Anket Sonuçlarını Görüntüle: Sonuç ne olur?

Voters
34. You may not vote on this poll
  • Macaristan kazanır

    9 26.47%
  • Berabere biter

    13 38.24%
  • Türkiye kazanır

    12 35.29%
1 ile 30 arası toplam 235 sonuç

Konu: Macaristan - Türkiye | 2014 Dünya Kupası Elemeleri D Grubu

Hybrid View

  1. #1
    Nesil
    2007
    Yer
    GEBZE!
    Mesajlar
    1,917

    Default

    Quote Originally Posted by Walter Sakana View Post
    Kaldırıldı gibi birşey zaten. Kadronda bulundurabildiğin yabancı sayısı 10 değil miydi bundan önce? Peki yabancı sınırlamasının 10 olduğu dönemde kimler yetişti Türk futbolunda? Son 10 yıla baktığında Arda dışında kimi sayabiliyorsun? Birde yabancı sınırı düşükken kimler yetişti onu hatırlayalım... Metin-Ali-Feyyaz dönemi Beşiktaş'ını hatırlar mısın? O kadroda bu efsane üçlünün dışında Rıza Çalımbay, Recep, Gökhan Keskin, Kadir gibi en az onlar kadar efsane isimler de vardı. Bence Türk futbol tarihinin en efsane kadrolarındandı. Peki Fenerbahçe'nin efsane yerli oyuncuları hangi dönemlerde piyasaya çıktı? Selçuk Yula, Rıdvan Dilmen, Aykut Kocaman, Oğuz Çetin, İlker Yağcıoğlu, Rüştü Reçber vs... Trabzonspor'da Hami, Orhan, Hamdi, Ogün, Abdullah, Ünal vs... Galatasaray Hakan Şükür'ü transfer ettiğinde yabancı sınırlaması 3 idi. Peki 3 yerine şimdiki gibi 8-10 olsaydı Galatasaray Hakan'ı alır mıydı gene sence? Ha belki gene alırdı bugün Burak Yılmaz'ı aldığı gibi ama bilemezsin, kaliteli yabancı bir forvet her zaman ilk tercihidir kulüplerimizin.

    Hadi birde tersten düşünelim. Eskiden yabancı sınırı düşük olduğu için kulüpler yabancı oyuncu transferinde kılı kırk yarıyorlardı ve bu sayede sonradan efsaneleşen yabancıları bulup çıkartıyorlardı (bazı üçkağıtçıların kulüplerimize 5.sınıf Yugoslav oyuncuları kakaladıkları bir dönem vardı, onu bir kenara bırakırsak). Simoviç, Prekazi, Uche, Ferdinand gibi efsane yabancılar gelmeden önce kulüplerimizin şimdilerde transfer ettikleri yabancılar kadar ünlü ve kariyerli değillerdi belki ama sonrasında kulüplerimizin tarihlerinde efsane oyuncular olarak iz bıraktılar hepside. Yabancı sayısının arttığı dönemlerde Galatasaray'ın aldığı oyuncuları hatırlıyorum da; Marcio, Bruno, Ali Lukunku... hatırlamak bile istemiyorum. Bunlar sırf yabancı sayısı dolsun diye alınmış 5.sınıf yabancılardı. Şimdi Riera'yı da sırf yabancı oyuncu almış olmak için almadık mı gene?

    Yabancı sınırlamasının Milli takıma yansımasını düşünürken o seneyi baz almamak lazım. En az 5-10 senelik bir periyodu baz almak lazım. Çünkü milli takımda oynayanlar o sene çıkmıyor piyasaya, en az 5-10 yıllık bir profesyonel kariyerden geçerek geliyorlar. Örneğin 2002'de Dünya Kupasında 3.olan kadro 90'lı yıllarda yıldızı parlayan oyunculardan kurulu bir kadroydu.

    Jenerasyon falan deniyor... Türkiye'de o jenerasyon geldi yıllar önce, Nuri Şahin ve Caner'in de bir parçası olduğu çoğunun ise yok olup gittiği o jenerasyonu değerlendiremedik maalesef. Raşit Çetiner ve Abdullah Avcı dönemlerinin ümit milli takımlarında müthiş bir jenerasyon yakalamıştık oysa ki...

