Quote Originally Posted by barahir View Post
Kendin yazdın abi.

Aziz Yıldırım'ın 10 yıllık süre içerisinde Genel Kurula kendini bu denli kabul ettirerek, üye sayısını nerdeyse 2-3 kat artırarak bu gücü kendinde toplayabiliyorsa, bu sanırım onun yönetme başarısını gösteriyor.

Ayrıca şunu biliyoruz ki Ünal Aysal Belçika kökenli bir iş adamı. GS'den önce GS camiası dahil pek çok insan ismini bile bilmezdi Ünal Aysal'ın. Türkiye'deki insanların kendisini tanımaması bu onun yönetim başarısını/başarısızlığını etkilemez, bir ölçüt değildir. Avrupa'da sokakta 100 kişi çevirseniz 90'ı Porto başkanını tanımaz. Peki ya yaptıkları?
Iste orada ayrisiyoruz. Bence 15 yil kalmak kisinin basarisi degil. Genel kurul'un basarisizligi. Aziz Yildirim'i elestirmek yasak. Elestiren kulup uyeliginden atiliyor. Aziz Yildirim kulup tuzugunun aksine kulup ile ticari iliskiye giriyor (baskasina satamadigi icin kulube sattigi evler), genel kurul seyirci.

2001'den 2011'e kadar 10 yil Galatasaray borc icinde eziyet cekerken, Fenerbahce'nin sadece stat geliri rakiplerinin butun gelirleriye kafa kafaya hale gelmisti. Elindeki bu firsati yeterince iyi degerlendirememesi bile Aziz Yildirim hakkinda yeterli fikir vermiyor mu?

2002'de Feyenoord'a elenir, Sampiyonlar Ligi'ne kalamaz.
2004'te gruplarda ucuncu
2005'te gruplarda sonuncu
2006'da Dinamo Kiev'e elenir, Sampiyonlar Ligi'ne kalamaz.
2007'de Ceyrek final oynar
2008'de gruplarda sonuncu
2010'da Young Boys'a elenir, Sampiyonlar Ligi'ne kalamaz.
2012'de Spartak Moskova'ya elenir, Sampiyonlar Ligi'ne kalamaz

15 yilda bir tane ceyrek final, bir tane de UEFA'da yari final, 5 sampiyonluk. Ozellikle 2001-2011 doneminde icerideki rakiplerinin en azindan iki kati butcelere sahip olmasina ragmen.

Basari bu mu?