Hakem hataları bugün aleyhine olur, yarın senin lehinde olur. Bunun bir dengesi ya da size oldu bize de olsun tarzında bir işleyişi de yoktur. Ama önem derecesi yüksek olan böyle bir karşılaşmaya sayın Mete Kalkavan'dan ziyade bana göre daha deneyimli bir ismin verilmesi gerekti. Maçın ağırlığını ve kararlardaki tutarlılığı sağlayamadığını düşünüyorum.

Bizim cephemizde Sow'un ilk golüne kadar yapılan muazzam pres ve pas trafiğinin maç sonuna kadar devam etmeyeceği ortadaydı ve kademeli olarak azaltmamız gerekti. Fakat golü attıktan sonra geri çekildik ve presi bıraktık. Beşiktaş orta sahayı bu dakikalarda daha rahat geçti, net pozisyonu olmasa da skor üretmeyi bildi.

İkinci yarı Fenerbahçe adına pek bir şey değişmemişti, Beşiktaş adına bir şey değişmemişti. İki takımın yedek kulübesinin bireysel olarak bir şey değiştiremeyeceği şu maçta kader sahada ki isimlere kalmıştı. Beşiktaş yine olgun olmayan bir atakla golü bulduktan sonra maçın kopacağını düşünmüştüm. Fakat Sow'un kafa vuruşu Fenerbahçe'yi maça tekrar ortak etti.

Maçın son dakikalarında iki tarafta bilinçsizce yüklenirken oluşan boş alanları Fenerbahçe'nin bu alanları saniyeler içinde kat edebilecek oyunculara kulübede sahip olması gerekirdi. Krasic ve Stoch bu dakikalar için biçilmiş kaftandı. Baroni'yi kenara alıp bu oyunculardan birini sahaya sürmesi olumlu olabilirdi. Bu oyuncular ilk 18'de bile yer almadı.

Bu gol tabi zirve yolunda Beşiktaş'a çok şey kattı, Fenerbahçe'den çok şey aldı. Bu gole çok benzeyen bir pozisyonu İBB maçında yaşamış ve bir defa daha sahadan boynu bükük ayrılmıştık. Maçın son dakikaları diye bilinçsizce yüklenirken mutlaka bir sigorta yapmalıyız. Bedeli yine çok ağır oldu.

Bunlar benim naçizane görüşlerimdir herkesin bakış açısı farklı olmasına rağmen sayın Aykut Kocaman'ın maçı okuyamadığını ya da maç başlamadan maçı kafasında oynayamadığını bu yüzden gerekli kulübe ekibini kuramadığını düşünüyorum.