    Metin Ali Feyyaz lar Rıdvanlar Oğuzlar Selcuk Yula lar Tanjular..
    Yabancı sayısının çok az olduğu bu dönemde milli takımın ne başarısı var
    8-0 ingiltre mağlubiyeti hangi dönemde alındı o dönemde hangi turnuvalara katılabildik hangi başarıları elde ettik ?

    sorun yabancı sınırını kaldırmak da çözülmez sıfıra indirmekle de.
    sorun en başta futbolcuların mental olarak hiç bir eğitime tabi olmamaları
    türk futbolcu profili %80 90 oranında bellidir okumamayım topçu olayım az çok oynarım şansım da yaver giderse cebimi doldururm mantığında.
    bir çoğunun ufku dar hayat görüşleri tek düze açıkcası burda aşağılamak gibi gelmesin ama beyinlerini çok kullanmadan hayatlarını sürdüyorlar
    önce küçük yaşlardan itibaren burada devrimi gerçekleştirmek gerek bana kalırsa
    futbolcularda düşünmeyi başaran, sorgulayan, anlatılanı anlayan geniş açıdan bakabilmeyi başaran zihinler yaratmak lazım.
    bunu önce ufak yaşlarda derslerinde günlük hayatında sağlayacaksın sonra o kendisi sahaya yansır zaten.
    bunu yapabilen futbolcular her zaman her yerde fark yaratmıştır.
    alex hagi arda emre sergen vs ülkemiz üzerinde gördüklerimiz.
    en net ve keskin örneği de alex veya bir popescu illa hucumcu olması gerekmez
    tabi alex yetiştirmek kolay değil ancak bunun temelini atmak hiç değilse potansiyeli olan oyuncuyu kazanmak anlamına gelir.
    yoksa oyuncunun bunu kendi başına başarmasını beklemek yada bu perspektife sahip oyuncuların futbolcu olup iyi şeyler yapmasını beklemek bize çok zaman kaybettiriyor..
    yada onlarında başka eksikleri oluyor tembellik umursamama fiziksel eksiklik gibi.
    gerçi bu eğitim konusu ülkemiz insanında genel bir sorun düzeleceğini de hiç sanmıyorum ama tespit konusunda benim fikrim budur.

    bir diğer noktaya da perpetua çok güzel değinmişti yukarlarda
    milli takımımızın bir felsefesi olmadığı ve iyi bir klup takımı iskeleti bulmadan başarının gelmeyeceği yönünde.
    %100 haklı..

    iki paydayı birleştirirsek bana göre ne yabancı sınırının önemi kalır ne başa gelen hocanın isminin

  2. #2
    Nesil
    2009
    Yer
    Turksportal
    Mesajlar
    3,984

    Default

    Quote Originally Posted by GebzeLi1907 View Post
    Metin Ali Feyyaz lar Rıdvanlar Oğuzlar Selcuk Yula lar Tanjular..
    Yabancı sayısının çok az olduğu bu dönemde milli takımın ne başarısı var
    8-0 ingiltre mağlubiyeti hangi dönemde alındı o dönemde hangi turnuvalara katılabildik hangi başarıları elde ettik ?
    Milli takımın yok doğru ama kulüplerimizin var. Galatasaray'ın Şampiyon Kulüpler Kupası Yarı Finali var. Fenerbahçe'nin dönemin en güçlü takımlarından efsane Bordeaux'u elemesi var. Trabzonspor'un kendi sahasında birçok Avrupa devini devirmesi var. Keza kaçtır değindiğim milli takımın 2002'de olan ancak 90'lı yıllarda yani yabancı sınırının düşük olduğu yıllarda yetiştirilen oyuncularla gelen Dünya 3.lüğü var. İstisnalar da var; Fenerbahçe'nin birçok yabancı oyuncuyla Şampiyonlar Ligindeki çeyrek finali gibi, yabancı sayısının yüksek olduğu dönemde milli takımın Euro 2008 yarı finali gibi...

