İşte bu şekilde 1 ileri 1 geri gitmek yerine, 2-3 maçı feda edersin ama bazı şeylerin değiştiğini görürsün. Ama dediğin gibi bu zor, Alex'i kulübeye çektiğinde medyada hemen Alex-Aykut Kocaman kavgası başlamıştı. Sonuçta vazgeçilmesi düşünülen isim Alex, bu takımın efsanelerinden birisi. Öyle kolay değil ondan kolay kolay vazgeçmek, hele ki bu kötü bir başlangıçtan sonra.
Hafta başında hiç Brezilyalı oyuncuların yer almadığı bir 11 denemiş mesela Aykut Kocaman. Takım içinde de bir birliğin sağlanması lazım, Alex'in oynamaması elbette kendisini rahatsız edecek, ona yakın arkadaşlarını rahatsız edecek. Alex çıkıp, kötü oynayın demez ama sahada olmadığında bilinçaltı onu seven oyuncuları etkileyebilir. Özgüvenin ve yeniden bir takım olmanın anahtarı da galibiyet serisinden geçiyor. Mesela Galatasaray, onlar da çok ötü başladı, 2 mağlubiyetten sonra, oyun olarak düzelme olmasa da bir şekilde alınan galibiyetler var üst üste. Bu takıma biraz da zaman kazandırır, güven verir, biz bir şekilde kazanıyoruz diye. Geçen sene Fenerbahçe, son 10 maçta 1 gol yedi sadece, bir şekilde kazanırız bu maçı havası vardı, savunma yapıp gol yemeyelim, nasılsa atarız düşüncesi herkesin kafasına işlemişti, öyle de oldu.
Şimdiki takımın da o havaya girmesi lazım, medya 1 hafta göklere çıkarıp diğer hafta yerin dibine sokunca, kafalar karışıyor elbette, taraftar da şaşırıyor.


Hatta eminim şuan bir çok kişide keşke Daumla devam etseydik demeye başlamıştır. Kendi taraftarı ve ne olursa olsun onunla devam etmeliyiz diyenler bile..
