Burada genelde sıcağı sıcağına yorum yapıldığı için pek sağlıklı bir tartışma ortamı olmuyor. Ben şu birkaç gündür adı geçen ifadeleri okudum ve şunlar dikkatimi çekti:
Vederson 1 senelik alacağını tamda Trabzon maçı öncesinde istiyor.
Vederson maçtan önce 77 kez görüşme yapıyor, maçtan sonra ise tek bir görüşmesi yok.
********************************
Zafer Önder İpek "Bordo mavi için organizasyon yaptık. 250 bin dolar alacaktık ikimiz. 100 binini dağıtacak 150 bini bize kalacaktı. Kaybettik. 50 bin lira dağıtmak zorunda kaldık. Ortaya çıkmasın diye" şeklinde bir telefon konuşması var (Cengiz Demirel ile). Bununla ilgili savunması son derece komik:
At yarışı oynadığı için o dönemlerde sıkıntı yaşadığını belirten İpek, bu durumu eşinin fark etmemesi için böyle bir şey planladığını öne sürdü. Başkan Ekinci'nin "Bordo mavi nereden aklına geldi?" sorusuna ise İpek, "Benim sıkıntıda olduğum o döneme denk geldi" yanıtını verdi.
Serdar'la (Kulbilge) sözleşme yapılmadığını söylüyor, Serdar ise sözleşme yapalım dediklerini. İpek buna "Serdar'ı sezon sonuna kadar oyalamak amacıyla yapıldı, G.Birliğinin asla böyle bir niyeti yoktu" cevabını veriyor.
********************************
Zafer Tüzün Eskişehir maçlarında yorumcu olduğunu, bu maçlara bazen Ali Kıratlı ile gittiğini söylüyor. Ali Kıratlı'nın kimliğine bakalım:
Zafer Tüzün Eskişehir'in Trabzon'u yenmesi yönündeki telefon konuşmalarına Eskişehirde Trabzonun sevilmediğini, Eskişehir'in zamanında Trabzon yenilgisi nedeniyle küme düştüğünü anlatarak cevap veriyor.
********************************
Kenan Yaralı'nın Aziz Yıldırım'dan 500 bin dolar borç aldığı iddia edilmişti.
Bu paranın neden Aziz Yıldırım adına değil de başka bir çalışanı Kenan Şehirli adına kendisine havale edildiğine dair soruya "onu Aziz Yıldırım'a sormanız lazım. Resmi para şirkete kimden geldiyse onun adına para çıkışı yapılması lazım. Kredi alamadım o yüzden borç aldım. Bana bu parayı nakit olarak verme konusunda da ben istemedim. Bu kadar parayı üzerimde taşıyamam dedim. Banka üzerinden gönderin dedim" diye yanıt verdi.
Aziz Yıldırım'ın avukatı Şeref Dede "Aziz Yıldırım kulübe 30 milyon Dolar yardım yapmıştır" diyor, Mahkeme Başkanı "30 bin dolar geliri olan birisi nasıl 30 milyon Dolar veriyor" diye soruyor.
********************************
Bülent Uygun “Ali Kıratlı bizim dostumuzdur. Genelde arar beni. Kendisinin bana karşı özel sevgisi vardır. Sivas’taki görevimden itibaren benim maçlarımı izler" diyor. Üye hakimin, “Ali Kıratlı, maçtan önce Eskişehirspor’un kadrosunu İlhan Ekşioğlu’na gönderiyor. Hatta Ümit Karan’ın ikinci yarı da oyuna gireceğini söylüyor. Bunu nereden biliyor?" sorusuna Uygun, “ Bunu gazetecilerde biliyor. Karan’ın ikinci yarıda oyuna gireceğini tahmin ediyordur. Teşviki engellemeyi şike gibi sundular" diye yanıt verdi. Yani kendisini özel seven Ali Kıratlı Bülent Uygun'u özel sevdiği için kadroyu ve Ümit Karan'ın 2.yarıda oyuna gireceğini İlhan Ekşioğlu'na yani Fenerbahçe'ye iletiyor
Ayrıca o kadar özel bir sevgi ki bu Trabzondan teşvik primi geldiği de Bülent Uygun'a Ali Kıratlı tarafından iletiliyor.