    sorun yabancı sınırını kaldırmak da çözülmez sıfıra indirmekle de.
    sorun en başta futbolcuların mental olarak hiç bir eğitime tabi olmamaları
    türk futbolcu profili %80 90 oranında bellidir okumamayım topçu olayım az çok oynarım şansım da yaver giderse cebimi doldururm mantığında.
    bir çoğunun ufku dar hayat görüşleri tek düze açıkcası burda aşağılamak gibi gelmesin ama beyinlerini çok kullanmadan hayatlarını sürdüyorlar
    önce küçük yaşlardan itibaren burada devrimi gerçekleştirmek gerek bana kalırsa
    futbolcularda düşünmeyi başaran, sorgulayan, anlatılanı anlayan geniş açıdan bakabilmeyi başaran zihinler yaratmak lazım.
    bunu önce ufak yaşlarda derslerinde günlük hayatında sağlayacaksın sonra o kendisi sahaya yansır zaten.
    bunu yapabilen futbolcular her zaman her yerde fark yaratmıştır.
    alex hagi arda emre sergen vs ülkemiz üzerinde gördüklerimiz.
    en net ve keskin örneği de alex veya bir popescu illa hucumcu olması gerekmez
    tabi alex yetiştirmek kolay değil ancak bunun temelini atmak hiç değilse potansiyeli olan oyuncuyu kazanmak anlamına gelir.
    yoksa oyuncunun bunu kendi başına başarmasını beklemek yada bu perspektife sahip oyuncuların futbolcu olup iyi şeyler yapmasını beklemek bize çok zaman kaybettiriyor..
    yada onlarında başka eksikleri oluyor tembellik umursamama fiziksel eksiklik gibi.
    gerçi bu eğitim konusu ülkemiz insanında genel bir sorun düzeleceğini de hiç sanmıyorum ama tespit konusunda benim fikrim budur.
    Bu kısımda yazdıklarına tamamen katılıyorum, özellikle son cümlene.

    bir diğer noktaya da perpetua çok güzel değinmişti yukarlarda
    milli takımımızın bir felsefesi olmadığı ve iyi bir klup takımı iskeleti bulmadan başarının gelmeyeceği yönünde.
    %100 haklı..
    Biz duygularıyla hareket eden bir toplumuz. Bu aşağı yukarı her alanda böyle. Ama en yoğun olduğu alan tabi ki spor. Fatih Terim neden başarılı oldu? Çünkü her şeyden önce çok iyi bir motivasyon ustası. Oyuncularına cesaret ve hırs aşılayabiliyor. Rijkaard, Hiddink, Löw, Aragones, Del Bosque neden başarısız oldu? Çünkü onlar taktik ustaları. Çünkü oyuncularımız mental açıdan yetersizler ve futbolu bilmiyorlar. Ya herro ya merro diye sahaya çıkıp maç değil savaş yaparak kazanmayı biliyorlar sadece. Arda "futbolu İspanyada öğreniyorum" diye boşuna demedi. Burada bir üstteki son cümlen olayı özetliyor aslında. Bu bir eğitim sorunu ve öyle 5-10 yılda düzeltilebilecek bir sorun değil maalesef. Önce eğitim sistemini düzelteceksin, sonra o sistemin eğittiği bir nesil yetiştireceksin, işte ondan sonra ancak o neslin çocukları ve sonrası senin eğitim sistemini değiştirme çabalarının meyvesi olacak.

    iki paydayı birleştirirsek bana göre ne yabancı sınırının önemi kalır ne başa gelen hocanın isminin
    İşte buna katılmıyorum. Özellikle başa gelen hoca önem kazanıyor şu anki durumda. Euro 2008'de takımın başında Hiddink olsaydı gene yarı finale çıkabilir miydik sence?

    Yabancı sınırı yüksek olduğu için yerli oyuncular gereğinden fazla değer kazanıyorlar. Bugün az biraz gelecek vadeden Alper Potuk için kulübü kapıyı 5 milyon Euro'dan açıyor mesela. Alper tamam yetenekli ama maç kazandıran, maçın kaderini etkileyen bir oyuncu mu? Daha neyi kanıtladı ki? Bugün Galatasaray biraz mecburen de olsa Semih ve Emre'ye şans verip altyapıdan çok değerli 2 oyuncu kazanmış olmadı mı? Ekonomik olarak bakarsak Alper transferine milyonlarca euro harcamak yerine hem düşük senelik ücret ödediği hem de en az Alper'e istenen bonservis bedeline satabileceği bir oyuncu kazanmadı mı? Demek ki şans verilince oluyormuş. Ama Servet sakatlanmasa, Arda gitmese belki ikisi de halen A2 takımında veya kiralık olarak başka takımlarda oynuyor olacaklardı.

