneni veremeden giden oyuncu örneği verdim. Haydi bir tanesini teknik direktör harcadı, bir tanesini başkan harcadı. Ee diğerleri ? Mesela Selçuk'u ele alalım; Fenerbahçe'de 6-7 sezondur bulunuyor. Geldiği günden şu güne kadar ne kadar kendini geliştirdi ?
Diğer konuya gelecek olursak, madem bu adamlar alınırken problemsizdi, süperdi vs. o zaman alındıktan sonraki motivasyon vb. uygulamalarda yanlış yapıldı, ya da verilmesi gereken özen verilmedi.. ben bunu demeye çalışıyorum, sadece teknik direktöre suç atmıyorum, tüm teknik adamların beğenmediği isimler olabilir, bunlar illa kötüdür ya da şöyledir böyledir demiyorum... ama eğer bu adam bilmem kaç yaş altı milli takımda aslanlar gibi performans gösteriyorsa, neden FB'de ya da başka bir kulüpte aynı şekilde oynayamasın, eğer kapasitesi yetmezse neden bu takıma alındı?
Ayrıca bu Fenerbahçe'nin değil, tüm büyük takımların sorunudur. Türkiye'de bir yabancı sevdası vardır, halen sürüp gitmektedir, şu azim ve formu Yusuf 32 değil de 20 kusur yaşında FB'de gösterseydi, şimdi Alex'in yerinde Yusuf olurdu, aynı şekilde Milli Takıma da tartışılmaz derecede katkı sağlamış olurdu..
Fakat bunun yerine takımlarımız gidip; aynı tip oyuncuları ithal ediyorlar ve yerlilerden 10 kat daha fazla para ödüyorlar, eğer Yusuf 20kusur yaşında yok alkoliktim, yok gece hayatım vardı diyorsa; suç Yusuf ta oldugu kadar bunu engellemeyen, göndermekte çare bulan teknik ekiptedir, idari yönetimdedir.
Çok çarpıcı örnekler var, Eto'o ismi, R.Madrid altyapısından yetişip, Barcelona'da fırtına gibi esti.. yani her takım, her altyapı hocası, her oyuncuyu geliştirecek, kazanacak diye birşey yoktur fakat bir yandan da Premier Lig ekipleri barlara, diskolara, gözlemciler yerleştirerek, oyuncunun ruhu bile duymadan, oralarda tespit edip ceza veriyor.. Bizim ülkemizde, başta büyük kulüpler olmak üzere; bir çok kulüp elindeki yerli oyuncuya değer vermeyerek, gidip belki de daha kötü yabancılara daha yüksek paralar ödüyorlar..
Iddaa ediyorum ki, bir çok Süper Lig kulübü transferde Brezilya altyapısı ve piyasasına, Türkiye'den daha öncelik tanıyorlardır.
Bizim kulüplerimiz oyunculara yeteri kadar değer veriyor fakat oyuncular kendilerine yeteri kadar değer vermiyor. Yusuf'u Fenerbahçe göndermemiştir. Yusuf daha fazla ilk 11'de oynamak istediği için kendisi gitmiştir. Sonuçta oyuncunun kafasına silah dayayıp kal diyemezsin. Veya oyuncunun kafasına silah dayayıp gece hayatını bitir diyemezsin. Bu işi gönülden yapmadığı sürece de oyuncu gerekirse aldığı maaşın yarısını ceza olarak kulübe geri öder ama yine de bildiğini okur.
Fenerbahçe’den ayrılışını “Hayatımdaki en büyük hatalardan biri” diye tanımlıyorsun.
İnsan kaybettiği şeylerin değerini sonradan anlıyor. Fenerbahçe’de yaşadıklarım her futbolcunun yaşaması gereken güzel şeylerdi. Bir problemim yoktu ama daha çok oynamak istediğim için ayrıldım. Ancak Anadolu kulüplerinde oynamakla, Fenerbahçe gibi büyük bir takımda oynamak arasında büyük farklar var. Hem maddi hem de manevi olarak çok fark var. Bunları gördüm.