Birbirinden çok farklı 3 örneği bir araya koymuşsun.Originally Posted by Mamadou
1) İbrahim Akın'ın o dönemde sözleşmesi devam ediyordu (şimdi araştırdım sözleşmesi 2012 mayısta bitiyormuş, yani Bosman'lık bir durum dahi yok), yani bonservis için takımla da anlaşmanız gerekiyordu. Ama transfer dönemi bile değilken görüşmeler yapıldı. Hadi orası önemli değil diyelim, at muhabbetlerini bilmeyen yok sanırım. Hatta maç sonrası İbrahim'le bir anlaşma bile yapılmadı. Transfer durumu bile yok ortada yani. Zaten şike muhabbetleri başlayınca İBB İbrahim'in sözleşmesini feshetti.
2) Götze'nin sözleşmesinin son aylarında Bosman kurallarından faydalanarak Bayern Münih teklifini yaptı, Götze de kabul etti. Bence güzel bir kural değil, ancak futbol kuralları içerisinde bir durum. Bu da oldukça farklı bir durum.
3) Necati'yi aldığımız gün yanlış hatırlamıyorsam transfer sezonunun son günüydü (1 Şubat 2012). Aynı gün içinde Antalya maçı olduğu doğrudur. Ancak oyuncu ayartma yok birşey yok, transfer dönemi içinde iki takım karşılıklı anlaşıyor, Galatasaray kadrosunun en eksik bölgesini takımı tanıyan bir oyuncuyla dolduruyor ve sezonun kalanında devamlı bu oyuncudan faydalanıyor, Antalyaspor da 32 yaşında bir oyuncu için makul miktarda bonservis parasını kasasına koyuyor. Kaldı ki o maçta Antalya ile 1-1 berabere kalındı, kritik bir haftada 2 puan kaybedildi. Ömer maçın 30 dakika kadar bir kısmında vakit geçirdi. Maçı satacak takımdan pek beklenen davranışlar değil sanırım bunlar. Bu da diğer örnekle taban tabana zıt bir durum.
Yani diyeceğim şudur ki, benzer durum Trabzonspor'a da olsa Fenerbahçe'ye de olsa Beşiktaş'a da olsa Akhisar Belediyespor'a da olsa yanlış bir durum yok. Kendi adıma konuşmak gerekirse arkasında da bir artniyet aramam.
Alıntılı Yanıtla