    Altyapıdan oyuncu yetiştirebilen ve o oyunculara yeterli şansları veren bir ülke olsak bende yabancı sınırının yükseltilmesine sıcak bakarım. O zaman rekabet daha fazla olur barahir'in dediği gibi. Ama altyapıdan oyuncu yetişmediği ve 40 yılda bir yetenekli oyuncu çıktığı için yabancı sayısının yüksek olması zarar veriyor futbolumuza. O çıkan yetenekli oyuncular da yabancılardan ötürü yeterli forma şansı bulamıyorlar genellikle. Bugün siz Fenerbahçeli arkadaşlarım skor 3-0 olmuş alsana oyuna Recep'i, Salih'i diye kızmıyor musunuz teknik direktörünüze? Yani maç kopmuşken bile o şansları vermiyoruz gençlerimize. Oysa koskoca Barcelona'ya bakıyoruz, Dünya kupasının en iyi kalecisi seçilmiş Rüştü'yü altyapıdan çıkan çaylak Valdes'in arkasında yedek olarak oturtuyor uzun vadeli düşünebildikleri için. Altyapıdan çıkan oyunculara değer verdikleri için.

  3. #3
    Nesil
    2007
    Yer
    GEBZE!
    Mesajlar
    1,917

    Default

    Quote Originally Posted by Walter Sakana View Post
    Milli takımın yok doğru ama kulüplerimizin var. Galatasaray'ın Şampiyon Kulüpler Kupası Yarı Finali var. Fenerbahçe'nin dönemin en güçlü takımlarından efsane Bordeaux'u elemesi var. Trabzonspor'un kendi sahasında birçok Avrupa devini devirmesi var. Keza kaçtır değindiğim milli takımın 2002'de olan ancak 90'lı yıllarda yani yabancı sınırının düşük olduğu yıllarda yetiştirilen oyuncularla gelen Dünya 3.lüğü var. İstisnalar da var; Fenerbahçe'nin birçok yabancı oyuncuyla Şampiyonlar Ligindeki çeyrek finali gibi, yabancı sayısının yüksek olduğu dönemde milli takımın Euro 2008 yarı finali gibi...
    Burada ki takım başarıları daha sonra yüksek yabancı sayısı ile yine yakalanıldı ya da yanına yaklaşıldı.
    Fenerbahçe yarı finalin eşiğinden döndü brezilya ekolü ile.
    Ama sonrası gelmedi ne o yabancı sınırı 2 3 olduğu zaman sonrası devamı geldi başarıların ne de 6 7 8 olduğunda.
    Yöneticilerin fevri hatalı kararları olsun yine eğitim konusunda alttan yetişen oyuncuların yetersizliği olsun istikrarı sağlayamadı ve başarılar hep saman alevi gibi parlayıp sönen olaylar gibi kaldı bi köşede.
    Galatasarayın Uefa yı kazandığı kadro da zaten yıllarca milli takımın iskeleti oldu milli takıma en başarılı dönemlerini yaşatan ekibin en büyük parçası oldu.
    Bu da perpetua nın tespitine çıkarıyor bizi.


    İşte buna katılmıyorum. Özellikle başa gelen hoca önem kazanıyor şu anki durumda. Euro 2008'de takımın başında Hiddink olsaydı gene yarı finale çıkabilir miydik sence?
    Benim demek istediğim eğer felsefesi olan bir milli takımımız ve alttan iyi eğitim almış gelen bir oyuncu ekibi olursa o zaman hoca isimlerini çok tartışmayız.
    Milli takım gibi bir yerde hocanın etkisi çok fazla olmamalı bana göre.
    Sadece bizim felsefemize uyuyor mu uymuyor mu ona baklılır.
    Şimdi ki durum içersinde ise tabi ki oyuncuları birebir çok iyi motive edecek her oyuncunun saygı duyacağı, gözünün korkacağı, medyanın bulaşmaya gözünün yemeyeceği, herkese her açıklamayı yapıp, takım benim takımım havası verecek kararları çok sorgulanmayacak soyunma odasında ateş gibi bir hocaya ihtiyacımız var.
    Çünkü bu oyunculardan faydalanmak için ancak böyle bir adam gelmesi gerekiyor.İkimizin de bahsettiği eğitim eksikliği bunun getirdiği başarıları olağan yada sürekli bir hale getirmiyor.
    Her zaman bir F.Terim gelmez ya da çok iyi bir jenerasyon iyi bir Şenol Güneş'e Mustafa Denizli'ye denk gelmez..



