Milli maç sonrasında seçim günü geldi çattı. Umarım maddi açıdan kulübü ileriye götürecek vizyona sahip biri olur... Italyan ve Fransız futbol adamları takımımız için başkanlığına adaylığını koymuştu.
Hararetli bir seçim günü yaşanmıştı. Zorlu bir sürecin ve tekrar tekrar yapılan sayımlardan sonra Eski Barletta yöneticsi olan Roberto Tatò seçimleri kazanıyordu.
Seçimin ertesi günü takım ile bir görüşme yapan yeni başkan, takımın genel gidişatında herhangi bir değişiklik yapmayacağını belirtti. Birebir yaptığımız görüşmede ise, bana takımın geleceği ile ilgili planlarımı sordu. Takımın başında bulunduğum süre zarfında takımı ileri götürme konusunda hiç şüphem yoktu. En azından 3-4 sene içinde Avrupa Kupalarında Tur geçen bir takım oluşturmayı düşündüğümü söyledim.
Karşılıklı planlarımızı masaya koyduk. Takımın tesislerinin yetersiz olduğuna hemfikir olsak da, takımın maddi imkansızlıkları nedeniyle istediğimiz geliştirmeleri yapabilecek durumda değildik. En azından kulüp için aynı doğrultuda olduğumuzu bilmek güzeldi. Tek sıkıntımız sezon sonunda bitecek olan kontratımdı.
Yeni aya başlarken açıklanan dünya ülkeler sıralamasında 7 sıra birden yükselerek 201. sıraya yerleştik. Umarım bu artış sadece bir hıçkırık olmaz devamı gelecek bir yükseliş olur.
Yeni Başkanımız ile çıkacağımız ilk maçta kupada MTG karşısına çıkacaktık. Bu maçta alacağıız galibiyet bize gruplarda iyi bir avantaj sağlayabilirdi. 16 puanın çıkmaya yetebileceği bir grupta alacağımız bir mağlubiyet; sadece ilerideki maçların önemini arttıracaktı o kadar.
Pepsi Kıbrıs Federasyon Kupası - 2014/2015 Sezonu - B Grubu 1. Maçı - Mağusa TG ( D )
Oyuncularıma yeni bir dönemde olduğumuzu artık doğrudan sonuca yönelik oyanamamız gerektiğini söyleyerek sahaya yolladım. Bu sözlerimin gazıyla ilk yarıda esip gürleyen takımımız 9 ve 21. dakikada Zokou'nun golleri ile ilk yarıyı 2-0 önde kapatıyordu. İkinci yarıda da aynı ounu beklediğimi söyledim. Başkana güzel bir başlangıç hediyesi olacaktı. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı ve maçın son 20 dakikasını 10 kişi oynayan MTG karşısında rakibimizin mucizevi geri dönüşüyle sahadan 2-3 yenik ayrılıyorduk. Diyecek çok bir şey yoktu. Soyunma odasında kimsenin sesi çıkmıyordu. Oyuncularıma sadece söylediğim rakibinizi kahraman kendinizide hain yaptınız taraftarınızın gözünde. Onurunuz bu kadar değersiz ise ikinci yarıdaki oyununuza devam edin... oldu.
Ertesi gün başkan beni odasına çağırdı. ilk azarımızı yiyeceğiz diye düşünerek gittim. Ancak beklediğiin tersine bir durum ile karşılaştım. Sadece mağlubiyete üzüldüğünü ve elinden ne gelirse yapmak istediğini söyledi. Buna ilk olarakta her ne kadar transfer için bütçe ayıramasakta herhangi bir satış gerçekleştiğinde satış miktarının %20'si yerine %40'ının transfer bütçesine aktarılacağını söyledi. Bu beni sevindirmişti. Bu durumda bile ağzımıza çalınan bal, arkada maddi açıdan iyi bir destek olabilceceğinin göstergesiydi.
Sakatlar konusunda da benden bir rapor istemişti. Bende kendisine sağlık birimimizden aldığım son raporu ilettim. Sakatlarımızın ne yazıkki uzun soluklu olduğunu ancak takım içindeki performansı şimdilik etkileyen bir sakatlığımızın olmadığını söyledim. Bu konuda bana güvendiğini söyleyen Tatò, takımı liderliğe taşıyacağımdan hiçbir kuşku duymadığını söyledi. bu benim için gayet onore edici bir davranış olmuştu. Umarım bu desteği kaybedecek davranışlarda bulunmam.