********************************
Menajer Fatif Akbaba parayı Alper Potuk'un transferi için aldığını söylüyor. Transfer olmayınca parayı tekrar meşhur Ali Kıratlı'ya teslim ediyor

Mahkeme başkanı "
300 bin dolar nasıl veriliyor elden. Nasıl yazılı bir şey olmadan bu para veriliyor" diye soruyor doğal olarak. Cevap "Parayı alırken hiçbir belge düzenlemedik"
Üye hakim soruyor "Eskişehir başkanı yemekte Aziz Yıldırım'a satmayacağım Potuk'u demiş. Ancak 9 gün sonra size nasıl para veriyor bu transfer için?". Cevap "Bilmiyorum ama Ali Kıratlı bana Alper Potuk'u transfer etmek için geldi."
********************************
Mehmet Şen “Zaten mesaj attığım Gençlerbirliği kadrosu da doğru çıkmadı.” diyor. Hakim ''Kadronun yanlış çıkması önemli değil.Önemli olan mesaj atman.O teşebbüste bulunman.Mesaj attığını kabul ediyorsun yani?'' diye soruyor o da ''Evet mesaj attım.'' diyerek kabul ediyor.
********************************
Mehmet Yıldız ''Trabzon'un Fener maçı öncesi teşvik gönderdiğini antrenmanda duydum ya da öyle sandım. Belki de ben yanlış anladım" diyor. Aziz Yıldırım hangi futbolculardan duyduğunu soruyor , ''Kalabalık bir ortamdı. Hangi oyuncuların konuştuğunu bilmiyordum'' şeklinde cevap veriyor. Söylediklerini canlandırırsak "tüm takım toplanmış o kalabalıkta birileri Trabzondan teşvik geldi diye bağırıyor, kalabalık olduğu için kimlerin bağırdığını göremiyor, tabi başka kimse de duymuyor"
''Yenmeye mi gittik'' şeklindeki görüşmesinin Fenerbahçe'ye karşı antipatisi olan Galatasaraylı arkadaşını kızdırmak için olan bir görüşme olduğunu iddia ediyor. Mahkeme başkanı görüşmeyi dinletip ''Kızdırmak için dedim diyorsun ama görüşmeden arkadaşının kızdığına ilişkin hiçbir ibare yok'' diyor. Yıldız, bunun üzerine ''Demek ki o an çok ciddiye almadı." şeklinde cevap veriyor. Şaka gibi
Mahkeme Başkanı Ekinci, ''Durumu ciddiye alıp başkana anlatıyorsun ama arkadaşlarına sormadın mı'' diye soruyor, "sormadım diyor"
********************************
Çelişkiler, mantıksızlıklar o kadar çok ki kısalta kısalta ancak bu kadar kısaltabildim.
İbrahim Akın'ın ifadelerini hiç koymaya kalkışmadım çünkü baştan aşağı çelişki dolu. Sırf onun bugüne kadarki tüm ifadelerindeki çelişkilerden sayfa sayfa yazı çıkar. Keza Sadri Şener ve Nevzat Şakar'ın ifadeleri de benzer şekilde.
Ben gerek bu ifadeler gerekse daha önceki okuduklarımdan bu dava siyasi
olsa bile şike de olduğunu açık ve net bir şekilde anlıyorum. Kişisel görüşüm 2010-2011 sezonunda Fenerbahçe de Trabzonspor da şike yapmıştır, teşvik primi göndermiştir, başka kulüplerdeki Fenerbahçeli veya Trabzonlu (futbolcu, yönetici, çalışan vs...) kişiler vasıtasıyla hatır şikesi de (parasız) yaptırmışlardır. 3 Temmuzdan bu yana devam eden bu dava dediğim gibi
siyasi olsa (öyle olduğu ortaya çıksa) bile bu düşüncem değişmeyecektir.