    Bunları devamlı hale getirecek adımlar atılmalı ki gelen hoca ekstra bir lider olmadan çok ekstra motivasyon gazlama özelliği olmadan başarılı olabilsin.
    2008 Performansı tarihte bir kere iki kere ancak olur.Bu gibi performanslara ihtiyacımız yok bence, devamlılığı olan bir milli takımı tercih ederim.
    Gerçi 2008 de aldığımız keyif yaşadığımız heycan küçümsenecek bir olay değil ama 10 yılda bir turnuvaya gidip böyle heyecanlar yaşayıp sonrasındaki elemelerde böyle rezillikler uğraşmaktansa her turnuvaya katılıp gruplardan çıkan daha yukarları zorlayan bazen sıkıcı oynayan ama sonuç alan bir milli takım olsun isterim.
    O zaman Hiddink gelse bu potansiyeli belki de final dahi oynatabilir.

    De bunlar hayalden öteye gitmez ya neyse


    Yabancı sınırı yüksek olduğu için yerli oyuncular gereğinden fazla değer kazanıyorlar. Bugün az biraz gelecek vadeden Alper Potuk için kulübü kapıyı 5 milyon Euro'dan açıyor mesela. Alper tamam yetenekli ama maç kazandıran, maçın kaderini etkileyen bir oyuncu mu? Daha neyi kanıtladı ki? Bugün Galatasaray biraz mecburen de olsa Semih ve Emre'ye şans verip altyapıdan çok değerli 2 oyuncu kazanmış olmadı mı? Ekonomik olarak bakarsak Alper transferine milyonlarca euro harcamak yerine hem düşük senelik ücret ödediği hem de en az Alper'e istenen bonservis bedeline satabileceği bir oyuncu kazanmadı mı? Demek ki şans verilince oluyormuş. Ama Servet sakatlanmasa, Arda gitmese belki ikisi de halen A2 takımında veya kiralık olarak başka takımlarda oynuyor olacaklardı.

    Altyapıdan oyuncu yetiştirebilen ve o oyunculara yeterli şansları veren bir ülke olsak bende yabancı sınırının yükseltilmesine sıcak bakarım. O zaman rekabet daha fazla olur barahir'in dediği gibi. Ama altyapıdan oyuncu yetişmediği ve 40 yılda bir yetenekli oyuncu çıktığı için yabancı sayısının yüksek olması zarar veriyor futbolumuza. O çıkan yetenekli oyuncular da yabancılardan ötürü yeterli forma şansı bulamıyorlar genellikle. Bugün siz Fenerbahçeli arkadaşlarım skor 3-0 olmuş alsana oyuna Recep'i, Salih'i diye kızmıyor musunuz teknik direktörünüze? Yani maç kopmuşken bile o şansları vermiyoruz gençlerimize. Oysa koskoca Barcelona'ya bakıyoruz, Dünya kupasının en iyi kalecisi seçilmiş Rüştü'yü altyapıdan çıkan çaylak Valdes'in arkasında yedek olarak oturtuyor uzun vadeli düşünebildikleri için. Altyapıdan çıkan oyunculara değer verdikleri için.

    Bir de yabancı sayısı 6 iken Alper'e 5 10 milyon euro isteyenler yabancı sayısı 2 3 olduğunda 15 20 isteyecekler.
    Çünkü yine konuştuğumuz eğitim eksikliği ve büyük kluplerin altyapıya vermedikleri önem onları kısır bir döngünün içine sokacak, orda yetiştirilmişi var diğeri kapmadan bizim kapmamız lazıma dönecek.
    Yabancı sınırı 3 olsa bugün ile yine hemen hemen aynı sayıda genç oyuncu çıkar.
    Alper 1 ise 2 tane olur en fazla.
    Harcanan paralar aynı kalır kendi içimizde pazarı iyice şişirmiş oluruz havaya uçar gider milyonlar.
    Tuhaf tuhaf bir sürü gurbetçi gelir.
    Yani eğitim konusunda gereken devrim yapılmadıkça bu döngünün içinden ne yabancı sayısını arttırıp çıkabiliriz ne de düşürerek.
    Arttırmanın sadece kluplerimize faydası olur.
    Avrupada belki başarılarımız artar Ordu falan daha iyi kadrolar kurar iyi hocalar eşliğinde.
    Kötünün iyisi arttırmak yani bana göre..

Mesaj Yetkileri

  • You may not post new threads
  • You may not post replies
  • You may not post attachments
  • You may not edit your posts
  •